Aşk hakkında her şeyi bildiğinizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Aşk öyle sırlarla doludur ki, bugüne kadar kimse onu tam anlamıyla çözmeyi başaramamıştır.

Dünyada, bir yerlerde ruh eşinizin yaşadığını düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Sırf ruh eşini bulma düşüncesinden dolayı birçok kadın ilişki değil, ilişki stresi yaşamaya mahkûm. Aylarca sevgililerini türlü testlerden geçirip onun diğer yarıları olup olmadığını anlamaya çalışıyorlar. Hâlbuki bu çabalar anlamsız ve yersiz. Bir kere şöyle düşünün: Yıllar geçtikçe insan olgunlaşıyor.

İlk görüşte aşk
Hayattan beklentileri değişiyor, insanlardan ve aşklardan beklenti de. Yani 20 yaşındaki Beyaz Atlı Prens hayalimiz bazı özelliklere sahipse, 30 yaşında ondan başka özellikler aramaya başlarız. Karşınıza kriterlerinizin çoğuna uyan biri çıkarsa, sırf bir iki kriterde sınıfta kaldığı için ondan vazgeçmeyin. Kafanızdaki portreye dört dörtlük uyan biri olabilir de, olmayabilir de.

Elinizdeki gerçek sevgiliden, hayaller için vazgeçmeyin. Şarkılarda, aşk romanlarında, arkadaş sohbetlerinde, çok tartışılan bir konudur ilk görüşte aşk. Peki, siz buna inanıyor musunuz? Hayvanlardan yola çıkarsak; hayvanlarda bir çiftleşme zamanı olduğunu herkes biliyor. O dönem sona ermeden türün her bireyi kendine uygun bir eş bulmak zorunda ve doğa onları o şekilde yaratmış ki, bu çiftleşme daima olması gerektiği zaman meydana geliyor. Yani bir anda birleşiveriyorlar. İnsan beyni de aşağı yukarı aynı şekilde programlandığına göre, insan da bir anda birine âşık olabilir.

Birliktelik
Birine aşık olduğunuzda, günün 24 saatini onunla geçirmek istersiniz değil mi? Aşkınızın kalıcılığı için kendinizi frenleyin. Çünkü birbirini seven iki insan ayrı kaldığında beyin dophamin ve norapineprin denilen ve aşkı olumlu etkileyen kimyasal maddeler salgılar. Yani, birbirinizi özlemeniz için biraz ayrı kalmalısınız.

0 yorum:

Yorum Gönder

 
Top