Normal doğumun avantajları

<DIV><FONT face=Calibri></FONT> </DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"></DIV> <DIV style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0px; CLEAR: both" class=separator><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjCwSsGARV9GgibH_y4rArKjrRXDoMN_Y1HcSPEdn7MBmC_xNdxLdwVgP77FZQrwdKpBLqxUiuJ5RY9FBDpA7Y-0YbiB3KrYj1ocjh1As-hKXb5qCtF3TlnWpaF4-O0JonNMm6yroH4aWso/s1600/normal-dogum-sezeryan.jpg" imageanchor="1" style="MARGIN-BOTTOM: 1em; FLOAT: left; CLEAR: left; MARGIN-RIGHT: 1em"><img border="0" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjCwSsGARV9GgibH_y4rArKjrRXDoMN_Y1HcSPEdn7MBmC_xNdxLdwVgP77FZQrwdKpBLqxUiuJ5RY9FBDpA7Y-0YbiB3KrYj1ocjh1As-hKXb5qCtF3TlnWpaF4-O0JonNMm6yroH4aWso/s320/normal-dogum-sezeryan.jpg" style="CURSOR: move" width="320"></A></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><B><SPAN style="COLOR: #cc0000" class=Apple-style-span>Normal doğumun avantajları ve dezavantajları nelerdir? Sezaryenle doğum ne zaman tercih edilmeli? Doğum şekline karar vermeden önce mutlaka okuyun...</SPAN></B></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">Türkiye'de sezaryenle doğum oranı oldukça arttı. Oysa, uzmanlar doğumun normal bir olay olduğu, bu nedenle bebeğin karın içinde ters ya da yan durması gibi bir sorun yoksa, doğum biçiminde önceliğin normal doğuma verilmesi gerektiği konusunda birleşiyorlar. </DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">Web siteniz olarak, normal doğumun ve sezaryenin avantajlarını ve dezavantajlarını sizler için inceledik… </DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><B>Normal doğumun avantajları</B></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">*Normal doğum, annenin bilinci açık biçimde gerçekleşen doğal bir olay olduğu için, anne, bebeği doğar doğmaz onunla tensel ve duygusal temas kurabiliyor, ilk ağlamasını duyabiliyor, bebeğini ilk birkaç saat içinde emzirebiliyor.</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">*Anneye anestezi uygulanmadığı için bebeğe de anestezi uygulanmamış oluyor.</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">*Bebek, ciğerlerindeki sıvıyı doğum esnasında vajinadan geçerken atabiliyor.</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">*Normal doğumda annenin kanama, enfeksiyon, organ ve doku hasarı, pıhtı oluşumu riski sezaryene göre oldukça az.</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">*Normal doğum sancılı bir süreç olsa da epidural anestezi (belden aşağısını uyuşturma) ile sancılar hissedilmeden doğum gerçekleşebiliyor.</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">*Doğum uzun ve sancılı da sürse, kadının doğumdan sonra iyileşmesi, normal hayatına dönmesi çok daha hızlı ve erken oluyor.</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">*Normal doğum yapan kadınlar hamilelikte aldıkları kiloları daha kolay verebiliyorlar.</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">*Normal doğum sürecini geçiren bir annenin sütü daha kolay gelebiliyor.</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">*Normal doğum sezaryene göre daha ekonomik.</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><B>Normal doğumun dezavantajları</B></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">*Normal doğumun ne zaman gerçekleşeceği tam olarak kestirilemiyor. Dolayısıyla bir aylık bir dönemde her an doğum olacağı beklentisine giriliyor ve sancı bekleniyor.</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">*Normal doğum, anne adayı için uzun, sancılı ve yıpratıcı bir süreç.</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">*Özellikle iri bebek doğuran kadınlarda idrar kesesi ve kalın barsağın vajina içine doğru fıtıklaşması gibi durumlar oluşabiliyor ve bunlar için ileride ek bir operasyon gerekebiliyor.</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">*İri bebeklerin doğumunda oluşan geniş vajina yırtıklarının tamiri zor ve uzun operasyonlar gerektirebiliyor.</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">*Doğum esnasında yapılan epizyo kesisinden (vajina ile anüs arasında kesi) sonra, birkaç gün, oturup kalkarken ağrı oluşabiliyor.</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">*Normal doğum esnasında bebeğin sıkıştığını gösteren bir işaret belirdiğinde ya da kordon dolanması gerçekleştiğinde, acil olarak sezaryene başvuruluyor.</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><B>Sezaryenin avantajları</B></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">*Sezaryen, doktorunuzdan randevu aldığınız gün yapılıyor. Genel anestezi ile uyutulduktan sonra gözünüzü açtığınızda bebeğinizi yanınızda buluyorsunuz.</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">*Doğum esnasında ağrı ve sancı hissetmiyorsunuz.</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">*Normal doğum saatlerce sürebilirken, sezaryende anesteziden sonra 2-3 dakika içinde bebek çıkarılıyor.</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">*Doğumun zamanı sürpriz olmuyor, doktorunuz önceden söylüyor.</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">*Genital organlarda sarkma, deformasyon oluşmuyor.</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><B>Sezaryenin dezavantajları</B></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">*Sezaryenle doğumdan sonra diğer hamilelikler için normal doğum olma olasılığı düşük.</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">*Sezaryen bir ameliyat; dolayısıyla ameliyat ve anestezi riskleri her zaman var.</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">*Genel anestezide bebek de bir miktar anestezi almış oluyor.</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">*Sezaryende de epidural anestezi yapılabiliyor ancak doktorlar çoğunlukla genel anesteziyi tercih ediyorlar.</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">*Karın boşluğu açılarak bebek alındığı için iyileşme süresi normal doğuma kıyasla daha uzun ve daha zor. *Normal hayata dönme süresi bir hafta sürebiliyor. Bu süre içinde zaman zaman yatarak istirahat etme ihtiyacı duyabiliyorsunuz.</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">*Sezaryenle doğum yapan kadınlar doğum sırasında ve sonrasında daha az kilo veriyorlar.</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">*Vücut henüz doğuma hazır olmadığı için sezaryenle doğum yapan annelerin sütü daha geç gelebiliyor.</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">*Sezaryende hastanede kalma süresi üç günü bulabiliyor. Oysa normal doğumda bu süre, bir ya da iki gün.</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">*Normal doğuma göre daha pahalı bir operasyon.</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><B>Uzman görüşleri </B></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">Dr. Bülent Urman, "Normal doğumun ne olduğunu bilmeyen, kulaktan dolma bazı bilgilerle hareket eden ve birtakım korkular edinmiş kadını, normal doğuma yönlendirmek zor oluyor. Çevresindeki arkadaşlarının neredeyse tamamının sezaryenle doğurduğunu, sezaryenin ne kadar kolay, ne kadar rahat olduğunu dinleyen kadın, koşullanmış olarak doktor karşısına çıkıyor" diyor. </DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">Prof. Dr. Cihat Şen ise sezaryen ile yapılan çoğu doğumun günü gelmeden, doğuma 15-20 gün kala gerçekleştirildiğini, oysa sezaryenle doğumun birkaç gün erken bile yapılsa, bebeğin akciğerinin dış dünyaya uyum sağlamasında birtakım sıkıntılar yarattığına dikkat çekiyor. </DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">Normal doğumda ise anne adayının günü geldiğinde sancı çekmeye başlamasının, bebeğin dış dünyaya uyumunu sağladığını anlatan Dr. Şen, "O yüzden tıbbi açıdan gerekmedikçe sezaryene başvurulmaması lazım" diyor.</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><B>Strese girmeyin, kavuşma anını bekleyin</B></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">Sezaryen mi normal doğum mu yapmalısınız; hamileliğinizin başında değil, doğuma bir ya da iki ay kala karar verin. Tabii doktorunuzla birlikte her iki yöntemi enine boyuna tartışarak ve sizin hamileliğinize, kemik yapınıza, bebeğinizin konumuna hangisinin uygun olduğuna bakarak… </DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">Hamileliğin başından itibaren aylarca doğum şeklini düşünmek, doğum stresini artırır. Hem nasıl doğuracağım stresi yapmak yerine, doğumdan sonra kavuşacağınız dünyanın en güzel varlığıyla muhteşem zamanlar geçireceğinizi hayal etmek daha iyi olmaz mı? </DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><I><SPAN style="COLOR: #cccccc" class=Apple-style-span>Kaynak: pudra. com</SPAN></I></DIV> <DIV><I><SPAN style="COLOR: #cccccc" class=Apple-style-span></SPAN></I></DIV>

Normal doğumun avantajları

  Normal doğumun avantajları ve dezavantajları nelerdir? Sezaryenle doğum ne zaman tercih edilmeli? Doğum şekline karar vermeden önce m...

Devamı »

Acaba gece elbiseniz nasıl

<DIV><FONT face=Calibri></FONT> </DIV> <DIV style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0px; CLEAR: both" class=separator><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEifxY8986SjEfTvZtaybG8PhiEVohR-uvC-Gsia4JD4UW5FwlQA13SdE_vPrf-YK8tgTAKZ6T9tnKMNb4y2ZL0kfXvIG6Xc-61TAi8JrlOB_ASY1D7aX6Lk7KxuVdoN-jfOdm_uuyPyWRrX/s1600/k%C4%B1rm%C4%B1z%C4%B1-gece-elbisesi.jpg" imageanchor="1" style="MARGIN-BOTTOM: 1em; FLOAT: left; CLEAR: left; MARGIN-RIGHT: 1em"><img border="0" height="272" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEifxY8986SjEfTvZtaybG8PhiEVohR-uvC-Gsia4JD4UW5FwlQA13SdE_vPrf-YK8tgTAKZ6T9tnKMNb4y2ZL0kfXvIG6Xc-61TAi8JrlOB_ASY1D7aX6Lk7KxuVdoN-jfOdm_uuyPyWRrX/s320/k%C4%B1rm%C4%B1z%C4%B1-gece-elbisesi.jpg" width="320"></A></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><B><SPAN style="COLOR: #cc0000" class=Apple-style-span>Sürprizler yapmayı ve partileri seven herkes için. Acaba gece elbiseniz nasıl olmalı...</SPAN></B></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">Hazırlanan özel gece ve parti koleksiyonlarında yine farklı parti konseptlerine göre seçenekler var.</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">Bizleri zor bir dönem bekliyor. Birçok karar alacağımız bu haftalarda, hediye maratonunu bitirdikten sonra, nasıl bir gece geçireceğimize karar vereceğiz, ardından da ne giyeceğimize... Gecenin konsepti, şıklığımıza yön verecek...</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">Görkemli kutlamalardan şık ev davetlerine, sokak sokak parti dolaşanlardan kırmızı giymeyi seçenlere kadar sonsuz seçenekler sunan Derishow, uçuşan ipekler, ışıltılı metalik deriler, kürk pelerinler, kıpkırmızı şapka ve eldivenlerle stil sahibi kimliğinizi destekliyor. Top Shop gecelerinde başrolde trendler var. Dizin hemen üzerinde biten hacimli tül etekler ve pullu elbiseler altında yüksek topuklar göze çarpıyor. Kısa paçalı dar pantolonların kombini ise baskılı ve bol kesimli penyeler. Markanın Kate Moss koleksiyonu ise biraz daha aykırı bir ruha sahip. Bu sezon zımbalı aksesuarlarla vurgulanan ışıltılı elbiseler, ince örgülü trikolar, ince dantel işlemeler ve kişiye özel dikilmiş gibi duran kıyafetler öne çıkıyor. Küçücük zımbalı tuniklerden grafik desenli elbiselere, fildişi renkli ipek mini elbiselerden zümrüt yeşili Marilyn Monroe tarzı elbiselere kadar tüm parçalara zarif detaylar hakim.</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">Twist gece koleksiyonunda parlak kumaşlar kadar, gri ve ara tonların arasına serpiştirilen flaş renkler dikkat çekiyor. Dinamik parti kızlarının favorilerinden biri olan tunik elbiseler, kalın kemerlerle tamamlanmış. Balon etekler ve elbiseler kadar, büyük cepli minik siyah modeller de gözde. Saten morlar, fuşya ve maviler kalın siyah opak çoraplar, mini bolero ve stiletto'larla tamamlanıyor. Aksesuarların öne çıktığı bu konsepte, skinny denim pantolonlara renkli parlak üstler, kimono kollu bluzlar eşlik ediyor. Kepler, kemerler, bileklikler ve takıları saymıyoruz bile...</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">Stephanel, bu yıl bir ilke imza atıyor ve çarpıcı bir gece koleksiyonu sunuyor sizlere. Uzun elbiseler, balonlu etek formlarıyla son derece gösterişli bir duruşa sahip. Mor ve siyah ağırlıklı elbiselerde, parlak taftalar, şifonlar, modern tasarımlarıyla hızlı bir geceye ortak olmaya hazır.</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">En çok elbise seçeneği bulabileceğiniz BCBG'de ise miniler kadar, dantel, şifon, kadife karışımları ve dekolteleriyle öne çıkan, içinde kendinizi bir "prenses" gibi hissedebileceğiniz modeller var. Fiyatları 500-1500 YTL arasında değişiyor.</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><B>Parti alışverişlerinde en çok yapılan hatalar:</B></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">1- Bedene sımsıkı oturan, kalın kemerlerle tamamlanan elbiselere göz atarken vücut şeklinizi dikkate alın. Moda olan her şey size yakışacak diye bir şey yok.</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">2- Seçim yapın: Ya minisi iddialı bir elbise ve dikkat çeken yüksek topuklar, ya da sade bir elbise ve çarpıcı mücevherler... Her ikisi bir arada istenilen etkiyi vermeyebilir.</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">3- Gecenin konsepti, ne kadar seksi görünmeniz gerektiğini belirleyecek. Mütevazı bir ev veya ofis partisi için çıtayı aşmış olabilirsiniz!</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">4- Gecenin renginin siyah olması gerekmiyor. Altın tonları, mor, mürdüm, fuşya, gri gecelerin yeni yıldızları...</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">5- O gece uzun olacak... Nasıl göründüğünüz kadar o kıyafetler içinde nasıl hissettiğiniz de önemli. Renkler ve kumaşlarla oynanan oyunlar, bu yıl dekoltelere karşı tartışılmaz bir üstünlüğe sahip.</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">6- Rengi ne olursa olsun, elinize alacağınız büyük bir clutch el çantası, şık bir broş ya da küpe, şık bir saç tokası veya seksi bir ayakkabı, sizleri partinin "stil sahibi" kadınlarından biri yapmaya yetecek.</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">7- Güzel bir vücudun sırrını açıklıyoruz: İç çamaşırı seçimi önemli. Küçük bir detayıyla gece elbisenizin havasını değiştirebilirsiniz. Göğüsleri dik, büyük veya küçük gösteren sutyenleri, derin sırt dekolteleri için seçenekleri, popo kaldıran ve karnı saklayan korseleri mutlaka sorun.</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">8- Vücut küsurlarını saklamak için birkaç öneri: Eğer kilo sorununuz yoksa ve basenlerinizi saklamak istiyorsanız, o zaman balon formu sizin için ideal. Karnınızı gizlemek isterseniz de göğüs altından bollaşan ampir elbiseler, kimi zaman da sık, ince drapeler size yardımcı olabilir.</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">9- Yılbaşı partilerinde ışıltı yine başrolde. Tepeden tırnağa payetli bir elbiseyi fiziğine güvenenlere öneriyoruz. Ama aksi bir durumda, kumaş bir pantolonun üzerine kayık yaka, yarasa kollu, hafif sırt dekolteli payetli bir bluz çok şık duracaktır.</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">10- İlk kural, mini bir elbise giyerseniz, diz kapaklarınıza kadar uzanan bir çizmeden kaçının. Özellikle de boyunuz kısaysa. Eldivenlar, stiletto'lar, saç aksesuarları, kalın bileklikler, parlak mücevherler partilerin başrol oyuncuları.</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><I><SPAN style="COLOR: #cccccc" class=Apple-style-span>Kaynak:Kelebek, Esra Midilli</SPAN></I></DIV> <DIV><I><SPAN style="COLOR: #cccccc" class=Apple-style-span></SPAN></I></DIV>

Acaba gece elbiseniz nasıl

  Sürprizler yapmayı ve partileri seven herkes için. Acaba gece elbiseniz nasıl olmalı... Hazırlanan özel gece ve parti koleksiyonların...

Devamı »

“Zorlanmış kadın”larda görülen belirtiler

<DIV><FONT face=Calibri></FONT> </DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"></DIV> <DIV style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0px; CLEAR: both" class=separator><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh8GigM05DN3ocqgzdbZOcZmIIyoSLo2lJgIsrum4MsT3Y7ol4RFK6mnkhvYpdh7T0mMXEl9LpNZfX1IuQ8raG3fP4X4A2fM3q2lxVlWyzp_hPVDOxO28UGLjti4SD6RHIw3m4dP0_HTzte/s1600/super_kadin_sendrom.jpg" imageanchor="1" style="MARGIN-BOTTOM: 1em; FLOAT: left; CLEAR: left; MARGIN-RIGHT: 1em"><img border="0" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh8GigM05DN3ocqgzdbZOcZmIIyoSLo2lJgIsrum4MsT3Y7ol4RFK6mnkhvYpdh7T0mMXEl9LpNZfX1IuQ8raG3fP4X4A2fM3q2lxVlWyzp_hPVDOxO28UGLjti4SD6RHIw3m4dP0_HTzte/s320/super_kadin_sendrom.jpg" width="320"></A></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><B><SPAN style="COLOR: #cc0000" class=Apple-style-span>"Süper anne" ya da "zorlanmış anne sendromu" olarak tanımlanan rahatsızlık modern çağın kadını için en büyük tehlikelerin başında geliyor. Detaylarını mutlaka okuyun.</SPAN></B></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">Günümüz kadınlarının pek çoğu hem çalışıyor, hem ev işleri ile ilgileniyor, çocuğuna bakıyor bir yandan da fit ve sağlıklı görünmeye çalışıyor. Günlük hayatın koşuşturması içinde, iş ve sosyal yaşantısının tüm zorlukları arasında mekik dokuyan kadın pek çok fiziksel ve psikolojik rahatsızlıkla baş etmek sorunda kalabiliyor. "Süper anne" ya da "zorlanmış anne sendromu" olarak tanımlanan bu rahatsızlık modern çağın kadını için en büyük tehlikelerin başında geliyor. Memorial Şişli Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Uz. Dr. Leyla Benkurt Alkaş, süper anne sendromu hakkında bilgi verdi ve önerilerde bulundu.</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><B>Halsizlik, konsatrasyon güçlüğü, cinsel istekte azalma ve beraberinde gelen pek çok hastalık…</B></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">30 yaş üstü, çocuk sahibi olup da kariyerini erkek meslektaşları kadar yoğun yaşayan kadınlarda yeni yeni tanımlanmaya başlanan bir grup belirti kümesi mevcut. "Süper anne sendromu" olarak adlandırsa da aslında "zorlanmış anne sendromu" da denebilir. Tıbbi olarak farklı hastalık belirtileriyle ortaya çıkan bu durum, iş verimini düşürdüğü gibi sağlık masraflarını da ciddi boyutta artırmaktadır.</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">2-3 aydan daha uzun süren baş ağrıları, kaslarda-eklemlerde ağrılar, kramplar, bağırsaklarda şişkinlik, hazımsızlık, uykusuzluk, sürekli yorgunluk, halsizlik, kırıklık, cinsel istekte azalma, çarpıntılar, konsantrasyon zorlukları gibi belirtiler ortaya çıkınca ister istemez doktor olarak bir sürü hastalık akla geliyor. En basitinden en ağırına; kansızlıktan, romatizmaya, kanserden, migrene tüm vücut sistemlerini muayene etmek gerekiyor. Alınan onca kan tahlilleri, çekilen MR'lar, EKG'ler, kaslar için EMG'ler sonrası net bir hastalık tanısı koymak kolay olmuyor. "Kronik yorgunluk sendromu, tükenmişlik sendromu, fibromiyalji, psiko-somatik hastalık, anksiyete bozukluğu…" tarzında tanılar yazılıyor.</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><B>Bazen kişisel kapris olarak dahi değerlendirilebiliyor </B></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">Bu hastalık belirtilerini hasta yaşıyor ve büyük ıstıraplar çekiyor. Alışılagelmiş, görünen bir hastalık tanısı olmayınca da ailesine, iş arkadaşlarına hatta bazen doktoruna hastalık belirtilerini gerçekten yaşadığı ve acı çektiğini ispatlamak zorunda kalıyor. Aslında en trajik olan durum da bu. Siz her şeyin en iyisini mükemmel bir şekilde yapmaya çalışıyorsunuz ve karşılığında bedeniniz bir dizi rahatsızlık çıkarıyor, çevrenizdeki insanlar da sizi anlamıyor, takdir etmiyor. Hatta rahatsızlıklarınızı abarttığınızı, dikkat çekmeye çalıştığınızı, kapris yaptığınızı düşünüyor. Tabii arkasından gelen hayal kırıklığı, kimseye yaranamamanın yalnızlığı ve yetersizlik duygusu ile daha da fazla çabalama, titizlenme ile giden kısırdöngü…</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><B>"Zorlanmış kadın"larda görülen belirtiler:</B></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">*Halsizlik, dermansızlık, işlere başlamada güçlük</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">*Günlük işleri yapmayı zorlaştıracak ve yatak istirahati ile geçmeyen yorgunluk, bıkkınlık, tükenmişlik hali</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">*Baş ağrıları, unutkanlık, kafada ağırlık hissi, sürekli yapacaklarını düşünme ,düşünce kargaşası, uykusuzluk, dinlendirici uyku uyumama</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">*Depresyon, sürekli gergin endişeli olma, panik ataklar, cinsel isteksizlik</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">*Mide-bağırsak rahatsızlıkları, sindirim anormallikleri, şişkinlik</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">*Eklem ağrıları, romatizma, artrit, artroz, kas ağrıları, belde-boyunda ağrı ve kas sertleşmeleri, kramplar</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">*Grip benzeri rahatsızlıklar, hafif ateş-üşüme, boğazda ağrı</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><B>Eğitimli, çalışkan, titiz, mükemmeliyetçi ve hırslı annelerde bu durum daha sık ortaya çıkıyor</B></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">Burada modern şehir hayatının, çalışan kadınların yaşam koşullarının, toplumsal rol ve sorumlulukların, çocuk bakımında annenin yerinin, iş dünyasındaki rekabet kriterlerinin, akraba ilişkilerindeki beklentilerin gözden geçirilmesi önemlidir.</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">Kadının eğitim süresinin uzaması, ekonomik gelirinin artması çok olumlu bir süreçmiş gibi görünse de aslında kadını kıskıvrak yakalayıp ezmektedir. Çünkü kadının toplum ve aile içindeki rolü değişmemiştir. Kadın eğitimine verdiği zaman ve emek nedeniyle kariyerinde yükselmek ve en iyisi olmayı yaşam hedefi olarak seçer. Evlilik ve çocuklu olmanın buna engel olmaması gerektiğini düşünür. "çocukta yaparım kariyer de…" şarkısı eşliğinde erkek meslektaşları ile omuz omuza çalışıp, gerektiğinde rekabet eder.</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><B>Kadına büyük sorumluluklar yükleniyor ve kadın da bunu görev ediniyor</B></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">Bununla birlikte kendi anne-babası, kocası, kocasının sülalesi, komşular, hatta kendi durumundaki diğer kadınlar kendisinden klasik kadın rolleri ister. Evinin düzeni, temizliği, yemeği, alışverişi kocasıyla ortak yarılsa da sorumluluk ve hesap verecek kişi kadın olur. İyi bir eş olarak, kocasını dinlemek, önceliği ona vermek, dış ilişkilerde arka planda durmak, alttan almak hep kadının görevidir. Eşine, kayınvalidesi kadar güzel yapmak, aileye sofralar donatmak, evlenene, hastaya tüm sosyal olaylarda hediye alıp, kutlamak, hatır sormak onun görevidir. </DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><B>Altın bilezik tasma haline gelirse… </B></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">Asıl trajedi çocuk yapmayla başlar. Belki hormonların, beyin yapısının, belki de toplumun beklentisinden çocuğun tüm sorumluluğu anneye kalır. 3 yaşa kadar sürecin böyle olması kısmen beklense da anne çocuğunun sorumluluğunu ölene kadar taşır.</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">Çocuğun, doğru beslenmesi, yeterli eğitimi, sanatsal ve sporsal faaliyetleri, artık parası olan, araba kullanan, her işi tek başına beceren kadının omzuna konulu verir. Altın bilezik, gerdanlık görüntüsündeki bu yetkiler, beceriler, özgürlükler metropol kadınının tasmaları, yularları haline gelir.</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><B>24 saat yetmeyebiliyor</B></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">Son zamanlarda bu koşuşturmacaya "fit görünme, sağlıklı beslenme, spor yapma, kaliteli yaşama, gezme, görme, cemiyetin içinde yer alma" beklentileri de eklenince, kadına 24 saat yetmez oldu.</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">Kadın dergilerinde, medyada, internet ortamında her şeyi tam yapma, mükemmel yaşama tüyoları sürekli kadını zorlamakta yormaktadır. Bu mükemmel olmaya çalışan, tükenmiş, zorlanmış ve gevşemeyi unutmuş anneler; çocuklarını da daha 5 yaşında benzer yaşam şartları için hazırlanmaya başlar. Artık göz göze diz dize oturan, sessiz-sessiz bakışan, beraber denize taş atan, ayaklarını sallayıp birbirine gülümseyen, sokakta bir kediyi, kuşu durup seyreden çocuk –anne görüntüleri azaldı. Sürekli; oyun grubu, drama, müzik dersi, proje malzemesi, ödevler, testler, okul kursları, dershaneler, yaz okulları arasında koşturan, çocuk taşıyan şoför anneler, öğretmen anneler, hizmetçi anneler, dadı anneler, yaşam koçu anneler oluştu. </DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><B>Çocuklar da bu durumdan olumsuz etkileniyor</B></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">Bu "hiçbir şeyden kusur kalmayalım" koşturmacası içinde, çocuklarda da gevşeyememe, sürekli bir yetişkine ihtiyaç duyma, sürekli canı sıkılma, kendini oyalayamama durumları görünüyor. Sık sık hastalanan, başı –karnı-bacakları ağrıyan, mızıl mızıl şikayetçi çocuk sayısı artıyor. </DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">Çocuklar büyürken kendilerine zaman ayıran ama saçını süpürge etmeyen anneye, geniş zamanlara, geniş mekanlara ihtiyaç duyarlar. Hızla yapmaları istendikçe, yetişmek zorunda kaldıkça, kendisi istemeden imkanlar önüne sunuldukça; minnet etmeyen, kendi işini görmek istemeyen, doyumsuz, memnuniyetsiz, meraksız, amaçsız çocuklar yetişmektedir. Örneğin kendi giysisini giyme, yeni bir şeye özenme, ona ulaşmak için bekleme, emek ve uğraş içine girme, kendisine sunulan imkan ve nimetlerin kıymetini bilme, bunun için minnet duyma, kendi uğraştığı için merak etme, bağlanma, sahiplenme, kendinin yönettiği, doldurduğu zaman dilimlerini bu amaçlar için doldurma yeteneği kazanmak asıl özgürlüktür. Ama anneler kendileri bunu sağlayamazken çocuklarına öğretmeleri mümkün olmamaktadır.</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><B>Hayatı yavaşlatın ve tadını çıkarın</B></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">Hayatı, yalınlaştırmak, sadeleştirip asıl işin özüne varmak çok önemli. Hayatı dolu dolu mükemmel yaşama adına o kadar çok uyaran ve renkler, baştan çıkarıcı öğütler var ki…. Bazen hayat bir sürü lezzetli ve değişik yemeğin, tatlının, içeceğin, meyvenin olduğu açık büfe gibi geliyor. Her iyi ve güzel görüneni dener, hepsini tatmaya çalışırsanız hazımsızlık, bulantı, yorgunluk, kilo alma, vücudunuzu aşırı zorlama, tatilinizi kötü geçirdiğiniz için kendinizi suçlama sonuçlarından başka bir şey yaşayamazsınız.</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><B>Mutlaka uzman yardımı alın</B></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px">Tanıyı doğru koyup, tedaviden başarılı sonuç alınabilmesi için dahiliyeci, psikiyatrist, fizyoterapist, diyetisyen, nöroloji ve endokrinoloji uzmanı ortak çalışması gerekiyor. Teşhis konulduğunda doktorlar hastayı yapması gereken egzersizler, çalışma temposu, beslenme alışkanlıkları, stresten arınma yöntemleri, yakınmaları artıran ve azaltan faktörler konusunda bilgilendirmeli, ardından şikayete yönelik tedavi planı yapılmalı. Hem doktorlar hem de hastalar insanın savunmasını bozup, her tür hastalığa zemin oluşturan bu tabloyu tanımalı ve ciddiye almalıdır.</DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><BR></DIV> <DIV style="MARGIN: 0px"><I><SPAN style="COLOR: #cccccc" class=Apple-style-span>Kaynak:pudra. com</SPAN></I></DIV> <DIV><I><SPAN style="COLOR: #cccccc" class=Apple-style-span></SPAN></I></DIV>

“Zorlanmış kadın”larda görülen belirtiler

  "Süper anne" ya da "zorlanmış anne sendromu" olarak tanımlanan rahatsızlık modern çağın kadını için en büyük tehli...

Devamı »

Dümdüz bir karın için şu basit noktalara dikkat

<div style="margin: 0px;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh-RFjAPBgsO89GK9mGEjkCBAdakp2JuOFuFuLP0wpFJXm-hGCJymKtoIhMLDCsxfzjnze0lYx7Ow1erMXGZedjf6W9mtA_DMT44HHKh0lssccZmZJIZhzGfxnRTUGXPGyKvXI3fD05tESP/s1600/gobekerit.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="267" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh-RFjAPBgsO89GK9mGEjkCBAdakp2JuOFuFuLP0wpFJXm-hGCJymKtoIhMLDCsxfzjnze0lYx7Ow1erMXGZedjf6W9mtA_DMT44HHKh0lssccZmZJIZhzGfxnRTUGXPGyKvXI3fD05tESP/s400/gobekerit.jpg" width="400" /></a><b><span class="Apple-style-span" style="color: #cc0000;">Dümdüz bir karın için ille de aç kalmaya ve ya çok iyi photoshop bilginize gerek yok. Sadece ne yiyeceğinizi ve nasıl yiyeceğinizi bilmeniz yeterlidir.</span></b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Ne olur, yiyin!</b></div><div style="margin: 0px;">Tartının gösterdiği rakamın düşmesini istiyorsanız, yemeniz ve daha fazla olmak koşuluyla egzersiz yapmanız gerekiyor. Her gün kullandığınız kalorinin %10 ila 30'u, yediklerinizi sindirirken yakılır. Bu çok hoş! Çünkü yeme arzumuzu karşılarken, aslında kalorilerimizi yakıyoruz. Fakat tüm gıdalar, aynı şekilde yaratılmamıştır. Vücudunuz proteini sindirmek için (tüketilen 100 birimden yaklaşık 25'i yakılır) yağ ve karbonhidratları sindirmek için yaktığından (tüketilen 100 birimden yaklaşık 10-15'i yakılır) daha fazla kalori kullanır.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Abs Diet bu yüzden zayıf, sağlıklı protein ilavesi üzerine yoğunlaşmaktadır. Her şeyden makul bir şekilde yemek yiyin; böylece daha fazla kalori yakarsınız. Protein, aynı zamanda kasları oluşturan besin maddesidir ve ne kadar çok kasınız olursa, metabolizmanız da o kadar güçlü olur ve gün boyunca o kadar çok kalori yakarsınız. Kilo alıp verirken, kaslarınızda mikroskobik yırtılmalar oluşur. Bu yırtıkları onarmak için vücudunuz, hasarı değerlendirmek ve kası onarmak amacıyla yeni proteinlere ihtiyaç duyar. Protein, yeni kas lifleri oluşturarak, orijinal hücre yapınızı güçlendirir.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">European Journal of Clinical Nutrition'da yayınlanan bir çalışmada denekler dört çeşit karışımdan (%60 protein, %60 karbonhidrat, %60 yağ veya her 3.'nden eşit miktarda içeren bir karışım) birini içtiler. Sonra kendilerine öğle yemeği sunuldu. En az yemek yiyen grup, yüksek proteinli veya karışık besin maddeli karışımı seçenler oldu. Her iki karışım da aynı miktarda kalori içeriyordu, fakat protein katılımcıların daha tok hissetmesini ve daha az yemesini sağladı.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">İyi haberler bununla da bitmiyor. Zayıf proteinler üzerine odaklanan bir yeme planının takip edilmesi, öncelikle vücudunuzun orta bölümündeki kilo kaybını hızlandıracaktır. Danimarka'da yapılan bir araştırmada uzmanlar, 65 deneği %12 protein diyeti, %25 protein diyeti veya diyet içermeyen bir programa tabi tuttular. İlk iki grupta yaklaşık %30 düzeyinde olan kalori yüzdesinin, yağdan kaynaklandığı görüldü. Düşük proteinli diyeti uygulayanlar ortalama 4 kilodan daha fazla kilo kaybederken; yüksek proteinli diyeti uygulayanlar ise ortalama 7 kilo kaybetti ve düşük protein grubundan daha az kalori aldı. Daha şaşırtıcı olan istatistik ise ne kadar kilo verdikleri değil, hangi bölgeden kilo verdikleriydi. Yüksek proteinli diyet yapanlar, karın bölgesinde iki kat daha fazla yağ yaktı.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Muhtemelen bu diyete başlamak için sabırsızlanıyorsunuz. Plan basit: Arka sayfadaki 6 ilkeye bağlı kalın ve burada anlatılan Abs diyet egzersizini takip edin. iki haftada veya daha kısa sürede 4 kiloya kadar yağ –öncelikle göbek bölgesinden yağ yakabilirsiniz.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>1. Günlük öğünlerinizi 6'ya bölün</b></div><div style="margin: 0px;">Anahtar sözcük: Enerjiyi dengeleyin. Yani ne kadar kalori aldığınızla, ne kadar kalori yaktığınızı kıyaslayın. Georgia State Üniversitesi'nde yapılan araştırmalara göre; saatlik 300–500 kalori alımını ya da verimini dengelerseniz; kilo kaybetmeniz kolaylaşır ve kaslarınız daha fazla çalışır. Günde sadece 3 öğün yemek yerseniz, enerji dağılımını sağlıklı olarak dengelememiş olursunuz. Öğün aralarında kalori yakımı, kalori alımından daha fazla; öğün sırasında ise bu durum tam tersi haldedir. Bu nedenle öğünleri büyük tutmaktan ziyade; porsiyonlarınızı küçültün ve her 2–3 saatte, bir şeyler yiyin. Böylece hem kendinizi tatmin edebilir, hem de diyetinizi düzenli bir şekilde sürdürebilirsiniz.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>2. Aşağıdaki 12 güç kaynağını programınızda es geçmeyin</b></div><div style="margin: 0px;">Bu 12 güç kaynağı; proteinli ve lif özlü besinler ile yağ oluşumunu engelleyen gıdalar içermekle beraber; o kadar etkilidir ki düzenli olarak alındıklarında, daha sağlıklı ve formda bir vücuda sahip olmanızı destekler. Zorunda olmamakla birlikte, bütün öğün ve ara öğün yemeklerinizde bu 12 güç kaynağını esas tutarsanız, vücudunuzdaki değişim süreci hızlanacaktır.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Şu basit ince noktalarına dikkat edin: </b></div><div style="margin: 0px;">• Ana öğünlerinizde bu yapı taşlarından 2 ya da 3 tanesinin ya da en azından 1 tanesinin her ara öğününüzde bulunmasına özen gösteriniz. </div><div style="margin: 0px;">• Protein, karbonhidrat ve yağ gibi yapı taşlarından yeterli miktarda edinmek için öğününüzü mineraller açısından çeşitlendiriniz.</div><div style="margin: 0px;">• Her ara öğününüzün özellikle protein destekli olmasına özen gösteriniz.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><i>Badem ve kabuklu yemişler</i></div><div style="margin: 0px;">Kas oluşumunu destekleyip, açlık hissini yatıştırır. Obezite, kalp hastalıkları, kas kaybı, kırışıklık oluşumunu, kanser ve yüksek kan basıncını engellemeye yardımcı olacaktır.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><i>Baklagiller</i></div><div style="margin: 0px;">Kas oluşumu ile yağ yakımını sağlamanın yanı sıra sindirim sistemini düzene sokar, obezite, bağırsak kanseri, kalp hastalıkları ve fazla kan basıncına karşı savaşır.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><i>Ispanak ve diğer yeşil sebzeler</i></div><div style="margin: 0px;">Yaşlanmayı geciktirecek molekülleri harekete geçirir. Kanser, kalp hastalıkları, obezite ve kemik erimesine karşı çok etkili bir silahtır.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><i>Süt ürünleri</i></div><div style="margin: 0px;">Güçlü kemik oluşumunu sağlar ve kilo kaybını hızlandırır. Kemik erimesi, obezite, kanser ve yüksek kan basıncı riskini düşürür.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><i>Yulaflı besinler</i></div><div style="margin: 0px;">Enerji verir, kolesterolü düşürür ve kan şekeri değerlerinin normal bir seviyede tutulmasını sağlar. Kalp hastalıkları, obezite, bağırsak kanseri ve şeker hastalıklarını engellemede etkilidir.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><i>Yumurta</i></div><div style="margin: 0px;">Kas oluşumunu sağlayıp, yağ oluşumunu engeller. Obeziteye karşı savaşır.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><i>Hindi ve diğer beyaz etler</i></div><div style="margin: 0px;">Kas miktarını artırır ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Obezite ve çeşitli hastalıklara karşı savaşır.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><i>Fıstık ezmesi</i></div><div style="margin: 0px;">Testosteron ve kas miktarında ciddi bir artış sağlar. Yağ yakımını hızlandırır. Obezite, kas kaybı, kırışıklık oluşumu ve kardiyovasküler hastalıkların oluşumunu engellemeye yardımcı olacaktır.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><i>Zeytinyağı</i></div><div style="margin: 0px;">Kolesterolün düşük bir seviyede tutulmasını ve bağışıklık sisteminin güçlenmesini sağlar. Obezite, kanser, kalp hastalıkları ve yüksek kan basıncı riskini düşürür.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><i>Buğday ekmeği ve mısır gevreği</i></div><div style="margin: 0px;">Vücudun yağ depolamasını engeller. Kalp hastalıkları, kanser, obezite ve yüksek kan basıncı gibi problemlere karşı çok etkilidir.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><i>Ekstra-protein tozu</i></div><div style="margin: 0px;">Hızlı kas oluşumunu ile yağ yakımını sağlar. Aşırı şişmanlığı önler.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><i>Çilek ve böğürtlenler</i></div><div style="margin: 0px;">Kalbi korur, görme duyusunu geliştirir, vücut denge ve koordinasyonunu sağlar. Hafızayı güçlendirir ve açlık duygusunu geçiştirir. Kalp hastalıkları, kanser ve obeziteye karşıda etkilidir.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>3. Düzenli aralıklarla smoothie için</b></div><div style="margin: 0px;">Smoothie'nin süt, yağsız yoğurt, protein tozu, buz ve diğer güç kaynağı besinlerin karışımı- iyi bir öğün destekleyicisi ve etkili bir ara öğün olarak işlevi vardır. Hazırlaması çok kısa bir zaman almakla birlikte; içerdiği küçük ve sulu meyveler, tatlandırılmış whey protein (peynir suyu tozu) veya fıstık ezmesi şeker ihtiyacınızı giderirken, hafif gıdalar olmaları sebebiyle midenizde fazla yer kaplamazlar. İlk iş olarak elinize bir mikser alın ve 250 gramlık meyve parçacıklarını karıştırın. Kahvaltıda veya egzersiz öncesi ya da sonrasında smoothie içebilirsiniz.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>4. Kalori hesaplamayı bırakın</b></div><div style="margin: 0px;">12 güç kaynağı ve bunlara eş değerdeki besinleri tüketerek, aldığınız kaloriler bir anlamda kendiliğinden sayılacaktır. Bu besinler, sağlıklı ve tatmin edici oldukları gibi aynı zamanda enerji vericilerdir ki bu en fazla geceleri dışarıdayken işinize yarar. Ayrıca, ekmek ya da fıstık ezmesi gibi kalorisi fazla olan yiyecekler üzerinde biraz limitli davranmak, akıllıca olacaktır. Diğer bir püf nokta ise kendinizi her yemek grubundan 1–2 porsiyon alarak sınırlandırmanız ve 1 öğün boyutunuzu toplamda 1 tabak çapı olarak belirlemenizdir.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>5. Ne içip içmemeniz gerektiğini öğrenin</b></div><div style="margin: 0px;">Alkolün sizi tehlikeye sokabileceği tonlarca yol mevcut. Alkol, sizi tok hissettirmeyeceği gibi açlık hissinizi de gidermez. Vücutta yağ yakımını sağlayan ve kas oluşumunu tetikleyen hormonların üretimini engelleyen alkol tüketimi, %36 oranında daha az kalori yakmanıza neden olarak, aldığınız besinlerdeki yağların vücudunuzda daha fazla depolanmasına yol açar. Eğer alkolden vazgeçemem diye düşünüyorsanız, kendinizi haftalık 2–3 içkiyle sınırlandırın. Su, her ne kadar Miller kadar heyecan verici olmasa da günde en az 8 bardak su içmenin birçok yararı vardır. Mesela su, tatmin olmanızı sağlar çünkü çoğu zaman açlık diye nitelendirdiğimiz hisler, aslında susuzluğumuzdan kaynaklanır. Su ayrıca vücudumuzdaki dışkılardan kurtulmamıza yardımcı olurken; yararlı mineralleri kaslara ulaştırarak, metabolizmanızın işler bir şekilde çalışmasını sağlar. Çok su içme taraftarı değilseniz; yağsız süt, yeşil çay ya da soda da işe yarar.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>6. Haftanın sadece 1 öğünü için bu 5 püf noktayı unutun</b></div><div style="margin: 0px;">Eşinizi aldatmanızı ya da vergi kaçırmanızı asla savunmuyoruz, fakat bu sefer haftalık rejim programınızın sadece 1 öğününü ekmenizi destekliyoruz. Bütün kalori hesaplarını bir yana bırakın ve kendinize yarım bir pizza ısmarlayın ya da bir Kit kat veya canınızın çektiği bir şeyin tadını çıkararak yiyin; tekrar programınıza dönmek üzere, bir süre oburluğun tadını çıkarın.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><i><span class="Apple-style-span" style="color: #999999;">Kaynak: Ekolay</span></i></div><div><span class="Apple-style-span" style="color: #999999;"><i><br /></i></span></div>

Dümdüz bir karın için şu basit noktalara dikkat

Dümdüz bir karın için ille de aç kalmaya ve ya çok iyi photoshop bilginize gerek yok. Sadece ne yiyeceğinizi ve nasıl yiyeceğinizi bilmeni...

Devamı »

Terk edilme korkusu mu, aldatılma şüphesi mi?

<div style="margin: 0px;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgM3Hjc4GeMQKsQnP2lrvKB1HQJiAFRs0XOy28xhwwG13WFM_pB_-uRAdbfz5V13IuSSeib189UypKQzM3DS8i-ELzd1oiROboZ8_0pp5Wy5GxJMi6NGbDHirR3F67Zap61WrFkRxHfld3n/s1600/e%C5%9Fleraras%C4%B1.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="226" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgM3Hjc4GeMQKsQnP2lrvKB1HQJiAFRs0XOy28xhwwG13WFM_pB_-uRAdbfz5V13IuSSeib189UypKQzM3DS8i-ELzd1oiROboZ8_0pp5Wy5GxJMi6NGbDHirR3F67Zap61WrFkRxHfld3n/s400/e%C5%9Fleraras%C4%B1.jpg" width="400" /></a><b><span class="Apple-style-span" style="color: #cc0000;">Terk edilme korkusu, aldatılma şüphesi, kıskançlık, kaygı bozukluklarına dikkat edin ve bu önerilere göz gezdirin...</span></b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Güven duygusundan yoksun evliliklerde; aşırı sahiplenme, kısıtlayıcı ve engelleyici tavırlar, sözel ya da fiziksel şiddet eğilimi, terk edilme korkusu, aldatılma şüphesi, kıskançlık, kaygı bozuklukları gibi davranım sorunları olduğu görülmektedir. Bu konudaki önerilerimize kulak verin, deriz!</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Kişi kendi yaşadığı güven eksikliğinin getirdiği olumsuz duygu durumlarını karşısındaki kişiye yansıtır. Bu tip ilişkilerde özgüveni düşük olan taraf sevgi kaynaklı olduğunu iddia ettiği öfke ve kıskançlık duygularını öne çıkarır. Bu duygu ilişkilere öylesine yapışmıştır ki "Seven insan Kıskanır" türünde deyimlerde bile yer bulabilmiştir. Oysa seven insan kıskanmaz, serbest bırakır. Sevdiği insanın kendine özel alanları ve ilgileri olduğunun bilinciyle hareket eder.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Güven eksikliği diğer bir ifadeyle yetersizlik duygusudur. Yetersiz olduğunu düşünen birey, kendisinde olmadığını düşündüğü niteliklerden dolayı beraber olduğu insanın başkalarına ilgi duyabileceğinden endişe duyar. Bir süre sonra da bu endişe duygusu gerçeklik halini alır ve kişinin kendisi de buna inanır. İnançlar da yargıları oluşturur. Beraber olduğu insanı yargılamaya başladığında artık birçok şey geri dönülemez noktaya gelmiştir. Toplumsal baskıların getirdiği bir kabullenicilikle bu evlilik ya katlanılarak sürdürülmeye çalışılır ya da yıpratıcı süreçlerden sonra öfke duygularıyla beraber bitme noktasına gelir. Bu nokta "Ne seninle, ne de sensiz" noktasıdır. Arada çocuklar da varsa evlilik bitirilemez. Bitse bile birbirinin hayatına müdahale devam eder.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>ÖNERİLER</b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Kişiler birbirini tanıdıkça aralarında sağlıklı bir güven duygusu oluşması beklenir. Zaman geçtikçe bu duygunun sağlamlaşması gerekir. Ancak durum aksi yönde gelişmeye başlamışsa, kıskançlık ve aşırı sahiplenme duyguları artıyorsa o zaman ilişki ve kişiler açısından ciddi bir sorun var demektir. Karşısındaki insana yoğun güvensizlik duyguları besleyen kişi aslında durumun kendisi de farkındadır. Ancak bunu kabullenmek sanıldığı kadar kolay değildir. Bu neredeyse kişinin karakteriyle özdeşleşmiş olduğundan değiştirilemez olduğu düşünülür ve sorumluluk hep başkalarına atılır. Yani, her durumda diğer taraf suçlanır.</div><div style="margin: 0px;">*Benim istediğim gibi davranmıyor,</div><div style="margin: 0px;">*Bir yere giderken benden izin almıyor,</div><div style="margin: 0px;">*Dikkat çekici giyiniyor,</div><div style="margin: 0px;">*Başkalarıyla samimi oluyor,</div><div style="margin: 0px;">*Beni sinirlendirecek şeyler yapıyor,</div><div style="margin: 0px;">*Arkadaşlarıyla ya da akrabalarıyla benden daha fazla ilgileniyor, vb gibi cümleler hep bu özgüveni düşük insanların cümleleridir.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Bu tarz ifadeler ve davranışlar, karşı tarafı yaralayıcı, bunaltıcı ve benlik duygusunu yok edici sonuçlara yol açar. Güven duygusundan yoksun kişilerle yaşanılan ilişkiler gerçekten zordur ve insanın özgüvenini ciddi olarak sarsar. Hiç kimsenin bir diğer insan üzerinde hakimiyet kurma hakkı olmadığı bilinmelidir. Hele ki bu kişinin kendi güvensizliğinden kaynaklanıyorsa... Bu kişi siz, eşiniz ya da bir yakınınız olabilir. Böyle bir durumda ne yapılabilir?</div><div style="margin: 0px;">*Yetersizlik duygusunun nereden kaynaklandığı saptanmalı,</div><div style="margin: 0px;">*Bir takım destekleyici faaliyetler ve çalışmalara yönelinmeli, dikkat başka yerlere kaydırılmalı,</div><div style="margin: 0px;">*Gevşeme egzersizleri rahatlatıcı etkiler yapabilir,</div><div style="margin: 0px;">*Yaşanılan duygunun kişinin kendi bakış açısıyla ilgili olduğunun farkında olunmalı,</div><div style="margin: 0px;">*İlgi duyulan alanlarda çalışmalar yapmak kişinin kendine güven ve başarı duygusunu geliştirir.</div><div style="margin: 0px;">*Karşılıklı olarak ve yakın aile üyeleriyle konuşularak davranışların sonuçları değerlendirilmeli,</div><div style="margin: 0px;">*En önemlisi de kontrol edilemeyen duygusal çatışmalarda mutlaka bir uzmandan yardım alınmalıdır.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Güvensizlik duygusu çocukluk çağlarına dayandığından sağlıklı bir yapının oluşmasında kişisel çabalar yeterli olmayabilir. Durum tamamen çıkmaza girmeden bir terapistten destek almak oldukça yararlı olacaktır.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><i><span class="Apple-style-span" style="color: #cccccc;">Kaynak:pudra. com</span></i></div><div><i><span class="Apple-style-span" style="color: #cccccc;"></span></i></div>

Terk edilme korkusu mu, aldatılma şüphesi mi?

Terk edilme korkusu, aldatılma şüphesi, kıskançlık, kaygı bozukluklarına dikkat edin ve bu önerilere göz gezdirin... Güven duygusundan yoks...

Devamı »

Hassas cilt bakımında izlenecek 10 adım

<div style="margin: 0px;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhCTQhTLBOC30M2Ea7HeRXSitvIJH8VSAzJJeVsRC8Qd9KF5BH1PobM8mqbswOhyaDNyzg7GIZr5QqSSM6XrKKJRCx7NcGr9SVPOSiqc91tC3YG8j94uk8pdH7Ux8-npZvjJjw7DlhnNXVD/s1600/cilt+bak%C4%B1m%C4%B1+k%C4%B1%C5%9F.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhCTQhTLBOC30M2Ea7HeRXSitvIJH8VSAzJJeVsRC8Qd9KF5BH1PobM8mqbswOhyaDNyzg7GIZr5QqSSM6XrKKJRCx7NcGr9SVPOSiqc91tC3YG8j94uk8pdH7Ux8-npZvjJjw7DlhnNXVD/s400/cilt+bak%C4%B1m%C4%B1+k%C4%B1%C5%9F.jpg" width="400" /></a><b><span class="Apple-style-span" style="color: #cc0000;">Kışın cildinizi olumsuz etkileyecek faktörlere karşı 10 adımda savaşabilirsiniz. Dr. Buket Pençe, okuyucularımıza anlatıyor...</span></b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Kış aylarında deriyi etkileyen en önemli faktörler soğuk hava, kuru hava, klimalar ve kaloriferle ısınan kapalı ortamlar, çevre kirliliği, kalın, yünlü, sentetik giysiler ve cilt temizliğinin (banyo, yıkama) yaz aylarından daha seyrek yapılmasıdır. </div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Amerikan Hastanesi Dermatoloji Bölümü Dr. Buket Pençe bu sorunlara engel olmak için cilde nasıl bakım yapılması gerektiği hakkındaki bilgileri okuyucularımızla ile paylaştı.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Yüz ve eller kışın kurur, kızarır ve hassaslaşarak çatlar. Alerjik kişilerde yünlü, sentetik, deri giysilere karşı kontakt dermatitler kış aylarında daha sık görülür. </div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Derinin üzerinin giysiler, ter, yağ salgısı ile sürekli örtülü olması yağ bezi hastalıklarının (akne, sebore, milium kistler) artmasına neden olur. Lipofilik mantar hastalıkları pitriasis versikolor (samyeli hastalığı) ve nem artışına bağlı intertriginöz(vücuttaki kıvrım yerleri) bölge enfeksiyonları daha sık oluşabilir. </div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Bu sorunlara engel olabilmek için deri bakımında izlenebilecek 10 adım aşağıdaki şekilde sıralanabilir: </div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Temizlik:</b> Yüz ve vücudumuza, kurumaya engel olmak amacıyla kremli veya yağlı sabun ve jeller kullanılmalıdır. </div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Nemlendirme: </b>Yüz ve vücut deri tipine uygun nemlendiriciler (gliserin, vazelin, üre, laktik asit, hyaluronik asit içerenler) her banyodan sonra uygulanmalı ve kuruluğa engel olunacak şekilde nemlendiriciler daha sık sürülmelidir. </div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Peeling: </b>Kışın deri tipine göre sıklığı ayarlanarak glikolik asit, retinoik asit veya salisilik asit içeren jel, krem veya maskelerle derinin ölü tabakası yenilenmesi mutlaka sağlanmalıdır. </div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Güneş koruması: </b>Kış aylarında da güneş koruması devam ettirilmelidir. Özellikle karda (yansıma nedeniyle), yüksek yerlerde güneşin etkisi artar. Yağmurlu havalarda bile güneş açtığında ışığa duyarlı ciltler en az SPF: 15 – 30 arası sprey, krem veya losyon formlarındaki koruyuculardan kullanmalıdırlar. </div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Anti - aging:</b> Retinoik asit, glikolik asit, askorbik asit ve peptidler, krem, serum, maske şeklinde uygulanmalı; sistemik olarak antioksidan vb. gerekli maddeler kapsül veya tablet formlarında alınmalıdır.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>El bakımı: </b>Soğuk havalarda gliserin, vazelin, lanolin içeren el kremleri daha sık uygulanmalı, el sabunları kremli veya yağlı olmalı, eldiven kullanılmalıdır.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Ayak bakımı: </b>Kış günlerinde kalın çoraplar, bot, çizme içinde uzun süre kalan ayaklara salisilik asit ve üre içeren krem ve pomadlar düzenli olarak uygulanmalıdır. Ayrıca mantar öldürücü maddelerin sprey, pudra, köpük, krem şeklinde uygulanması, mantar enfeksiyonlarına karşı ayakları korumaktadır.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Saç bakımı: </b>Saçları soğuk hava ve çevre kirliliğinden korumak için yumuşak şampuanlar ve saç kremleri uygulanması, saçları – tırnakları güçlendiren biotin, çinko, demir kullanılması kışın özen gösterilmesi gereken bir diğer konudur. </div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Tırnak bakımı: </b>Tırnaklar da soğuk havalarda daha çok kırılmakta ve incelmektedir. El kremleri, tırnakları korumak için yeterli olmamaktadır. Bu nedenle tırnak koruyucu kremlerin düzenli kullanılmasına dikkat edilmelidir.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Beslenme:</b> Beslenme de deriyi korumak için dikkat edilmesi gereken bir faktördür. A, C, E vitaminleri, çinko, bakır, demir, selenyum alımı yanında zayıflama diyetlerinin abartılmaması ve yağ, karbonhidrat kısıtlamasının dozunda yapılması önemlidir.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><i><span class="Apple-style-span" style="color: #cccccc;">Kaynak:pudra. com</span></i></div><div><i><span class="Apple-style-span" style="color: #cccccc;"></span></i></div>

Hassas cilt bakımında izlenecek 10 adım

Kışın cildinizi olumsuz etkileyecek faktörlere karşı 10 adımda savaşabilirsiniz. Dr. Buket Pençe, okuyucularımıza anlatıyor... Kış ayların...

Devamı »

Hamilelikte çatlak korkusuna son

<div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjPRGOdGwD2UFTLscDg439ICrleCMb0JDGA7AK6q9i3L289BCoU7GjzUd9y77LYKfSf8fJ5G_l-MTFjKOFmXKlk8fVNbQlzsk0bgiJJFqIu9QxjLN_4crRISqOKP6q0XXrpB8yeCmNzCUz2/s1600/gebelik.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="300" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjPRGOdGwD2UFTLscDg439ICrleCMb0JDGA7AK6q9i3L289BCoU7GjzUd9y77LYKfSf8fJ5G_l-MTFjKOFmXKlk8fVNbQlzsk0bgiJJFqIu9QxjLN_4crRISqOKP6q0XXrpB8yeCmNzCUz2/s400/gebelik.jpg" width="400" /></a><b><span class="Apple-style-span" style="color: #cc0000;">İşte gebelikte çatlak oluşumunu önlemenin yolları...</span></b></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Çoğu gebenin korkulu rüyası gebeliği süresince göbeğinde ve kalçalarında çatlaklar oluşmasıdır. Bu çatlakların ortalama olarak 100 gebeden 90’ında görüldüğü söylenmektedir. Peki anneler görüntü olarak sıkıntı yaratan bu çatlaklardan korunabilir mi? Her derdin bir dermanı olduğu gibi gebelikte oluşan bu çatlaklardan da korunmak mümkündür.</div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Gebelikte bebeğin rahim içinde büyümesine bağlı olarak annenin karın derisi gerilir. Derinin katmanlarında meydana gelen hasar sonucunda ise gözle görülebilen çatlaklar oluşur. Öncelikle gebelerin, karın bölgesi derisinde bu hasarın meydana gelmesini engelleyebilmek için sağlıklı, elastik ve nemi istenilen düzeyde olan bir cilde sahip olmaları gerekmektedir. Şüphesiz ki bunda genetik yatkınlığın büyük rolü vardır. Ancak sağlıklı ve dengeli beslenmenin sağlıklı bir cilde kavuşmak için bir kural olduğu da gerçektir. Sağlıklı bir cilde sahip olabilmek ve bu döneminde çatlaklardan korunmak için yapmanız gerekenleri şöyle sıralayabiliriz;</div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">*Gebelik döneminde kilo alımlarınızı kontrol edin. Ani ve fazla alınmış kilolar göbek çatlaklarına neden olacaktır. Gebelik süresi boyunca düzenli ve yavaş yavaş kilo alabilmek için bir diyetisyene danışabilirsiniz.</div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">*Düzenli olarak günlük en az 8-10 su bardağı su için. Vücudumuzun yüzde 60’ının sudan oluştuğunu ve tüketilen suyun belli bir miktarının derimiz tarafından tutulduğunu unutmayın. Özellikle derimizin nemini ve elastikiyetini sağlayabilmek için günlük su tüketimi çok önemlidir.</div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">*A, C ve E vitamininden zengin olan besinleri tüketin. Antioksidan özellikleri olan bu vitaminler derimize esneklik veren elastin ve kollojen yapılarının sağlıklı olabilmesi için gereklidir. Özellikle A vitamini eksikliği deride kuruma ve pullanmaya neden olabilir. Kuruyan deri gerildiğinde çatlaklar meydana gelir. Bu vitaminleri alabilmek için de günlük beslenme listemizde yumurta, et, balık, özellikle kırmızı ve turuncu renkte olan meyve ve sebzeler, yeşil yapraklı sebzeler, tahıllar yada kurubaklagiller bulunmalıdır.</div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">*Gebelik döneminde haftada 2 defa balık tüketin. Balıkta bulunan omega-3 yağ asitleri bebeğinizin beyin gelişimini desteklerken bir yandan da balıktaki A vitamini cildinizin sağlığını güçlendirerek, çatlak oluşumuna karşı sizi korumuş olur.</div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">*Beslenmenin yanı sıra düzenli olarak kullanılan nemlendirici kremler de cildinizin yumuşamasına yardımcı olarak çatlak oluşumunu engelleyebilmektedir.</div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Gebeliğin sizde ömür boyu bıraktığı izlerden biri olan göbek ve kalça bölgesi çatlakları çoğu kadının korkulu rüyasıdır. Hayatınızda birkaç kere yaşayabileceğiniz bu muhteşem dönemi sıkıntısız bir şekilde atlatabilmek için tek yapmanız gereken günlük beslenme programınızda birkaç ufak değişiklik olacaktır. Çatlaksız bir gebelik dönemi dileğiyle...</div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><i><span class="Apple-style-span" style="color: #999999;">Dyt. Başak Demirhan</span></i></div><div><i><span class="Apple-style-span" style="color: #999999;"><br /></span></i></div></div><div></div>

Hamilelikte çatlak korkusuna son

İşte gebelikte çatlak oluşumunu önlemenin yolları... Çoğu gebenin korkulu rüyası gebeliği süresince göbeğinde ve kalçalarında çatlaklar oluş...

Devamı »

Ne zaman kayboldu istekler?

<div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj1Ze6e0h0e35l0ewNMIyiuXuLLd5MXFkY1Coi_6apMDJDVLG8ayfIdUuIRe6saiz94RsuoI8SilKXHbP0t8DAEsrTMtDVFwTf25Bov8h-u7v-xLhlV3UEnM8nLq6eO57I7ZfjomwLZbcK9/s1600/cinsel+azl%C4%B1k.Jpeg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="266" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj1Ze6e0h0e35l0ewNMIyiuXuLLd5MXFkY1Coi_6apMDJDVLG8ayfIdUuIRe6saiz94RsuoI8SilKXHbP0t8DAEsrTMtDVFwTf25Bov8h-u7v-xLhlV3UEnM8nLq6eO57I7ZfjomwLZbcK9/s400/cinsel+azl%C4%B1k.Jpeg" width="400" /></a><b><span class="Apple-style-span" style="color: #cc0000;">Bir kadın cinsel isteği olmadığı için kadınlığını sorguluyorsa profesyonel yardıma ihtiyacı var. </span></b></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Seks uzun iş. Yapmak zorunda olduğum o kadar çok şey var ki!“ diyor 33 yaşında evli bir kadın.</div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Seks günlük, rutin yapması gereken şeyler listesinde, kocasını memnun etmek için yapmak zorunda olduğu herhangi bir madde. Aylardan beri hiçbir cinsel istek duymuyor, çok uzun zamandır da en ufak bir cinsel fantazi geçmiyor aklından.</div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Cinsel istek azlığından muzdarip kadınlarla ilgili birçok araştırma yapılıyor son yıllarda. Bu çalışmalarda yer alan ve cinsel isteksizlik yaşayan kadınların tamamı ruhsal ve fiziksel olarak sağlıklılar. Hepsinin de ilişkilerinin başlarında eşleriyle uyumlu ve güzel bir cinsel hayatları olmuş. Şimdi ise ufacık bir sarılmaya bile tahammülleri yok. </div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Eskiden kendilerine haz veren bütün dokunmalar şimdi kendilerinde bir uzaklaşma arzusu, bir  isteksizlik yaratıyor. Ya da mekanik bir sevişmeyle sonuçlanıyor; gözlerimi kaparım vazifemi yaparım durumu. Peki cinsel isteğe ne oldu? Ne zaman kayboldu cinsellikten alınan haz?</div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Kadınların cinsel isteksizlik sorunu son 10 yıldaki kadar yoğun bir biçimde hiçbir dönemde araştırılmadı. Kimi araştırmacılar daha önce varolmayan bir hastalığın ortaya çıkmış olduğunu savunurken, kimileri de aslında hastalık olmayan normal bir durumun, yani isteksizliğin bir hastalık gibi gösterildiğini iddia ediyorlar. Bir grup araştırmacı da kadınların sonunda ciddiye alınmaya başladığını söylüyor.</div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Bütün bu uğraşlar aslında Viagra’nin erkeklerdeki başarısından sonra kadında da cinsel isteği arttıracak bir ilacın ilaç firmalarının iştahını kabartmasıyla da ilgili. ABD’de Sağlık Bakanlığı Yetkilileri Alman İlaç Firması Boehringer Ingelheim tarafından geliştirilmiş olan bir Flibanserin adlı bir ilâcı test ettiler. Kadın Viagra’sı olarak da adlandırılan bu madde kadındaki cinsel isteksizliğe karşı geliştirilmiş bir ilaç. BioSAnte adlı Amerikan ilaç firması yetkilileri, böyle bir ilaç piyasaya çıkacak olsa, yalnızca ABD’deki pazar payının yılda en az 2 milyar Dolar olacağını söylüyorlar.</div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Bu durum doğal olarak Amerikan ilaç pazarında büyük ses getiren bir konu durumunda. Erkekteki cinsel iktidarsızlığa karşı kullanılan ilaçlar toplum tarafından da artık kabul edilmiş durumda. Çünkü erkekteki cinsel iktidarsızlıkla ilgili genel kabul, erkeğin potansiyel olarak her zaman istediği, ama her zaman yapamadığı yönünde. Kadında ise durum tam tersi: Her zaman yapabiliyorlar, ama her zaman istemiyorlar. O zaman şu soru geliyor akla: Her zaman cinsel isteği olmayan biri hasta mıdır?</div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Bu soruyu yanıtlamak için bilim adamı olmaya gerek yok. Yanıt gayet açık ve basit. Her zaman cinsel isteği olmayan biri, hayır, hasta değildir. Ama şunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Eğer bir kadın cinsel işteği olmadığı için kendini değersiz hissediyorsa ve kadınlığını sorguluyorsa, mutlaka profesyonel bir yardıma ihtiyacı vardır.</div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Burada psikiyatrik açıdan en dikkat çeken grup, ilişkilerinde hiçbir sorunları olmadığı ve mutlu bir birliktelik sürdürdükleri halde cinsel isteksizlik yaşayan kadınlar. Kendi ilişkilerimizden de, bilimsel çalışmalardan da biliyoruz, cinsel istek ilişkinin süresi uzadıkça azalıyor. Bilinenin ve söylenenin aksine, kadının yaşı ya da menopozda olup olmaması önemli bir etken olarak karşımıza çıkmıyor.</div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiAaYbLbYRltaWZayPHMnY8tBt06utlg6jAa-8W9bdYLhCm8jqUEKIC520WqllahlMLA5ty5bkARObYIpYsFKGAsy1FiuPfWpGZA1-5g23oT4gVSuQd_I-vS1v0NjHwVHhTKmLzwZTt6JEs/s1600/kadinlarda-cinsel-isteksizlik.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="298" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiAaYbLbYRltaWZayPHMnY8tBt06utlg6jAa-8W9bdYLhCm8jqUEKIC520WqllahlMLA5ty5bkARObYIpYsFKGAsy1FiuPfWpGZA1-5g23oT4gVSuQd_I-vS1v0NjHwVHhTKmLzwZTt6JEs/s400/kadinlarda-cinsel-isteksizlik.jpg" width="400" /></a></div>Bu bilgilerin hiçbiri yeni değil. Yeni ve şaşırtıcı olan cinsel isteksizliğin biyolojik nedenlerinin de varolduğunun ortaya çıkarılmış olması. Cinsel yaşantının varolması için östrojen ve testesteronun belli bir oranda olması gerekiyor. Beyinde de dopamin ve adrenalin cinsel isteği arttırıcı etki yaparken, serotonin cinsel isteği azaltıyor. Bunu birçok ilâcın yan  etkilerinden bildiğimiz gibi, yapılan birçok hayvan deneyi de bu bilgilerimizi doğruluyor. Beyindeki isteği arttıran ve azaltan maddeler arasındaki dengenin korunması cinsel isteğin varlığı için önemli.</div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Bu denge çeşitli nedenlerden dolayı bozulabiliyor. İlişkinin süresi uzadıkça beyindeki cinsel istekten sorumlu maddeler arasındaki denge cinsel isteksizlik yönünde bozuluyor. Cinsel uyaranların etkisine karşı varolan eşik yükseliyor ve daha güç uyarılır oluyoruz. Bunun dışında stres ve depresyon da bu dengeyi cinsel isteksizlik yönünde bozuyor.</div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Flibanserin adlı etken madde işte bu noktada devreye giriyor. Bir antidepresan olarak geliştirilen maddenin beyinde dopamin serotonin dengesini düzenlediği görülmüş. Flibanserin adlı etken maddeyi geliştirmiş olan Boehringer Ingelheim İlaç Firması 2000’in üzerinde Amerikan kadınında yapılmış bir çalışmayı Amerikan yetkililerine sundu geçenlerde. Sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı ama çok da tatmin edici değil. Flibanserin’i alan kadınların ayda ortalama 4-5 kez cinsel ilişkiye girdiklerini, buna karşılık flibanserin’i almayan bunun yerine flibanserin olduğunu sandıkları plasebo bir maddeyi alan kadınların bir ayda ortalama 3-7 kez cinsel ilişkiye girdikleri gösterilmiş. Plasebo ya da ilacın kendisi olmadan bu sayı 2-7. Amerikan Sağlık Bakanlığı yetkilileri bu oranları tatminkâr bulmadıklarını açıkladılar ve flibanserin’in kadın cinsel isteğini arttırıcı bir ilaç olarak piyasaya çıkmasına izin vermediler.</div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Yani bir kadın Viagrasının piyasaya çıkması için daha uzun bir süre beklememiz gerekecek. Ayrıca, benim bir psikiyatr olarak düşünceme göre böyle bir ilaç piyasaya çıksa bile çok az sayıda kadına fayda sağlayacaktır. Çünkü cinsel isteksizlik beyindeki maddelerin azalması sonucu ortaya çıkan bir durum değildir. Aksine beyindeki maddeler arasındaki dengesizlik isteksizliğin sonucunda ortaya çıkar. Bu nedenle cinsel isteksizlik yaşayan kadınlara esas olarak cinsel terapi yardımcı olabilir. İlaç olsa olsa bu terapinin faydalı olabilmesi için bir zemin hazırlayacaktır.</div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Şunu unutmamak gerekir ki cinsel isteksizlik bütün birlikteliklerde görülen ve bir süre sonra değişme veya geçme olasılığı olan normal bir dönemdir. Eğer kadınlar bu evreyi sevilmemek ya da kadınlığından şüphe etmek olarak yorumlarsa, bu dönemin atlatılması ve frekansı belki daha düşük ama sağlıklı, normal bir cinsel dönemin başlaması da mümkün olmaz.   </div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><i><span class="Apple-style-span" style="color: #999999;">Milliyet / Psikiyatr Alper Hasanoğlu</span></i></div><div><i><span class="Apple-style-span" style="color: #999999;"><br /></span></i></div>

Ne zaman kayboldu istekler?

Bir kadın cinsel isteği olmadığı için kadınlığını sorguluyorsa profesyonel yardıma ihtiyacı var.  Seks uzun iş. Yapmak zorunda olduğum o kad...

Devamı »

Kadınlar alışkanlıklarını değiştiriyor

<div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgUfdK6LKu1WrUfooqSbKygQnIAiaLntZRDhMG881pCxf6UGYRBd8fknHSmU7UjgOOpBIPjflrDvSv6fXBNm2dXsNSvxHr1Lr-i2sU8iy8EpyzShIN8XU4csj1AWKl2PPmFUAY_0KXrxmso/s1600/yemek.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgUfdK6LKu1WrUfooqSbKygQnIAiaLntZRDhMG881pCxf6UGYRBd8fknHSmU7UjgOOpBIPjflrDvSv6fXBNm2dXsNSvxHr1Lr-i2sU8iy8EpyzShIN8XU4csj1AWKl2PPmFUAY_0KXrxmso/s400/yemek.jpg" width="400" /></a><b><span class="Apple-style-span" style="color: #cc0000;">Alışkanlıklarınızda ve yaşam stilinizde bir kaç değişiklik yaparak, sağlıklı ve mutlu yaşamak elinizde! </span></b></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Beyniniz 14 ila 21 günde yeni alışkanlıklar edinir ve bunları hatırlatır.</div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><b>GÜNDE AZAR AZAR 5 ÖĞÜN YİYİN</b></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Günde 5 defa küçük porsiyonlarda yemek yiyin. Vücudunuzun kan şekerini, enerjisini ve ihtiyacı olan besinleri almış olursunuz. Az yiyerek, kalp krizi risklerini ve sindirim sorunu gibi metabolik hastalıkları önlemiş olursunuz.</div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><b>ASANSÖR KULLANMAK YERİNE MERDİVENLERDEN ÇIKIN</b></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Merdivenlerden çıkmak egzersiz yapmanızı sağlar, bağışıklık sisteminizi güçlendirir, hareketlilik kazandırır ve enerjik olmanızı sağlar. Gün boyunca hareket etmenizi sağlayacak yürüme, koşma, bisiklete binme gibi egzersiz fırsatlarını kaçırmayın.</div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><b>KAHKAHA ATIN</b></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Gülmek endorphin seviyesinin yükselmesini sağlayarak iyi hissetmenizi sağlıyor, bağışıklık sistemini güçlendiriyor, hücrelerin ömrünü uzatıyor. Keyifli insanların daha uzun yaşadığı tartışmasız bilinen bir gerçek.</div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><b>HER GÜN 8 BARDAK SU İÇİN</b></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Su vücudunuzun fonksiyonlarının iyi çalışmasını, uzun ve sağlıklı yaşamanızı sağlar. Doğal su kaynakları şehirlerden ne kadar uzak olursa çevre kirliliğine neden olan kimyasallar ve zehir içermez. Cosmotürk'ün haberine göre, arıtılmış su içmeye özen gösterin. Su plastik şişeşerde olmamalı çünkü plastikte bulunan polychlorinated biphenyls (PCBs) suya karışabilir.</div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><b>MEDİTASYONLA RAHATLAYIN</b></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg0xUomoNJt7axKfMqDh03mBlVC4z826IY2P9F4nwPW7wr_YpeYtpRNmdkH3IVJn6VoKoAMkvX_qEDyhlPe_ZgwimfWJ-c01VU8BHkKufEyQdo5Ic507p9Z7iLremzjEGOA1RXap2YnsCw3/s1600/al%C4%B1%C5%9Fkanl%C4%B1k.JPG" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="150" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg0xUomoNJt7axKfMqDh03mBlVC4z826IY2P9F4nwPW7wr_YpeYtpRNmdkH3IVJn6VoKoAMkvX_qEDyhlPe_ZgwimfWJ-c01VU8BHkKufEyQdo5Ic507p9Z7iLremzjEGOA1RXap2YnsCw3/s200/al%C4%B1%C5%9Fkanl%C4%B1k.JPG" width="200" /></a>Stres yaşamınızı kısaltabilir. Bu nedenle sizi rahatlatan, stresinizi dengelemenizi ve yönetmenizi sağlayan tekniklerden yararlanın. Zaman zaman derin nefes alıp verin, bu vücudunuzdaki zararlı toksinlerden arınmanıza yardımcı olabilir. Düşünceleriniz ne kadar rahatlarsa, stres hormonlarınız azalır, kendi kendinizi yönetmeyi öğrenir ve daha uzun hedeflere odaklanabilirsiniz.</div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><b>İŞTE SİZİ RAHATLATACAK BİR ÖNERİ!</b></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Rahat bir sandalyeye ya da yere oturun. Nefes alın ve gözleriniz kapatın. Bir süre kıpırdamadan bekleyin. Kendinizi bir balonda, gökyüzüne doğru yükselip kaybolurken hayal edin. Yorgun düşüncelerinizden uzaklaşıncaya kadar devam edin. Kısa bir süre sonra vücudunuzun hafiflediğini hissedeceksiniz ve düşüncelerinizde hafifleyecek. İlk denemelerinizde zorlanabilirsiniz ancak zamanla daha kolay ve daha hızlı yapacaksınız.</div><div><br /></div>

Kadınlar alışkanlıklarını değiştiriyor

Alışkanlıklarınızda ve yaşam stilinizde bir kaç değişiklik yaparak, sağlıklı ve mutlu yaşamak elinizde!  Beyniniz 14 ila 21 günde yeni alışk...

Devamı »

Güzelliğiniz için 7 öneriyi uygulayın

<div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhEKu6Glvrf1nX_rdZYNEzTk_Rb-1KegGar34hpYkTtuN2AFs9nmpLvhRznIuM_mriV2-BEQ0BoXhSO6yCfwqt7b_bMnn3BlKffZAbEv8qc8JK4wtW5iyANLXzeDu3D4wKwi7ZQ-F7GlwGN/s1600/makyaj+%C3%B6neri.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="300" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhEKu6Glvrf1nX_rdZYNEzTk_Rb-1KegGar34hpYkTtuN2AFs9nmpLvhRznIuM_mriV2-BEQ0BoXhSO6yCfwqt7b_bMnn3BlKffZAbEv8qc8JK4wtW5iyANLXzeDu3D4wKwi7ZQ-F7GlwGN/s400/makyaj+%C3%B6neri.jpg" width="400" /></a><b><span class="Apple-style-span" style="color: #cc0000;">Makyajda her zaman bakımlı görünmek istiyorsanız en yeni öneriler burada!</span></b></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><b>1- Hafif taze dudaklar düşünün</b></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Dudaklarınız renklerle ortaya çıkmalı. Malabar pembesi, Tagada kırmızısı ve mandalina turuncusu gibi hafif renkler, dudaklarınız kesinlikle daha hoş gösterecek. Bu renklerin üzerine, isterseniz klasik bir stick de kullanabilirsiniz. Dudaklarınıza ışıltı katmak için  nemlendirmeye özen gösterin. Dudak kenarlarına kalem çekmeyi unutun. Parmağınızın ucuna hafifçe değdirdiğiniz parlatıcıyla kenarları belirgenleştirin.</div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><b>2- Ojelerle oynayın</b></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Beyaz bir etek ve askılı bir büstiyer giyip sevgilinizle buluşmaya giderken pembe, spor ayakkabı ve bluz seçtiğiniz bir gün turuncu ve havuz kenarında şort ve tişörtleyken mavi oje sürün. Ayak ve el bakımınıza dikkat etin, gece yatağa girmeden hemen önce ayaklarınızı yıkayın ve tırnaklarınızı kısa kesin.</div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><b>3- Dokuları karıştırın</b></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Gündüz: Dudaklarınızda ipeksi bir turuncu ve gözlerinizde mat bir renk kullanın.</div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Gece: Dudaklarınızı, göz kağaklarını ve kenarlarını ultragloss'la parlaklaştırın. Ojeniz de parlamalı.</div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><b>4- Cüretkar allık</b></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Temiz bir cilt üzerine uygulanmış şeker pembesi ya da turuncu bir allık, yüzünüze aniden gülümsediğiniz kadar ki güzel bir hava verir. Allık sürmeden önce cildinizi iyi nemlendirecek bir krem kullanmayı unutmayın. Allığı sürerken; gülümseyin ve yanaklarınızn tam belli olduğu yere fırçanızı değdirin. Dudaklarınıza da aynı tonda ruj sürmeyi unutmayın.</div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><b>5- Göz kapaklarında iddialı renkler</b></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Karayip mavilerini alın, biraz yeşil katın, ultra moru ekleyin ve kışın puslu grisini onların üzerine serpiştirin. Bir fırça yardımıyla göz kapaklarınıza sürün. Üste bir kalem çekmeyi ve pudranızla ışıltı vermeyi unutmayın.</div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><b>6- Sıcak hatlı çizgiler</b></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Gün içinde renkli bir göz kalemiyle ister göz kapaklarınızı, isterseniz kiripiklerinizi renklendirin. Bunun için göz üstüne ve göz altına kalem çekinç. Canlı gözlr için mavi turkuaz ve derin bakışlar için göl yeşili renkleri ideal. Siyah bir maskara ve kırmızı bir parlatıcıyla harika bir uyum mümkün.</div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><b>7- Farınızın rengini açın</b></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Daha cool görüntü istiyorsanız, göz kapaklarınızı boyamadan önce fildişi renginde far sürün. Çok daha etkileyici bir bakışa sahip olduğunuzu hemen göreceksiniz. Dudaklarınızı da çilek renkli bir gloss sürmeyi ihmal etmeyin.</div><div><br /></div></div><div></div>

Güzelliğiniz için 7 öneriyi uygulayın

Makyajda her zaman bakımlı görünmek istiyorsanız en yeni öneriler burada! 1- Hafif taze dudaklar düşünün Dudaklarınız renklerle ortaya çıkma...

Devamı »

Giyim tercihlerinizle farklı olmak

<div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg4oZcOnvVoVU9HNsw2Gw-HTPXB16nAbG2aa98rFF5skDgkU1Waxzp04X3F7I6Y-zZI5jo4CcbSUip9PvRT_UP8IWaHweuXC9B4MzQbqiMpy_G-9kDVGph2WYDlAZKqJ0Px_jEP3cxTQz3i/s1600/giyim+tarz.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="300" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg4oZcOnvVoVU9HNsw2Gw-HTPXB16nAbG2aa98rFF5skDgkU1Waxzp04X3F7I6Y-zZI5jo4CcbSUip9PvRT_UP8IWaHweuXC9B4MzQbqiMpy_G-9kDVGph2WYDlAZKqJ0Px_jEP3cxTQz3i/s400/giyim+tarz.jpg" width="400" /></a><b><span class="Apple-style-span" style="color: #cc0000;">Şıklık, sadece bir tarz değil; aynı zamanda bütünlük meselesidir. </span></b></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Üzerinizdeki giysiler, birbirleriyle uyumlu olmadığı takdirde, pahalı ya da kaliteli bir tarza sahip olmanızın önemi yoktur...</div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><b>AYAKKABI </b></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Renkli deriden ayakkabılar, hayatımıza girmesine girdi ancak bir çift siyah deri ayakkabının yerini başka bir şeyin tutması mümkün olmuyor. Takım elbiselerin ve smokinlerin altına giyebileceğiniz el yapımı bir ayakkabı, bütün bakışların üzerinize çevrilmesine neden olacaktır.</div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><b>AYAKKABI SEÇERKEN: </b></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Satın alacağınız ayakkabının, ayağınıza iyice oturduğundan emin olmalısınız. Ağırlığın dağılması açısından; önden, yandan ve arkadan ayağınızı rahat hissetmelisiniz. Başparmağınız, ayakkabının ön kısmıyla asla temas etmemelidir. Temelde bilinen bir şey olmasına rağmen, tekrarlamakta fayda var; ayağınızın en geniş kısmı, ayakkabının en geniş kısmıyla örtüşmelidir.</div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><b>ÇANTA</b></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Çantalar,sadece kadınların değil, erkeklerin de en iyi dostudur. Ancak, ucuz, düşük kaliteli deriden ve naylondan imal edilmiş çantalar; uzun ömürlü olmadığı gibi, karizmanıza da zarar verir. Spor bir tarzınız yoksa, omuz çantaları yerine kaliteli el çantalarını tercih etmelisiniz.</div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><b>ÇANTA SEÇERKEN: </b></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Kullanışlı ve dayanıklı bir çanta almak, ilk hedefiniz olmalıdır. Çanta satın alırken, derisinde bir sorun olup olmadığına dikkat edin. Hafif sökülmüş ve sarkmış ipler, gevşek dikişler, gelecek için alarm verir.</div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><b>GÖMLEK </b></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Ceketinizi ya da montunuzu çıkardığınız anda, gömleğinizle kalakalırsınız. Ve gömleğiniz ne kadar temiz ve ütülüyse, o kadar yüksek not alırsınız.</div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjVadEusvEj9c47XG4Ml1LnRiZNPoTsXx_YNS6fg5lMlOdKzD9HJZx6d3SQXa2j282FI5BA1F18CVhcxmtzA366zu3f3_dILCFup_t6zaIN0PG2EHWdRQ1zAHC4ilrUdzROSZfmopL6waEr/s1600/kiyafet+tarz%C4%B1.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="148" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjVadEusvEj9c47XG4Ml1LnRiZNPoTsXx_YNS6fg5lMlOdKzD9HJZx6d3SQXa2j282FI5BA1F18CVhcxmtzA366zu3f3_dILCFup_t6zaIN0PG2EHWdRQ1zAHC4ilrUdzROSZfmopL6waEr/s320/kiyafet+tarz%C4%B1.jpg" width="320" /></a></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><b>GÖMLEK SEÇERKEN: </b></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Gömleğinizin yakasının, formunu kaybetmeyen, kırılıp bükülmeyen malzemelerden yapılmış olmasına dikkat edin. Gömleğinizin bedeni, vücudunuzun hatlarını deforme etmeyecek rahatlıkta olmalı; gömlek, koltuk altlarınızda ve belinizde balonlar oluşturmamalıdır.</div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><b>KISA PANTOLON </b></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Şortun biraz daha uzunca hallisi olan kısa pantolonlar, son dönemlerde oldukça popüler oldu.</div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><b>KISA PANTOLON SEÇERKEN: </b></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Pantolonun; vücudunuza tam oturmasına, rahatlığına ve paçalarının çok da kısa olmamasına dikkat edin. Bu tarz pantolonlarla, bileği saran sneakers tarzdaki ayakkabıları tercih edebilirsiniz.</div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><i><span class="Apple-style-span" style="color: #999999;">Sabah</span></i></div><div><i><span class="Apple-style-span" style="color: #999999;"><br /></span></i></div></div><div></div>

Giyim tercihlerinizle farklı olmak

Şıklık, sadece bir tarz değil; aynı zamanda bütünlük meselesidir.  Üzerinizdeki giysiler, birbirleriyle uyumlu olmadığı takdirde, pahalı ya ...

Devamı »

Aşkınızı elde tutma taktikleri

<div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgk4qBhtstScg1L6hzT4MKbGg-knH-IDEpSNW-kNBZUEBVF0eWdOzQo4JXE2xs_nEQET3ppDHJkGAFVQmWc7ummofg15Fja9lZq2VCgQjsH8GJWI6b91E02i6aGuLTPSFSJYUBG66ZgCiqj/s1600/erkek+elde+tutmak.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="300" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgk4qBhtstScg1L6hzT4MKbGg-knH-IDEpSNW-kNBZUEBVF0eWdOzQo4JXE2xs_nEQET3ppDHJkGAFVQmWc7ummofg15Fja9lZq2VCgQjsH8GJWI6b91E02i6aGuLTPSFSJYUBG66ZgCiqj/s400/erkek+elde+tutmak.jpg" width="400" /></a><b><span class="Apple-style-span" style="color: #cc0000;">Hayatınızın erkeği size sonsuza dek aşık kalacak, nasıl mı?</span></b></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Sonunda onu kendinize körkütük aşık ettiniz. Mükemmel bir çift olduğunuzu düşünüyor, her yerde mutluluk pozları veriyor, bu aşkın yıllarca ilk günkü heyecanıyla sürmesini istiyorsunuz. İşte, hayatınızın erkeğinin sonsuza kadar size aşık kalmasını sağlayacak 4 neden.</div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><b>Akışına bırakın</b></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Bir ilişkide ne kadar vıdı vıdıcı olursanız, kaybetmeye o kadar mahkum olursunuz. Çünkü erkekler olayların üzerine giden, pireyi deve yapan, söz düellosuna giren kadınlardan nefret eder. Onlar sığınacakları bir liman arar, dalgalı ve hırçın bir deniz değil. Her ilişkide bir takım sorunlar yaşanabilir. Önemli olan sorunların üstesinden yıkıcı değil yapıcı olarak gelmektir. Mantıklı tutumunuz, size olan aşkının daha da güçlenmesini sağlayacaktır.</div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><b>Muhabbet kadını</b></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Sevgilinizle en son ne zaman bir futbol maçına gidip tribünlerde birlikte avazınız çıktığı kadar bağırdınız? Ya da bir birahanede karşılıklı kafaları çekmenin keyfini yaşadınız? Erkeler kendilerini daima şaşırtan, bazen erkek arkadaşı, zaman zaman sırdaşı ve yatakta da onu doruğa çıkaracak bir kadına sonsuz kadar aşık olmak için yanıp tutuşur. Bir erkeği kendine aşık etmek hiç de zor değildir. Ama önemli olan onu aynı aşkla kendine bağlayabilmektir.</div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><b>Onu rahat bırakın</b></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Bir ilişkide biz kadınların en büyük hatası, karşımızdaki erkeğin benliğini ele geçirip, tüm kontrolü sağlamaya çalışmaktır. Biz istemediğimiz için zevklerinden, hobilerinden vazgeçsin isteriz. Arkadaşlarıyla buluşmasın, o karate filmini de görmeyiversin diye düşünürüz. Oysa erkekler, kişiliklerinden ödün vereceklerini düşündükleri bir ilişkiyi asla sürdürmezler. Bencilliklerinizin onu ve ilişkinizi yıpratmaması için, ona kendisi olabilme fırsatı vermelisiniz. Onun hayatına müdahale etmeye hiç hakkınız yok.</div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><b>Siz de çaba gösterin</b></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Eğer, hayatınızın erkeğinin size aşık kalmasını istiyorsanız, bu aşkın alevini sürekli taze tutmanız gerekir. Üstelik bunu sadece ondan beklemek sizin ateşinizi alevler. Peki ya onunki ne olacak? Şimdi küçük ve şımarık bir kız olmayı bir kenara bırakın. Cebine aşk sözcükleri yazılı minik mesajlar bırakın, izlemeyi çok istediği bir filme bilet alın, onun için sürpriz bir doğum günü partisi organize edin. Böylece hem ilişkinizde ilk günkü heyecanı ikiniz de yaşayacak, hem de aşkınızın boyutu daha da büyüyecektir.</div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><i><span class="Apple-style-span" style="color: #999999;">Cosmotürk</span></i></div><div><i><span class="Apple-style-span" style="color: #999999;"><br /></span></i></div></div><div></div>

Aşkınızı elde tutma taktikleri

Hayatınızın erkeği size sonsuza dek aşık kalacak, nasıl mı? Sonunda onu kendinize körkütük aşık ettiniz. Mükemmel bir çift olduğunuzu düşünü...

Devamı »

Diyet ürünlerden uzak durmak gerekli

<div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiZth7UTjrAdFlcVevwv8gVFX_hc8QRcN9c6QW-KcVcjdxvcBPVH3aOREKBWRWyVMVKz8XoZye55m1vkU7QujbWBQQEj3m-P2pEs6KA1gBQ76rWTyQvucwtDgwfjEvjYuFu8ukpTe3co9Kf/s1600/diyet%C3%BCr%C3%BCn.JPG" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="300" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiZth7UTjrAdFlcVevwv8gVFX_hc8QRcN9c6QW-KcVcjdxvcBPVH3aOREKBWRWyVMVKz8XoZye55m1vkU7QujbWBQQEj3m-P2pEs6KA1gBQ76rWTyQvucwtDgwfjEvjYuFu8ukpTe3co9Kf/s400/diyet%C3%BCr%C3%BCn.JPG" width="400" /></a><b><span class="Apple-style-span" style="color: #cc0000;">Karaciğer yağlanmasının en büyük sebebi diyet ürünler...</span></b></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">İstanbul Üniversitesi (İÜ) Onkoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Uzman Doktor Yavuz Dizdar, karaciğer yağlanmasının en büyük sebebinin mısır şurubu tatlandırıcıları olduğunu belirterek, tatlandırıcıların yaygın olarak kullanıldığı diyet ürünlerinden uzak durmak gerektiğini söyledi.</div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Sakarya Sivil Toplum Platformunca (SASTOP) Şeker İş Sendikası'nda düzenlenen ''Nişasta Bazlı ve Kimyasal Tatlandırıcılar'' konulu konferansta konuşan Dizdar, tatlandırıcıların zararlarına değindi.</div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Tatlandırıcıların kanser vakalarındaki artışı tetiklediğini savunan Dizdar, ''Beslenmede bir ürün çıkartılıyor, buna 'tatlandırıcı' deniyor. Bir bakıyorsunuz, yaşam tarzı olarak, 'işte zayıflayın, kilo almayın' diye bu tatlandırıcıların kullanımı doruklara çıkıyor. 'Bunun güvenlik verisi nedir?' dediğimizde, 'Güvenlik alanı biz değiliz, biz sadece üretiriz. Güvenlik Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) işi' cevabı alıyorsunuz'' dedi.</div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Tatlandırıcıların verdiği tadın doğal şekerin verdiği tatla aynı olmadığını ifade eden Dizdar, ucuzluğu nedeniyle tatlandırıcıların yaygın olarak kullanıldığını söyledi.</div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Toplumda birçok insanın karaciğerinde yağlanma sorunlarının ortaya çıktığına dikkati çeken Dizdar, şöyle konuştu:</div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">''Ne zaman ki Türkiye'de tatlandırıcılar ve diyet ürünleri arttı, bu tür sağlık sorunları da arttı. Karaciğer yağlanmasının en büyük sebebi mısır şurubu tatlandırıcılarıdır. Örneğin, sakarin fazla alındığında idrar yolu kanseri yapar. Tatlandırıcı kullananlar muhakkak önemli sağlık sorunları yaşar. Bugün yediğimiz tüm diyet ürünlerinin içinde tatlandırıcılar var. Bu yüzden diyet ürünlerinden uzak duralım. Diyet tatlı ve yiyecekler yerine, doğal olanlardan az miktarda tüketelim. Tüketim ne kadar azalırsa, bu ürünlerin ülkemize girişi de o kadar azalır. Bu konuda örgütlü hareket etmek ve toplum olarak bilinçlenmemiz gerek. Herkes bu ürünlerin girmesine karşı çıkarsa, bu ürünleri ülkemize sokan yasaların çıkmasını da engellemiş olur. Karşımızda bu işten kazançlı olan çok etkin bir lobi var. Bu lobi karşısında organize olmak dışında çare yok.''</div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Şeker-İş Sendikası Şube Başkanı Oğuz Kalay ise bir dönüm arazide ekili olan pancarın sağladığı oksijenin, 6 dönüm ormana eş değer olduğunu belirtti.</div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Yapay tatlandırıcıların taşıdığı riskler nedeniyle sağlık çevrelerinin ve tüketicilerin tepkisini çektiğini kaydeden Kalay, ''Hatta İngiltere'de bu ürünlerin yasaklanması tartışılırken, ülkemizde merdiven altı dediğimiz yasa dışı imalathanelerde kontrolsüz bir şekilde gıda üretimlerinde kullanılıyor. Pancar şekeri ise tamamen doğal olan pancar ham maddesinden, tamamen doğal yollardan elde edilen, en katıksız, en sağlıklı besindir. Özellikle son yıllarda sıkça görülen diyet yapma tutkusu ve diyet ürünlerine olan talebin artışı da kimyasal tatlandırıcıların bilinçsiz kullanımını körüklüyor'' dedi.</div><div><br /></div>

Diyet ürünlerden uzak durmak gerekli

Karaciğer yağlanmasının en büyük sebebi diyet ürünler... İstanbul Üniversitesi (İÜ) Onkoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Uzman Doktor Yavuz Dizd...

Devamı »