Hazır gıdalar yoğun çalışan veya vakti kısıtlı olan ebeveynler için büyük bir kurtarıcı ama onlarda bulunan katkı maddeleri hassas bünyelerde bir çok sıkıntıya sebep olabiliyor!
Günümüzde gelişen ve değişen sosyoekonomik yapıya paralel olarak doğal beslenmenin yerini hazır gıdalar almaya başladı. Hazır gıdalar yoğun çalışan veya vakti kısıtlı olan ebeveynler için büyük bir kurtarıcı. Çocuk Sağlığı ve Hastalıklar Uzmanı Dr. Fazlı Yılmazer’in verdiği bilgiler, aynı durumun çocuklar için söz konusu olmadığını gösteriyor..
Teknolojik gelişmelerin bu kadar hızlı olmadığı ve insanların sadece evlerinde hazırladığı taze gıdaları tükettiği dönemde, hazır gıda tüketimi henüz yaygınlaşmamıştı. Bu nedenle çocuklar katkı maddeleri ile henüz karşılaşmamışlardı. Günümüz çocukları için bebeklikte anne sütüne paralel olarak geliştirilen formül süt ve katkı maddeli sütlerin kullanılması ve diğer hazır ek gıdaların (yoğurt, kavanoz maması vb) kullanımı giderek yaygınlaşıyorÇocukluk çağında ise en önemli tüketim ürünlerini bisküvi, çikolata, şekerleme ve patates cipsi gibi hazır gıdalar oluşturuyor. İçerikleri itibarı ile katkı maddesi içeren ürünlerin aşırı dozda tüketilmesinde bir takım sakıncalı durumlar oluşabiliyor.
Beslenmemizde en önemli konulardan biri gıda katkı maddeleri olarak düşünülebilir. Katkı maddesinin kullanma amaçlarını şöyle sıralayabiliriz;
Gıdanın besleyici değerini korumak, dayanıklılığını artırmak, raf ömrünü uzatmak,
Gıdanın doku özelliklerini iyileştirmek,
Gıdanın lezzetini ve rengini çekici hale getirmek ve korumak,
Gıdanın işlenmesi sırasındaki teknolojik zaruret,
Gıdada mikroorganizmaların gelişmesini önlemek,
Gıda çeşitliliği sağlamaktır.
Katkı maddelerinin gıdalardaki mevcut miktarlarının, yarar ve zarar ikilemi içinde detaylı araştırmalar yapılıyor. Ancak özellikle çocuklarda kontrolsüz ve bilinçsiz kullanılmaları bazı istenmeyen sonuçlar doğurabiliyor. Yediğimiz besinlerdeki katkı maddelerinin çeşitlerinin ve miktarlarının bilinmesi olumsuz sonuçların en aza indirilmesini sağlar. Gıda katkı maddelerinin kullanımı uluslararası ve ulusal örgütler tarafından denetleniyor. Bu amaçla bazen yıllar süren toksikolojik testler yapıldıktan sonra katkı maddesinin güvenirliği ile ilgili çeşitli değerlendirmeler yapılıyor. Ancak bütün bu bilimsel çalışmalara rağmen, önceden kestirilemeyen olumsuz sonuçlar nedeni ile zaman zaman katkı maddesinin güvenirliği ile ilgili kararlar değişebiliyor. Hatta bazen bu konuda ülkeler arasında bile uygulama farklılıkları ortaya çıkabiliyor.
Katkı maddeleri belli standartlar çerçevesinde E numaralama sistemine tabi tutuluyor. Özellikle üretim aşamasında kullanılan verimliliği artırıcı bazı uygulamalar da çocuk sağlığı açısından bilinen ve halen bilinmeyen yan etkileri söz konusu. Genetiği değiştirilmiş tahıl, meyve ve sebzeler, üretimde kullanılan inorganik gübreler ve bazı hormonlar bunlara örnek gösterilebilir. Katkı maddelerine karşı vücutta yan etkiler oluşabiliyor. En sık görülen alerjik yan etkilerdir ve bunların sıklığı yüzde 2'ere kadar varabiliyor. Ancak allerjik bünyeli insanlarda bu oranlar 10-15 kat daha yüksek olabiliyor. Hassas kişilerde besin katkı maddeleri ile ilgili kaşıntı, kurdeşen, alerjik nezle, alerjik deri döküntüleri, baş ağrısı, bulantı, kusma, karın ağrısı ve ishal görülebilir.
Günlük hayatta en sık tükettiğimiz katkı maddesi içeren gıdalar:
Peynirler,
Margarinler,
Soslar, ketçaplar,
Füme et ve balık ürünleri,
Bütün konserveler(meyve, sebze, balık gibi),
Marmelatlar, reçeller, tatlılar, şekerler.
Her türlü meşrubat ve içecekler.
Gündemde olan organik tarım ve organik tarımla üretilen ürünler sanayi bölgelerinden uzak özel çiftliklerde yetiştiriliyor. Havası ve toprağı sürekli kontrol altında tutulan bu çiftliklerde doğal gübre kullanılıyor. Sulamada kullanılan su, her aşamada denetlenir ve ürünlerin yetiştirilmesinde hiçbir şekilde kimyasal ilaç kullanılmaz. Tarlaları böcek ve benzeri zararlı maddeler sardığında o zararlı maddeleri yiyen ve yok eden başka zararsız böcekler tarlaya salınır. Ürünlerin yetiştirilmesinde hormon kesinlikle kullanılmaz ve ürünler besin değerleri açısından en uygun zamanda toplanır. Organik tarımla üretilmiş sebze, meyve ve tahıllardan bebekler için özel olarak hazırlanan kavanoz mamaları da annelerin bebekleri için tercih edebileceği sağlıklı seçeneklerdir.
Öneriler:
En ideal doğal beslenme olan anne sütünü asgari altı ay tek başına olmak şartıyla 2 yaşına kadar vermeye gayret göstermeliyiz.
Çocuklarımızı mümkün olduğunca doğal, katkı maddesi içermeyen, taze olarak hazırlanabilen gıdalar ile beslemeliyiz.
Güvenli olduğuna inandığımız hazır gıdaları verirken de günlük tüketim miktarlarına dikkat etmeliyiz. Normal miktarlar sorun oluşturmadığı halde, aşırı tüketimde katkı maddelerinin risk sınırları aşılabilmektedir.
Bazı katkı maddelerinin kişisel özellik gösterebileceği akıldan çıkarılmamalıdır. Bu özel durumlar için hazır gıdaların üzerinde ilave uyarılar bulunabilir.
Güncel bilgiler ışığında güvenli olduğu söylenen bazı katkı maddelerinin gelecekte farklı olarak değerlendirilebileceğini unutmamalıyız.
Çocuklarımıza yedirdiğimiz bütün hazır gıdaların güvenirliliğini takip etmemiz imkansız olduğuna göre bu amaçla toplu denetimlerin sivil ve resmi kurumlarca daha özenli bir şekilde yapılmasını sağlamalıyız.
Kaynak: pudra.com
0 yorum:
Yorum Gönder