Biten bir ilişki ardından acı çekmek sağlıklı bir duygu durumu ancak bu süreç uzuyor ve hayata bağlılığınızı azaltıyorsa artık bu acıya "Yeter" demeniz gerekiyor.
Uzman Psikolog Mine Eren, ayrılıkla başa çıkmak için ipuçları veriyor.
Hızlı çağın, hızlı ilişkileri biterken de acil çözümler istiyor. "Aman acı çekmeyelim, aman boşlukta kalmayalım!" derseniz, sonrasında onra hızla girişilen yeni ilişkiler, yeni hayal kırıklıkları yaşamaktan kaçamazsınız. Oysa bu sürecin sonu da öncekinden çok farklı olmuyor ve belki de Murathan Mungan'ın dediği gibi "Kanayan yaralarına kan dursun diye başka bedenler basarsan, mikrop kapıyorsun", ruhun kanamaya devam ediyor…
Yani aslında ayrılıkla baş etmek için hızlı çözümler ararken ve doğal bitiş, yas tutma mekanizmalarını devre dışı bırakmaya çalışırken olan kendine ve aşka inancına oluyor. Bu noktayı göz ardı etmeden, biten bir ilişkinin ardından ayrılıkla nasıl baş edeceğimizi araştırıyoruz. Evlilik Terapisti Uzmanı Psikolog Mine Eren de, ayrılık acısı içindeyken, yara bere içinde kalmadan yaşama devam edebilmenin yollarının, tam da 'Ayrılık' kelimesinin harfleri içinde olduğunu söylüyor.
A – ACI
Ayrılıkların hemen ardından hep acı gelir. Ağlamak içinizden gelebilir. Bu durumda ağlamak, ilk adımda önemlidir. Ona karşı olan hislerinizi kağıda dökebilirsiniz, daha sonra bu yazdıklarınızı ona göndermek yerine yok edin. Acıyı yaşamak ve ayrılığı kabullenmek önemlidir. Sevdiğimiz kişinin gittiğini anlamak, onun geri geleceğine dair ümit beslememek adına gereklidir. Ayrıldığınızdan haberi olmayan arkadaşlarınıza, sorduklarında "Biz ayrıldık" diyebilmek ve bunu gerektiği kadar yakın çevrenize tekrar tekrar anlatmanız da kabullenme sürecinizi hızlandıracaktır. Acı çekmiyormuş gibi davranıp, kendinizi ve çevrenizi kandırmaya çalışmayın. Ayrılığın ardından acı çekiyor olmanız, bunu etrafınıza da yansıtmanız zayıf olduğunuz manasına değil, yaşadığınız aşkın arkasında durduğunuz anlamına gelir.
I – IZDIRAP EVRESİ
Izdırap evresinde, her baktığınız yerde ona dair bir anı hatırlayıp bulma eğilimi içinde olabilirsiniz. Daha da kötüsü, aynı yerde çalışıp ya da aynı yerde bulunma zorunda da olabilirsiniz. Şüphesiz bu durum daha da acı verici. İlk yapılması gereken, sizin için duygusal anlamı veya anısı olan, o kişinin size verdiği eşyalardan derhal kurtulmak. Hediyeler, notlar, mektuplar gibi nesneleri ayrıldığınız kişiye geri vermeyin. Maddi değeri olmayan eşyaları atın. Satılabilecek olanları (giysi, yüzük vs.) satın veya hayır kurumlarına bağışlayın. Hiçbir koşulda bunların size geri gelmeyeceğinden emin olun. Çok gerekmedikçe ayrıldığınız kişiyle konuşmayın. Ayrıldığınız kişiden çocuğunuz varsa veya aranızda henüz kapatmadığınız parasal ve maddi konularınız varsa, o kişiyle (sadece bu konuları konuşmak amacıyla) temas kurabilirsiniz. Ortak arkadaş ve dostlarınızla sohbetlerinizde ondan bahsetmeyin ve ona dair özel paylaşımlarınızı anlatmayın. Ortak sosyal çevre nedeniyle aynı ortamlara girmeniz gerekiyorsa, nazikçe selamlaşmak dışında o kişiyle yalnız kalmayın ve konuşmayın.
I – ISRARLA DOST OLMAYI İSTEMEK
Sevdiğiniz kişinin hayatınızda olmadığını kabullenmiş olabilirsiniz, ama onu bir birey olarak hala sevip saygı duyuyor olabilirsiniz. İlişki yaşamasaydık, hala hayatımda olabilirdi diye aklınızdan geçiriyor da olabilirsiniz. Ayrılırken 'dost kalmak' nazik bir temennidir. Ama unutmamak gerekir ki, insanlar ayrıldıkları kişilerle çok nadiren dost kalabilirler. Duygusal dengenizi tekrar yoluna koyduktan sonra, ancak o zaman o kişiyle arkadaş olarak devam etmek isteyip istemediğinize karar vermelisiniz. Şu an aldığınız karar, duygu yoğunluğundan arınmış bir karar olmayacaktır. Ayrılığın ardından bunu istemek ve bunun oluşmasına zemin hazırlamaya çalışmak sizin yararınıza olmayacaktır.
K – KARARLILIKLA YOLUNA DEVAM ETMEK
Bu aşamada belki hala kahkahalar atıyor olmayabilirsiniz ancak bir altı ay öncesine göre kendinizi çok daha iyi hissettiğinizi söyleyebiliriz. Ayrılığın ilk zamanlarında, ne berbat bir durumda olduğunuzu anımsıyorsunuzdur. O günlere dair belirsiz bir korku hissedebilirsiniz fakat acıyı geçmişe oranla aynı yoğunlukta yaşayamazsınız. Bu da şüphesiz, zamanın yapıcı etkisi olarak karşımıza çıkıyor. Artık rahatlamanın etkisiyle, şimdi kendinize neden böyle bir acı yaşamak zorunda kaldığınızı soruyor olabilirsiniz. Çektiğiniz acıda bir mana aramanıza gerek yok, farkında olsanız da olmasanız da ruhunuz derinleşti, olmadığınız kadar hayata karşı farkındalığınız arttı. Şimdi karalılıkla yola devam etme zamanı!
L – LÜZUMSUZ YEMEK VE ALKOL, SİGARA TÜKETİMİ
Ayrılık sonrası aşırı yemek tüketimi ya da tatlı tüketiminiz hızlanabilir. Bilinçaltına yemeği, onun bıraktığı boşluğu dolduracak bir neden olarak kodlayabilirsiniz, bu da kilo almanıza ve zedelenen özsaygınızın daha da düşmesine sebep olacaktır. Ya da yememeyi tercih edip iyice zayıflayıp sağlığınızı kaybedebilirsiniz. Alkol tüketimine başlayıp, madde bağımlısı da olabilirsiniz ama bu durum tüm hayatınızı tüketmek, hemen vazgeçmek olur. Bunlar yerine, kendinize daha çok vakit ayırabilirsiniz, egzersiz yaparak fiziksel görünüşünüzde büyük bir fark yaratabilirsiniz. Saç stilinizi değiştirip, gardırobunuzu yenileyebilirsiniz. Odanızın dekorasyonunu değiştirebilirsiniz. Yapılan araştırmalara göre, hareketli şarkılar dinleyenler, slow şarkılar dinleyenlere göre, daha az depresif ruh haline giriyor. Bunu da mutlaka göz önünde bulundurup aşk şarkıları dinlememeye özen gösterin.
R – REKABET
Ayrılığın ardından yapılan en büyük yanlışlardan biri de kendimizle rekabet etmemizdir. Neden ayrıldığını, neden sizi bıraktığını ya da neden aldattığını düşünerek kendinizde sürekli eksik aramanız doğru bir hareket olmayacaktır. Siz bu dünyada teksiniz ve eşsiz özelliklere sahip bir benliğiniz var. Bunun bilincinde olup özsaygınızı koruyun. Onun sizi artık sevmiyor olması, sevilmeye layık biri olmadığınız anlamını taşımaz. Böyle duygulara kapıldığınızda, zamanında sizi sevilmeye değer bulduğunu hatırlayın. Onun hiçbir zaman sizi sevmediği kanısındaysanız, kimsenin birşeyler hissetmediği biriyle ilişki yaşamadığını hatırlayın.
Y – YALNIZLIK
Bu harf, yalnızlığın habercisi olsa da, sevdiğiniz olmadan bir hayata devam ettiğiniz gerçeğini taşısa da, yalnız olmadığınızın farkına varın. Ailenizin ve arkadaşlarınızın sizi ne kadar çok sevdiklerini ve yanınızda olmaktan keyif aldıklarını anımsayın. Onlarla vakit geçirmeye çalışın. Aile ve arkadaşlarınızdan da beklediğiniz desteği bulamadıysanız veya onları kaybettiyseniz, tek başınıza da hayatınıza devam edebilirsiniz. İçinizdeki gücü, yeteneklerinizi keşfedin. Kendinizi dinleyin ve kendinize güvenin. Unutmayın o hayatınızda yokken de hayat devam etmekteydi.
0 yorum:
Yorum Gönder