Hangisi daha önemli? İdeal kilomuz mu bizi mutlu eden kilo mu? Bu sorunun doğru yanıtı ''sağlıklı olduğumuz kilo'' olmalı.

Mezuniyet balosu, düğün gibi kadınları her anlamda baskı altında hissettiren zamanlarda "kilo" kaybedip "form" tutmak konusu da bir baskı nedeni olabilir. Bu stresli süreçler, bedeninize ve psikolojinize zarar verecek metotlar uygulamanıza yol açabilir. Peki, sahiden de bu kadar ileri gitmeniz gerekiyor mu?

Uzmanların da belirttiği gerçek şu ki, eğer ideal kilonuz size mutlu eden kilo değilse – sağlıklı olacağınız en alt kiloya dek bir uzman gözetiminde düşmenizde sakınca yok. Ancak eğer çok kiloluysanız, vücut ağırlığınızın %10'undan fazlasını "hızla" kaybetmeniz bazı sağlık sorunlarına yol açacağı gibi, bir uzman kontrolünde doğru zaman zarfında kilo kaybetmeniz bu riskleri birer avantaja dönüştürebilir. Zira uzmanınızın önceliği sürat değil, sağlığınız olacağından kan şekeriniz dengelenebilir, kötü huylu kollesterol değeriniz azalabilir, kalp krizi riskiniz de ortadan kalkabilir. Ve aslında size daha uzun vadeli bir form tutma sürecine hazırlayabilir.

Kilonun ayarlanması

Kilonuzu ayarlamak vücut ısınızdan tutun da, hormonal dengenize, vücut kimyasallarınıza, açlık işaretlerinizin sıklığı ve şiddetine göre ölçülerek tespit edilir. Bu sadece genetik miras meselesi olmadığı gibi, ideal noktanızı ve şu an sahip olduğunuz ağırlığı yeme alışkanlıklarınız da belirler.

Aşırı yeme alışkanlığı aslında kişinin iç sisteminin ve ruhsal yapısındaki bazı dinamiklerin ürünüdür. Bu da kişinin sahip olduğu ve olacağı kiloyu doğrudan belirler. Yeme oranı arttıkça vücut daha yüksek bir kiloya kendisini ayarlayarak savunur. Doğru bir beslenme politikası, sürekli yükselme üzerine oluşan bu ayarlamayı "resetler" ve yeniden yapılandırır.

Bu zordur ancak imkansız değildir. Küçük değişikliklerle başlayan değişim süreci, sahici ve etkili yöntemlere dek uzanacaktır. Anlaşılacağı gibi bu bir metot belirleme süreci olduğu kadar zaman ve sabır sürecidir de.

Kilo kaybında doğru oran

Vücudun direnç noktasını doğru beslenme taktikleri ile kırarak, metabolizmayı yeniden yapılandırmak kişinin yaşayışına ve klinik verilerine özgü bir taktik savaşıdır.

Bir seferde kaybedeceğiniz kilolardan ziyade, zaman içerisindeki kilo kaybetme ritminiz ve şekliniz, kilolarınızın hormonal yahut iç-sisteminize dayalı bazı sorunlarla boğuşması vücut haritanızı çıkartmada çok önemlidir. Çünkü, başta hormonlarınız olmak üzere biyokimyasal yapınız sizi daha aç ve daha az hareketli kılıyor olabilir. Kilo kaybınızdaki doğru oranı belirlerken eski yöntemlere başvuramaz, göz kararı "ben nasıl olsa vücudumu bilirim!" felsefesi ile karar veremezsiniz. Çünkü çoğu zaman bilinçsizce yaptığımız beslenme ve egzersiz yanlışları bizi çok yanlış kilolara ve rahatsızlıklara taşımıştır. Kendinize ve sizi yönlendiren uzmana zaman tanımalısınız. Yeni beslenme ve egzersiz alışkanlıkları edinerek sağlayacağınız doğru kilo için "ben bilirim" fikrinden sıyrılmalı ve bilimsel olarak donatılmış kişilerin fikirlerini değerlendirmelisiniz.

Ne kadar kilo vermeliyiz?

Bir çok kişi bu konuyu gereğinden fazla büyüterek, kendileri için imkansız yahut zarar verici kilolar hedeflerler. Oysa, gerçekçilikle belirlenen bir hedef kilo kişiyi olumlu olarak motive edeceği gibi, başarılı sonuç alınmasına da yardımcı olur. Yukarıda da söz ettiğim gibi, kişinin ideal kilosundan "direnç" kilosuna dek hesaplamak, ona özgü bir uzman metodu ile mümkündür. Hedef kiloyu belirlemede ilk etken, kişinin klinik geçmişi olacaktır. Çünkü göz önünde tutulan birincil husus "sağlıktır". Diyelim ki, özel bir günden once (düğün/ mezuniyet) kilo vermek için aşağı yukarı 3ay/6 ay önceden diyetisyen denetimide kilo vermeye başladınız. Başarılı da oldunuz. Söz gelimi, hedeflediğiniz 10 kiloyu verebildiniz. Ancak beklediğiniz süreç başladığında bir kaç kiloyu geri aldınız. İşte tam da bu noktada sürekli olarak yemenize neden olan "motivasyonu" bulup etkisiz hale getirmelisiniz ki, bu genellikle "strestir." Bu tavrınız söz konusu özel gün sona erdiğinde de formunuzu korumanıza yardımcı olacak tavırdır. Aksi halde, kendinizi sağlıklı beslenme disiplininden kopartırsanız oldukça süratli bir biçimde verdiğiniz kiloları geri alabilirsiniz.

Bunun yanı sıra , stresli süreçleriniz zarfında aldığınız bir kaç kilo sizi vazgeçirmesin. Gerçekten kilo almak demek, yağ kütlenizin artmasıdır. Bir kaç gün içinde alınan kilolar büyük olasılıkla su kütlesinin artmasından ileri gelir ki, bu da yalancı kilo dediğimiz durumdur. Yalancı kiloların motivasyonunuzu bozmasına izin vermeyin. O halde, basküldeki rakamlara odaklanmak yerine küçük önlemlere göz atmak en iyisi olacaktır. Baktınız ki, stres sizi acıktırıyor ve amacınızdan saptırıyor; en azından kahvaltı öğünüzü kontrol altına alarak işe başlayınız. Küçük hareket fırsatlarını kaçırmayınız. Bu ufak önlemler, kazandığınız doğru alışkanlıkları geri çağıracak ve yeniden form tutmanıza yardım edecektir.

Küçük İpuçları

* Öğünlerinizi aksatmayınız. Düzenli olarak öğünlerini tamamlayanlar aşırı açlık yaşamadıklarından kilo kaybetmede daha başarılıdırlar.

* Ayakta yemeyiniz. Gıdanız ne olursa olsun, tabak kullanınız ve sofraya oturunuz. Yemeğinizden keyif alınız. Bu törensel tavır porsiyonunun tamamını bitirmeden doymanızı sağlar.

* En az 30 dakikanızı harekete ayırın. Sizin için uygunsa dans edebilir, merdiven inip çıkabilir yahut dört başı mamur bir egzersiz de yapabilirsiniz.

* Neyi ne kadar tükettiğiniz büyük fark yaratır. Aslan payını lifli gıdalara ayırırken, küçük porsiyonları "tehlikeli" statüsünü verebileceğimiz gıdalara tahsis edebilirsiniz.

* Olumlu düşünün... Sağlıklı bir yaşam tarzının getirilerine odaklanmak sizi her zaman amacınıza yakın tutacaktır. İnanın, bu basküldeki rakamlardan çok daha fazlasını size kazandırır.

0 yorum:

Yorum Gönder

 
Top