Güneş gözlerimize nasıl zarar veriyor? Yanlış gözlük seçimi hangi hastalıklara neden olabiliyor? Güneş gözlüğü seçerken nelere dikkat etmeli? Hepsi burada…
Güneş gözlüğü mevsimi geldi! Yazın cildimizi güneşten koruduğumuz gibi gözlerimizi de güneşin zararlı ışınlarından korumamız gerekir. Güneş gözlüklerini sadece bir aksesuar olarak değil, göz hastalıklarından koruyucu olarak görmek gerekir.
Güneş gözümüze nasıl zarar veriyor?
Ultraviyole ışınları güneş ışınlarının gözle görülmeyen dalga boyunda yer alırlar ve ultraviyole A (UVA), ultraviyole B (UVB) ve ultraviyole C (UVC) olarak 3 gruba ayrılırlar. Amerikan Hastanesi’nden Göz Kliniği Şefi Doç. Dr. Osman Oram bu ışınlardan ultraviyole C ışınlarının atmosfer tabakaları tarafından emildiği ve yeryüzüne önemli derecede ulaşamadıkları için göz için herhangi bir problem oluşturmamaktadırlar. Buna karşın ultraviyole A ve özellikle de ultraviyole B ışınları göze verebilecekleri zararlar açısından önemlidir. Özellikle son yıllarda ozon tabakasındaki incelmeyle birlikte ultraviyole ışınlarının gözler üzerinde oluşturduğu olumsuz etkiler giderek artan oranda görülmektedir. Memorial Hastanesi Göz Merkezi’nden Op. Dr. Olcay Şahin ise özellikle açık renkli gözler, allerjik konjonktivit, kuru göz, retinitis pigmentoza, albinizm gibi göz hastalıkları olanlar güneş ışınlarından daha fazla etkilenmektedirler.
Güneş ışınları gözlerimizde ne gibi hastalıklara neden olabiliyor?
Op. Dr. Olcay Şahin güneş ışınlarına uzun süre maruz kalmanın gözdeki kısa vadedeki olumsuz etkilerinin deride oluşan güneş yanıklarına benzediğini belirtiyor. Korneada kuruluk, kaşıntı, batma, yanma, ağrı, kanlanma gibi şikayetler gelişir ve birkaç günde ilaç tedavisiyle düzelir. Orta vadede ise, konjonktivada kalınlaşma ve göz eti oluşmasına neden olabilir. Ayrıca gözleri devamlı kısarak bakmak göz çevresinde kırışıkların artmasına ve buradaki cildin erken yaşlanmasına neden olacaktır. Asıl ciddi olumsuz etkiler ise uzun dönemde sürekli UV ışınına maruz kalmakla ortaya çıkan makula (sarı nokta) dejenerasyonu ve katarakt gibi körlükle sonuçlanan iki önemli hastalıktır. UV ışınları, göz merceğinin içindeki proteinlerde bozulmaya yaparak daha erken yaşta katarakt gelişmesine neden olabilir. Aynı şekilde keskin görmeyi sağlayan makuladaki görme hücrelerinde hasara yol açarak makula dejenerasyonuna ve kalıcı görme azalmasına neden olur. Ciddi olan bu etkiler uzun dönemde ortaya çıkacağı için birçok insan günlük önlemler almayı ihmal eder, oysa bu tür hasarlar geliştiğinde ne yazık ki kalıcıdır ve körlükle sonuçlanabilirler.
Doç. Dr. Osman Oram ise güneşe maruz kalınma derecesini artıran çeşitli faktörlerin ultraviyole ışınlarının göze verebileceği hasarı artırabildiğini söylüyor. Bu faktörler ise şöyle:
Çevre: Ultraviyole etkisi karda, kumda ve suda daha fazladır.
Yükseklik: Deniz seviyesine göre yükseklik arttıkça ultraviyole seviyesi artar.
Enlem: Ultraviyole ekvatora yaklaştıkça yani enlem derecesi düştükçe artar.
Dış ortamda kalma süresi: Güneşte kalma süresi arttıkça alınan ultraviyole miktarı artar.
Göz ve deri rengi: Açık renkli gözlere ve deriye sahip kişiler ultraviyole açısından daha fazla risk taşır.
Günün saati: Ultraviyole miktarının en yüksek olduğu saatler 10 ila 16 saatleri arasıdır.
Mevsim: Ultraviyolenin en kuvvetli geldiği dönem ilkbahar ve yaz aylarıdır, sonbahar ve kış aylarında ultraviyole seviyesi düşer.
İlaçlar: Tetrasiklin, doksisiklin gibi bazı ilaçlar gözlerin ve derinin ışık hassasiyetini ve ultraviyolenin olumsuz etkisini artırır.
Güneş gözlüğü seçerken nelere dikkat etmeli?
Doç. Dr. Osman Oram çok sayıdaki güneş gözlüğü çeşidi arasından en uygun olanı seçerken gözlük çerçevesinin ve camların şekli dışında dikkat edilmesi gereken çeşitli faktörlerin olduğunu söylüyor.
Camların ultraviyole ışınlarını blokaj derecesi: Güneş gözlüğü alınırken dikkat edilmesi gereken en önemli özellik camların ultraviyole ışınlarını blokaj derecesidir. Normalde her gözlük camı ultraviyoleyi değişik oranlarda bloke edebilmekle birlikte etkili ultraviyole blokajı için özel kaplamalar kullanılması gerekmektedir. Güneş gözlüğünün UVA ve UVB blokaj derecelerine bakılmalı, % 99’un üzerinde UV blokajı yapabilen camlar seçilmeli, hatta % 100 blokaj oranı tercih edilmelidir. Güneş gözlüklerinde kullanılan aynalı kaplamalar göze gelen ışık miktarını düşürmekle birlikte ultraviyole blokaj oranını etkilememektedir.
Cam rengi ve koyuluğu: Güneş gözlüğü seçiminde bir diğer önemli faktör cam rengi ve koyuluğudur. Camın renginin ve koyuluğunun ultraviyole blokaj derecesiyle herhangi bir ilişkisi olmamasına ve seçimin kişisel zevke bağlı olmasına karşın her cam renginin farklı özellikleri vardır. Yeşil ve gri renkli camlar görüntü kontrastını etkilemez ve renk bozulmasına neden olmazken, kahverengi cam kontrastı ve derinlik hissini artırırken bir miktar renk bozulmasına neden olur. Mavi renk camlar karda en iyi görmeyi sağlarken diğer renklerde bozulmaya yol açar, kırmızı ve pembe renkli camlar bilgisayarda en iyi görmeyi sağlarken yine renk bozulmalarına yol açarlar. Göze zararlı olabileceği iddia edilen mavi renkli ışınları bloke eden ve uzaktaki cisimlerin daha net görülebilmesini sağlayan amber renkli camlar özellikle pilotlar, kayakçılar ve gemiciler tarafından tercih edilir. Yukarıdan aşağıya rengi açılan gradyent şeklindeki camlar özellikle otomobil kullanırken rahatsız edici yansımaları engellemeleri nedeniyle tercih edilebilir. Işık miktarına göre rengi açılıp koyulaşabilen fotokromik ya da kolormatik camlar iç ve dış ortamlarda kullanılabilmeleri nedeniyle avantajlıdır. Bu camların yüksek ultraviyole blokajına sahip olanları güneş gözlüğü olarak kullanılabilmekle birlikte özellikle ışıklı ortamdan karanlık ortama geçildiğinde cam renginin açılmasının zaman alabildiği akılda tutulmalıdır. Polarize camlar özellikle su ya da kar yüzeyinden yansıyan ışınları etkili olarak azalttıkları için özellikle denizde, kayakta ve otomobil kullanırken tercih edilmektedir. Polarize cam özelliğinin normalde ultraviyole blokajıyla ilişkisi olmamakla birlikte hem polarize olan hem de etkili ultraviyole blokajı yapabilen camlar bulunabilmektedir. Büyük ve gözleri çevreleyen güneş gözlük çerçeveleri göze kenarlardan gelen ışınları azaltmaları nedeniyle seçilebilir.
Modelini beğendiniz diye taklit gözlük kullanmayın
Sağlık Bakanlığı, ithal güneş gözlükleri için sertifika mecburiyeti getirmiştir. Sahte olmayan güneş gözlüklerinin UV ışınlarını süzdüğüne dair bir sertifikası vardır. Op. Dr. Olcay Şahin gözlük alırken bu belgenin soruşturulması, sertifikası olmayan güneş gözlüklerinin alınmaması gerektiğini belirtiyor. Sahte gözlükler, güneşten gelen zararlı ışınlara karşı gözü korumadığı gibi, aksine gözbebeğini genişleterek göze gelen zararlı ışınların miktarını artırıp göz sağlığını daha da bozmaktadır. Sahte gözlük takmaktansa hiç takmamak daha iyidir. Bu nedenle, güneş gözlüğü alırken ve seçerken çok dikkatli olunması gerekir. İyi bir koruma sağlayabilmesi için güneş gözlüğünün çerçevesi de kişinin yüz yapısına uygun olmalı ve göz çevresini kapatarak, gözlere yakın durmalıdır, gözü üstten ve yandan gelen ışınlara karşı da koruması gerekir. Güneş gözlüğü takamayan küçük çocuklar için ise alınacak önlemler; güneşin çok etkili olduğu 10.00 – 17.00 saatleri arası direkt güneşe çıkartmamak ve geniş ön siperli şapkalar kullanmak olmalıdır.
Kaynak: pudra.com
0 yorum:
Yorum Gönder