İlişkinizde bazı şeyleri ‘az’ veya ‘çok’ yaşamak yerine denge kurmayı başarabilmek, uzun vadeli ilişkinin sırrıdır.

Sevgini aşırı göstermek ya da hiç belli etmemek, vaktinin tamamını ona ayırmak ya da hiç ilgilenmemek… Tüm bu ilişki kriterlerinde dengeyi kurabilmek çok önemlidir. ‘Az’ veya ‘çok’lar yerine her şey dozunda yaşamanız ilişkinizin daha sağlıklı, dolayısıyla daha uzun vadeli olmasını sağlayacaktır.

Konuşma dengesi: evde ve arkadaş çevresinde konuşulacaklar…
Eleştirmek, alay etmek, küçümsemek… Bunlar kime, nerede ve nasıl yapılırsa yapılsın, iyi niyet içermeyen hareketlerdir. Hem karşınızdaki insanı kıracak, hem de sizi pek de mutlu bir insan yapmayacaktır. İlişkinizde de mutlaka insan içinde konuşulacaklar, aile içinde konuşulacaklar ve ikiniz baş başayken konuşulacaklar dengesini kurmak gerekir. Arkadaşlarınızın yanında, aslında ikinizin arasında kalması gereken konuları asla paylaşmayın. Eleştireceğiniz bir konu varsa bunu evde baş başayken yapın. Ve evde konuştuğunuz konular her zaman evde kalsın!

Tartışma dengesi: ne hep ne hiç…
Tüm kızgınlıkların içe atıldığı, hiçbir tartışmanın yaşanmadığı bir ilişki; sürekli kavga edilen ilişkiler kadar sağlıksızdır. Çünkü içe atılan tüm sıkıntılar ilişkinin ileri safhalarında çok daha büyük zedelenmelere yol açabilir. Sürekli kavganın da sağlıksız bir ilişkinin en büyük göstergesi olduğunu hepimiz biliyoruz zaten. Dolayısıyla burada dengeyi kurarak; gerektiğinde tartışabilmeyi, tartışmanın dozunu ayarlayabilmeyi ve uzlaşarak sona erdirebilmeyi iki tarafın da uygulaması yararlı olacaktır.

Sevgi dengesi: kendini adamak veya adamamak
Kimi insan karşısındakine sevgisini aşırı şekilde göstermekten hoşlanır. Sürekli onu sevdiğini söyler, sürekli onu öpmek ister ve kendisini tamamen ikinci plana atarak tüm planlarını ona adayarak yaşamaya başlar. Kimi insan ise çok sevmesine rağmen karşısındakine sevgisini bir türlü gösteremez; dile getiremez, sarılıp öpemez, ilgisini gösteremez. Bu her iki durum da ilişki için oldukça sağlıksızdır. Konu ‘ilgi ve sevgi’ olduğunda dengeyi kurabilmek çok önemli. Sevgiyi göstermek, evet, ama dozunu ayarlayabilmek gerekli. Kendini asla ikinci plana atmamak; ama her zaman yalnızca kendini de düşünmemek; buradaki dengeyi de kurabilmek oldukça önemli…

Uyku dengesi: biriniz çok erken, biriniz çok geç
Belki şaşıracaksınız ama bu bir gerçek. Yatağa farklı saatlerde girmenizin ilişkinizi bir süre sonra olumsuz etkilemeye başladığını fark edeceksiniz. Biriniz sabah çok erken kalkıyor, diğeriniz çok geç saatlere kadar uyuyabiliyor olabilir. Fakat ikinizin bu dengeyi kuramaması, vücut saatlerinizin uyuşmamasına; dolayısıyla bir zaman sonra yaşam tarzlarınızın çatışmasına neden olacaktır. Kimi zaman geç yatan erken yatana uyum sağlamalı, kimi zaman da erken yatan biraz dişini sıkıp geç yatana uyum sağlamalı; yatağa birlikte girmeye özen gösterilmelidir.

Tatmin dengesi: hiçbir istek ve her istek konusu…
Her insanın belli istekleri vardır ve bu istekleri yerine geldikçe tatmin olur; ardından hemen mutluluk gelir. Siz çok fazla şey istiyor ve o size hiçbirini vermiyor olabilir. Veya o hiçbir isteğini dile getirmiyor ama siz ona sürekli verme çabası halinde olabilirsiniz. Bu durumların ikisi de hiç sağlıklı değildir. Burada da denge devreye girer. Yani iki taraf da birbirinin isteklerinin bilincinde olmalı. Beklentilerin karşılanamayacağı durumlar varsa konuşularak paylaşılmalı, çözümler aranmalı. Ayrıca, sürekli onun isteklerini karşılama çabası içinde kendini kaybetmemeli…

Kaynak: pudra. com

0 yorum:

Yorum Gönder

 
Top