Koca karı ilaçlarıyla bitki bilimini karıştırmayalım! Üniversitelerde okutulan, araştırma merkezleri kurulan bitki bilimi ülkemizde de son yıllarda yaygınlaştı. Ancak yine koca karı ilacı yapanlarla gerçek bilim adamlarını ayırmak lazım.
Prof. Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu, araştırmaları Michigan State Üniversitesi gibi okullarda okutulan bir bilim adamı. Uzmanımızdan anne adayları ve annelerimiz için bitkisel öneriler aldık.
Güven her konuda çok önemli. Hele konu sağlıksa en önemli şey, güvenilir bir teşhis ve tedavi. Son yıllarda artan amansız hastalıklar nedeniyle derman için artık her yola başvuruluyor. Alternatif tıp bunların en önde geleni. Ama tabii bu 'bilim'in de (bilimi tırnak içine almamızın nedeni bilim oluğunu vurgulamak) uzman kişilerce uygulanması gerekir. Prof. Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu da bir bilim adamı. Kimya profesörü olsa da araştırmalarını bitkilere adamış. Yıllar süren araştırmaları sonucunda oluşturduğu kürleri üniversite kürsülerinde ders olarak okutuluyor. Dolayısıyla güvenilirlik ilkesi bilimsel olarak kanıtlanmış durumda. İşte kocakarı ilaçları satıcılarından ve çerçöpçülerden onu ayıran da bu bilimselliği. Kendisinin kitaplarında da açıkladığı bitkilerin faydaları ve kürlerinin hepsini bütünüyle bu söyleşimizde ele almamız tabii mümkün değil. (Kitapları:'Bitkisel Sağlık Rehberi', 'Tıbbi Bitkiler Kitabı', Bitkisel Kürler Rehberi')
Size bu söyleşide hamileliğinizde, emzirirken ya da bebeğinizin gazı çıkarırken hangi sebze ve meyveleri nasıl tüketebilirsiniz onun bilgisini vereceğiz.
Bir kimya profesörüsünüz ama bitki bilimi konusunda Avrupa'daki üniversitelerde araştırmalarınız okutuluyor…
Osmanlı'nın 6 yüzyıl öncesine dayanan bir otacı kültürü var. Ben ülkemizde 40 yıla yakın bir süredir bitkileri araştırıyorum. Bu işi bilimsel yoldan yapıyorum. Bizdeki otacı kültürünü bilimsel boyutta ele alıyorum. Sonuçta bitkisel tedavi diye bir bilim var. Amerika'da hekimler bitkisel tedavi kurslarına katılıyor, bunun eğitimini alıyorlar. Türkiye'de ise genelde bu işe 'çerçöp', 'koca karı ilacı' olarak bakılıyor. Oysa ki dünyanın hiçbir yerinde Anadolu topraklarındaki kadar kaliteli bitkiler yetişmiyor. Bizim tonlarca bitkimiz yurtdışına gidiyor. Çok pahalı fiyatlarla bize ilaç olarak geri dönüyor.
Peki, gelelim yeni annelerimizin en merak ettiği soruya: Hangi bitkiler sütü artırır?
Anne sütünü artırıcı yiyecekler arasında taze beyaz üzümün birer avuç öğleden önce, bir avuç da öğleden sonra tüketilmesi gerekir. Ayrıca dereotu da bu sıkıntıyı çözer. Taze beyaz üzümün başka bir faydası da kalpteki ritim bozukluğuna karşı mükemmel bir tedavi edici özelliğe sahip olması. Dereotu bir hafta, sabah öğle akşam birer tutam tüketilebilir. Ama aynı anda hem dereotu hem beyaz üzüm olmaz. Bunun dışında incir, havuç, taze beyaz dut yesinler. Bunların hiçbiri aynı anda olmamalı. Bir hafta birini, bir hafta birini yemelisiniz.
Anason, kereviz, balkabağı, çilek, kıvırcık salata, sumak, rezene çayının süt artırıcı etkisi var. Kereviz kürünü uygulayacaklar için de bir uyarı da bulunayım. Yüksek tansiyon problemi olanlar bu kürü kesinlikle kullanmasın. Anne sütünü azaltan bitkilerse; nane maydanoz, adaçayı, şeker kamışıdır. Her türlü salamurası yapılmış besinler, sirke ve limon suyunun fazlası anne sütünün azalmasına neden olur.
Sadece üzüm değil; beyaz üzüm mü olmalı?
Evet. Ayrıca kendinizi yorgun hissediyorsanız, kronik yorgunluğunuz varsa bir avuç taze beyaz üzüm tüketmeyi deneyebilirsiniz. 20 dakika sonra olumlu etkisini hemen gösterecektir.
Hamilelikte pek önermeyeceğiniz sebzeler var mı?
Hamileliğin ilk 3 ayında nane ve maydanoz pek yenmese iyi olur. Düşük yapma riskleri çok yüksek çünkü.
Bebeklerin gaz sıkıntıları malum. Ne yapılabilir?
Anneler öncelikle bebeklerinin gazını çıkarmadan kesinlikle yatırmasın. Bazı anneler bal şifalıdır deyip parmaklarına bal sürüp parmaklarını emdirir. Bu kesinlikle yapılmamalı. Çünkü bebeklerde daha enzimler gelişmemiştir. Balınsa sindirimi çok zor. En önemlisi de bal kabızlık yapar ve bebeklerin sindirimini bozar. Rezene çayının eczanelerde satılanları var. Belirtilen miktarda onu verebilirler.
Doğum sonrası kilo vermek isteyen annelere önereceğiniz kürler var mı? Olmalı mı?
Hayır yok. Bu dönemde anneler vücut dengelerini bozmamalı. Emzirme dönemindeki annelerin 'Çocuğumu emziriyorum, doğum sonrasında kilolarımı korumak istiyorum. Hangi kürü uygulayarak zayıflayabilirim?' sorularıyla karşı karşıya kalıyorum. Emzirme döneminde diyet yapılmaması gerekir. Neden diye sorarsanız; zayıflama sırasında birikmiş olan yağların yanması söz konusu.
Vücudumuz, toksinleri, zirai ilaçları az miktarda da olsa besinler aracılığıyla alıyor. Tabii bu yağlar yakılırken toksinler yağda çözünme özelliğine sahip olduğu için yağ dokusunda toplanırlar. Zayıfladığınızda bunlar açığa çıkar ve bebeğe geçer. Güçlü diyet uygulayarak zayıflayanlara dikkat edin. Yüzlerinde sivilce çıkar. İşte onu tetikleyen, yağ dokusundaki toksinlerin kana geçmesi. Ayrıca organlara da zarar verir. Dolayısıyla emzirme döneminde annelerin zayıflama diyetleri uygulaması çok sakıncalı.
Gelelim soğan mucizenize! Bilmeyen okurlarımız için kısaca özetleyelim. Soğanın kadınlar için bir mucize olduğu belirtiliyor ve soğan kürü sayesinde yumurtalıkların yenilendiğini ve ufak çaptaki kistler nedeniyle çocuk sahibi olmayan anne adaylarının anne olabileceğini vurguluyorsunuz.
Evet, bu sayede hamile kalan birçok hastam var. soğanla ilgili araştırmalarım yaklaşık30 yıl öncesine dayanır. İçindeki etkin maddeleri araştırıyorum. Özellikle yumurtalık kisti olup da hamile kalmakta zorluk çekenler, çikolata kisti, miyomu olan hamile kalması zorlaşır. Soğan küründen sonra çoğu hastam olumlu sonuç aldı. Artık soğan kürünü hekimler de öneriyor. 7 cm'e kadar olan miyomlarda soğan kürü uygulanabilir. Tabii doktor kontrolünde olmak şartıyla.
Peki, bitkilerin yan etkileri yok mu?
Olmaz mı! Bitkilerin de yan etkisi var. Miktarını doğru kullanmak gerekir. Hiçbir bitkisel kür, arkadaşıma çok iyi geldi deyip kullanılmamalı. Herkesin bünyesi farklı. Ayrıca bitkiler de vücutta alışkanlık yapar. Kullanıp gerektiğinde ara vermek gerekir.
Anne adaylarımıza ne önerirsiniz?
Hamilelik döneminde ilk 3 ayda doktorlarına danışmadan kendi kafalarına göre bitkisel çay kullanmasınlar. Çünkü hiçbirimizin metabolizması birbirine benzemez. Genel olarak insanların %95'inin vücudundaki bağışıklık sistemi aynı. Ama daha ayrıntılı incelendiğinde hiçbir benzeri yoktur! Dolayısıyla size iyi gelen çay, başkasına iyi gelmeyebilir. Bebek hamileliğinizin ilk 3 ayında çok hızlı gelişir. İşte bu dönemde doktora çok sık kontrol olmak gerekir. Ama özellikle bu dönemde brokoli, patates çok iyi. Çoz fazla hayvansal yağ ve hamur işinden uzak duracaklar.
Sağlıklı beslenmenin temeli nedir?
Sebze ve meyveleri mevsiminde tüketmek. Bakın, kadınlar artık zor hamile kalıyor. Erkeklerin sperm sayısı azalıyor. Bunun nedeni kısır tohumlar. Bunların ürünlerini tüketmeyeceksiniz. Her meyveyi sebzeyi zamanında tüketeceksiniz. Domates, salatalık, biber, patlıcan bunların içinde kırık genler var. işte bunların içindeki kırık genler erkekteki sperm sayısını kadınların yumurta sayısını etkiliyor. Hamilelik de zorlaşıyor. Doğal tohumlardan üretilmiş sebze ve meyveyi tüketmek gerekir.
İbrahim Adnan Saraçoğlu
Kaynak: HT Hayat
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder