Taşıyıcı dişi anofel sivrisinekler tarafından insanlara bulaştırılan parazitlerin neden olduğu, sıtmanın klasik belirtisi titreme ile yükselen ve yineleyen ateş nöbetleri ve başarısı ile başlayabileceği gibi bazen halsizlik belirtiside gösterir  Sıtma bir enfeksiyon hastalığıdır. Türkiye'de Güneydoðu Anadolu Bölgesi’nde yaygın olan sıtma, diğer bölgelerde genel olarak özellikle bu bölgeye seyahat öyküsü olanlarda görülmektedir.

Ateşli sıtma bitkisel tedavi

Enfeksiyonların Bitkisel Tedavisi

Enfeksiyonlarda en önemli hedef, problemi oluşturan nedenin tedavi edilmesidir; belirtilerin bastırılması değil! Yüksek ateşin ille de bir hastalık belirtisi olarak kabullenilip ne bahasına olursa olsun tedavi edilmesine çalışılmamalıdır! Yüksek ateş, iyileşme sürecinin bir belirtisi olabilir ve bu durumda düşürülmemeli, hatta desteklenmelidir. Yüksek ateşte, bedenin savunma sistemlerini uyaran ve destekleyen bir temel karışım: Civanperçemi 2 ölçü, ıhlamur 2 ölçü, kuşburnu 1 ölçü, boyotu tohumu(çemen) 1 ölçü, çok ince kıyılarak ölçülür ve iyice karıştırılır. Bir tatlı kaşığı bitki, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır, üstü kapalı olarak 10 dakika demlendikten sonra süzülür. Her 2 saatte bir, yarım bardak çok sıcak çay içilmelidir. Ayrıca, bu karışıma Echinacea kökü karıştırılabilir veya bitkinin preparatları kullanılabilir.

Hastada huzursuzluk görülürse, mayıs papatyası veya kediotu kökü 1 ölçü kullanılır. Bu çay karışımları yalnızca, nedeni bilinmeyen yüksek ateşe karşı değil, suçiçeği, kızamık, kızıl ve benzeri hastalıklarda da kullanılabilir. İnatçı virüs enfeksiyonlarında, örneğin lenf ateşlenmesinde (Lenfadenopati), hastalığın sinsice geliştiği ve güçsüzlüklere yol açtığı durumlarda da başka bir bitki karışımı kullanılabilir: Şekerciboyası meyvesi(Phytolacca americana) 2 ölçü, civanperçemi 2 ölçü, pelinotu 1 ölçü, mirra 1 ölçü, meyankökü 1 ölçü, mayıs papatyası 1 ölçü. Bitkiler çok ince kıyılarak ölçülür ve iyice karıştırılır. Yarım veya bir tatlı kaşığı bitki, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır, üstü kapalı olarak 10 dakika demlendikten sonra süzülür. Günde 3 bardak taze demlenmiş çay, aç karnına veya öğün aralarında, soğutulmadan içilir. Tadı pek hoş değildir ve tatlandırılmaya çalışılmamalıdır. Tüm enfeksiyonlarda, günde en az 2g C Vitamini ve B Vitamini kompleksleri alınmalı, elden geldiğince bol miktarda çiğ sarmısak tüketilmelidir. Beslenmenin temelini meyve ve meyve sularının oluşturduğu, bedeni temizleyici bir diyet uygulanmalıdır. Bazen de enfeksiyon tedavisinde 1-2 gün boyunca hiç katı besin tüketilmemesi denenebilir. Hastalık sona erdikten sonra da, çay tedavisini hemen kesmemek, bir süre (1-2 hafta) sürdürmek doğru olacaktır.

Terletici Bitkiler

Genelde, civanperçemi ve ıhlamur gibi terletici bitkiler yeterlidir, ama Echinacea gibi savunma sistemini güçlendirerek bedeni bakterilere karşı destekleyebilecek bitkilerin önemi de unutulmamalıdır. Terlemenin daha da artması gerektiğinde, karışıma bir tutam da acı kırmızı biber eklenebilir. Eğer lenf bezlerinde sertleşme veya şişkinlik varsa, karışıma aynısafa veya yoğurtotu 2 ölçü olarak eklenmelidir. Ağız boşluğu veya boğaz mukozasında rahatsızlık varsa, andızotu kökü, hatmi kökü, veya ebegümeci gibi bitkilerden 1 ölçü eklenebilir

Terlemenin artışı sayesinde de zehirli maddelerin deri üzerinden dışkılanması ve bedenin temizlenmesi sağlanmış olur. Pek çok hastalıkta kullanılan terletici ilaçlar, özellikle tüm beden sistemlerini etkileyen yüksek ateş ve enfeksiyon durumunda kullanılmalıdır. Güçlendirici ve iyileştirici özellikleri sayesinde bedeni destekleyebilir, enfeksiyonları ve yüksek ateşi çok kısa sürede yatıştırabilir ve yaşamsal önem taşıyan tedavi aşamasını hızlandırabilirler. Tek başına veya karışım biçiminde, geniş kapsamlı tedavilerde de kullanılabilirler: Melekotu kökü, ıhlamur, mürver çiçeği, nane, zencefil, civanperçemi, kekik, mayıs papatyası, aynısafa, kediotu kökü, çıbanotu, en etkili olanlarıdır.

0 yorum:

Yorum Gönder

 
Top