Yılların Eskitemediği Süperstar ile Modaya Dair!

<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjLvnLVvohaQwW9uwGCzux7Jf1pw0a_SnMYjCA-56vTACZAyHGkmYinzwyvldZPf52BhBnfSCwHzHvLWG1KVLQbFC-RetlUYUTOYoi4GIonh0Fkw954NpxnkCt_-Gl0XamkWcXQTS9O96vi/s1600/img1-75fd3033-7ebb-47af-8ec8-c17eae91cb4b.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="230" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjLvnLVvohaQwW9uwGCzux7Jf1pw0a_SnMYjCA-56vTACZAyHGkmYinzwyvldZPf52BhBnfSCwHzHvLWG1KVLQbFC-RetlUYUTOYoi4GIonh0Fkw954NpxnkCt_-Gl0XamkWcXQTS9O96vi/s320/img1-75fd3033-7ebb-47af-8ec8-c17eae91cb4b.jpg" width="320" /></a><b><span class="Apple-style-span" style="color: #cc0000;">Genç kızlara taş çıkartan duruşuyla Ajda Pekkan, Twist için hazırladığı yepyeni <a href="http://www.1v1y.com/markalar/27/?utm_source=bumads&utm_medium=blog&utm_content=kozmetikv1&utm_campaign=ajdapekkan" target="_blank">2011 Sonbahar / Kış Koleksiyonu</a> ile karşımızda.</span></b><br /><br /><br />Bu özel koleksiyonun bir öncekinden farkı, internetten de satın alınabiliyor olması... Son zamanlarda adından sıkça söz ettiren <a href="http://www.1v1y.com/?utm_source=bumads&utm_medium=blog&utm_content=kozmetikv2&utm_campaign=ajdapekkan" target="_blank">alışveriş sitesi</a> <a href="http://www.1v1y.com/?utm_source=bumads&utm_medium=blog&utm_content=kozmetikv3&utm_campaign=ajdapekkan" target="_blank">1V1Y.COM</a>, <a href="http://www.1v1y.com/markalar/27/?utm_source=bumads&utm_medium=blog&utm_content=kozmetikv4&utm_campaign=ajdapekkan" target="_blank">Ajda Pekkan for Twist Sonbahar/Kış Koleksiyonu</a>’nu internette modaseverlerle buluşturan tek adres olarak dikkatleri üzerine çekiyor.<br /><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjOQ03nu5hjwr8wYL5zZpTETQjwtT8usxXJHO2zOns8ghUYPGHok6vPutsWZ_SR4cRsUCndbbjIXSkft_z9YrSB1wjP_-wWzO03fItJIGAEdAi7kBSi-aY-xfKBdzO6ohmjXp2jggyvT6vW/s1600/img2-75fd3033-7ebb-47af-8ec8-c17eae91cb4b.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjOQ03nu5hjwr8wYL5zZpTETQjwtT8usxXJHO2zOns8ghUYPGHok6vPutsWZ_SR4cRsUCndbbjIXSkft_z9YrSB1wjP_-wWzO03fItJIGAEdAi7kBSi-aY-xfKBdzO6ohmjXp2jggyvT6vW/s320/img2-75fd3033-7ebb-47af-8ec8-c17eae91cb4b.jpg" width="298" /></a></div><a href="http://www.1v1y.com/?utm_source=bumads&utm_medium=blog&utm_content=kozmetikv5&utm_campaign=ajdapekkan" target="_blank">1V1Y.COM</a>, sadece <a href="http://www.1v1y.com/markalar/27/?utm_source=bumads&utm_medium=blog&utm_content=kozmetikv6&utm_campaign=ajdapekkan" target="_blank">Ajda Pekkan for Twist</a> koleksiyonu ile değil, Koton, Hotiç, Derimod, Twist, Saat&Saat, Tekin Acar, Kiğılı, İpekyol, Desa, Diesel, Converse ve daha birçok ünlü markanın sezon ürünlerindeki cazip avantajlarıyla da öne çıkıyor. Ayrıca Türkiye’nin önde gelen stil editörlerince hazırlanmış, moda tutkunları için benzersiz bir rehber niteliğinde olan <a href="http://mag.1v1y.com/?utm_source=bumads&utm_medium=blog&utm_content=kozmetikv7&utm_campaign=ajdapekkan" target="_blank">online dergiye</a> de <a href="http://mag.1v1y.com/?utm_source=bumads&utm_medium=blog&utm_content=kozmetikv8&utm_campaign=ajdapekkan" target="_blank">mag.1v1y.com</a>’dan ulaşabilir, beğendiğiniz ürünleri tek bir tık’la satın alabilirsiniz.<br /><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiO7NTXuMEfdtIqvZzEHHmvSpx0ZIJxu7ay1L0oTBT2Fe1mSZjW9oaYJ5z-UiWfNsAD4fdsrP3lKnenit125xGOVJhyJOoSAWcPn0WQVrH_PhmoNKp5Nz8UE1Sg0iQt6ssg4rKyTC-GAYiT/s1600/img3-6b7612d8-b13b-4bd6-ae80-dbbc4d5c4dec.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiO7NTXuMEfdtIqvZzEHHmvSpx0ZIJxu7ay1L0oTBT2Fe1mSZjW9oaYJ5z-UiWfNsAD4fdsrP3lKnenit125xGOVJhyJOoSAWcPn0WQVrH_PhmoNKp5Nz8UE1Sg0iQt6ssg4rKyTC-GAYiT/s320/img3-6b7612d8-b13b-4bd6-ae80-dbbc4d5c4dec.jpg" width="320" /></a></div>Sınırlı sayıda üretilen <a href="http://www.1v1y.com/markalar/27/?utm_source=bumads&utm_medium=blog&utm_content=kozmetikv9&utm_campaign=ajdapekkan" target="_blank">Ajda Pekkan for Twist</a> koleksiyonunun parçaları, bir öncekinden de çabuk tükeneceğe benziyor. Bu yüzden, fazla vakit kaybetmeden <a href="http://www.1v1y.com/?utm_source=bumads&utm_medium=blog&utm_content=kozmetikv10&utm_campaign=ajdapekkan" target="_blank">1V1Y.COM</a>’u ziyaret etmenizi öneririz.<br /><br /><span style="font-size: 80%;">Bir <a href="http://www.bumads.com.tr/?clientid=4d25a470-ea68-4dc3-9606-6e25d80a5055&offerid=75" target="_blank" title="bumads">bumads</a> advertorial içeriğidir.</span><br /><span style="font-size: 80%;"><br /></span><br /><script type="text/javascript">ad_client = '4d25a470-ea68-4dc3-9606-6e25d80a5055';ad_offer ='75'; </script><script src="http://sayac.bumads.com.tr/showads.js" type="text/javascript"></script>

Yılların Eskitemediği Süperstar ile Modaya Dair!

Genç kızlara taş çıkartan duruşuyla Ajda Pekkan, Twist için hazırladığı yepyeni 2011 Sonbahar / Kış Koleksiyonu ile karşımızda. Bu özel kol...

Devamı »

Yeniçarşım.com ile Evden Çıkmadan Çarşıya Çıkıyoruz!

<b><span class="Apple-style-span" style="color: #cc0000;">Ekim ayından bu yana yayında olan Yeniçarşım.com, alışkın olduğumuz e-ticaret sitelerinden oldukça farklı. Site şimdiden sloganı olan “Evden çıkmadan çarşıya çık” mottosunu fazlasıyla yerine getiriyor. </span></b><br /><br />Çünkü şimdiden Yeniçarşım.com’da yüzlerce mağaza var ve siz dilediğiniz ürünü bu mağazalar arasından seçerek kolaylıkla satın alabiliyorsunuz. Üstelik, internetten alışveriş yaparken en çok çekindiğimiz “güvenlik” engelini <strong>Hürriyet Güvenli Alışveriş Sistemi</strong> ile çözmüşler. Sistemi açıklayan video:<br /><br /><iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="315" src="http://www.youtube.com/embed/aukL4mv6hto" width="500"></iframe><br /><br />Yeniçarşım.com’un diğer alışveriş sitelerinden önemli farkları var. Platformun en belirgin karakteristiği olan alıcı ile satıcıyı bir araya getirme stratejisi, satıcıların (mağazaların) ticari kuruluş olması gibi akıllıca bir taktikle desteklenerek, son derece başarılı bir sistem getirilmiş durumda. Yeniçarşım.com’da satış yapan her mağaza, ticari unvana sahip, fatura kesen ve dolayısıyla garantili ürün satan mağazalar. Bu sayede aynı ürünü birden fazla mağaza arasından güvenle seçerek satın alabiliyorsunuz. Herhangi bir problemde “Hürriyet Güvenli Alışveriş Sistemi” ve Yeniçarşım’ın başarılı müşteri hizmetleri departmanı hizmetinizde.<br /><br /><a href="http://www.yenicarsim.com/" target="_blank">www.yenicarsim.com</a>'da 24 farklı kategoride onbinlerce ürün bulunuyor. Giyimden aksesuara, elektronikten beyaz eşyaya kadar aradığınız her şey Yeniçarşım.com’da.<br /><br />Ayrıca, <a href="http://www.facebook.com/yenicarsim" target="_blank">www.facebook.com/yenicarsim</a> ve <a href="http://www.twitter.com/yenicarsim" target="_blank">www.twitter.com/yenicarsim</a> adreslerinden ise Yeniçarşım’ı takip edebilir, kampanya ve fırsatlardan haberdar olabilirsiniz.<br /><br /><span style="font-size: 80%;">Bir <a href="http://www.bumads.com.tr/?clientid=4d25a470-ea68-4dc3-9606-6e25d80a5055&offerid=62" target="_blank" title="bumads">bumads</a> advertorial içeriğidir.</span><br /><span style="font-size: 80%;"><br /></span><br /><script type="text/javascript">ad_client = '4d25a470-ea68-4dc3-9606-6e25d80a5055';ad_offer ='62'; </script><script src="http://sayac.bumads.com.tr/showads.js" type="text/javascript"></script>

Yeniçarşım.com ile Evden Çıkmadan Çarşıya Çıkıyoruz!

Ekim ayından bu yana yayında olan Yeniçarşım.com, alışkın olduğumuz e-ticaret sitelerinden oldukça farklı. Site şimdiden sloganı olan “Evden...

Devamı »

17.02.2005 tarih ve 25730 sayılı resmi Gazete'de yayımlanan "İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkındaki Yönetmelik" uyarınca Ek 2 tablo A hükümlerine göre değerlendirilmiş. Numune Kimyasal yönden Uygun bakteriyolojik yönden Uygundur ibaresi yazılı su uygun içme suyu olduğunu gösterir.<br /><br />Suyunuzdan şüpheleniyorsanız yapmanız gerekenler.<br />1 kaba numuneden alarak dilekçeyle başvurabilirsiniz. <br />İl sağlık müdürlüğü Çevre Sağlığı İşleri İle İlgili Şube Müdürlüğü bu konuda size yardımcı olacaktır.<br /><br />Müdürlüğün bu bölümü ayrıca şu görevleri vardır.<br /><br /><br />Şebeke suyundan gerekli analizleri yaptırarak ilin içme suyu takibini yapmak ve halkımızın sağlıklı su içmesini sağlamak<br />Yüzme havuzlarının denetimini yapmak ve havuz sularından numune almak, kaplıca işletmelerinin ruhsatlandırarak, güvenli, sağlıklı ve hijyenik şartlarda halkımızın kullanımına sunulabilmesi için gerekli tedbirlerin alınmasını sağlamak,<br />Deniz sularının yaz döneminde onbeş günlük, kış döneminde birer aylık periyotlar halinde ölçümlerini yapmak,<br />Çevre ve insan sağlığını ilgilendiren konularda vatandaşlardan gelen şikayetleri değerlendirmek, ilgili birimlere bilgi vermektir.<br />OSB ve Endüstri bölgelerine ait sağlık koruma bantlarının belirlenmesi, diğer kurumlardan istek olduğu takdirde görüş bildirilmesi.

17.02.2005 tarih ve 25730 sayılı resmi Gazete'de yayımlanan "İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkındaki Yönetmelik" uyarınca Ek 2 ...

Devamı »

<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on"><div style="text-align: center;">Tarım İl müdürlüğüne </div><div style="text-align: center;">                               Malatya</div><div style="text-align: center;"><br /></div><div style="text-align: left;">Malatya toki ilköğretim Okulumuz da kene konusunda tereddüt hasıl olmuştur.Kene konusunda gerekli tedbirlerin alınmasını gereğini arz ederim.</div><br /><br /><br /></div>

Tarım İl müdürlüğüne                                 Malatya Malatya toki ilköğretim Okulumuz da kene konusunda tereddüt hasıl olmuştur.Kene...

Devamı »

uzuv kopmaları

<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on"><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://3.bp.blogspot.com/-In1Rl4Nqf5I/TsLiVIF-awI/AAAAAAAAavU/267tXa1Kf1g/s1600/uzuvkopmalar%25C4%25B1.gif" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="640" src="http://3.bp.blogspot.com/-In1Rl4Nqf5I/TsLiVIF-awI/AAAAAAAAavU/267tXa1Kf1g/s640/uzuvkopmalar%25C4%25B1.gif" width="462" /></a></div><br /></div>

uzuv kopmaları

Devamı »

<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on"><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on"><br /><ul style="text-align: left;"><li><a href="http://teshis-tedavi.blogspot.com/2011/11/buyuk-ekran-izlemek-icin-tklayn.html"><span class="Apple-style-span" style="color: #20124d;">Ayakta ve Yatarak Tedavi İçin Müracaat</span></a></li><li><a href="http://teshis-tedavi.blogspot.com/2011/11/kamu-kurum-ve-kuruluslarnda-gorev.html"><span class="Apple-style-span" style="color: #20124d;">Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görev Yapmadığına Dair Belge Alma</span></a></li><li><a href="http://teshis-tedavi.blogspot.com/2011/11/istanbul-saglk-mudurlugu-function.html"><span class="Apple-style-span" style="color: #20124d;">Sağlık Kurulu Raporu</span></a></li><li><a href="http://teshis-tedavi.blogspot.com/2011/11/saglk-hizmetleri-sikayetleri-ve.html"><span class="Apple-style-span" style="color: #20124d;">Sağlık Hizmetleri Şikayetleri ve Hizmetler Hakkında Bilgi Alma</span></a></li><li><a href="http://teshis-tedavi.blogspot.com/2011/11/evlilik-raporlar-1721-sayl-turk-medeni.html"><span class="Apple-style-span" style="color: #20124d;">Evlilik Raporları</span></a></li><li><a href="http://teshis-tedavi.blogspot.com/2011/11/yurt-dsnda-emekli-olmus-ve-kesin-donus.html"><span class="Apple-style-span" style="color: #20124d;">Yurt Dışında Emekli Olmuş ve Kesin Dönüş Yapmış Sigortalıların Sağlık Yardımlarından Faydalanması</span></a></li><li><a href="http://teshis-tedavi.blogspot.com/2011/11/seyahat-aslar-1-sar-humma-ass-hastalk.html"><span class="Apple-style-span" style="color: #20124d;">Seyahat Aşıları</span></a></li><li><a href="http://teshis-tedavi.blogspot.com/2011/11/ogrenci-stajlar-il-saglk-mudurlugune.html"><span class="Apple-style-span" style="color: #20124d;">Öğrenci Stajları</span></a></li><li><a href="http://teshis-tedavi.blogspot.com/2011/11/tarm-il-mudurlugune-malatya-toki.html"><span class="Apple-style-span" style="color: #20124d;">Kene Konusunda nereye başvurmalıyım?</span></a></li><li><span class="Apple-style-span" style="color: #20124d;"><a href="http://teshis-tedavi.blogspot.com/2011/11/17.html">Suyum kirli ne yapmalıyım?</a></span></li></ul><span class="Apple-style-span" style="color: #20124d;"><br /></span><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /></div><br /><br /></div>

Ayakta ve Yatarak Tedavi İçin Müracaat Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görev Yapmadığına Dair Belge Alma Sağlık Kurulu Raporu Sağlık Hizmetleri...

Devamı »

Öğrenci Stajları<br />İl Sağlık Müdürlüğü''ne bağlı kurum ve kuruluşlarda öğrenci stajı <br /><br />Başvuru Koşulları için Gerekli Belgeler :<br />1- Öğrencinin staj başvuru dilekçesi veya okulundan staj talep yazısı, <br /><br />2- Öğrenci olduğuna dair belge. <br /><br />Başvuru Yeri :<br />1- İl Sağlık Müdürlüğü Eğitim Şubesi<br /><br />2- Staj yapılmak istenen kurum<br /><br />Başvuru Şekli :<br />Postayla başvuru yapılabilir.<br /><br />İlgili kişi şahsen başvurmak zorundadır.<br /><br />Özel Durumlar :<br />Staj onayı çıkmadan öğrenci staja başlayamaz.<br /><br />Öğrenci olmayıp, mezun olan kişiler, bilgi ve becerilerini arttırmak üzere gönüllü staj yapmak istedikleri takdirde, mezuniyet belgeleri ile başvurmak zorundadırlar.<br /><br />Öğrenci uygulamalarında(ders uygulamaları), okul, öğrenci listesi ile birlikte başvuruda bulunur.<br /><br />Yurtdışında okuyan öğrenciler, ilgili belgeleri Türkçe çevirileri ile birlikte koyarak başvuruda

Öğrenci Stajları İl Sağlık Müdürlüğü''ne bağlı kurum ve kuruluşlarda öğrenci stajı Başvuru Koşulları için Gerekli Belgeler : 1- Öğre...

Devamı »

Seyahat Aşıları<br /><br /><br /><br /><br /><br />1- Sarı Humma Aşısı : <br />Hastalık, bağışık olmayan yetişkinlerde ölümle neticelenebilir ancak sarı humma aşısı yüksek oranda etkilidir. Sarı hummanın bulaşma riskinin olduğu bölgeler veya ülkelere (bazı Afrika ve Güney Amerika ülkeleri ) giden her yolcunun aşı olması tavsiye edilmektedir. <br /><br />2- Kolera Aşısı :<br />Kolera aşısı herhangi bir ülkeye giriş için bir koşul olarak aranmaz. Yeni, ağızdan verilen iki farklı aşının ikisi de (canlı ve ölü) güvenli ve etkilidir. <br /><br />Risk altındaki ülkelere gideceklere tavsiye edilir. Aşı yapılsa bile yiyecek, su ve hijyenle ilgili sıkı önlemler alınmalıdır. <br /><br />Temiz içme suyunun ve yiyeceğin seçilmesi kolerayı önlemede aşıdan daha önemlidir.<br /><br />3- Tifo Aşısı : <br />Tifo riskinin yüksek olduğu bölgelere gidecek yolcular, özellikle de bir aydan fazla kalacak kimseler, zayıf hijyen koşullarına maruz kalanlar ve Hindistan alt kıtasını ve antibiyotiğe dirençli organizmaların var olabileceği yerleri ziyaret edecek olan kimseler aşılanabilirler. <br /><br />Aşılanma yolculuktan bir hafta önce tamamlanmalıdır.<br /><br />4- Japon Ensefaliti :<br />Japon ensefaliti aşısının koruyuculuğu yüksektir. Aşı hastalığın yaygın olduğu kırsal bölgelerde en az 2 hafta kalacak olan ve bir yaşın üzerindeki yolcular için gereklidir. Japon Ensefaliti Aşısı seyahate çıkmadan 10 gün önce yaptırılmalıdır.<br /><br />5- Menenjit Aşısı :<br />Alt-Sahra menenjit kuşağındaki ülkelere gidecek tüm yolcular ile bulaşıcı hastalık riski altındaki öğrenciler aşılanmalıdır. Mekke'ye gidecek hacı ve umre ziyaretçileri için menenjit aşısı zorunludur. Hacılardan dörtlü aşı (A,C,Y,W-135) sertifikası talep edilmektedir. Aşı yolculuktan 2 hafta önce yapılmalıdır.<br /><br />6- Tetanoz Aşısı : <br />Tüm yolcular aşılanmalıdır.<br /><br />7- Çocuk Felci ( Polio ) Aşısı : <br />Poliomiyelitin hala mevcut olduğu gelişmekte olan bazı ülkelere gidecek tüm yolcular bir doz ağızdan polio aşısı ile aşılanmalıdırlar. Bu ülkeler: Pakistan, Hindistan, Nijerya, Çad, Sudan, Afganistan, Nijer, Orta Afrika Cumhuriyeti, Mısır, Benin, Burkina Faso, Fildişi Sahili, Botswana, Kamerun, Gana, Gine, Mali ve Yemen'dir. Aşı yolculuktan 4 hafta önce yapılmalıdır. Ülkemiz yapılan aşılama çalışmaları sonucunda poliomyelitten arındırılmıştır ve bu konuda Dünya Sağlık Örgütü tarafından sertifikalandırılmıştır. Bu bölgelere gidecek olan yolcuların aşılanmaları oradan alacakları mikrobu geri dönüşte ülkemize getirecek olmaları yönünden de önem taşımaktadır.<br /><br />8- Hepatit B Aşısı : <br />Aşı yüksek bulaşıcı hastalık tehlikesi bulunan bölgelere giden tüm yolculara uygulanmalıdır.<br /><br />9- Hepatit A Aşısı : <br />Aşı yüksek derecede hastalık riski olan bölgelere gidecek yolcular için tavsiye edilir, ayrıca hastalık kapma riski yüksek olanlar da aşı yaptırmaları için yönlendirilmelidirler.<br /><br />10- Difteri :<br />Tüm vatandaşlarımıza genellikle çocukluk döneminde "üç aşı"-DTP (difteri/tetanos/boğmaca) olarak yapılmıştır. Hem tetanos toksoidi ve hem de difteri toksoidi yaklaşık olarak her 10 yılda bir ek aşı olarak verilebilir. <br /><br />Tüm vatandaşlarımıza genellikle sağlık ocaklarımızda zaten 4 kez çocukluk döneminde, üçlü aşı olarak Difteri Boğmaca ve Tetanoz şeklinde yapılmaktadır. Ek olarak ilköğretim 1 ve 8. sınıflarda da birer doz difteri tetanoz şeklinde uygulanmaktadır. Her 10 yılda bir ek doz difteri tetanoz ikili aşı şeklinde verilebilir. <br />11- Kuduz :<br />Kuduza maruz kalma riski olanları korumak için yapılan aşılamaya ön aşılama denir.<br /><br />Ön aşı bağışıklığı, yüksek risk altındaki, kuduz virüsü üzerinde çalışan laboratuvar çalışanları, veterinerler, hayvan bakıcıları ve vahşi doğa görevlileri ile kuduzun yaygın olduğu bölgelere seyahat eden veya buralarda yaşayan tüm bireylere uygulanır.<br /><br />12- Grip :<br />Mevsimsel (kış ve bahar) bir grip patlaması yaşayan herhangi bir bölgeye seyahat edecek tüm yolcular potansiyel olarak hastalığa yakalanma riskini taşırlar. Turistler de risk altındadır<br /><br />Riskli bölgelere gidecek yolcular seyahatten 2 hafta önce bir doz grip aşısı yaptırmalıdır

Seyahat Aşıları 1- Sarı Humma Aşısı : Hastalık, bağışık olmayan yetişkinlerde ölümle neticelenebilir ancak sarı humma aşısı yüksek oranda et...

Devamı »

Yurt Dışında Emekli Olmuş ve Kesin Dönüş Yapmış Sigortalıların Sağlık Yardımlarından Faydalanması<br />Başvuru Koşulları için Gerekli Belgeler :<br />1. Yurt dışında çalıştığı en son işyeri adresi veya en son Hastalık Kasası adresi. <br /><br />2. Maaş aldıkları kurum adresi ve maaş numarası. <br /><br />Başvuru Yeri :<br />İstanbul Sağlık İşleri İl Müdürlüğü<br /><br />Başvuru Şekli :<br />İlgili kişi şahsen başvurmak zorundadır.

Yurt Dışında Emekli Olmuş ve Kesin Dönüş Yapmış Sigortalıların Sağlık Yardımlarından Faydalanması Başvuru Koşulları için Gerekli Belgeler : ...

Devamı »

Evlilik Raporları<br />1721 Sayılı Türk Medeni Kanunu''nun 136.maddesi ile evlenecek kişilerden "SAĞLIK RAPORU" istenmesi zorunlu tutulmuştur. <br /><br />Başvuru Koşulları için Gerekli Belgeler :<br />Birer adet fotoğraf <br /><br />Nüfus cüzdanı fotokopisi<br /><br />İşlem Adımları :<br />Kişiler ikamet ettikleri bölgedeki Aile Sağlığı Merkezlerine başvurup, gerekli belgeleri vererek işlemi başlatırlar. <br /><br />Başvuru Yeri :<br />İkamet ettikleri bölgedeki Sağlık Ocakları <br /><br />Başvuru Şekli :<br />Postayla yapılan başvurular kabul edilmez.<br /><br />İlgili kişi şahsen başvurmak zorundadır.<br /><br />Özel Durumlar :<br />Hekim gerekli gördüğü takdirde testler (HIV, HEPATİT B-C,VDRL..) için kan alınmakta ve göğüs filmi çekilmektedir. Evlilik raporları ücretsizdir.

Evlilik Raporları 1721 Sayılı Türk Medeni Kanunu''nun 136.maddesi ile evlenecek kişilerden "SAĞLIK RAPORU" istenmesi zorun...

Devamı »

<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Sağlık Hizmetleri Şikayetleri ve Hizmetler Hakkında Bilgi Alma<br />Halkın Sağlık Ocakları ve Sağlık Birimlerinde aldıkları hizmetlerde karşılaştıkları sorunlar veya hizmetlerle ilgili bilgi almaları için SABİM'e (SAĞLIK BAKANLIĞI İLETİŞİM MERKEZİ) başvurmaları yeterlidir. <br /><a href="http://95.0.241.10/184web/" style="font-size: x-large;">SABİM</a><br />Başvuru Yeri :<br />Sağlık Hizmetleri ile ilgili her türlü şikayet için Sağlık Bakanlığı''nın (SABİM) ALO 184 adlı Ücretsiz Telefon Hattını arayabilirsiniz. <br /><br />Başvuru Şekli :<br />Postayla yapılan başvurular kabul edilmez. <br /><br />İlgili kişi şahsen başvurmak zorundadır. <br /><br />Özel Durumlar :<br />Ücretsiz ALO 184 hattını telefonla arayarak başvuruda bulunacaktır.<br /><br /><span class="Apple-style-span" style="font-size: large;"><br /></span><br /><span class="Apple-style-span" style="font-size: large;">İnternetten Hasta Hakları Başvuru formu(şikayet formu)</span><br /><span class="Apple-style-span" style="font-size: large;"><br /></span><br /><a href="http://sbu.saglik.gov.tr/sbhastahaklari/sikayet.aspx">Forma girmek için <span class="Apple-style-span" style="color: red; font-size: large;">tıklayınız</span></a><br /><br /><br /></div>

Sağlık Hizmetleri Şikayetleri ve Hizmetler Hakkında Bilgi Alma Halkın Sağlık Ocakları ve Sağlık Birimlerinde aldıkları hizmetlerde karşılaşt...

Devamı »

Sağlık Kurulu Raporu<br />Başvuru Koşulları için Gerekli Belgeler :<br />1. Varsa sosyal güvence evrağı. <br /><br />2. 2 adet resim. <br /><br />3. Nüfus Cüzdanının önlü arkalı fotokopisi. <br /><br />4. Varsa hastalığı ile ilgili tetkik sonuçları. <br /><br />5. Hasta, öğrenci ise, öğrenci olduğuna dair belge. <br /><br /><br />Başvuru Yeri :<br />Hastaneler<br /><br />Başvuru Şekli :<br />İlgili kişi şahsen başvurmak zorundadır.

Sağlık Kurulu Raporu Başvuru Koşulları için Gerekli Belgeler : 1. Varsa sosyal güvence evrağı. 2. 2 adet resim. 3. Nüfus Cüzdanının önlü ark...

Devamı »

Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görev Yapmadığına Dair Belge Alma<br /><br />Müdürlüğümüz Personel Şubesi tarafından kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapmadığına dair belge verilmektedir.<br /><br />Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışmadığına Dair Verilen Belge İçin İstenen Evraklar<br /><br />Dilekçe Örneği (Dilekçe Örneği için tıklayınız.)<br /><br /><br />Diploma veya Uzmanlık Belgesinin Fotokopisi<br /><br /><br />Kimlik Fotokopisi<br /><br /><br />Kişi kendisi gelemiyorsa noter tarafından düzenlenmiş imza beyannamesinin fotokopisi

Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görev Yapmadığına Dair Belge Alma Müdürlüğümüz Personel Şubesi tarafından kamu kurum ve kuruluşlarında görev ya...

Devamı »

Ayakta ve Yatarak Tedavi İçin Müracaat<br /><br />Başvuru Koşulları için Gerekli Belgeler :<br /><br />Hasta resmi evraklı ise<br /><br />Kurumundan almış olduğu resmi sevk evrağı ile üç gün içerisinde hastaneye müracaat etmesi gerekmektedir.Eşi ve cocukları karnesi ile hastaneye müracaat edebilir.<br /><br />Hasta emekli sandığı mensubu ise<br /><br />Emekli karnesi ile hastaneye müracaat etmesi gerekmektedir.<br /><br />Hasta bağ-kur’lu ise<br /><br />Bağ-Kur karnesi ile hastaneye başvuruda bulunması gerekmektedir.<br /><br />Hasta ssk’lı ise<br /><br />SSK. karnesi ile hastaneye müracaat etmesi gerekmektedir.<br /><br />Hasta yeşil kart’lı ise<br /><br />Yeşil Kart’ı ile hastaneye müracaatı gerekmektedir.

Ayakta ve Yatarak Tedavi İçin Müracaat Başvuru Koşulları için Gerekli Belgeler : Hasta resmi evraklı ise Kurumundan almış olduğu resmi sevk ...

Devamı »

<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on"><a href="http://www.flashgamecodes.com/"><param name="movie" value="http://s7.directupload.net/images/111115/7untu4t2.swf" /><param name="quality" value="high" /><param name="menu" value="true" /><embed height="420" pluginspage="http://www.macromedia.com/go/getflashplayer" quality="high" src="http://s7.directupload.net/images/111115/7untu4t2.swf" type="application/x-shockwave-flash" width="580"></embed> <br /></a><br /><div><a href="http://www.flashgamecodes.com/"></a><a href="http://www.flashgamecodes.com/"></a></div><br /><br /><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on"><br /><br /><br /><span class="Apple-style-span" style="font-size: large;">Büyük Ekran İzlemek İçin</span> <a href="http://s7.directupload.net/images/111115/7untu4t2.swf" style="background-color: white;"><span class="Apple-style-span" style="color: #cc0000; font-size: x-large;">Tıklayın</span></a></div></div>

Büyük Ekran İzlemek İçin Tıklayın

Devamı »

Ünlülerin kullandığı güzellik maskeleri

<DIV style="TEXT-ALIGN: center; CLEAR: both" class=separator><A style="MARGIN-BOTTOM: 1em; FLOAT: left; CLEAR: left; MARGIN-RIGHT: 1em" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjmROV1dHYzsMH0i3ABThHUsoryYxMbtz0ioLCoZEg_1VX95zckVb0SGGGoa40x1-1UC4ttugA4laa1DjvuywzGCKoaqxWtz5c8oH9izIFHQmuqjnYpO9PYQiFqrXn9SCOTYUG5xhnf_hc/s1600/sandra.jpg" imageanchor="1"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjmROV1dHYzsMH0i3ABThHUsoryYxMbtz0ioLCoZEg_1VX95zckVb0SGGGoa40x1-1UC4ttugA4laa1DjvuywzGCKoaqxWtz5c8oH9izIFHQmuqjnYpO9PYQiFqrXn9SCOTYUG5xhnf_hc/s320/sandra.jpg" width="311"></A></DIV><B><SPAN style="COLOR: #cc0000" class=Apple-style-span>Baş döndüren güzelliklerini kullandıkları pahalı ürünlere ve estetik ameliyatlara borçlu olduğunu düşündüğümüz yıldızların aslında bu güzelliklerini pratik bakım yöntemlerine borçlu olduklarını biliyor muydunuz? </SPAN></B><BR><BR>İşte birçok güzelin güzel olmak ve bu güzelliğini korumak için kullandığı pratik güzellik maskeleri…<BR><BR><B>Şebnem Schaffer’in in güzellik iksiri üzüm çekirdeği</B><BR>Podyumların güzel mankeni Şebnem Scheafer, güzelliğini yoğurt ve üzüm çekirdeğine borçlu olduğunu söyledi.<BR>Ünlü manken her sabah, bir çay kaşığı yoğurt ve bir çay kaşığı çekilmiş üzüm çekirdeğini karıştırıp yüzüne sürüyor.<BR><BR><B>Deniz Seki’nin güzellik iksiri kahveli maske</B><BR>Deniz Seki cildinin güzelliğini korumak ve tahriş olmasını önlemek için haftada bir özel maske uyguluyor.<BR>Az şekerli Türk kahvesi içmeyi seven Seki, kahvenin telvesini dökmüyor ve yüzüne maske olarak uyguluyor. Kahvedeki kafeinin gözenekleri açtığını ve cildi beslediğini vurgulayan Seki böylece pürüzsüz bir cilt görünümüne kavuştuğunu söyledi.<BR><BR><B>Aydan Şener’in in güzellik iksiri maydonozdan tonik</B><BR>Mecbur kalmadıkça yüzüne makyaj yapmadığını söyleyen Aydan Şener her zaman için doğal yöntemlerle güzelleşmekten yana.<BR>Dönem dönem cildine çeşitli maskeler uygulayan Şener’in son tercihi ise maydanozlu cilt maskesi. Sanatçı maydanozu kaynatıp suyunu tonik olarak yüzüne sürüyor.<BR><BR><B>Pınar Altuğ’un güzellik iksiri kirpiklere badem yağı</B><BR>Ünlü oyuncu ve sunucu Pınar Altuğ geceleri yatağa girmeden önce kirpiklerine badem yağı sürüyor. Ayrıca cildinin tazeliğini korumak için de gül suyu ile siliyor ve salatalık kabuklarından maske yapıyor.<BR><BR><B>Seray Sever’in güzellik iksiri yumurta ve zeytinyağı</B><BR>Seray Sever’in cildinin güzelliğinin sırrı ise evde yaptığı maske.<BR>Sever bir yumurtanın sarısını, hakiki bal, hakiki zeytinyağı ile karıştırıp yüzüne sürüyor. Sever, bazen zeytinyağının yerine badem yağı uyguladığını söylemeyi de ihmal etmedi.<BR><BR><B>Gül Gölge’nin güzellik iksiri</B><BR>Her hafta iki ayrı program sunan Gül Gölge, cildinin bakımına ve güzelliğine büyük önem veriyor. Bol bol havuç, balık, elma ve yoğurt yediğini söyleyen ünlü sunucu şöyle konuşuyor: “Cildimi temizlemek için mağazalarda satılan kozmetik ürünlerini kullanmayı sevmiyorum. Ben her konuda suyu tercih ediyorum. Ayrıca makyajımı çıkardıktan sonra her gün yüzümü buzla yavaş yavaş ovarım. Bu hem beni dinlendiriyor, hem de gözeneklerin açılmasını sağlayıp cildimi canlandırıyor. Ayrıca haftada bir kere mutlaka vücuduma kese yaptırıyorum.”<BR><BR><B>Nefise Karatay’ın güzellik iksiri gül suyu masajı</B><BR>Oyunculukta da şansını deneyen ünlü manken, güzelliğini bir süredir ‘gül suyu’ seanslarıyla koruduğunu söylüyor. Hiçbir zaman pahalı kozmetik ürünleri kullanmadığını, onun yerine doğal yöntemlerle bakım yapmayı tercih ettiğini belirten Karatay, “Her sabah ve akşam cildimi mutlaka gül suyu ile masaj yaparak dinlendiririm. Hanımlara tavsiye ediyorum” dedi.<BR><BR><B>Arzum Onan’ın güzellik iksiri ballı ısırgan otu</B><BR>Mankenlikten sonra, kameraların karşısına geçen ve oyunculukta da isminden söz ettirmeyi başaran Onan, güzelliğini doğal içerikli ürünlerle korumaya çalışıyor. Kemerburgaz’daki evinin bahçesinde domates, biber yetiştiren Onan, organik besin tüketmenin sağlık için çok önemli olduğunu söylüyor. Onan, oğlu Can ile birlikte her sabah ‘Ballı Isırgan Otu Suyu’ içiyor.<BR><BR><B>Meral Kaplan’ın güzellik iksiri süt tozu</B><BR>Ünlü Hollywood oyuncusu Cameron Diaz’a benzerliğiyle ünlenen manken ve oyuncu, cildini temizlerken hırpalanmamasına büyük önem verdiğini söylüyor. Cildine herhangi bir kozmetik ürünü sürmek yerine ‘süt tozu’ masajı yapmayı tercih ettiğini kaydeden Kaplan, “Bu yöntemi yabancı bir kadın dergisinden öğrendim. Süt tozunu su ile hafifçe ıslatarak yüzüme halkalar şeklinde masaj yapıyorum. Bu sayede cildim yumuşak ve taze kalıyor” diye konuştu.<BR><BR><B>Lerzan Mutlu’nun güzellik iksiri orkide çiçeği kremi</B><BR>Singapurlu ve Malezyalı kadınların ciltlerinin tazeliğine hayran kaldığını belirten şarkıcı Mutlu, bu konuyu uzun süre araştırmış. Ve sonunda Orkide çiçeğinin çok yetiştiği Uzakdoğu’da kadınların bol kullandıkları, ‘Orkide özü’ ihtiva eden krem çeşitlerinden getirtmiş. Ünlü şarkıcı şimdi akşamları, orkide kremleriyle masaj yaptırdığını ve bunun çok büyük faydasını gördüğünü söylüyor.<BR><BR><B>Çağla Şikel’in güzellik iksiri su</B><BR>Podyumların başarılı mankeni güzelliğini ‘su’ ile korumaya çalışıyor. Her gün hiç aksatmadan duş aldığını belirten Şıkel şunları söylüyor: “Ben de tüm hanımlar gibi ara sıra yeni çıkan kremleri deniyorum. Faydasını gördüklerim de oluyor ama ben suyun ‘hayat’ demek olduğuna inanıyorum. Su ile çok barışık bir insanım. Her gün balık gibi mutlaka suyun içindeyim. Mutlaka günde iki litre su içiyorum. Suyu hiçbir yönteme değişmem.”<BR><BR><B>Catherine Zeta Jones’un güzellik iksiri</B><BR>Dişlerinin pırıl pırıl görünümünü çileğe borçlu. Çilek meyvesi ya da suyunda bulunan malik asit parlatıcı ve temizleyici özelliğe sahip. Aynı şey elma için de geçerli.<BR><BR><B>Eva Longoria’nın güzellik iksiri</B><BR>Cilt bakımı için içeriğinde plasenta proteini bulunan bir krem kullanıyor. Uzmanlara göre bu çok pahalı krem yüksek miktarda enzim, protein ve vitamin içeriyor ve bunun da anti oksidan özelliği var<BR><BR><B>Julia Roberts’ın güzellik iksiri</B><BR>Güzel yıldız ellerinin ve tırnaklarının bakımı için zeytinyağı kullanıyor. Uzmanlara göre zeytinyağının içerisinde bulunan Omega 9 ile E ve K vitaminleri gerçekten de eller ve tırnaklar için çok yararlı<BR><BR><B>Debra Messing’in güzellik iksiri</B><BR>Pürüzsüz cildini yılan zehirine borçlu. Aman dikkat! Onun kullandığı herhangi bir yılan zehiri değil elbette. Güzel yıldız içinde özel bir yılan zehiri bulunan bir kremle özellikle göz çevresinde kırışıklıklar oluşmasını engelliyor.<BR><BR><B>Halle Berry’nin güzellik iksiri</B><BR>Bazı uzmanlar fazla içmenin selülit yaptığını söylese de kahveyi vücuda sürmenin herhangi bir zararı yok. Hatta Berry’ye bakarsanız yararı bile var. Güzel yıldız bir miktar ezilmiş kahveyle cildini yıkıyor. Uzmanlar da kahvenin kahvenin canlandırıcı ve arındırıcı etkisi olduğunu kabul ediyor.<BR><BR><B>Cindy Crawford’ın güzellik iksiri</B><BR>Cildinin yumuşaklığını ve nemini korumak için yüzünü temizlemek için kullandığı suya bir miktar süt karıştırıyor. Sütün içerdiği protein, vitamin ve amino asitler cildin ihtiyacı olan nemi doğal yollardan sağlıyor.<BR><BR><B>Sandra Bullock’un güzellik iksiri</B><BR>Bir dönem ülkemizde de tartışılan bir yöntemle kırışıklıklarıyla savaşıyor. Bullock’ın kırışıklıklara karşı silahı hemoroid kremi. Uzmanlara göre bu tür kremler cildi sıkılaştıran bir madde içeriyor ve bu özellikle de göz çevresindeki kırışıklıklarda etkili.<BR><BR><A href="http://www.saglikveguzellik.net/unlulerin-kullandigi-guzellik-maskeleri.html">Kaynak: SağlıkveGüzellik</A><BR> <DIV> </DIV>

Ünlülerin kullandığı güzellik maskeleri

Baş döndüren güzelliklerini kullandıkları pahalı ürünlere ve estetik ameliyatlara borçlu olduğunu düşündüğümüz yıldızların aslında bu güze...

Devamı »

Fit kalmak için olmazsa olmaz 5 besin

<DIV style="TEXT-ALIGN: center; CLEAR: both" class=separator><A style="MARGIN-BOTTOM: 1em; FLOAT: left; CLEAR: left; MARGIN-RIGHT: 1em" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjPMPgf6HHy2kRePGrBkHaysGJvIN7L_AQQOGiey4PvSu_rit2jE21S_TTl_WVrvIh68YHxeZk4Uw3bqCI8SNg7PLaDk6GntiYa6dDMnOcvWBR3Fl1FWOcz6YL1EyAvbk9wmP1s58k-k6w/s1600/bir+bardak+s%25C3%25BCt.jpg" imageanchor="1"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjPMPgf6HHy2kRePGrBkHaysGJvIN7L_AQQOGiey4PvSu_rit2jE21S_TTl_WVrvIh68YHxeZk4Uw3bqCI8SNg7PLaDk6GntiYa6dDMnOcvWBR3Fl1FWOcz6YL1EyAvbk9wmP1s58k-k6w/s320/bir+bardak+s%25C3%25BCt.jpg" width="232"></A></DIV><B><SPAN style="COLOR: #cc0000" class=Apple-style-span>Sonbahar, yazın verilen kiloları geri almak açısından çok riskli bir dönem. </SPAN></B><BR><BR>Diyetisyen Gizem Tutar, bu dönemde yapılması gerekenleri ve fit kalmak için sofranızdan eksik etmemeniz gereken 5 temel besin maddesini açıklıyor.<BR><BR>Sonbahar mevsiminin yazın verilen kiloları geri almak açısından çok riskli bir dönem olduğunu belirten beslenme uzmanı ve yaşam koçu Gizem Tutar, sonbaharda verilen kiloları korumanın ve sağlıklı kalmanın yol haritasını çiziyor...<BR><BR>“Hareketli, keyifli ve eğlenceli koca bir yaz mevsimini daha geride bırakıyoruz. Kimimiz için uzun yüzmeler ve plaj sporları, kimimiz içinse arkadaşlarla çıkılan bisiklet turları ve mehtap eşliğindeki akşam yürüyüşleri çoktan gerilerde kalmaya başladı bile. Gündüzler kısalıyor, güneş hem daha erken batıyor, hem de daha az ısıtıyor artık. Kış mevsiminin habercisi sayılan sonbahar geldi, kapımıza dayandı. İlkbahar aylarında beslenmelerimize dikkat etmeye başlayarak çıktığımız zayıflama yolculuklarımızda, yazın fiziksel aktivitelerimizin de artması sonucunda bütün fazlalıklarımızdan kurtulduk, istediğimiz kilodayız artık. Aman dikkat! Çünkü sonbahar, verilen bütün bu kiloların geri alınması açısından çok riskli bir dönemdir.”<BR><BR><B>Verilen kiloları korumak ve fit kalmak için yapılması gerekenler</B><BR>"Sonbahar, fiziksel aktivitelerimiz ile birlikte vücudumuzun susuzluk hissinin ve su tüketiminin de azaldığı, dolayısıyla metabolizmamızın yavaşladığı, aynı zamanda da soğuktan korunmak için vücudun karbonhidrat arayışının arttığı, bunun da vücuttaki yağlanmaların artmasıyla sonuçlanabileceği bir geçiş dönemidir. Bu belirtilere bazı kişilerde görülen mevsimsel duygu durum değişiklikleri ve sonbahar depresyonu da eklenince kişinin tıkanırcasına yemek yemesine veya aşırı miktarda karbonhidrat tüketmesine şahit olduğumuz durumlar yaşanabilir."<BR><BR>"Yaşamımız ve beslenme alışkanlığımız tıpkı satranç oyunu gibi bir 'strateji sanatı'dır. Sonbaharda artan karbonhidrat ihtiyacını karşılamak için beyaz şekerden uzaklaşıp tam tahıllı ürünlere, makarna ve kurubaklagil gibi zor sindirilen kaliteli karbonhidrat kaynaklarına yönelmek listenin en başında yer alıyor. Bunu yeterli kalsiyum tüketmek izliyor. Çünkü araştırmalar yetersiz kalsiyum alan bireylerin daha kolay kilo aldıklarını ortaya koyuyor. Kilo alma riskini yükseltmemek için günde 2 su bardağı süt veya yoğurt tüketmek yeterli olabiliyor. Su tüketimine dikkat etmek, su içemiyorsanız sonbaharla birlikte azalan su tüketiminiz yerine şekersiz bitki çaylarına yönelmek de dikkat edilmesi gereken konulardan bir diğeri.<BR><BR>Dikkat edilmesi gereken diğer nokta protein tüketimi. Diğer besinlere göre daha uzun sürede sindirilen proteinler, metabolizmanın daha hızlı çalışmasına yardımcı oluyor. Bu yüzden her öğüne bir köfte şeklinde formüle edebileceğimiz, öğlen ve akşam yemeklerine bir köfte kadar et, tavuk veya balık eklemek hem kan şekerimizi daha dengeli tutacağı, hem de metabolizmamızı daha hızlı çalıştıracağı için formunuzu korumanıza yardımcı olabiliyor.“<BR><BR><B>Kilo korumaya yardımcı 5 temel besin</B><BR>*Kabızlık durumunda kilo almak kolaylaşacağından bunu önlemeye yardımcı probiyotikli yoğurt veya içecekler,<BR>*Kaliteli bir protein kaynağı olarak metabolizmanın çalışmasını hızlandıran ayrıca içerdiği Omega 3 ile kilo yönetiminin en önemli yardımcılarından olan balık,<BR>*İçerdiği liflerle hem sizi kabızlıktan koruyan hem de bromalin pigmenti ile yağ yakımınıza destek olan ananas,<BR>*Kahvaltıda sütle ya da ara öğünde yoğurtla karıştırılarak günde 2 yemek kaşığı tüketildiğinde kilo korumada destek sağlayan yulaf,<BR>*Tatlı krizlerini önlemek için düzenli tüketilmesi gereken tam tahıl ekmeği.<BR><BR><B>Canınız tatlı istediğinde...</B><BR>"Sıcak çikolata, canınız tatlı istediğinde başvurabileceğiniz en masum seçeneklerden biri. Bir fincan sıcak çikolata, hem tatlı ihtiyacınızı karşılıyor hem de mutluluk hormonu seratonin salgılayarak stresten kurtulup gevşemenize yardım ediyor. Dondurma da yaz-kış tüketilebilecek en masum tatlılardan biri. Tabii doğru dondurmayı seçmek de gerekiyor. Örneğin, taze sütten yapılan dondurmalar, kaymakla yapılan dondurmalara göre çok daha düşük kalorili ve daha düşük yağlı oluyor.<BR><BR>Evde tatlı yapmak yerine, taze sütten yapılmış küçük porsiyonlu hazır pudingleri ya da yüksek lif içerikleri ile uzun süre tok tutma özelliğine sahip olan tahıl barları tercih etmek de tatlı ihtiyacınızı kesecek iyi alternatifler arasında yer alıyor. Son olarak çocuk ürünleri olarak adlandırabileceğimiz, süt içmeyen çocuklar için hazırlanmış meyveli, çikolatalı sütler ve en az %60-80 süt içeren, çocuklar için hazırlanmış bazı tatlılar da aslında biz büyükler için de son derece sağlıklı tatlı alternatifleri arasında yer alıyor."<BR><BR><A href="http://www.pudra.com/saglikli-yasam/diyet/fit-kalmak-icin-olmazsa-olmaz-5-besin-8108.htm">Kaynak: Pudra</A><BR>

Fit kalmak için olmazsa olmaz 5 besin

Sonbahar, yazın verilen kiloları geri almak açısından çok riskli bir dönem.  Diyetisyen Gizem Tutar, bu dönemde yapılması gerekenleri ve f...

Devamı »

Kışı hasta olmadan atlatmanın sırları

<DIV style="TEXT-ALIGN: center; CLEAR: both" class=separator><A style="MARGIN-BOTTOM: 1em; FLOAT: left; CLEAR: left; MARGIN-RIGHT: 1em" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj_TpRO79WYoTtclOeVRh_Pn9wpcrbZN1vcAamFYDP1Lh_pVSgZgtDWo9w88Bo4T_EwREWqt1xcCZxuF0QMhFW9hmz6mcAKRXEktkKl6C8TnGcWGhQ3t9Q4dcFsROgSrbWBCYG1yxxoWb4/s1600/kis_saglik_mkle.jpg" imageanchor="1"><img border="0" height="238" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj_TpRO79WYoTtclOeVRh_Pn9wpcrbZN1vcAamFYDP1Lh_pVSgZgtDWo9w88Bo4T_EwREWqt1xcCZxuF0QMhFW9hmz6mcAKRXEktkKl6C8TnGcWGhQ3t9Q4dcFsROgSrbWBCYG1yxxoWb4/s320/kis_saglik_mkle.jpg" width="320"></A></DIV><B><SPAN style="COLOR: #cc0000" class=Apple-style-span>Kışın, mevsimsel özelliklere dikkat edip bu konuda bilinçli olmak ve basit birkaç öneriye kulak vererek kış mevsimini sağlıklı bir şekilde geçirmek mümkün. </SPAN></B><BR><BR>Uz. Dr. Murat Görgülü'nün önerilerini mutlaka okuyun.<BR><BR>Havaların soğuması ve yağışların başlaması ile birlikte “kış hastalıkları” da sıklıkla görülmeye başlar. Peki kışın hasta olmak kaçınılmaz mıdır? Elbetteki değil, mevsimsel özelliklere dikkat edip bu konuda bilinçli olmak ve basit birkaç öneriye kulak vererek kış mevsimini sağlıklı bir şekilde geçirmek mümkün. Memorial Etiler Tıp Merkezi Dahiliye Bölümü’nden Uz. Dr. Murat Görgülü, kışın sağlıklı kalmanın yolları hakkında bilgi verdi.<BR><BR><B>Grip, nezle ve soğuk algınlığına bir çelme takın</B><BR><BR>İlk olarak sonbaharla beraber salgın halinde görülmeye başlayan virüs enfeksiyonları gelir ki; grip bu hastalıkların en sık görülen formudur. Griple beraber nezle ve soğuk algınlığı denilen virüs enfeksiyonları çok sık görülmeye başlanır. Bu tip solunum yolu enfeksiyonları çok çabuk bulaşması, soğuk ve nemli havada uzun süre canlı kalması nedeniyle genellikle salgınlar halinde gözlenir. Bu salgınlar küçük bölgesel yayılımlar gösterebileceği gibi kıtalararası “pandemi” denilen büyük salgınlar halinde de görülebilir. Bu tip virüs enfeksiyonları hafif soğuk algınlığı bulgularından, çok ağır solunum yetersizliğine gidecek kadar değişik klinik tablolar oluşturabilir. Örneğin aldığımız virüs enfeksiyonu sonrası yalnızca hapşırma, sulu burun akıntısı ve kırgınlık olabileceği gibi; yüksek ateş, öksürük, aşırı halsizlik, kas ağrıları ve krampları, şiddetli baş ağrısı, nefes darlığı hatta solunum yetersizliği görülebilir. Yine bu tip virüs enfeksiyonlarının sonucunda hastalık komplikasyonu olarak zatürre, bronşit ve menenjit gibi hastalıklar da daha sık görülmeye başlar. Bu tip hastalıklar grip sonrası görülebileceği gibi direkt olarak da kış aylarında sıkça görülür.<BR><BR>Kış aylarının başlaması ile birlikte kızamık, kızamıkçık, su çiçeği, kabakulak ve 5. hastalık gibi çocuk hastalıkları da görülmeye başlanır. Bu hastalıklar hem soğuk hava ile birlikte vücut direncinin düşmesi hem de okulda çocukların toplu ortamda bulunmaları nedeniyle sonbahardan itibaren salgın yapmaya başlarlar.<BR><BR>İster viral grip benzeri enfeksiyonlar olsun, ister zatürre, bronşit gibi enfeksiyonlar olsun isterse kızamık gibi çocukluk çağı viral enfeksiyonlar olsun, bu hastalıkların görülmesi hem insan sağlığı için bir sorun ve tehdit hem de dünya çapında önemli bir iş gücü kaybına yol açmaktadır. Bu hastalıkların görülmesinin azalması için en önemli durum aşılanma ve vücut direncinin düşürülmemesidir. Enfeksiyonların önlenmesi için şu noktalara çok dikkat etmek gerekmektedir.<BR><BR><B>Aşı faktörü çok önemli</B><BR><BR>Tüm viral solunum yolu hastalıkları, bronşit ve zatürrenin önlenmesinde aşılanma çok önemlidir. Zamanında ve uygun aralıkta yapılan aşı hastalığın oluşmasını engeller ya da daha rahatsızlığın daha hafif atlatılmasını sağlar.<BR><BR><B>Sentetik giysiler yerine pamuklu olanları tercih edin</B><BR><BR>Mevsim şartlarına uygun giyinmekte önemlidir; çok sıkı, terletecek naylon içerikli kalın giysiler ya da üşütecek kadar ince giysiler tercih edilmemelidir. Pamuklu ya da yünlü, vücudun hava almasını sağlayan, gereğinde çıkarılıp yeniden giyilebilecek giysiler tercih edilmelidir.<BR><BR><B>Camlara ve perdelere özgürlük</B><BR><BR>Zorunlu olmadıkça kalabalık yerlerde ve kapalı yerlerde kalınmamalıdır, kapalı ortamlar sık sık havalandırılmalıdır<BR><BR><B>Kış meyve ve sebzeleri şifa kaynağı</B><BR><BR>Bol taze meyve ve sebze tüketimi çok önemlidir. Öğünlerinizde ölçülü bir şekilde yer almasına özen gösterilmelidir. İyi beslenemeyen kişilerde ya da hamile, çocuk ve yaşlılar ile bazı kronik hastalığı olanlarda vitamin takviyesi yapılmalıdır<BR><BR><B>Yazın olduğu gibi susamasanız da su içmeyi unutmayın</B><BR>Kışın yaz mevsimine oranla su tüketimi düşmektedir ancak insan vücudu için suyun gerekliliği unutulmamalı ve yeterli sıvı tüketimine dikkat edilmelidir.<BR><BR><B>Düzenli egzersiz yapılması vücut direncini artırır.</B><BR><BR>Kış mevsimine uygun egzersizler yapılması sizi hastalıklardan koruyacak önemli noktaların başında gelmektedir. Salon egzersizleri, yüzme, koşu, yürüyüş iyi birer alternatif olacaktır.<BR><BR><B>Herkes ihtiyacı kadar uyumalı</B><BR><BR>Uykuya dikkat edilmelidir, uykusuzluk vücut direncini düşürerek daha kolay hastalanmamıza neden olur. Uyku düzenin de yaş, günlük aktivite yoğunluğu ve süresi gibi etkenlere göre iyi ayarlanması gerekir.<BR><BR><B>Hasta kişilere ve kalabalık ortamlara dikkat!</B><BR><BR>Öksüren, ateşli kişilerden uzak durmalıdır. Alerjisi bulunan kişilerin alerji tedavileri gerekirse bu mevsimde gözden geçirilmelidir. Yabancı kimseler ile temastan sonrası, özellikle toplu taşıma araçlarından indikten sonra eller yıkanmalı ya da steril mendille temizlenmelidir.<BR><BR><B>Kış aylarında mümkün olduğunca çok güneş ışığı alınmalıdır.</B><BR><BR>Yukarıdaki önlemlere karşın hastalık başladığında erken tedavi çok önemlidir. Erken dönemde ve hafif enfeksiyonlarda yatak istirahati, iyi uyku ve beslenme yeterli olacaktır; ancak bu önlemlere ek olarak ateş düşürücü, ağrı kesici ve vitaminler kullanılabilir. Öksürük, balgam, ateş, nefes darlığı gibi durumlarda doktora başvurup tetkik yaptırmak ve uygun tedavi yoluna gitmek gereklidir.<BR><BR>Kaynak: pudra<BR> <DIV> </DIV>

Kışı hasta olmadan atlatmanın sırları

Kışın, mevsimsel özelliklere dikkat edip bu konuda bilinçli olmak ve basit birkaç öneriye kulak vererek kış mevsimini sağlıklı bir şekilde...

Devamı »

Kalbiniz için 6 altın öneri

<A style="MARGIN-BOTTOM: 1em; FLOAT: left; CLEAR: left; MARGIN-RIGHT: 1em" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhA0BNtGtW4y8NTD4Dzsc-7PoFhLIAAqsNidB-kBsWhGj1-z0JhXkF_6C1c0GHQYYyI4qr8sK6izJUWkRmCpM-Nkwf3erHax-TdsIxy3SLtDilkm_Qn9-RScwhNwvnBDfnUAvgyoUU0gKE/s1600/kadin_mutlu.jpg" imageanchor="1"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhA0BNtGtW4y8NTD4Dzsc-7PoFhLIAAqsNidB-kBsWhGj1-z0JhXkF_6C1c0GHQYYyI4qr8sK6izJUWkRmCpM-Nkwf3erHax-TdsIxy3SLtDilkm_Qn9-RScwhNwvnBDfnUAvgyoUU0gKE/s320/kadin_mutlu.jpg" width="266"></A><B><SPAN style="COLOR: #cc0000" class=Apple-style-span>Kalp hastalıklarının giderek artış göstermesiyle birlikte koruyucu sağlık önlemlerinin önemi de arttı. İşte, kabiniz için yapabilecekleriniz...</SPAN></B><BR><BR>Kalp hastalıklarının giderek artış göstermesiyle birlikte koruyucu sağlık önlemlerinin önemi de arttı. İşte, kabiniz için yapabilecekleriniz...<BR><BR>Kalbinize ne kadar iyi bakıyorsunuz? Sağlıklı beslenme, aşırı tuz kullanımının önüne geçmek, düzenli sağlık kontrolleri kalp sağlığını koruma tedbirlerinden sadece birkaçı.<BR><BR>Memorial Hizmet Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Rifat Eralp Ulusoy, kalp sağlığının korunması için önemli noktaları 6 ayrı başlıkta açıklıyor...<BR><BR><B>1- Hayata karşı iyimser olun</B><BR>Yaşadığımız çağın hızlı bir tüketim anlayışı ve hızlı bir hayat sürmeyi gerektirmesi nedeniyle günümüz koşullarında ne olursa olsun sağlıklı kalabilmek için ‘iyimser’ olmak durumundayız. Bu, toplumumuzda pek çok kişiyi kapsamasa da genel olarak kalp sağlığı açısından ve günümüz yaşam tarzı da göz önüne alındığında çok geçerli bir kuraldır. Çünkü insan kişilikleri kardiyolojide A ve B tipi olarak ayrılır.<BR><BR>A tipi kişiler; gergin, asabi, çabuk hareketlenen ve tepkileri orta-yüksek düzeyde olan kişilerdir. B tipi kişilik ise; daha sakin, olan ve bitenleri daha sabır, tolerans ve düşük tepki düzeyi ile karşılayan kişilerdir. Yapılan çalışmalar ve klasik kardiyoloji bilgileri bize A tipi kişilerde daha fazla koroner damar ve kalp krizi riskinin daha yüksek olduğunu gösterdi.<BR><BR><B>2- Aileniz ve çevrenizle kaliteli zaman geçirin</B><BR> <DIV style="TEXT-ALIGN: center; CLEAR: both" class=separator><A style="MARGIN-BOTTOM: 1em; FLOAT: right; MARGIN-LEFT: 1em; CLEAR: right" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjNCPyqekjFxZy71VRAqPN-ZduUxLVUikltdE4jWymzQGbma8ybxLcH0knoeYeyV5oaXIvaYhebaoLHZ0Et024tmqPmbnOq8wlS799hWC8v8866bWsar4i4IWtUd7dxsyUTZd7TVVz88N8/s1600/mutlu_aile.jpg" imageanchor="1"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjNCPyqekjFxZy71VRAqPN-ZduUxLVUikltdE4jWymzQGbma8ybxLcH0knoeYeyV5oaXIvaYhebaoLHZ0Et024tmqPmbnOq8wlS799hWC8v8866bWsar4i4IWtUd7dxsyUTZd7TVVz88N8/s200/mutlu_aile.jpg" width="166"></A></DIV>Kalp hastalıkları yönünden diğer bir sıkıntılı durum, yalnız kalmak ve sosyal ortamdan uzak bulunmaktır. Yapılan çalışmalar, kişinin anksiyete ve depresyon düzeyi ile kalp krizi riski arasında istatistiksel bir ilişki bulunduğunu gösteriyor.<BR><BR>Bu nedenle sosyal ortamlardan uzak kalmamak ve kalp hastası olunsa bile “Bu hastalık niye gelip beni buldu?’ diye düşünmek yerine, bu hastalıkla birlikte yaşamayı öğrenmek önemlidir.<BR><BR>Böylece ilk olarak beden ve ruh dengesi, ardından da kalp sağlığı korunmuş olur. Ruh sağlığı anlamında kendini iyi hissetmek, daha sağlıklı ve uzun süre genç kalmayı da beraberinde getirir.<BR><BR><B>3- Düzenli sağlık kontrollerinizi ihmal etmeyin</B><BR>Günümüz tıbbı bizlere hastalıklardan korunma ve erken teşhis konusunda yeni teknolojik gelişmeler ışığında birçok erken teşhis fırsatı veriyor. Hastalıklara hücresel, hatta genetik düzeyde tanı konabiliyor. Ancak ne yaparsak yapalım, bazı hastalıklar ailevi genetik şifremizde saklı bulunan yazılıma bağlı olarak bizi bulabiliyor.<BR><BR>Sağlığını koruma ve sağlık risklerini takip etme konusunda hassas davrananlara, bu tür kötü piyangolar daha seyrek vurur.<BR><BR>Genellikle vücudumuzda bir şeylerin yolunda gitmediğini fark ettiğimizde ve sağlığımızı kaybettiğimizde, neyi yitirdiğimizi, sağlığımızın önemini, ciddiyetini düşünmeye, konuşmaya başlarız. Bu nedenle 35 yaş üzerine çıkan bireylerde düzenli sağlık kontrolü yaptırmanın önemi çok büyüktür.<BR><BR><B>4- Hazır gıdalar yerine taze besinleri tercih edin</B><BR>Hayat tarzı (Uyku, günlük sosyal aktivite, stres yönetimi becerisi) sağlığınızı belirleyen temel faktörlerdendir. İlerleyen yıllarla birlikte günlük olarak daha az kalori almayı ve daha fazla tüketmeyi hedeflemek gerekir. Çünkü 35- 40 yaş üzerinde ‘can boğazdan gelir’ atasözü klinik çalışmalar ışığında tersine bir durum gösterir.<BR><BR>Hazır ve raf ömrü uzatılmış gıdalar yerine taze ve temiz besinlerin tüketilmesi hedeflenmelidir. Taze sebze ve meyveler, bakliyat grubu besinler, tahıllar ve hayvansal ürünlerden dengeli bir şekilde tüketmeye özen gösterilmelidir. Her gün en az 2,5 litre su içilmelidir.<BR><BR><A style="MARGIN-BOTTOM: 1em; FLOAT: left; CLEAR: left; MARGIN-RIGHT: 1em" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgMY6rm1sM-_MCMBN03G1a6NhYJcdDvMw_FfGR0Q4mBSIMQ1BdB1zW5McNT2ZgRy7Y3mGsyyAVewir6uNH5dYhA2R3Kh5-czE5Ma60boSiEVOzD04MJcCSdhZ35bTkkUKzNheHNfc_15zE/s1600/kadin_saglik.jpg" imageanchor="1"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgMY6rm1sM-_MCMBN03G1a6NhYJcdDvMw_FfGR0Q4mBSIMQ1BdB1zW5McNT2ZgRy7Y3mGsyyAVewir6uNH5dYhA2R3Kh5-czE5Ma60boSiEVOzD04MJcCSdhZ35bTkkUKzNheHNfc_15zE/s200/kadin_saglik.jpg" width="166"></A><B>5- Şekerinizi ve uyku düzeninizi kontrol altında tutun </B><BR>Kan basıncı yüksekliği, şeker hastalığı ve uyku bozukluğu ile ilgili olan sorunların üzerine eğilerek gerekli tedavilerin uygulanması kalp sağlığı açısından çok önemlidir. Çünkü yapılan araştırmalar, günümüzde şeker hastalarını damarları hasta insanlar olarak kabul edip, buna göre takip ve tedavi açısından yaklaşmak gerektiğini gösteriyor.<BR><BR>Kan basıncı yüksekliği de çok yaygın olup, toplumsal bir sağlık problemidir, genellikle hastaları sakat bırakarak üretimi düşürüp sağlık maliyetlerini artırır. Uyku bozuklukları ve özellikle uykuda solunum durması problemlerinin ise (Uyku-apne sendromu) koroner damar hastalığı, kalp yetmezliği ve ani kalp ölümlerinden sorumlu olabileceğini akılda tutmak gerekir.<BR><BR><B>6- Kan değerlerinize dikkat edin!</B><BR>Kalp sağlığınızın korunmasında kan şekeri, iyi- kötü kolesterol ve kan basıncı gibi değerlerin belirli seviyelerde tutulmasının büyük önemi vardır. Gerekli ölçümlerin düzenli olarak yapılması ve sağlıklı insanlar için belirtilen aşağıdaki değerlere dikkat edilmesi kalp sağlığının korunması açısından gereklidir.<BR><BR>1- KAN ŞEKERİ<SPAN style="WHITE-SPACE: pre" class=Apple-tab-span> </SPAN><100 mg/dl<BR>2- HbA1C<SPAN style="WHITE-SPACE: pre" class=Apple-tab-span> </SPAN><%5.5<BR>3- TOTAL KOLESTEROL<SPAN style="WHITE-SPACE: pre" class=Apple-tab-span> </SPAN><200 mg/dl<BR>4- HDL<SPAN style="WHITE-SPACE: pre" class=Apple-tab-span> </SPAN>>45-50 mg/dl<BR>5- LDL<SPAN style="WHITE-SPACE: pre" class=Apple-tab-span> </SPAN><160 mg/dl<BR>6- TRİGLİSERİD<SPAN style="WHITE-SPACE: pre" class=Apple-tab-span> </SPAN><150 mg/dl<BR>7- BEDEN KÜTLE İNDEKSİ <30 kg/m2<BR>8- KAN BASINCI<SPAN style="WHITE-SPACE: pre" class=Apple-tab-span> </SPAN><140-90 mmHg<BR>9- BEL ÇEVRESİ E:102 cm K:88 cm<BR><BR><A href="http://www.pudra.com/saglikli-yasam/saglik/kalbiniz-icin-6-altin-oneri-5452.htm">Kaynak: pudra</A><BR> <DIV> </DIV>

Kalbiniz için 6 altın öneri

Kalp hastalıklarının giderek artış göstermesiyle birlikte koruyucu sağlık önlemlerinin önemi de arttı. İşte, kabiniz için yapabileceklerin...

Devamı »

Eşinize isteklerinizi nasıl kabul ettirebilirsiniz?

<A style="MARGIN-BOTTOM: 1em; FLOAT: left; CLEAR: left; MARGIN-RIGHT: 1em" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg1F7lUkGze1W7MXTOaGKvJDctQnpQdf7W-H43VTgeqgJlZyJOicbg43VYn5eRqcWeCzKuiG6PMzaiERzPhZzJ48cfGkH5zomQLFNuLnP-v02LDCYz-XsQZz9JcPNDyyt2wx7snYK9PP7A/s1600/kadin_erkek_cift_iliski_ozl.jpg" imageanchor="1"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg1F7lUkGze1W7MXTOaGKvJDctQnpQdf7W-H43VTgeqgJlZyJOicbg43VYn5eRqcWeCzKuiG6PMzaiERzPhZzJ48cfGkH5zomQLFNuLnP-v02LDCYz-XsQZz9JcPNDyyt2wx7snYK9PP7A/s320/kadin_erkek_cift_iliski_ozl.jpg" width="266"></A><B><SPAN style="COLOR: #cc0000" class=Apple-style-span>Eşinizden sizin için bir şey yapmasını isterken nasıl bir yol izlemelisiniz? Onu ikna etmek için hangi anları tercih etmeli, nasıl bir dil kullanmalısınız?</SPAN></B><BR><BR>İlişkiler uzlaşma üzerine kuruludur. Bunu inkar edecek değiliz. Ama kabul edin, bazen partnerinizi kendi yolunuza doğru çekme konusunda niyetli olabiliyorsunuz. Maksadınız, isteklerinizi kabul ettirmek…<BR><BR>Zorlamadan, tatlı tatlı onu nasıl ikna edip isteklerinizi onaylar hale getirebilirsiniz? İşte, isteklerinizi elde etmek için birkaç tüyo…<BR><BR><B>Israrcı olmayın</B><BR>Diyelim ki eve yeni eşya almak istiyorsunuz. Ya da bir tatil planınız var. Eşinizi, bu isteğiniz konusunda ikna etmek istiyorsunuz. İsteğinize ulaşmak için eşinize karşı fazla ısrarcı yüzünüzü gösterirseniz arzu ettiğiniz etkiyi bırakamazsınız üzerinde.<BR><BR>İfadeniz, onun bir şey yapması gerektiğini anlatır gibiyse, muhtemelen sizin isteğinizin tam tersini yapmaya eğilim gösterecektir. Bu nedenle ondan isteyeceğiniz şeyi söylerken agresif ve hırslı bir tavır takınmaktansa mümkün olduğunca sakin kalın, gerekçelerinizi yumuşak yumuşak anlatın.<BR><BR><B>Bir karşılık teklif edin</B><BR>Eğer partnerinizden sizin için bir şey yapmasını gerçekten çok istiyorsanız, bunun için bir tartışmaya girmeniz kaçınılmaz görünüyorsa ve o tartışmaya girecek gücü, yetiyi kendinizde göremiyorsanız pazarlık yapmayı deneyin. Yani eşinizden bir şey isterken karşılığında ona bir teklifte bulunun.<BR> <DIV style="TEXT-ALIGN: center; CLEAR: both" class=separator><A style="MARGIN-BOTTOM: 1em; FLOAT: right; MARGIN-LEFT: 1em; CLEAR: right" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiwf3dh4OjSrDE9S9BtJEKES1XFK4KHNpOOu5zamcH8QbSNt7zjtgEnIKklwUsKWXSZO4UGsUcdV1SRVrh22KEYjv0vNmcPHMHjhtSSpKvpb-5cRqlqnPjw7ViAaHoXoxaCbNeUIEQLtOY/s1600/cinsel_seks_duzen_glr3.jpg" imageanchor="1"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiwf3dh4OjSrDE9S9BtJEKES1XFK4KHNpOOu5zamcH8QbSNt7zjtgEnIKklwUsKWXSZO4UGsUcdV1SRVrh22KEYjv0vNmcPHMHjhtSSpKvpb-5cRqlqnPjw7ViAaHoXoxaCbNeUIEQLtOY/s200/cinsel_seks_duzen_glr3.jpg" width="166"></A></DIV><BR>Rüşveti kast etmiyoruz, hemen itiraz etmeyin. Diyelim ki yaz tatilinde ailenizin de sizinle gelmesini istiyorsunuz ve bunu eşinize kabul ettirmeniz gerekiyor. Bu isteğinize itiraz etmemesi için eşinize, yılbaşını onun arkadaşlarıyla ya da ailesiyle birlikte geçirmeyi teklif edin.<BR><BR><B>Düşük dozlu anlatımı seçin</B><BR>Siz eşinize bir isteğinizden bahsederken, o kendini ders dinliyormuş gibi hissediyorsa bunu nasıl belli eder? Siz konuşmanızı bitirene kadar hafifçe gülümser ve başını onaylar ifadeyle sallar. Bu ifadeyle karşılaştığınızda kendinizi durdurun ve düşünün.<BR><BR>İstediğiniz şey ve isteme nedenlerini sıraladığınız uzun bir monologla boşa nefes tüketeceğinize, isteğiniz ve isteğinizin nedenleri ile ilgili argümanlarınızı küçük parçalar halinde ara vererek anlatın ki böylece eşinizin sizi dinlerken kavraması kolay olsun. Sloganımız şu: Tek ve güçlü bir dozdansa aralıklı ve düşük dozlar!<BR><BR><B>Zamanlamayı iyi yapın</B><BR>Onu tam da tuttuğu takımın en önemli maçı esnasında bir şeye ikna edebileceğinizi düşünüyorsanız büyük bir yanılgı içindesiniz demektir. Aynı şey, o tam işten dönüp kapıdan girdiği anda ya da gitmekten nefret ettiği bir yere (ör:market) gitmek üzere arabadayken ikna etmeye çalıştığınızda da geçerli.<BR><BR>Söylemek zorunda olduğunuz şeyi iletmek için, partnerinizin rahat ve mutlu olduğu anları tercih edin ki sonuç almanız kolaylaşsın.<BR><BR><A href="http://www.pudra.com/ask-iliskiler/ask/esinize-isteklerinizi-nasil-kabul-ettirebilirsiniz-6536.htm">Kaynak: Pudra</A><BR> <DIV> </DIV>

Eşinize isteklerinizi nasıl kabul ettirebilirsiniz?

Eşinizden sizin için bir şey yapmasını isterken nasıl bir yol izlemelisiniz? Onu ikna etmek için hangi anları tercih etmeli, nasıl bir dil ...

Devamı »

Temel stil kuralları

<A style="MARGIN-BOTTOM: 1em; FLOAT: left; CLEAR: left; MARGIN-RIGHT: 1em" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhBH5xfa0XVstiM4kffhNNElx76KZ1J3mdnDJ71W71p6hjIe3zbN7ykmowjpsMYlNyHAnGieoDPfWi87IDAIdbDcWHv0srtPVzcx18eHXa9O0NtrSC9j3L3tRM-vCWkYxA6iPmyzFuncII/s1600/moda+%25282%2529.jpg" imageanchor="1"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhBH5xfa0XVstiM4kffhNNElx76KZ1J3mdnDJ71W71p6hjIe3zbN7ykmowjpsMYlNyHAnGieoDPfWi87IDAIdbDcWHv0srtPVzcx18eHXa9O0NtrSC9j3L3tRM-vCWkYxA6iPmyzFuncII/s320/moda+%25282%2529.jpg" width="266"></A><B><SPAN style="COLOR: #cc0000" class=Apple-style-span>Zevkler ve renkler ayrı da olsa, bazı temel noktalar var ki dikkat etmeliyiz. Temel stil kuralları, renklerin doğru kullanımı… İç çamaşırı, aksesuar, doğru ayakkabı seçimi. </SPAN></B><BR><BR>İyi görünmek tamamen kişinin kendi ‘en iyisini’ bulmakla ilgili…<BR><BR>Aşağıdaki temel birkaç kural, gardırobunuzdan daha fazla randıman almanızı, stil sahibi olmak ve iyi görünmek adına sağlam adımlar atmanızı sağlayacak!<BR><BR><B>Temel stil kuralları</B><BR><BR>-Fiziğinizle ilgili pozitif yönlerinizin farkında olun ve bu yönleri vurgulayan kıyafetler giyin.<BR><BR>- Ya göğüs, ya da bacak dekoltesini tercih edin. Asla ikisini birden değil!<BR><BR>- Eğer bel etrafında aşk tutmaklarınız varsa veya hafif göbekliyseniz dökümlü kumaşları tercih edin.<BR><BR>- Eğer boynunuz kısa veya genişse, daha uzun ve zarif göstermek için boynu açık üstler tercih edin.<BR><BR>- Kıyafetleriniz fazla dar veya vücudunuza yapışıyorsa daha kilolu görünürsünüz.<BR><BR><B>Renkleri nasıl kullanalım?</B><BR><BR>- Parlak kumaşları ve çok canlı renkleri vücudunuzun ilgiyi kaldırabilecek bölgelerine saklayın.<BR><BR>- Eğer cilt tonunuz donuksa, gözlerinizin altında koyu halkalar veya torbalar varsa siyahı yüzünüze yakın yerlerde kullanmayın. Çünkü ilgiyi yüze çekersiniz.<BR><BR><A style="MARGIN-BOTTOM: 1em; FLOAT: right; MARGIN-LEFT: 1em; CLEAR: right" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh3AIxqxU1L_TlgoxrR2xFggzTgsJkY49DEIgfif6rvjbYlISDAdFuww7THEw_PzMEmJe6SfCvc85fxpl1JEdcxB4Wkcb_f-v_U_kFqUpSucl6LlFzGGE07kMhp6mFy6sVygzYIvVAvMFM/s1600/moda+%25281%2529.jpg" imageanchor="1"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh3AIxqxU1L_TlgoxrR2xFggzTgsJkY49DEIgfif6rvjbYlISDAdFuww7THEw_PzMEmJe6SfCvc85fxpl1JEdcxB4Wkcb_f-v_U_kFqUpSucl6LlFzGGE07kMhp6mFy6sVygzYIvVAvMFM/s200/moda+%25281%2529.jpg" width="166"></A>- Siyahı canlı renklerle kombinlemek iyi bir fikir değil. Çükü siyah oldukça sıkıcı, canlı renkler ise basit görünecektir.<BR><BR>- Eğer minyonsanız veya iri yapılı bir vücudunuz varsa alt ve üst parçaların arasında fazla dramatik bir renk tezatı olmamasına dikkat edin. Vücut özellikleriniz daha çok ön plana çıkar.<BR><BR><B>İç çamaşırı</B><BR><BR>- Sutyeninizin daima giydiğiniz kıyafetle ayın renk veya daha açık renkte olmasına dikkat edin.<BR><BR>- Eğer göğüsleriniz büyükse size tam oturan bir sutyen bulmanız çok önemli. İyi bir sutyen göğüsleri kavrar ve belinizin ortaya çıkmasını sağlar.<BR><BR>- 'Balkonet’ modeli sutyenler iri göğüslü kadınlar için çok uygundur.<BR><BR>- Çok zayıf olmadığınız sürece ince sutyen askılarından kaçının. Aksi takdirde sırtınızdaki askılar fazla yağlarınızı sıkıştırır ve kıyafetlerinizde bombeli bir görüntü oluşur.<BR><BR>- Eğer göğüsleriniz küçükse spagetti askılar yeterli desteği sağlar. Sutyen güzel ve şık olduğu sürece spagetti askılı atletlerin, bluzların altından gözükmesinin hiçbir sakıncası yok.<BR><BR>- İç gösteren açık renkli kıyafetlerin altına daima ten rengi çamaşırlar tercih edin.<BR><BR>- Eteğiniz iç gösteriyor ancak vücudunuzu sarmıyorsa, g-string yerine mutlaka ten rengi normal kesimli bir külot tercih edin.<BR><BR>- Eğer bacaklarınızda ve kalça bölgenizde bariz selülit varsa kesinlikle g-string giymeyin… Özellikle de ince kumaşlı, vücudu saran pantolonlarla…<BR><BR><A style="MARGIN-BOTTOM: 1em; FLOAT: left; CLEAR: left; MARGIN-RIGHT: 1em" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhNXIY2FEnJ900PNxy_ThyVnRrJzzv9rJRfeuFczr3RhqkivVr7r0YEQAi7k7Ri7il4xvG6_Mi2xRDWp4A_tSUOvZMNmVKLYVjxYwheqsfwfyvdddmQzzQnXHdEonqE3L3QZdySW3quFAA/s1600/moda.jpg" imageanchor="1"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhNXIY2FEnJ900PNxy_ThyVnRrJzzv9rJRfeuFczr3RhqkivVr7r0YEQAi7k7Ri7il4xvG6_Mi2xRDWp4A_tSUOvZMNmVKLYVjxYwheqsfwfyvdddmQzzQnXHdEonqE3L3QZdySW3quFAA/s200/moda.jpg" width="166"></A><B>Aksesuarların gücü</B><BR><BR>- Eğer boynunuz kısaysa büyük tasma kolyeler takmayın.<BR><BR>- Göğüsleriniz çok küçükse ve bu yüzden v-yaka tişört giymek sizi rahatsız ediyorsa büyük bir kolye takarak bu bölgeyi gizleyebilirsiniz.<BR><BR>- Gıdınız varsa veya yüzünüz topluysa uzun, sallantılı küpeler tercih edin.<BR><BR>- Kaliteli taklit mücevherler kıyafetinize renk ve bireysellik katmak için idealdir.<BR><BR><B>Doğru çift ayakkabıyı seçmek</B><BR><BR>- Bacaklarınız inceyse çok ince topuklu ayakkabılar giymeyin. Vücudunuzun ağırlığı altında çökecek gibi durabilir çünkü.<BR><BR>- Eğer vücudunuz armut şeklini andırıyorsa yumurta topuklu ayakkabıları tercih etmeyin.<BR><BR>- Siyah ayakkabılar en iyi koyu renkli kıyafetlere uyar. Açık renklerle siyah ayakkabı giymeyin. Ancak çok zarif (dantelli, işlemeli) kıyafetlerle birlikte kullanabilirsiniz.<BR><BR><A href="http://www.pudra.com/moda-stil/stil/temel-stil-kurallari-3790.htm">Kaynak: Pudra</A><BR>

Temel stil kuralları

Zevkler ve renkler ayrı da olsa, bazı temel noktalar var ki dikkat etmeliyiz. Temel stil kuralları, renklerin doğru kullanımı… İç çamaşırı...

Devamı »

Ayaktan gelen sağlık: Refleksoloji

<DIV style="TEXT-ALIGN: center; CLEAR: both" class=separator></DIV><FONT face=Calibri></FONT><A style="MARGIN-BOTTOM: 1em; FLOAT: left; CLEAR: left; MARGIN-RIGHT: 1em" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiClm9Rg-BK9AasuAmwKrPKd4Fysv9Fww8qagZc-aNxj2JDu3XvYZhfgSbiPiXeB30W5B_TZ_4D6dGALzhtYB3gA4-Y3751p7BToq5VWHS9oCfFQvtwXleE3u27460WWI_coMh483oCWrQ/s1600/refleksoloji-mkle.jpg" imageanchor="1"><img border="0" height="236" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiClm9Rg-BK9AasuAmwKrPKd4Fysv9Fww8qagZc-aNxj2JDu3XvYZhfgSbiPiXeB30W5B_TZ_4D6dGALzhtYB3gA4-Y3751p7BToq5VWHS9oCfFQvtwXleE3u27460WWI_coMh483oCWrQ/s320/refleksoloji-mkle.jpg" width="320"></A><B><SPAN style="COLOR: #cc0000" class=Apple-style-span>Ayaklardaki refleks noktalarına uygulanan özel ovma hareketleri sayesinde toksinlerden arınmış bir bedene kavuşmak mümkün.</SPAN></B><BR><BR>Ayaklarımızın sadece yürümemizi sağlayan organlar olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Ayaklar, aynı zamanda bedenin tüm bölgelerine, organlarına ve sistemlerine karşılık gelen refleks noktalarına sahip bir organ.<BR><BR>Çin’de akupunkturun geliştiği zamanlarda doğduğu sanılan, günümüzde artık tamamlayıcı tıp adı altında Batı’da da uygulanan refleksoloji, ayaklardaki refleks noktalarına uygulanan bir baskı tekniği.<BR><BR>Refleks noktalarına basınç uygulanmasıyla vücuttaki sinirler ve kan dolaşımı uyarılıyor, böylece iyileşme ve fiziksel fonksiyonlarda denge sağlanıyor.<BR><BR><B>Beden kendi kendini iyileştiriyor</B><BR>Ayaklara uygulanan ovma hareketleri gelişigüzel yapılmıyor elbette. Zira bu hareketler vücudun belli bölgelerinde bloke olmuş enerjiyi çözerek, bedenin kendi kendini iyileştirme gücünü harekete geçiriyor. Zaten refleksolojinin temelinde de hastalıkların enerjinin belli bir yerde bloke olmasından kaynaklandığı tezi yatıyor. Dolayısıyla refleksolojiyi uygulayan kişinin anatomi ve fizyoloji bilgisine sahip olması gerekiyor.<BR><BR>Refleksolog, ayaklarına dokunduğu kişinin derisinin altındaki kristal ve taşımsı maddelerin yerini saptayarak hangi organın hastalıklı olduğunu ya da hastalıktan etkilendiğini büyük olasılıkla saptayabiliyor.<BR><BR>Ayaklara bastırdıkça hasta, bedenin bu organda temsil edilen bölgesinde acı hissediyor. Tedavi, bir parmağın kenarıyla basınç uygulanarak saat yönünde döndürülmesinden oluşuyor.<BR><BR><B>Refleksolojinin yararları</B><BR>Refleksoloji terapisi, her şeyden önce kişinin kendini fiziksel ve ruhsal açıdan iyi hissetmesini sağlıyor.<BR>Bedende rahatlama, dolayısıyla kaliteli uyku ve toksinlerden arınmış bir beden sağlayor. Refleksoloji; stres, yorgunluk, migren, baş ağrısı, kadın hastalıkları, regl ağrıları, regl öncesi gerginlik, kabızlık, hazımsızlık, sırt ağrısı, romatizma, siyatik, eklem iltihaplanmaları, sinüzit, astım gibi pek çok rahatsızlıkta etkili olabiliyor.<BR><BR><B>Refleksoloji uygulayan merkezler</B><BR>Sheraton Oteli Liangzi Ayak Masajı Merkezi:(212) 286 19 42 - 43<BR>Çırağan Palace Kempinski Spa Merkezi: (212) 326 46 46<BR>İpek Çaldemir Doğal Terapiler Merkezi: (212) 202 96 99<BR>Psikoakademi Psikolojik Danışma ve Refleksoloji Merkezi<BR>İstanbul: (212) 570 51 07 - 543 22 92<BR>İzmir: (232) 465 23 03 - 463 62 63<BR>Ankara: (312) 473 57 44<BR>Swiss Otel The Bosphorus Spa&Wellness Center: (212) 326 11 00<BR>Lavinia Masaj ve Güzellik Salonu: (212) 284 83 24 – (212) 269 28 41<BR>Fizyoline Terapi Merkezi: (212) 660 18 04<BR>Taylife Detox Wellness Center: (212) 291 16 14 – (533) 306 94 95<BR><BR><A href="http://www.pudra.com/saglikli-yasam/saglik/ayaktan-gelen-saglik-refleksoloji-801.htm">Kaynak: Pudra</A><BR> <DIV> </DIV>

Ayaktan gelen sağlık: Refleksoloji

Ayaklardaki refleks noktalarına uygulanan özel ovma hareketleri sayesinde toksinlerden arınmış bir bedene kavuşmak mümkün. Ayaklarımızın s...

Devamı »

Mutlak gülümseme enerjisi

<A style="MARGIN-BOTTOM: 1em; FLOAT: left; CLEAR: left; MARGIN-RIGHT: 1em" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiTm-YQYepiNnK6zJ5adYYUwRHOXkAWnttYTeMB4XhaWPB3wFJBLTZESocj43Rg8yu4booYle-mBryjklYw1s4W_MoAGe0X8FPvySoYf_wGl_BKsvcP7ee7Iua4ZGxEvpvkkTZnSRNYDcE/s1600/mutlak-gulumseme-mkle.jpg" imageanchor="1"><img border="0" height="276" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiTm-YQYepiNnK6zJ5adYYUwRHOXkAWnttYTeMB4XhaWPB3wFJBLTZESocj43Rg8yu4booYle-mBryjklYw1s4W_MoAGe0X8FPvySoYf_wGl_BKsvcP7ee7Iua4ZGxEvpvkkTZnSRNYDcE/s320/mutlak-gulumseme-mkle.jpg" width="320"></A><B><SPAN style="COLOR: #cc0000" class=Apple-style-span>Tam da istediğiniz gibi, muhteşem bir gülümsemeye sahip olmaya ne dersiniz?</SPAN></B><BR><BR>Gülümsemenin insan sağlığı üzerindeki olumlu etkileri hepimiz biliriz... Örneğin gülümseme anında 17, kaşlarımızı çatma halinde 43 kas çalışır. Burada bile evren adeta bizi gülmek için teşvik eder!<BR><BR>Amerika’da ‘Smile Institute’; İngiltere’de ‘Smile Studio’ olarak yayılan bu trendin öncülüğünü Türkiye’de Diş Hekimi Emek Külür başlatmış. Emek Külür bu yeni projesini ‘Mutlak Gülümseme Enerjisi’ olarak adlandırıyor…<BR><BR>Sadece sağlıklı insanların değil zihinsel engelliler ve otistik çocukların da mutlak gülümseme enerjisi içinde olması gerekiyor. Ağız ve diş sağlığının diğer sağlıklı insanlara göre daha meşakkatli olduğu otistiklerin ve zihinsel engellilerin diş tedavileri için gerekli olan donanımın tam olarak sağlanmadığı zaman tedavilerinin zor koşullarda gerçekleştiriliyor. Zihinsel özürlülerin hayat boyu kullanması gerektiği ilaçlar karaciğer ve dişlerde tahribata yol açıyor. Bu da zihinsel özürlülerin dişlerinde harabiyet ve diş hastalıklarının sağlıklı insanlardan daha fazla görülmesine sebep oluyor<BR><BR><B>Nasıl bir çalışma?</B><BR>En önemli prensip Estetik Diş Hekimliği’nde interaktif yaklaşım. Hedef kitle ise sağlıklı çocuklar, bedensel-zihinsel engelli ve otistik çocuklar, sağlıklı genç ve erişkinler, bedensel-zihinsel engelli ve otistik genç ve erişkinler…<BR><BR>Külür çalışmayı şöyle anlatıyor: "Ağız ve çevresindeki deformasyonu estetik açıdan düzenlemek temel prensibimiz. Dudaklardaki küçülmeyi ve çökmeyi smart filler dolgularla restore ederek dudak üstündeki gençlik çizgisinde silinme varsa bunu da yeniden şekillendiriyoruz. Mouth conturing yöntemi ortalama yarım saat sürüyor. Yüz ovalinde bozulma varsa Nefertiti lift dediğimiz küçük enjeksiyonel dokunuşlarla çene ve boyun platismal bantlarda gerginlik sağlayarak yüz ovalini konforlu bir şekilde toparlıyoruz. Bu da ortalama 20 dakika süren bir işlem.”<BR><BR><B>Duygu ve duruş seçimi</B><BR>Emel Külür çenenin sıkıştırılmış görüntüsü varsa massetere botoks işlemi de uygulayabildiklerini belirtiyor: “Böylelikle çenenin sıkılmış gibi duran görüntüsü yerini daha rahatlamış yuvarlak hatlara bırakıyor. Ağız içinde gereken tedavilerimiz bittikten sonra estetik açıdan hastanın da katılımının sağlandığı interaktif süreç başlıyor. Kişinin ten rengi, sıklıkla kullandığı saç rengi, duruşu, tarzı ve en önemlisi karakteri yeni dişinin saptanmasında en önemli etken. Duygu ve duruş seçimi yapıyoruz ve alternatifler sunuyoruz.”<BR><BR>Çoklu seçeneklerin içinden beş durumu seçme hakkı veriliyor; örneğin seksi, dişi, özgüvenli, başarılı, karizmatik. Ya da ikinci bir örnek vermek gerekirse sempatik, sevimli, eğlenceli, şımarık naif… Külür devamını şöyle anlatıyor: “Çoklu duygu ve duruş seçeneklerinin içinden kendine en yakın olanlarını seçiyor. Bizim de ona beş önerimiz oluyor. Ortak seçeneklerde çıkabiliyor.Kendi laboratuarımızın olması hem hastayı hem de bizi daha rahat çalışmaya yönlendiriyor. Bu seçeneklerin içinden üç ayrı planlama yapıyoruz. Her planlamada hasta bir hafta yeni dişleriyle dolaşıyor.”<BR><BR><B>Çocukları da güldürüyorlar</B><BR>Çocuklarda ve bedensel-zihinsel özürlülerde uygulanan yöntem daha eğlenceli ve biraz drama odaklı didaktik bir yöntem. Animasyonla güldürüyorlar! Nasıl mı? Külür “İlgilerini çeken bir video animasyonla çalışıyoruz. Hem ebeveynler hem de çocuk için daha keyifli hale geliyor. Bedensel ve zihinsel engelli çocuklarda ise sedasyon terapisiyle birlikte aile yardımı alıyoruz. Farklı olan sedasyon tedavisini uygulayarak interaktif yaklaşımda hasta ailesinden destek alıyoruz” diyor.<BR><BR><A href="http://www.pudra.com/saglikli-yasam/saglik/mutlak-gulumseme-enerjisi-1532.htm">Kaynak: Pudra</A><BR> <DIV> </DIV>

Mutlak gülümseme enerjisi

Tam da istediğiniz gibi, muhteşem bir gülümsemeye sahip olmaya ne dersiniz? Gülümsemenin insan sağlığı üzerindeki olumlu etkileri hepimiz ...

Devamı »

Aşkta doğru kişiyi bulmanın 10 yolu

<A style="MARGIN-BOTTOM: 1em; FLOAT: left; CLEAR: left; MARGIN-RIGHT: 1em" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhB6-QREFa_UmaMTCQAiWpM6PqjdXlayc-fELedFW28LlRCkCOz6_r5pgwSnQhdVPdQQkGgB43syRKVJ5OVKzOpjy0UZA8sjwkhGxAXI5DhjnD_e21WWINCJP4DtxAF-F_kwuO6olhPdfI/s1600/ask_dersi_mkle.jpg" imageanchor="1"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhB6-QREFa_UmaMTCQAiWpM6PqjdXlayc-fELedFW28LlRCkCOz6_r5pgwSnQhdVPdQQkGgB43syRKVJ5OVKzOpjy0UZA8sjwkhGxAXI5DhjnD_e21WWINCJP4DtxAF-F_kwuO6olhPdfI/s320/ask_dersi_mkle.jpg" width="320"></A><B><SPAN style="COLOR: #cc0000" class=Apple-style-span>Doğru kişiyi bulmak ve aşık olmak istiyorsanız Aşkın Kuralları kitabındaki önerilere bir göz atın...</SPAN></B><BR><BR>Aşk, aşk, aşk... Doğru kişiyi bulmak ve aşık olmak, aşkımızı yaşatmak hepimizin en büyük amacı... Milliyet Cadde'nin 'Aşkın Kuralları' yazı dizisinden seçtiğimiz bu yazıda, doğrı kişiyi bulmak konusunda harika öneriler var...<BR><BR>Richard Templar, Optimist Yayınları’ndan çıkan ‘Aşkın Kuralları’ isimli kitabında aşkı ve doğru kişiyi bulmanın bulmanın yollarını anlatıyor. İşte tüm ilişkilerimizi derin ve kalıcı kılmak için yapılması gerekenler...<BR><BR><B>ROL YAPMAYIN </B><BR>Gerçekten hoşunuza giden biriyle karşılaştığınızda, o karşı koyulmaz dürtüyü siz de hissediyor olmalısınız: ‘Kendinizden yepyeni birini yaratmak ya da o kişinin aradığı kişi olmaya çalışmak.’ Elbette kendini geliştirmek güzeldir ama rol yapmayın.<BR><BR><B>KENDİNİZİ İYİLEŞTİRİN </B><BR>Hayat hepimizi hırpalar ve yaralar, bu kaçınılmazdır. O zaman kendinize bir iyilik yapın. Yaralarınızı iyileştirirken gidip bir yerde saklanın. Arayışa koyulduğunuz zaman da, sizin yaptığınız gibi yaralarını az çok iyileştirmiş birini seçmeye çalışın. Böylece her ikiniz de birbirinizi gerçek yüzlerinizle görebilir ve ilişkinizi sağlam bir başlangıcın üzerine kurabilirsiniz.<BR><BR><B>MUTLU OLMAYI ÖĞRENİN</B><BR>Kendi başınıza mutlu ve güvende olmayı öğrenmek zorundasınız. Böylece hiçbir zaman, yalnız kalma korkusuyla kötü bir duruma katlanmak zorunda kalmazsınız.<BR><BR><B>GÜLDÜREN BİRİNİ SEÇİN</B><BR>Eşinizi dış görünüşüne, toplumsal konumuna, hatta kişiliğinin geri kalanına bakarak seçerseniz, sonunda pişman olabilirsiniz.<BR><BR><B>HATALARI TEKRARLAMAYIN</B><BR>Elbette, derinlere işlemiş tutumları değiştirmek zordur. Bu kalıbın farkına varın ve sonra da buna neden saplanıp kaldığınızı anlamaya çalışın.<BR><BR><B>BAZILARI YASAK BÖLGEDİR</B><BR>Bazı insanların yasak bölge olduğunu bilecek karakter bütünlüğüne sahip olmak gerekir. Böyle birine âşık olsanız bile, içinizde tutun. Kaçamak bile yapmayın. Bunu ne kadar ileri götürürseniz, atlatmanız da o kadar uzun sürecek. O yüzden hiç başlamayın.<BR><BR><B>ONU DEĞİŞTİREMEZSİNİZ </B><BR>Sevgiliniz ilk birkaç ay ya da birkaç yıl davranışını kontrol altında tutabilir, ama eninde sonunda, eski alışkanlıklarına geri dönecek. Uyarmadı demeyin.<BR><BR><B>SEKS HERŞEY DEĞİLDİR</B><BR>İyi seks harika bir şeydir. Ve başlangıçta bile arada cinsel bir çekim yoksa o ilişkinin pek fazla şansı olamaz. Fakat en iyi ilişkiler bir ömür boyu sürer ve libidonuz bu kadar uzun ömürlü olmayabilir. Yatak odasındaki hareketli bir seans sorunların çoğuna bir çözüm getirmez.<BR>Şehveti, sevgiyle karıştırmak tehlikelidir.<BR><BR><B>SİZE DEĞER VERMELİ</B><BR>Bazı insanlar çok iyi sevgili olur, bazıları da olamaz. Bir süre sonra, varlığınız sıradanlaşmaya başlayabilir. Keyfinizin olmadığı anları fark ettikleri halde sorunlarınıza ayıracak zamanları yoktur. Kısacası, size yeterince değer vermezler. Dışarılarda bir yerde, size her bakımdan hak ettiğiniz değeri verecek birisi var. Bunu yapmayacak birine bağlanarak kendinize haksızlık etmeyin.<BR><BR><B>YENİ SEVGİLİ BAŞKA BİRİDİR</B><BR>Sevgiliniz sizi muhtemelen hiç tanımadığınız eski bir sevgilinin standartlarıyla değerlendirseydi ne hisseder- diniz? Eski ilişkilerinizden yanınızda getirdiklerinizi bu ilişkiye karıştırırsanız, var olmayan bir çok sorun yaratırsınız. Bugünlük noktayı koymadan önce zaten bildiğiniz bir konuyu da hatırlatmadan geçemeyeceğiz. Güven yoksa ilişki yoktur. Güven ilişkilerin vazgeçilmez koşuludur.<BR><BR><A href="http://www.pudra.com/ask-iliskiler/ask/askta-dogru-kisiyi-bulmanin-10-yolu-2441.htm">Kaynak: Pudra</A><BR> <DIV> </DIV>

Aşkta doğru kişiyi bulmanın 10 yolu

Doğru kişiyi bulmak ve aşık olmak istiyorsanız Aşkın Kuralları kitabındaki önerilere bir göz atın... Aşk, aşk, aşk... Doğru kişiyi bulmak ...

Devamı »

Erkekler hakkında bilmediğimiz 5 sır!

<A style="MARGIN-BOTTOM: 1em; FLOAT: left; CLEAR: left; MARGIN-RIGHT: 1em" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEicSw9AqTBzXnJyUxACmLjMQ6Lx_YrYrZSdFTtrc9s9OOgYPlMT56mFNSsO_i3i4kRC-Vk6nxRVDRM38oTMpO2ZaOiAo_aArwc6w4ckkTjJKYFRJqXErA_sqifioC3C2Alc-wrR0AU3E1w/s1600/erkeklerrr.jpg" imageanchor="1"><img border="0" height="239" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEicSw9AqTBzXnJyUxACmLjMQ6Lx_YrYrZSdFTtrc9s9OOgYPlMT56mFNSsO_i3i4kRC-Vk6nxRVDRM38oTMpO2ZaOiAo_aArwc6w4ckkTjJKYFRJqXErA_sqifioC3C2Alc-wrR0AU3E1w/s320/erkeklerrr.jpg" width="320"></A><B><SPAN style="COLOR: #cc0000" class=Apple-style-span>Erkekler flört, aldatma ve eski sevgili konusunda ne düşünüyorlar, biliyor musunuz?</SPAN></B><BR><BR>Erkeklere dair merak ettiğimiz bazı soruların yanıtlarını arıyoruz… İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre erkekler hakkında bilmediğimiz 5 sır…<BR><BR><B>1- FLÖRT</B><BR><BR>Erkeklerin yüzde 84’ü potansiyel eş olabilecek kız arkadaş arıyorlar kendilerine. Pek çok yalnız erkek, kendisine bir sevgili ararken hayal ettiği müstakbel eş özelliklerine sahip biri olmasını istiyor. Erkekler, tanıştıkları kadın, aradıkları özelliklere sahip değilse, kendilerine göre yanlış kadınlarla flört ederek boşa zaman geçirmek istemiyor. Şaşırtıcı değil mi? Biz hep kadınların flört etmek üzere tanıştığı erkeklerde potansiyel eş özellikleri aradığını düşünürdük…<BR><BR><B>2- ALDATMA</B><BR><BR>Erkeklerin yüzde 70’i eşlerini aldatmıyor, sadece yüzde 13’lük bir kısmı seks hayatlarına başka kadınları dahil ediyor, kalanı ise fikir beyan etmiyor. Yüzde 70, düşündüğümüzden oldukça yüksek bir rakam, değil mi? Belki de bu araştırmaya katılan evli erkekler yanlış seçildi! Erkeklerin sadece yüzde 13’ünün aldatmaya meyilli olduğunu göz önünde bulundurarak, evli erkeklerin daha dikkatli olduğu sonucunu çıkarabiliriz.<BR><BR><B>3- ESKİ SEVGİLİ</B><BR><BR>Erkeklerin yüzde 50’si partnerlerinin eski erkek arkadaşlarıyla görüşmesinden rahatsız olmuyor. Bu demek oluyor ki, iki erkekten biri“arkadaş kalma” olgusuna inanıyor! Araştırmaya katılan ve kız arkadaşının eski sevgilisiyle arkadaş kalmasından rahatsız olmayan erkekler, ortada dürüstlük varsa ve şüphe uyandıracak herhangi bir şey yoksa sorun da olmadığını belirtiyorlar.<BR><BR><B>4- DOĞUM KONTROLÜ</B><BR><BR>Erkeklerin yüzde 60’ı eczaneden doğum kontrol hapı satın alıyor. Prezervatifi erkeklerin satın aldığını bilirdik, ama doğum kontrol hapı alan erkeklerle yeni tanıştık! Araştırmaya katılan erkekler, doğum kontrol hapının her şeyden daha fazla güvenli olduğuna inandıklarını, böylece birlikte oldukları kadınla seks yapmanın sonuçlarından korkmak yerine tadını çıkardıklarını söylüyorlar. İngiliz erkekler işi ne şansa ne de kadınların insiyatifine bırakıyor!<BR><BR><B>5- HESAP ÖDEME</B><BR><BR>Erkeklerin yüzde 85’i flört dönemleri boyunca, en azından ilişkileri kurulu düzene geçene kadar, dışarıda yemek yedikleri ya da başka aktivitelerde bulunduklarında hesabı ödüyor. Bu erkekler, flört döneminin başlangıcında hesabı kendilerinin ödemesinden rahatsız olmuyor. Ancak, ilişki ilerledikçe bu işin nöbetleşe yapılması ya da kız arkadaşlarının hesabı ödeme teklifinde bulunması gerektiğini düşünüyorlar. Kadınların toplumda pek çok konuda eşitlik talebinde bulunup haklarını elde ettiği bir dönemde, hesabı erkeklerin ödemesine ses çıkarmamalarını, haksızlığa göz yummak olarak görüyorlar.<BR><BR><A href="http://www.pudra.com/ask-iliskiler/erkekler/erkekler-hakkinda-bilmedigimiz-5-sir-1738.htm">Kaynak: Pudra</A><BR> <DIV> </DIV>

Erkekler hakkında bilmediğimiz 5 sır!

Erkekler flört, aldatma ve eski sevgili konusunda ne düşünüyorlar, biliyor musunuz? Erkeklere dair merak ettiğimiz bazı soruların yanıtlar...

Devamı »

Bu tartıcı erkekler de nereden çıktı?

<A style="MARGIN-BOTTOM: 1em; FLOAT: left; CLEAR: left; MARGIN-RIGHT: 1em" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgyzmNr61Wtx0cooE4qKB3BNu5-H0geEPt_FV8jPtTo-12SLX0WhktUx_fjXR3nn-l2o9hFEVWvjM4gFCWWKjKgLbaoAy7esR29lnKwOGG6FehTDxuLRm_LQS-Q_vGczzfSu6HLB6i6y9E/s1600/tatl%25C4%25B1.jpg" imageanchor="1"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgyzmNr61Wtx0cooE4qKB3BNu5-H0geEPt_FV8jPtTo-12SLX0WhktUx_fjXR3nn-l2o9hFEVWvjM4gFCWWKjKgLbaoAy7esR29lnKwOGG6FehTDxuLRm_LQS-Q_vGczzfSu6HLB6i6y9E/s320/tatl%25C4%25B1.jpg" width="320"></A><B><SPAN style="COLOR: #cc0000" class=Apple-style-span>Sevdiğiniz erkek, fazla kilolarınıza mı takılıyor? Zayıflamanızı mı istiyor? Elinizdeki çikolataya alaycı bakışlar fırlatan bir sevgiliniz mi var?</SPAN></B><BR><BR>Sevdiğiniz erkeğin sizi olduğunuz gibi sevmesi gerekmez mi? Hayır, her zaman böyle olmuyor işte. Gerek yazılı gerekse de görsel medyadan mükemmel ve gerçekdışı kadın modelleri fışkırdıkça, erkeklerin gerçeklik algısı değişiyor. Doğal olmayan vücut yapılarını idealleştirerek eşlerinde de aynısını görmek istiyorlar.<BR><BR>Bu ideale kavuşmak için de sevgililerinin, eşlerinin yediklerini, içtiklerini tartmaya başlıyorlar. Yanlış anlaşılmasın, erkeklerin tartıcı tutumuna karşı boyun eğmek değil kadınların yaptığı. Ama pantolondan fışkıran yağlara hafif alaycı bir bakışı görmek bile yeterli, çoğu kadını yeme içmeden kesmek için. Her ne kadar erkek, “Seni olduğun gibi seviyorum” dese de o bakışı gördükten sonra inandırıcılık yerlerde…<BR><BR><B>Eleştiriler alaya dönüşürse…</B><BR>Bazı erkekler kaçamak bakışlar yerine sevgililerinin kilosunu eleştirme işini göstere göstere yapıyorlar. Doğum günü hediyesi olarak bir egzersiz aleti alarak, iki beden küçük pantolon hediye ederek, buna girmeye çalışmalısın mesajı vererek, hatta evde tatlı ve cips gibi bazı yiyecekleri yasaklayarak…<BR><BR>Gittikçe baskıya dönüşen bu tavır, aslında basit bir destek olma isteğiyle ortaya çıkmış olabiliyor. Siz sürekli kilolarınızdan yakınırken, eşinizin sizi spor yapmaya teşvik etmesi ve olumlu eleştirileri zamanla alaycı bir tavıra dönüşebiliyor. Kilo vermeniz karşılığında size kıyafet ve tatil gibi ödül vaatleri geliyor arkasından. Bazı erkekler, tartıcı tavırlarını öyle abartıyorlar ki, eşlerinin verdiği her kiloyu bir kenara yazıp, daha ne kadar vermeleri gerektiğini hesaplıyorlar. Veremediğiniz her kilo da iğneleyici esprilerle size geri dönüyor!<BR><BR>Kendine güveni tam olan kadınlar bu alaycı tavırları görmezden gelebiliyor ya da esprileri geçiştirip hiç etkilenmediğini söyleyebiliyor. Ama ne yazık ki her zaman değil… Alaycı sözler çoğu kadının ruhunu öyle bir kaplıyor ki arkasından terk edilme korkusu geliyor. Ve çoğumuz, çikolataları saklayarak yemeye, gitmediğimiz halde spor salonuna gittiğimiz yalanını söyleye başlıyoruz.<BR><BR><B>Sizinki de tartıcı mı?</B><BR>*Şimdi sayacağımız maddelerden en az üçü sizi anlatıyorsa, sevgiliniz ya da eşiniz tam bir tartıcı, tam bir kontrol delisi diyebiliriz:<BR>*Alışveriş esnasında çikolata ve bisküvileri o bakmadığı sırada alışveriş sepetine dolduruyorsunuz.<BR>*Spor salonuna haftada kaç kere gittiğinizi abartarak söylüyorsunuz.<BR>*Sizin için bir dijital tartı satın aldı.<BR>*Mutfakta yemeklerin ölçüsünü kaçırmayın diye bir yemek tartısı aldı.<BR>*Kilo verseniz de size bedeninizden küçük kıyafet ve iç çamaşırları alıyor.<BR>*Yumruk kadar karbonhidrat kuralını biliyor.<BR><BR><B>Asıl sorun erkekte</B><BR>Erkekler, kendilerini güvende hissetmedikleri zaman eşlerinin kilosunu ve egzersiz programını kontrol altında tutabiliyorlar. Güvensizlik, savunma mekanizması olarak başkalarını aşağı görme isteği olarak açığa çıkabiliyor.<BR><BR>Bu durumda size düşen, onun güvenini artırmaya çalışmak olmalıdır. Dış görünüşünüzü eleştirmesinin çok yüzeysel bir davranış olduğunu; baskı kurmak yerine ondan kilo verme konusunda destek beklediğinizi anlatın. Yine de sorunu aşamıyorsanız, bir ilişki terapistine başvurabilirsiniz.<BR><BR>Ancak unutmayın, tartıcı bir erkekle birlikte mutluluğu yakalayan kadınlar da mevcut. Erkeğin, baskı yapmak yerine destek olması önemli… Yıllarca çabalayıp veremedikleri kilolarını eşinin desteğiyle vermek, pek çok kadını mutlu ediyor.<BR><BR>Eşlerinin desteği sayesinde sağlıklı beslenmekten, spor yapmaktan hoşlandıklarını fark edebiliyorlar ve yeni halleriyle kendilerini daha seksi hissediyorlar. Çoğu kadın, bundan böyle hayatına, onu eski kötü alışkanlıklarına döndürecek bir partner girmesini istemiyor. Belki de en doğrusu, alay etmeden destek olabilen bir tartıcı erkek bulmak, ne dersiniz?<BR><BR><A href="http://www.pudra.com/ask-iliskiler/erkekler/bu-tartici-erkekler-de-nereden-cikti-808.htm">Kaynak: Pudra</A><BR> <DIV> </DIV>

Bu tartıcı erkekler de nereden çıktı?

Sevdiğiniz erkek, fazla kilolarınıza mı takılıyor? Zayıflamanızı mı istiyor? Elinizdeki çikolataya alaycı bakışlar fırlatan bir sevgiliniz...

Devamı »

Yorgun gözleri saklamanın 5K formülü

<A style="MARGIN-BOTTOM: 1em; FLOAT: left; CLEAR: left; MARGIN-RIGHT: 1em" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjd8PXejHKJAgh9hWwDAzWnHn5etPCrM7hGrwSucn9myJ3MrcGKUNXLrnrIaNTr6Rk_KZ3MnhpAFUUlkJkXQYK_CdN620pO5Hw-h8ocTHeF2zJTRhTTsBBANE1bLLJEqWyMWvcwxgcPRPM/s1600/bagiran_kadin.jpg" imageanchor="1"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjd8PXejHKJAgh9hWwDAzWnHn5etPCrM7hGrwSucn9myJ3MrcGKUNXLrnrIaNTr6Rk_KZ3MnhpAFUUlkJkXQYK_CdN620pO5Hw-h8ocTHeF2zJTRhTTsBBANE1bLLJEqWyMWvcwxgcPRPM/s320/bagiran_kadin.jpg" width="266"></A><B><SPAN style="COLOR: #cc0000" class=Apple-style-span>Yorgun gözleri saklamanın denenmiş yollarını okumak ister misiniz?</SPAN></B><BR><BR>Uykusuzluk veya başka sebeplerle bazen çok yorgun olabiliriz. Bundan en fazla etkilenen ise gözlerimiz olur; göz çevremiz çökkün ve yaşlı gösterir. Göz altı morlukları da cabası.<BR><BR>İşte tüm bu olumsuzluklara karşı, denenmiş formüllerle göz çevresi yorgunluğuna karşı savaşabilirsiniz!<BR><BR><B>Kapat!</B><BR>Kapatıcılar gerçekten altın değerindedir, o yüzden iyi bir kapatıcıya yatırım yapmalısınız. Mor ve kırmızı halkaları kapatmak için kapatıcının yaptığını başka hiçbir kozmetik ürünü yapamaz. Aslında tek başına bir kapatıcı bile yeterli bazen makyaj için; yüzünüz aydınlanır, koyu lekeler kapanır. Cildiniz taze görünür.<BR><BR>Givenchy’nin Mr. Light kapatıcısını deneyin, sonucu görün!<BR><A style="MARGIN-BOTTOM: 1em; FLOAT: right; MARGIN-LEFT: 1em; CLEAR: right" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjmC2lQshhq4XsxfZFizsxu2-IIaXmpVH7a-drzNrjRUH7BJrzH_1cMH3MvZBXNgv8_Y_Ijj14vMlZUImd0p4aBByN9IE-SIr63MQXtrjbfeuZYlQzVAHnU50aLkxa_tSTso9jIYH-fuTE/s1600/paris_hilton.jpg" imageanchor="1"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjmC2lQshhq4XsxfZFizsxu2-IIaXmpVH7a-drzNrjRUH7BJrzH_1cMH3MvZBXNgv8_Y_Ijj14vMlZUImd0p4aBByN9IE-SIr63MQXtrjbfeuZYlQzVAHnU50aLkxa_tSTso9jIYH-fuTE/s200/paris_hilton.jpg" width="166"></A><BR><B>Karıştır!</B><BR>Yorgun bir yüzü saklamanın en iyi yollarından biri de kafaları karıştırmak ve ilgiyi başka yere çekmektir!<BR><BR>Giyiminize stratejik olarak önemli bir aksesuvar ekleyin; parlak bir eşarp, son moda bir çanta veya çok şık bir ayakkabı. Bunun gibi dikkat çekici bir parça, dikkati yüzünüzden uzak tutacaktır.<BR><BR><B>Kullan!</B><BR>Dev bir çift güneş gözlüğü ile gözlerinizi tamamen gizleyin. Nicole Richie ve Paris Hilton gibi...<BR><BR><A style="MARGIN-BOTTOM: 1em; FLOAT: left; CLEAR: left; MARGIN-RIGHT: 1em" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhxzvFua_uQF-JiOIB7R3PsrFY_vkdIeBwbTfXnD-y0gq_MUEt1eQpmOBngtl9RN0vQ-ZtZzZvGIYWLFt8KTNlIfqn67s5jgQcrpeYDVq0ObpT5S-YONdxTxSoRZHmk4PAtQ2AgiUWu7D0/s1600/kaliteli_kahkaha_glr.gif" imageanchor="1"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhxzvFua_uQF-JiOIB7R3PsrFY_vkdIeBwbTfXnD-y0gq_MUEt1eQpmOBngtl9RN0vQ-ZtZzZvGIYWLFt8KTNlIfqn67s5jgQcrpeYDVq0ObpT5S-YONdxTxSoRZHmk4PAtQ2AgiUWu7D0/s200/kaliteli_kahkaha_glr.gif" width="166"></A><B>Kafein</B><BR>Hepimiz sabahları ayılmak için genelde kahve içeriz. Ama kahvenin başka bir faydası daha var: Yüzü canlandırmak ve koyu halkaları yok etmek! Yeşil veya siyah çay poşetini (içlerinde kafein var), sıcak suya batırıp çıkarın. Soğumaya bırakın. Soğuduktan sonra, 10-15 dakika göz kapaklarınıza koyun. İşte bu kadar!<BR><BR>Ayrıca çay poşeti yerine kafein içeren göz kremlerinden/jellerinden yararlanabilirsiniz. Murad Essential-C Eye Cream veya Garnier Eye Roll-on gibi...<BR><BR><B>Kahkaha</B><BR>Hayatınıza biraz kahkaha katın. Gülümsemek, daha az yorgun gösterir. Ne kadar çok kahkaha, o kadar az yorgunluk!<BR><BR><A href="http://www.pudra.com/guzellik/cilt-bakimi/yorgun-gozleri-saklamanin-5k-formulu-8046.htm">Kaynak: Pudra</A><BR> <DIV> </DIV>

Yorgun gözleri saklamanın 5K formülü

Yorgun gözleri saklamanın denenmiş yollarını okumak ister misiniz? Uykusuzluk veya başka sebeplerle bazen çok yorgun olabiliriz. Bundan en...

Devamı »

Erkek ne kadar büyük olabilir?

<A style="MARGIN-BOTTOM: 1em; FLOAT: left; CLEAR: left; MARGIN-RIGHT: 1em" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiRLwakOSgLZTjNOv19PDrFKDhD4dXXWTUneVWy2jrd9t29cogQoD356CQJQ9tRlfVc3pBDemHqcMCfHrVXh7qikknIiok9Jl34C24XxZinkn4BZXGHxC8Bxk2Aav2DEPK8a5zh-soPqks/s1600/evlilik_yas_mkl.jpg" imageanchor="1"><img border="0" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiRLwakOSgLZTjNOv19PDrFKDhD4dXXWTUneVWy2jrd9t29cogQoD356CQJQ9tRlfVc3pBDemHqcMCfHrVXh7qikknIiok9Jl34C24XxZinkn4BZXGHxC8Bxk2Aav2DEPK8a5zh-soPqks/s320/evlilik_yas_mkl.jpg" width="320"></A><B><SPAN style="COLOR: #cc0000" class=Apple-style-span>Evlilikte erkek büyük olmalı mı? Kaç yaş büyük olmalı? Kadın büyük olursa evlilikte sorun olur mu? İşte yaş farkı meselesi...</SPAN></B><BR><BR>Bir evlilikte eşler arasında ideal yaş farkı ne olmalıdır?<BR><BR>Bu sorunun tek bir yanıtı yok kuşkusuz. İlişkiden ilişkiye, kültürden kültüre değiştiği de bir gerçek. Ancak, evliliklerde yaşça büyük olan genelde erkek oluyor. Ortalama olarak evliliklerde erkek kadından büyüktür ya da bu, evlenilecek erkekte bir koşul olarak aranır.<BR><BR><B>Yaşça büyük olan üstün mü? </B><BR><BR>Genelde, evlilikte erkeklerin yaşça büyük olması beklenir. Bunun nedenlerinden biri, yaşadığımız toplumun kadın ve erkeğe bakışı kuşkusuz. Bir tarafına kadının, diğer tarafına erkeğin oturduğu terazide erkeğin daha ağır geldiği toplum, yaşça büyük olmanın bir üstünlük olduğunu kabul eder. Böylece erkek koruyucu, kollayıcı rol üstlenir.<BR><BR><B>Geç olgunlaşan erkekler </B><BR><BR>Konuya başka bir açıdan bakalım. Kız ve erkek çocukların ergenliğe girme yaşları farklıdır. Kızlar erkeklerden önce girerler ergenliğe.<BR><BR>Kızlar daha erken olgunlaştıkları için ilk gençlik çağlarında genelde yaşça büyük erkeklerden hoşlanırlar. Bu durum beynimizde öyle bir yer eder ki, “yaşıtımız olan erkek, çocuk gibidir” diye düşünürüz. Her ne kadar yaşımız ilerleyip artık olgunlukta aynı seviye gelsek de... Bir de tabii aileler, genel olarak erkek çocuklarına daha geç yaşlarında sorumluluklar verir ve erkekler bedenen olgunlaşmanın dışında zihnen de geç olgunluğa erişirler.<BR><BR><B>Erkek ne kadar büyük olabilir? </B><BR><BR>Erkeğin yaşça kadından büyük olması beklentisinin de bir ölçüsü var toplumun gözünde. Bu yaş farkının 3-5 yılla sınırlı kalması ideal olarak görülür. Ancak 10 yılın üzerine çıktığı durumlarda o ilişkiye farklı bir gözle bakılır. Yaşça epey büyük olan erkeğin kariyeri ya da maddi durumunun genç bir kadın için cezbedici olduğu, belki de kadın açısından bir çıkar ilişkisinin söz konusu olabileceği düşünülür dışarıdan bakınca. Ya da yaşlanmış bir erkeğin kendinden epey genç bir kadınla yaşadığı ilişki, erkeği, hani bir dönem çok konuşulan “azgın teke” noktasına bile getirebilir başkalarının gözünde.<BR><BR><B>Olgun kadın-genç erkek ilişkisi </B><BR><BR>Bunun bir de tersi var. Ya kadın erkekten yıllarca büyükse? Kızı yaşında bir kadınla birlikte olan erkek mi yoksa oğlu yaşında bir erkekle birlikte olan kadın mı daha çok tepki görür? Tabii ki ikinci şık… Oysa “aşkın yaşı olmaz” değil midir bizim en sahiplendiğimiz özlü sözlerden biri? Yaşça küçük olan, büyüğün olgunluğundan, hayat tecrübesinden yararlanmak isterken, büyük olan da diğerinin dinamizmine hayran olamaz mı? Tabii bir de kişilik meselesi var. Her yaş almış kişi, yaşından beklendiği gibi köşesine çekilmiş, ağır adımlarla ilerliyor olamaz. Ya da bir gencin yaşından beklenenin çok ötesinde olgunluk sergilediği durumlar yok mu sizin gözlediğiniz?<BR><BR><B>Yaşı bırakın, gelişime bakın </B><BR><BR>Evlilikte yaş farkı meselesine bakarken, bugüne kadar yerleşmiş kalıpların biraz dışına çıkmayı denemeliyiz. Hayatta her şey bizim düşündüğümüzden farklı olabilir. Bir de tabii asla “asla” dememek gerekir. Düşünün, “Asla kendimden küçük biriyle olamam” ya da “Asla benden 20 yaş büyük biriyle evlenemem” dedikten sonra bir gün aşk kapınızı çalarsa?<BR><BR>Yaş ile özdeşleştirilen özellikleri bir kenara bırakıp kişilere odaklanmak, kişilik özelliklerini tanımaya çalışmak en doğrusu. Yaş farkından ziyade uyuma, gelişim seviyesinin aynı olup olmadığına dikkat etmek gerekir. Birbirine yakın yaşlarda olan insanların hayata bakışlarında derin uçurumlar varsa, sağlıklı bir evlilik yürütmek mümkün olmaz.<BR><BR><A href="http://www.pudra.com/ask-iliskiler/evlilik/evlilikte-yas-farki-ne-kadar-onemli-1621.htm">Kaynak: Pudra</A><BR>

Erkek ne kadar büyük olabilir?

Evlilikte erkek büyük olmalı mı? Kaç yaş büyük olmalı? Kadın büyük olursa evlilikte sorun olur mu? İşte yaş farkı meselesi... Bir evlilikt...

Devamı »

Çocuksuz ailelere kök hücre umudu

<A style="MARGIN-BOTTOM: 1em; FLOAT: left; CLEAR: left; MARGIN-RIGHT: 1em" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgpa6CHQ5AK4fb0P9zNEcgCNrxIkN4cnMka3AhFgN2_amo_DZAMr4R9E5Gm4AQgUls41ykpK2bLknA2ptqTV7COpribcZA3f9iQ7D1GfrhA72rzlVu0711LWWa53lfglr9Xf2Rk51OtnV0/s1600/678407_detay.jpg" imageanchor="1"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgpa6CHQ5AK4fb0P9zNEcgCNrxIkN4cnMka3AhFgN2_amo_DZAMr4R9E5Gm4AQgUls41ykpK2bLknA2ptqTV7COpribcZA3f9iQ7D1GfrhA72rzlVu0711LWWa53lfglr9Xf2Rk51OtnV0/s1600/678407_detay.jpg"></A><B><SPAN style="COLOR: #cc0000" class=Apple-style-span>Prof. Pabuçcu, kök hücre ile gelecekte yumurta veya spermi olmayan çiftlerin bebek sahibi olabileceklerini söyledi</SPAN></B><BR><BR>Üreme Tıbbi Derneği tarafından düzenlenen 3. Üreme Tıbbi Derneği Kongresinde konuşan Üreme Tıbbı Derneği Başkanı Prof. Dr. Recai Pabuçcu,  bazı kan hastalıkları ve kanserlerde erişkin kök hücre yönteminin Türkiye'de kullanıldığını söyledi.<BR><BR>Embriyonik kök hücrelerin ilk defa tüp bebek yöntemiyle oluşturulan emriyodan elde edildiğini ifade eden Pabuçcu, ''Göbek kordonundan alınan kandan, bebeğin plasenta ve amniyon sıvısından da kök hücre elde edilebilir. Yumurta veya sperm olmaması nedeniyle bebek sahibi olamayan çiftlerde kök hücreler, gelecekte, sperm ve oosit (yumurta hücresi) üretiminde kaynak olabilir'' diye konuştu.<BR><BR>Yumurta dondurmanın da tüp bebek tedavisinde uygulanan bir yöntem olduğunu dikkat çeken Pabuçcu, Türkiye'de sadece kanser hastalarında yumurta dondurma işlemi için uygulama izni bulunduğun vurguladı.<BR><BR>Pabuçcu, bu işlemden fayda görecek farklı hasta gruplarının da bulunduğunu belirterek, ''Örneğin endometriozis (kist) ve yumurtalık cerrahisi geçiren hastalar. Bu olgular erken yaşta yumurtalık rezervini tüketirler. Azalan yumurtalık rezervi bir süre sonra hastanın tüp bebek şansını da yitirmesine neden olur. Bu hastalara da yumurta dondurma işlemini yapabilmemiz için yasal düzenlemeler gereklidir'' dedi.<BR><BR><I>AA</I><BR><BR><A href="http://www.haberturk.com/saglik/haber/678407-cocuksuz-ailelere-kok-hucre-umudu">Kaynak: HT</A><BR> <DIV> </DIV>

Çocuksuz ailelere kök hücre umudu

Prof. Pabuçcu, kök hücre ile gelecekte yumurta veya spermi olmayan çiftlerin bebek sahibi olabileceklerini söyledi Üreme Tıbbi Derneği tar...

Devamı »

Seks hayatını canlandıran ev yapımı tarifler

<A style="MARGIN-BOTTOM: 1em; FLOAT: left; CLEAR: left; MARGIN-RIGHT: 1em" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjYgGvvoD-SLSgKZtn5v5gk8e3eTCP1Rz4OzV0vmCFfeSlnU8xGp9UL9rh53qutKrgQfjX22_aCR0pv7EXzryE7en9y-Ayd2XAPr6KumGBK5Ueumswbcya2rwsDqX2k1HpTxSlT1QtuXys/s1600/cinsel.jpg" imageanchor="1"><img border="0" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjYgGvvoD-SLSgKZtn5v5gk8e3eTCP1Rz4OzV0vmCFfeSlnU8xGp9UL9rh53qutKrgQfjX22_aCR0pv7EXzryE7en9y-Ayd2XAPr6KumGBK5Ueumswbcya2rwsDqX2k1HpTxSlT1QtuXys/s320/cinsel.jpg" width="320"></A><B><SPAN style="COLOR: #cc0000" class=Apple-style-span>İtalya'da bulunan Padua Üniversitesi uzmanları erkeklerde sperm kalitesini ve performansı artırıcı bir tarif geliştirdi. İşte, ev yapımı enerji artırıcı tarif...</SPAN></B><BR><BR>Pirinç patlakları ve bal testesteron salgılanması için gerekli olan B vitaminini bol miktarda içerir. Selenyum minerali içeren fındık ve fıstıklar ise libidoyu arttırıcı etki yapar. İtalya'da bulunan Padua Üniversitesi uzmanları erkeklerde sperm kalitesini ve performansı artırıcı bir tarif geliştirdi. İşte tarif:<BR><BR>80 ml tereyağı<BR>75 ml bal<BR>100 gr esmer şeker<BR>200 gr esmer pirinç patlağı<BR>10 fındık<BR>3 yemek kaşığı çikolata parçası<BR>1/2 çay kaşığı vanilya<BR><BR>Yapılışı:<BR>Tereyağını, balı ve şekeri bir tavada karıştırın. Kaynamaya bırakın ve sürekli karıştırın.<BR><BR>Pirinç patlaklarını geniş bir kasede fındıkla karıştırın. Isıttığınız karışımı ocaktan alın ve içine vanilya katın. Ardından karışımı pirinç patlaklarının üzerine dökün ve karıştırın.<BR><BR>Elde ettiğiniz karışımı küçük kalıplara dökebilir ve soğuduktan sonra porsiyonlar şeklinde dilimleyebilirsiniz.<BR><BR>İşte bu tarif sayesinde tam bir enerji deposu haline geleceksiniz. <BR>

Seks hayatını canlandıran ev yapımı tarifler

İtalya'da bulunan Padua Üniversitesi uzmanları erkeklerde sperm kalitesini ve performansı artırıcı bir tarif geliştirdi. İşte, ev yapım...

Devamı »

Kadınlar neden orgazm olmakta güçlük çekiyor?

<A style="MARGIN-BOTTOM: 1em; FLOAT: left; CLEAR: left; MARGIN-RIGHT: 1em" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhuZHywY9T-QMXLY9HnAxdHG-uDaPjMsco-Xusd7x-k0J_x2v3WujUXO-Xx8tVutMJqLqTL7vkIoyoR9xUQx981bk60JsLYuYizVQiCsxmkhd2BJRI3rABqjOdsocnQwJAirvBjheOpC_E/s1600/seks_orgazm_glr.jpg" imageanchor="1"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhuZHywY9T-QMXLY9HnAxdHG-uDaPjMsco-Xusd7x-k0J_x2v3WujUXO-Xx8tVutMJqLqTL7vkIoyoR9xUQx981bk60JsLYuYizVQiCsxmkhd2BJRI3rABqjOdsocnQwJAirvBjheOpC_E/s320/seks_orgazm_glr.jpg" width="266"></A><B><SPAN style="COLOR: #cc0000" class=Apple-style-span>Yapılan bir araştırmaya göre kadınlar partnerlerinin orgazm olma sayısının ancak yarısı kadar orgazm deneyimi yaşayabiliyorlar. İşte nedenleri…</SPAN></B><BR><BR><B>Araştırmalar “kadınlar ve orgazm” konusunda ne diyor?</B><BR>Amerika’da yapılan son araştırma, söz konusu olan orgazm meselesi olduğunda erkeklerin orgazmı kadınlardan çok daha fazla sayıda deneyimlediklerini gösteriyor.<BR><BR>19-25 yaş arası üç bin 237 genç yetişkin üzerinde yapılan araştırmaya göre, neredeyse her 10 erkekten 9’u hayatlarında orgazm deneyimi yaşamış. Fakat çalışmaya katılan kadınların sadece yüzde 47’si cinsel ilişki esnasında orgazmı tattığını söylüyor.<BR><BR>Genç kadınlar aynı zamanda genç erkeklerin yaşadığının yarısı sayıda orgazm deneyimi yaşıyor.<BR><BR>Bazı kadınlar erkeklerle karşılaştırıldığında erkekler kadar sık da orgazm deneyimi yaşamıyorlar. Kadınların yüzde 9’u cinsel ilişkilerinde bir kereden daha az orgazm yaşıyor, yüzde 6,4’ü hiçbir zaman orgazm olamıyor ya da sadece bir kez orgazm oluyor.<BR><BR>Yine Amerika’da yapılan bir başka ankete göre kadınların yüzde 50'si çok zor orgazm olurken, yüzde 25'i ise hiçbir şekilde orgazm yaşayamıyor.<BR><BR><B>Kadınlar neden zor orgazm oluyorlar?</B><BR><A style="MARGIN-BOTTOM: 1em; FLOAT: right; MARGIN-LEFT: 1em; CLEAR: right" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhURvnnND0zhjj3SJtHY4vf8vQXoArROUvHDIHCIYbgz7cQPx11qUTnbDjqRai1KHTTHehUKRUII8ppRlH5-BrGsbKKqZIOb7w_M6El9dpW_XUkUvRLbiPiL-Hx3KbQ32hacSkJYEaSbYo/s1600/seks_orgazm_glr+%25282%2529.jpg" imageanchor="1"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhURvnnND0zhjj3SJtHY4vf8vQXoArROUvHDIHCIYbgz7cQPx11qUTnbDjqRai1KHTTHehUKRUII8ppRlH5-BrGsbKKqZIOb7w_M6El9dpW_XUkUvRLbiPiL-Hx3KbQ32hacSkJYEaSbYo/s200/seks_orgazm_glr+%25282%2529.jpg" width="166"></A>Peki ama seks, hayatın bize sunduğu en güzel nimetlerden biri olduğu halde neden pek çok kadın seksin en güzel anının, orgazmın tadına varamıyor? Halbuki, orgazma ulaşmak açısından kadınlar erkeklerden daha şanslı. Bir kere kadınlar daha kolay ve üstelik aynı sevişmede defalarca orgazma ulaşabiliyorlar. Buna da zincirleme orgazm deniliyor. Erkekte ise ikinci bir orgazm için belli bir süre geçmesi ve erkeğin tekrar ereksiyon durumuna kavuşması gerekiyor.<BR><BR>Orgazm olamama, “orgazm bozukluğu” olarak telaffuz ediliyor cinsel sağlık literatüründe. Uzmanlar kadınların çoğunun bu sorunu yaşadıklarını ama bu sorun cinsel birleşmeye engel teşkil etmediği için doktordan yardım alma oranının düşük olduğunu da belirtiyorlar.<BR><BR>Araştırmalar, cinsel doyum eksikliğinin, çeşitli cinsel güçlüklerle (yetersiz sevişme, zevke konsantre olamama gibi) daha yakından bağlantılı olduğunu ortaya koyuyor.<BR><BR><B>Uyarılma ve orgazm bozukluğu nedenleri</B><BR>Normal bir uyarılma döneminden sonra orgazm olamama durumu gençlerde ve cinsel ilişkiye yeni başlamış olan, yani seks konusunda tecrübesi az olan kadınlarda daha sık görülüyor. Kadınların yüzde 5-10'u hayatlarının hiçbir döneminde orgazm olmuyor ve buna birincil anorgazmi (orgazm olamama) deniliyor. Birincil anorgazmi sonradan ortaya çıkan (ikincil) anorgazmiden daha sık görülüyor.<BR><BR>Orgazm olamama sorununun en sık görülen psikolojik nedeni takıntılı bir şekilde ilişkinin nitelikleriyle ilgilenme, hata yapma korkusu ve buna bağlı olarak kendini aşırı eleştirme ve başaramama korkusu olarak sıralanıyor. Kadın eşinin davranışlarıyla ve kendisinin yapması ve yapmaması gerekenlerle o kadar meşgul oluyor ki kendini ilişkiye kaptırıp gevşeyemiyor.<BR><BR><A style="MARGIN-BOTTOM: 1em; FLOAT: left; CLEAR: left; MARGIN-RIGHT: 1em" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEho4oAt7WtZWByNwJHWWviXuYNgQqvFaSqA8fLpVJGXUViBi8YOJ0v2fADinGPkqtdfVaUTZkWJFqyJtF38BWUmX1_wZYd_dgf1HTtHFoeMRf1vKW1vcpz1g8Uk63k0xsEZfp5JEUNiCXQ/s1600/seks_orgazm_glr+%25281%2529.jpg" imageanchor="1"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEho4oAt7WtZWByNwJHWWviXuYNgQqvFaSqA8fLpVJGXUViBi8YOJ0v2fADinGPkqtdfVaUTZkWJFqyJtF38BWUmX1_wZYd_dgf1HTtHFoeMRf1vKW1vcpz1g8Uk63k0xsEZfp5JEUNiCXQ/s200/seks_orgazm_glr+%25281%2529.jpg" width="166"></A>Uzmanlara göre orgazm olamamanın diğer nedenleri de geçmişte cinsel tacize maruz kalmış olmak, cinsellik hakkında olumsuz duygular taşımak, ilişkiye ait problemler, özgüven azlığı, vücudunu beğenmeme ve kontrolü kaybetme korkusu.<BR><BR>Ancak yine de aşılayamayan bir sorununuz varsa cinsel işlev bozuklukları alanında uzmanlaşmış bir psikiyatri kliniğine başvurmanızı tavsiye ediyoruz.<BR><BR>Uzmana başvurduğunuzda, orgazm olamama sorununun tedavisinde öncelikle altta yatan organik ve psikolojik nedenler araştırılıp gideriliyor. Cinsel eğitim, bireysel ve eşle birlikte sürdürülen psikoterapi de organik neden bulunamayan durumlarda uygulanıyor.<BR><BR><A href="http://www.pudra.com/ask-iliskiler/cinsellik/kadinlar-neden-orgazm-olmakta-gucluk-cekiyor-8242.htm">Kaynak: Pudra</A><BR> <DIV><BR></DIV>

Kadınlar neden orgazm olmakta güçlük çekiyor?

Yapılan bir araştırmaya göre kadınlar partnerlerinin orgazm olma sayısının ancak yarısı kadar orgazm deneyimi yaşayabiliyorlar. İşte neden...

Devamı »

Küresel depresyon alarmı

<A style="MARGIN-BOTTOM: 1em; FLOAT: left; CLEAR: left; MARGIN-RIGHT: 1em" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgpkkRvUtZ163Tho9hgXh0AayQaLZRJ1eSC6O5t-wDJZDbidUfTww-SO2wplkGAOUtVc1VkpkwjRhx5LJ3gH5jUEFCN6mk80ExbaytMObaH9xMn4JlJwDPVlF13QSexw0PI7RQinCzOJww/s1600/678392_detay.jpg" imageanchor="1"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgpkkRvUtZ163Tho9hgXh0AayQaLZRJ1eSC6O5t-wDJZDbidUfTww-SO2wplkGAOUtVc1VkpkwjRhx5LJ3gH5jUEFCN6mk80ExbaytMObaH9xMn4JlJwDPVlF13QSexw0PI7RQinCzOJww/s1600/678392_detay.jpg"></A><B><SPAN style="COLOR: #cc0000" class=Apple-style-span>Dünya Sağlık Örgütü, artan stresle birlikte depresyonun küresel bir hastalığa dönüştüğü uyarısında bulunuyor. Örgütün tahminlerine göre, 2020 yılında depresyon dünyada en yaygın ikinci küresel hastalık olacak</SPAN></B><BR><BR>Almanya’da son verilere göre, yaklaşık 4 milyon depresyon hastası var ve ağır depresyon yaşayan her 7 kişiden biri intihar ediyor.<BR><BR>Leipzig kentinde bu yıl ilk kez düzenlenen Depresyon Hastaları Kongresi çerçevesinde hasta ve doktorlar bu hastalıkla ilgili tecrübelerini paylaştı.<BR><BR><B>"Grip gibi başladı''</B><BR><BR>Thomas Müller-Rörich, binlerce kişinin gözleri önünde sahneye çıkarak büyük bir özgüvenle deneyimlerini aktardı. Ancak böyle bir kalabalık önünde konuşmasının bundan bir süre önce kesinlikle mümkün olmadığını belirtti. Yaklaşık 4 yıl boyunca hastanede ağır bir depresyon tedavisi görmüş.<BR><BR>Rörich, hastalığın başlangıcını gribe benzeterek şunları söyledi: ‘’Sanki grip olmuş da kendinizi halsiz ve iştahsız hissediyormuşsunuz gibi. Tabii bir de korku vardı bende; Ama neden korktuğumu bilmiyordum. Tek bildiğim, o haldeyken asla dışarı çıkıp işe gidemeyeceğimdi. Çünkü hiç enerjim yoktu. Sonra bir hafta kadar evde kaldım; düzelir gibi oldu ama ardından daha kötü duruma gelmeye başladı.’’<BR><BR>"Herkes bir nebze kendi kendisinin doktorudur", diyor Rörich. Onun da aklına doktora giderken her türlü rahatsızlık gelmiş, ama depresyon ya da tükenmişlik sendromu aklının ucundan bile geçmemiş. Hatta sadece kendisinin değil, aile hekiminin bile...<BR><BR>Rörich ‘'Ben, tanı konulması daha zor, ağır bir hastalık çıkacağını sandım. Yani kan kanseri ya da beyin tümörü gibi. Ve o nedenle sürekli doktora gidip şikayetlerimi dile getiriyordum ki, beni daha iyi muayene etsin diye. Ama bir süre sonra doktor da beni ciddiye almamaya başladı.  Ve bana sadece ‘Sizin bir şeyiniz yok, gidin biraz tatil yapın’ gibi bilinen öğütler verdi’’ diye konuşuyor.<BR><BR><B>''Tanı koymak zor ''</B><BR><BR>Leipzig Üniversitesi Hastanesi'nden Psikiyatri ve Psikoterapi Profesörü Ulrich Hegerl, depresyon geçiren hastaların yüzde 10’una genelde aile hekimi tarafından tehşis konulamadığını belirtiyor. Hegerl, ''Stresli bir mesleği olanların çoğunda ise tükenmişlik sendromundan söz etmek mümkün', diyerek bu hastalığın tanısını koymanın daha kolay olduğunu, zira o aşamaya kadar gelen hastaların zaten tüm enerjilerini kaybetmiş olduğunu kaydediyor.<BR><BR>Profesör Ulrich Hegerl, bu sorunlarla mücadele edenlere genelde yanlış telkinlerde bulunulduğuna dikkat çekiyor. Hegerl sözlerini şöyle sürdürdü:<BR><BR>"Genelde tatile çıkmak, uzun süre uyumak ya da iyi gelen bir şeyler telkin edilir. Ama bunlar depresyona hiç iyi gelmez. Uzun süre uyumak, genelde depresyonu tetikler. Yerleşmiş ve etkili olan bir tedavi ise az uyumaktır. Tatile çıkmak, depresyondakilere kesinlikle önermeyeceğim bir şey. Çünkü depresyon da peşinizden gelir ve durumunuz tatilde daha da kötüleşir."<BR><BR><B>''Depresyon  hastalıktır''</B><BR><BR>Profesör Hegerl, depresyon rahatsızlığı olanların genelde fiziksel olarak sağlıklı göründüklerini, ama en ufak bir işi halledecek durumda olmadıklarını kaydederek "Diş fırçalamak bile yerine getirilmesi imkansız bir göreve dönüşebiliyor’’ diyor. Hegerl, depresyonun bir ruhi çöküntü değil, bir hastalık olduğunu vurguluyor ve tıpkı bir apandisit iltihabı gibi acilen tedavi edilmesi gereken safhaları olduğunu kaydediyor. Çünkü bu insanların çoğunda büyük bir intihar riski oluşuyor.<BR><BR>Yas, üzüntü ve acılı günlerin her insanın hayatına ait şeyler olduğunu kaydeden Hegerl, ''Depresyon söz konusu ise hem fiziksel hem de ruhsal bir hastalık söz konusudur'' diyor. Hafif veya orta ağırlıktaki depresyonların psikolojik terapilerle tedavi edilebildiğini, ama ağır depresyonlarda hastaların mutlak antidepresan ilaçlar alması gerektiğini belirtiyor.<BR><BR><I>Deutsche Welle</I><BR><BR><A href="http://www.haberturk.com/saglik/haber/678392-kuresel-depresyon-alarmi">Kaynak: HT</A><BR> <DIV> </DIV>

Küresel depresyon alarmı

Dünya Sağlık Örgütü, artan stresle birlikte depresyonun küresel bir hastalığa dönüştüğü uyarısında bulunuyor. Örgütün tahminlerine göre, 2...

Devamı »