Her mevsime göre gelin

<div style="margin: 0px;"><a href="http://i.milliyet.com.tr/YeniAnaResim/2010/10/15/dort-mevsim-dort-gelin-882882.Jpeg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="228" src="http://i.milliyet.com.tr/YeniAnaResim/2010/10/15/dort-mevsim-dort-gelin-882882.Jpeg" width="320" /></a><b><span class="Apple-style-span" style="color: #cc0000;">Hazır olun, 2010'da bütün bildiğimiz geleneksel düğün fikirleri bir bir değişti! Mayıs ve eylül arasında evlenmekse tam bir moda gösterisine dönüşüyor. Artık her mevsimde bütün gelinler müthiş olacak!</span></b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b><span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;">KIŞ GELİNİ: </span></b>Kim demiş kış günü düğün olmaz diye? Hayatınızın erkeğini bulup da buz gibi bir kutup soğuğunda evlenmeye karar verdiyseniz, sizi ısıtacak ve retro bir tarza bürüyecek renkleri seçmelisiniz. Karlar Kraliçesi'den bile daha göz kamaştırıcı olmak çok kolay…</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Güzellik ve bakım: </b>Cildinizi soğuktan koruyan, rahatlatıcı ve nemlendirici özellikli bir krem tam bir kurtarıcı görevi üstlenebilir. Soğuğun cildinizde yarattığı tahribatı en aza indirmelisiniz.</div><div class="separator" style="clear: both; margin: 0px; text-align: center;"><a href="http://i.milliyet.com.tr/GazeteHaberIciResim/2010/10/15/fft16_mf882874.Jpeg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://i.milliyet.com.tr/GazeteHaberIciResim/2010/10/15/fft16_mf882874.Jpeg" style="cursor: move;" width="214" /></a></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b><span class="Apple-style-span" style="color: #cc0000;">Makyaj:</span></b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>1. Adım: Cilt</b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Soğuk hava yüzünden cildinizin soluk olması sizi korkutmasın. İkinci bir ten gibi duracak çok hafif bir fondöteni T bölgesinden başlayarak cildinize ayın. Fırça yardımıyla elmacık kemiklerinize minik pembelikler vererek yüzünüzün daha taze görünmesini sağlayın. Bir-iki dokunuşla cildinizin canlandığını göreceksiniz.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>2. Adım: Gözler</b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Gözler için bu sezon pastel renkler ve açık mavi çok revaçta. Göz kapaklarını çarpıcı beyaz farla dikkat çekici hale getirin. Uygulama sırasında, fırça yardımıyla iç kısımdan boyamaya başlayın; işin püf noktası burası. Böylece gözleriniz olduğundan daha büyük ve ışıl ışıl görünecek. Son olarak, çekeceğiniz bir eye liner ve hem yukarıdaki hem aşağıdaki kirpikleri boyayacağınız maskara sayesinde ihtiraslı bakışlara sahip olabilirsiniz.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>3. Adım: Dudaklar</b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Dolgun ve kendiliğinden büyüleyici dudaklara sahip olmayı kim istemez, hem de düğün günü? Öyleyse, size ipucu: Kırmızı bir rujun üzerine süreceğiniz iki kat transparan parlatıcıyla süper bir görüntü elde edebilirsiniz.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; margin: 0px; text-align: center;"><a href="http://i.milliyet.com.tr/GazeteHaberIciResim/2010/10/15/fft16_mf882876.Jpeg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="213" src="http://i.milliyet.com.tr/GazeteHaberIciResim/2010/10/15/fft16_mf882876.Jpeg" style="cursor: move;" width="320" /></a></div><div style="margin: 0px;"><b><span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;">BAHAR GELİNİ:</span></b> Baharda evlenmek bir başkadır… Elbette ki siz de uzun ve yorucu bir kışın ardından, yeni doğmuş bir bebek gibisiniz.. Barbie dudakları, pembe pembe tırnakları olan çok doğal bir bebek. Ve en az onun kadar masum! Düğününüzde yeni açmış bir çiçek kadar güzel olun…</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Güzellik ve bakım: </b>Mevsim geçişlerinde cildimiz kuruyabilir. Bu yüzden parmak aralarından başlayarak tüm ekinizi iyice nemlendirin. Böylece ölü derilerin atılmasını sağlamış olursunuz.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b><span class="Apple-style-span" style="color: #cc0000;">Makyaj</span></b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>1. Adım: Cilt</b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Cildinizi canlandırmak için fondöteni cildinize T bölgesinden başlayarak sürün. Üzerine uygulayacağınız mineral bazlı bir pudrayla kalıcılık sağlayın. Yanaklarınıza gül pembesi bir allıkla bebek görüntüsü verin. Yüzünüzü fazla makyajla sakın öldürmeyin, aksine baharla gelen bu ışıltının yayılmasına yardım edin.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>2. Adım: Gözler</b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Gözleriniz başrolde! Saten parlak bir far yardımıyla göz kapaklarının üzerinden gözyaşı damlacıklarının çıktığı yere kadar onları renklendirin. Sadece gözün üzerindeki kirpiklere siyah maskara sürerek son bir dokunuş yapın. Alttaki kirpiklere maskara uygulamamaya dikkate din.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>3. Adım: Dudaklar</b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Kesinlikle bebek öpücüğü, kural bu! Bahar geliniyseniz, pembe renkli bir parlatıcıyla dudaklarınızı ışıl ışıl yapın. Damat sizi öpmeye doyamayacak!</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; margin: 0px; text-align: center;"><a href="http://i.milliyet.com.tr/GazeteHaberIciResim/2010/10/15/fft16_mf882878.Jpeg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="204" src="http://i.milliyet.com.tr/GazeteHaberIciResim/2010/10/15/fft16_mf882878.Jpeg" style="cursor: move;" width="320" /></a></div><div style="margin: 0px;"><b><span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;">YAZ GELİNİ: </span></b>Bir jet sosyete düğünü için, parlak ve muhteşem görünen güneşte bronzlaşmış bir ten olmazsa olmazlardandır! Yaz gelinlerinin en önemli özelliğiyse, dalgalı saçlar ve kıpkırmızı ojeyle boyanmış tırnaklarıdır. Harika tarzınızı tamamlamak için, büyük ve gösterişli mücevherleri takıp takıştırmayı unutmayın.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Güzellik ve bakım: </b>Gelinliğinizi giyeceğiniz zaman güneş lekelerinin saldırısına uğramak istemiyorsanız, her güneş banyosunda mutlaka içeriği güçlendirilmiş yüksek faktörlü krem ve yağlarla vücudunuz koruyun. Hem bu yağlar sayesinde uzun süre bronz renkte kalacağınız da çoktan kanıtlandı.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b><span class="Apple-style-span" style="color: #cc0000;">Makyaj:</span></b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>1. Adım: Cilt</b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Aslında yaz geldiğinde cildiniz zaten hoş göründüğü için fazla makyaj yapmanıza gerek kalmaz. Ama yine de gelin olarak güzelliğinizin kusursuz olmasını istiyorsanız, göz alt kapatıcılarından alabilirsiniz. Fırça yardımıyla T bölgesinden başlayarak cildinize hafifçe pudra sürebilirsiniz. Biraz renk vermek için de terracotta rengi bir allıkla yanaklarınıza ve burnunuza minik dokunuşlar yapabilirsiniz.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>2. Adım: Gözler</b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Düğün gecesi akan ağır göz makyajı, bütün gelinlerin kabusu! Açık mavi gibi büyüleyici ve ışıldayan bir farı, göz kapağının her tarafına hatta kaşlarınıza kadar yayın. Bakışlarınıza kimse dayanamayacak, bundan emin olun! Böylece en mutlu gününüzde göz makyajınızı da dert etmek zorunda kalmayacaksınız!</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>3. Adım: Dudaklar</b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Mükemmel gelinin mükemmel dudaklarını, "Evet!" derken ön plana çıkarmak istiyorsanız, doğal tonlarda seçilmiş yarı saydam bir parlatıcıdan yardım alabilirsiniz. Dudaklarınız küçük ya da inceyse, dolgunlaştırmak için dudak kalemiyle kenarlarını çizin, bu da işin püf noktası!</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><a href="http://i.milliyet.com.tr/GazeteHaberIciResim/2010/10/15/fft16_mf882879.Jpeg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://i.milliyet.com.tr/GazeteHaberIciResim/2010/10/15/fft16_mf882879.Jpeg" style="cursor: move;" width="226" /></a><b><span class="Apple-style-span" style="color: #0b5394;">SONBAHAR GELİNİ:</span></b> Eğer yaprakların düştüğü sarı bir sonbaharda evleniyorsanız, doğaya ayak uydurmak için kahverengi ve turuncunun tüm tonlarını kullanın. Abartıdan uzak ve olabildiğince natürel kalmayı da unutmayın.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Güzellik ve bakım:</b>Bu mevsimde güneş ve kumdan yıpranmış ve dökülmeye meyilli olacağı için vücudunuzun bakıma en muhtaç yeri saçlarınız olacaktır. Haftada bir uygulayacağınız saç maskeleriyle onları nemlendirin ve hava almaları sağlayın.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b><span class="Apple-style-span" style="color: #cc0000;">Makyaj:</span></b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>1. Adım: Cilt</b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Likit fondötenle bir parça nemlendiriciyi karıştırın ve yuvarlak daireler çizerek cildinize  yedirin. Bu yöntemle, fondötenin cildinizde daha uzun süre kaldığını göreceksiniz. Sonra favoriniz olan tonda ama biraz daha parlak bir alıla elmacık kemiklerinizi renklendirin.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>2. Adım: Gözler</b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Düğün günü bakışlarınızı vurgulamak için ışıltılı bir farla göz çevresini belirginleştirin. Kirpiklerinizi daha uzun göstermek içinse maskarayı hem alt, hem üst kirpiklerinize sürün.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>3. Adım: Dudaklar</b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Ultra güzellikteki dudaklar için bej rengi süper bir yardımcıdır. Kullanacağınız çok şeffaf ve pırıltılı bir parlatıcıyla da dudaklarınız göz kamaştırsın. Düğünde yemek yerken dudaklarınızdaki rengin kaybolmamasına dikkat edin.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><i><span class="Apple-style-span" style="color: #999999;">Elle Wedding, 2010</span></i></div><div style="margin: 0px;"></div>

• 
• 
• 
• 
• 

1. 1
2. 2
3. 3
4. 4
5. 5

• Previous
• Next

Her mevsime göre gelin

Hazır olun, 2010'da bütün bildiğimiz geleneksel düğün fikirleri bir bir değişti! Mayıs ve eylül arasında evlenmekse tam bir moda gösterisine dönüşüyor. Artık her mevsimde bütün gelinler müthiş olac…

Devamı »

Canın sıkılırsa bunları yapın

<div style="margin: 0px;"><a href="http://im.haberturk.com/2010/10/16/561889_detay.jpg?1287229160" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://im.haberturk.com/2010/10/16/561889_detay.jpg?1287229160" /></a><b><span class="Apple-style-span" style="color: #cc0000;">'Canım sıkılıyor', 'Canım hiçbir şey yapmak istemiyor' deriz sık sık…</span></b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">İnsanın meşgul olacağı bir işinin olmaması, bazen yaptığı işten tatmin olmamak can sıkıntısı yaratabiliyor.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Mutfakta zaman geçirin</b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Pek çoğunuz, "Bunu zaten hep yapıyoruz" diye itiraz edebilir. Sözümüz, mutfak alışkanlığı olmayanlara… Yemek yapmak insana terapi gibi gelebiliyor. Her gün yemek pişirmek için mutfakta olanlara da farklı malzemelerle bugüne dek denemediği tatlılar, kekler yapmak için kolları sıvamalarını öneriyoruz. Bunun için işe kendinize bir yemek kitabı alarak başlayabilirsiniz.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Gardırobunuzu düzenleyin, kıyafet kombinasyonu yapın</b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Küçük kızların annelerinin giysilerini denemesi gibi zamanınızı kıyafetlerinizden farklı kombinasyonlar yapıp aynada kendinizi izleyerek geçirin. Bugüne dek keşfetmediğiniz kombinasyonlarla tanışmanız an meselesi! Yemek daveti, iş toplantısı, arkadaş buluşması için ayrı ayrı kombinasyonlar hazırlayıp gardırobunuzda hazır hale getirin.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Arkadaş buluşması</b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Uzun zamandır görmediğiniz bir arkadaşınızla buluşmanın tam zamanı! Hep aklınızda, ama eliniz bir türlü onu aramak için telefona uzanmıyorsa, cesur olun, karar verin ve telefonu tuşlayın. Evinize davet edin ya da siz ona gidin. Birbirinize anlatacak epey konu biriktirmiş olduğunu görüp, bu buluşmadan pişman olmayacaksınız.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Fotoğraflarla ilgilenin</b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Fotoğraf albümleriniz rafta öylece uykuya dalmış vaziyetteyse, uyanma vakti geldi demektir. Sayfaları çevirin ve biraz anılara dalın. Bugüne dek albüme yerleştirmeye üşendiğiniz fotoğraflar varsa onları da albüme koyun. Bilgisayarınızdaki fotoğraflardan da seçim yapıp bastırın. Belki bazı fotoğrafları albüme değil duvara asmayı tercih edersiniz. Bunun için bir fotoğraf panosu hazırlayın ya da boy boy çerçeveler alın.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Bu arada sadece eski fotoğraflarla ilgilenmek can sıkıntınızı almazsa, elinize makinenizi alıp kendinizi yollara vurun. Fotoğraf çekmek, can sıkıntısına öyle iyi geliyor ki…</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Makyaj yapın</b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Siz de hep aynı pratik makyajla dışarı çıkanlardan mısınız? Bir göz kalemi ve bir allık… Bu defa makyaj malzemeleriniz arasında bir gezintiye çıkın ve kendiniz üzerinde değişik makyaj stilleri deneyin. Belki de bugüne kadar yaptığınız makyaj sizi iyi ifade eden makyaj değildi… Yeni bir tarzı keşfederek can sıkıntınızı gidermeye ne dersiniz?</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Evde doğal bakım yapın</b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Evdeki malzemelerle kendiniz için cilt bakım seansı uygulayın.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Film izleyin</b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">İçinde bulunduğunuz ruh haline uyan film ya da filmlerin DVD'sini alın, kendinize patlamış mısır hazırlayın ve televizyonun karşısına geçin.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Yürüyüş yapın</b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Evde tıkılıp kaldığınızı düşünüyorsanız, neden kendinizi yollara atıp kısa bir yürüyüş yapmıyorsunuz? Sevdiğiniz şarkıları dinleyerek tempolu adımlar atmak, sıkıntınızdan eser bırakmayacak…</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Keşfe çıkın</b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Belki hep aklınızdaydı ama tembellikten bir türlü cesaret edemediniz. Sokağa çıkın ve kendinizi sokakların akışına bırakın. İstanbul'daysanız, Galata'nın dar sokaklarını, yeni açılan kafelerini keşfe çıkın. Beyoğlu'nun ara sokaklarında yeni butikler, sıra dışı giysi dükkanlarıyla tanışın.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Pudra</div><div style="margin: 0px;"></div>

Canın sıkılırsa bunları yapın

'Canım sıkılıyor', 'Canım hiçbir şey yapmak istemiyor' deriz sık sık…İnsanın meşgul olacağı bir işinin olmaması, bazen yaptığı işten tatmin olmamak can sıkıntısı yaratabiliyor.Mutfakta zaman geçirin…

Devamı »

Mükemmel yüzler için çözümler

<div style="margin: 0px;"><a href="http://i.milliyet.com.tr/YeniAnaResim/2010/10/14/mukemmel-yuzler-mukemmel-kremler--880675.Jpeg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="225" src="http://i.milliyet.com.tr/YeniAnaResim/2010/10/14/mukemmel-yuzler-mukemmel-kremler--880675.Jpeg" width="320" /></a><b><span class="Apple-style-span" style="color: #cc0000;">Daha genç görünmek ister misiniz? Siz cildinize yardım ederseniz, o da kendine yardım eder.</span></b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">İşte anti-aging'den en son haberler.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Cilt bakımı teknolojilerindeki en son gelişmeler, aslında çok da yeni olmayan temel bir teori üzerineydi: Ortaya çıkan kanı, vücudun derece derece yaşlanmasında cilt yaşlanmasının tek örnek olmadığı ve kaçınılmaz çöküşün, küçük yaralanmalar sonucu meydana geldiği. Cilt hücreleri küçük kesiklerle mikroskobik olarak incelenmiş olsaydı, hiçbir zaman tam anlamıyla iyileşmedikleri, hatta zamanla bunların üzerine yenilerinin eklediği görülürdü. Peki yeni olan nedir? Elbette ki, bilimin umut veren yüzünün sunduğu bir çözüm var: Alışılmamış içerikleri -acil durum proteinleri, elektrik şarjları, vs.– günlük kremlerin içine, yüzünüzde oluşanları yok etmek üzere zerk etmek. Yani zararı oluşmadan önce önlemek.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Hayat Veren Elektirik</b></div><div style="margin: 0px;">Daha önce de bahsedilen elektrik yüklemelerine gelince: Kozmetik formüllerini oluşturanlar, umut vadeden bu duyum üstüne parmak basıyor. Bilimsel araştırmalar, bioelektriğin aynı zamanda cildimizin, kalbimizin ve sinir hücrelerimizin arkasındaki itici gücü besleyen ve bu gücün tekrar yüklenmesini sağlayan enerjinin bir versiyonu olduğunu gösteriyor.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Bioelektrik gerçekleştiğinde, aynı zamanda yaraların iyileşmesi için anahtar bir etken olur. 1830'ların başında yaralı dokunun elektrik ürettiği gözlemlenmiştir. Buna rağmen kesin nedeni anlaşılamamıştır. Bilim insanları, gerekli yakıtın hücreler arasında hareket ederek ihtiyaç duyulan yere ilerlediğini artık biliyorlar.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Yüzüne Şok İsteyen?</b></div><div style="margin: 0px;">Yüzünüze şokun iyi gelebileceği fikrine ne dersiniz? Bu fikir, ünlülerin sevgilisi olan yüz bakım uzmanları Tracie Martyn, Susan Ciminelli ve Koanna Vargas gibi, senelerdir "microcurrent" tedavisi uygulayan isimler için, hiç de sürpriz değil. Kate Somerville, çılgınca popüler olan L.A'deki kliniğinde, yanakları ve gıdıyı çok hafifçe ve nazikçe iki set metalik çubukla sıkılaştırıp iteleyerek kendine getiriyor. Sonuç, mükemmel bir beceriyle, heykel gibi yontulmuş elmacık kemikleri, kaldırılmış kaşlar…</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Değerli Taş Faktörü</b></div><div style="margin: 0px;">Kremler için birazcık çabayla LaMer, ilk defa "paizoelektricity" (mekanik enerjinin elektrik şarjına dönüştürülmesi) konusuna vurgu yapıyor. "The Body Refiner" ürününü elmas tozu benekleriyle ovalanmış, piezoelektrik şarjlı "torumaline" parçacıkları içeriyor. LaMer'in açıklamasına göre ürünü cilde yedirmek, bu değerli taşların enerjisini, mini bir jeneratör gibi hareket ederek elektrik enerjisine çevirmektedir. Bu da, sadece mikrosirkülasyonu canlandırmakla kalmayıp, aynı zamanda cildin bioelektriğini de değiştirir.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Neutrogena, bioelektrik konusunda derinlemesine çalışma yapan ilk markadır ve özellikle "biomimetiks"e parmak basmaktadır. (Biomimetiks: Biyolojik sistemleri kopyalamada, teknolojiyi kullanan bilimdir.) Neutrogena'nın "Clinical" koleksiyonu, bakırla kaplanmış çinko partikülleri içermektedir. Buna rağmen bu partikülleri hissedemezsiniz. Bir akım yaratmak, hücreleri canlandırır ve tıpkı yaralı hücreleri iyileştirmek için harekete geçip birbirlerini çektikleri gibi birbirleriyle iletişim kurmalarını sağlar. Esas fikir, vücudun alışık olduğu ve bildiği; fakat on yıllar boyunca unutmuş olduğu doğal, ana mekanizmayı uyanışa geçirmektir. Sonuç olarak, markaların çalışmalarındaki deneylerde, sekiz haftanın sonunda uygulanan rejimle birlikte cildin yüzde 20 oranında sıkılaştığı kanıtlanmıştır.</div><div style="margin: 0px;"></div>

Mükemmel yüzler için çözümler

Daha genç görünmek ister misiniz? Siz cildinize yardım ederseniz, o da kendine yardım eder.İşte anti-aging'den en son haberler.Cilt bakımı teknolojilerindeki en son gelişmeler, aslında çok da yeni o…

Devamı »

Beyaz yalanların listesi

<div style="margin: 0px;"><a href="http://i.milliyet.com.tr/YeniAnaResim/2010/10/13/yalan-soylemenin-kabul-edilebilecegi-durumlar-878051.Jpeg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="228" src="http://i.milliyet.com.tr/YeniAnaResim/2010/10/13/yalan-soylemenin-kabul-edilebilecegi-durumlar-878051.Jpeg" width="320" /></a><b><span class="Apple-style-span" style="color: #cc0000;">Elbette yalan söylemenizi önermiyoruz ama bazı beyaz yalanların gerçeklerden daha tercih edilebilir olduğunu da kabul ediyoruz.</span></b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Elbette yalan söylemenizi önermiyoruz ama bazı beyaz yalanların gerçeklerden daha tercih edilebilir olduğunu da kabul ediyoruz. İşte çarpıtırken kendinizi çok da kötü hissetmemeniz gereken kimi konular:</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">• Şimdiye kadar birlikte olduğunu insanlar + - 5</div><div style="margin: 0px;">• Yemekten önce ya da sonra ellerinizi yıkamanız</div><div style="margin: 0px;">• Gözlerinizin altındaki torbaların sebebinin tüm gece süren bir parti değil, Alacakaranlık serisi olması</div><div style="margin: 0px;">• Teninizdeki rengin doğal bronzluk olduğu</div><div style="margin: 0px;">• Bahsi geçen (komik derecede ucuz) ayakkabılar ya da çanta için ne kadar ödediğiniz</div><div style="margin: 0px;">• Favori derginizin, hmmm, National Geographic olduğu</div><div style="margin: 0px;">• Yoga sınıfındaki esnekliğiniz</div><div style="margin: 0px;">• Lazanyayı kendinizin pişirdiği</div><div style="margin: 0px;">• Ehliyetinizdeki boy ve kilo bilgileriniz</div><div style="margin: 0px;">• Saçınızın boya değil doğal rengi olduğu</div><div style="margin: 0px;">• Patronunuz çıktıktan sonra sizin ofiste birkaç saat daha çalışmaya devam ettiğiniz</div><div style="margin: 0px;">• Facebook'u çok sık kullanmadığınız, hele insanların albümlerine bakacak zamanınızın kesinlikle olmaması</div><div style="margin: 0px;">• Erkek arkadaşınız ya da eşinizin yakın arkadaşlarını çok sevdiğiniz</div><div style="margin: 0px;">• Babaannenizin ördüğü pembe kazağa bayıldığınız</div><div style="margin: 0px;">• Her zaman geri dönüşüme dikkat ettiğiniz</div><div style="margin: 0px;">• Dün gece 5 değil, sadece 1 kadeh şarap içtiğiniz çünkü aksinin lüzumsuz olduğunu düşündüğünüz</div><div style="margin: 0px;">• O andaki erkek arkadaşınızın tüm zamanlar içinde en iyi cinsel partneriniz olduğu</div><div style="margin: 0px;">• Kesinlikle kıskanç olmadığınız</div><div style="margin: 0px;">• Gazetenin tümünü okuduğunuz, sadece magazin ve moda sayfalarını değil</div><div style="margin: 0px;"></div>

Beyaz yalanların listesi

Elbette yalan söylemenizi önermiyoruz ama bazı beyaz yalanların gerçeklerden daha tercih edilebilir olduğunu da kabul ediyoruz.Elbette yalan söylemenizi önermiyoruz ama bazı beyaz yalanların gerçek…

Devamı »

Uyku pozisyonları ve ilişkiler

<div style="margin: 0px;"><a href="http://im.haberturk.com/2010/10/15/561720_detay.jpg?1287154015" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://im.haberturk.com/2010/10/15/561720_detay.jpg?1287154015" /></a><b><span class="Apple-style-span" style="color: #cc0000;">Uyur, rüya görür, sevişir ve kucaklaşırsınız. Bir yatağı paylaşmak hakkında başka ne söylenebilir ki?</span></b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Bilakis söylenecek çok şey var. Goodbye Insomia ve Hello Sleep kitaplarının yazarı Psikiyatr Samuel Dunkell uyku pozisyonlarını 25 seneyi aşkın bir süredir analiz edip, elde ettiği verilerle insanlar ve ilişkileri hakkında hiç bilinmeyen gerçekleri ortaya çıkarıyor. Seneler geçtikçe uyuma biçimlerimiz değişir, evrimleşir. Ama duygusal karmaşamızı da her zaman yansıtacaklardır. Eşiniz ve siz nasıl uyuyorsunuz? İşte farkında olmadan anlatılanlar:</div><div class="separator" style="clear: both; margin: 0px; text-align: center;"><a href="http://im.haberturk.com/galeri/2010/10/15/404364/2cbe304ec825f5524614f89cb6eff9df_k.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://im.haberturk.com/galeri/2010/10/15/404364/2cbe304ec825f5524614f89cb6eff9df_k.jpg" style="cursor: move;" width="320" /></a></div><div style="margin: 0px;"><b>Yüz yüze: </b></div><div style="margin: 0px;">Sarılma, cinsel münasebetin başlama noktasıdır. Kaşık pozisyonundan daha az yaygın(ve gece boyunca sürdürülmesi güç bir pozisyon) olan bu biçim, ateşli bir gecenin başlangıcını işaret eder. Bazı çiftler özel eğlenceler yaşadıkları senelerin ardından yine bu duruşa dönebiliyor. New York'lu bir psikoterapist olan Elizabeth Flynn Campbell bu konuda "Çiftler kolaylıkla ağa düşebilirler, birbirlerinden ayrı yatmak bu bağlılık dahilinde mümkün değildir"diyor. Peki ya partneriniz size bu şekilde sarılmayı seviyor ve siz de boğulacak gibi hissediyorsanız? Diğer evlilikle ilgili konular gibi uyku pozisyonları da anlaşmayla çözümlenebilir. Mesela eşiniz uyuyana kadar ona sarılıp sonra daha rahat bir pozisyona geçilebilir.</div><div class="separator" style="clear: both; margin: 0px; text-align: center;"><a href="http://im.haberturk.com/galeri/2010/10/15/404364/e6db74eb5b2b4e873ad67dc31cdd8456_k.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://im.haberturk.com/galeri/2010/10/15/404364/e6db74eb5b2b4e873ad67dc31cdd8456_k.jpg" style="cursor: move;" width="320" /></a></div><div style="margin: 0px;"><b>Kaşık pozisyonu: </b></div><div style="margin: 0px;">Çok yakın, çok güvenli bu resim evliliklerin/ilişkilerin ilk 3-5 senesinde karşılaşılan en genel pozisyondur. "Genelde erkek kapsayıcı ve faaldir" diyor Dr. Dunkell. "Kadın arkadan sarılma pozisyonunu benimsiyorsa, bu daha özveri gösteren taraf olduğuna veya daha fazla duygusal destek ihtiyacı içinde olduğuna işarettir." Kaşık pozisyonu, genital bölgenin arka kısımla bitiştiği cenin duruşu, tam olarak erotik bir his uyandırmasa da maksimum fiziksel yakınlığı sağlar. "Çoğu çift kaşık pozisyonunu rahat ve güvenli bir koza olarak buluyor" diyor psikiyatr ve terapist Dr. Shirley P. Glass. Evliliğin ön safhalarında çiftler bu pozisyonu, gecenin büyük bir bölümünde birbirleriyle eşleşerek korurlar. "Çiftten biri döndüğünde, diğeri de dönüp ona sarılır. Öylece kaşık pozisyonu ters taraftan devamlılığını sağlar" diyor Dr. Dynkell. Fakat uzun süreli bir evliliğinizin olması bu yakınlığı kaybetmeniz gerektiği anlamını taşımaz.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; margin: 0px; text-align: center;"><a href="http://im.haberturk.com/galeri/2010/10/15/404364/83370078469c752763e505f9407943c5_k.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://im.haberturk.com/galeri/2010/10/15/404364/83370078469c752763e505f9407943c5_k.jpg" style="cursor: move;" width="320" /></a></div><div style="margin: 0px;"><b>Krallık: </b></div><div style="margin: 0px;">Bu pozisyonda çiftlerden biri, genellikle erkek, güçlü bir ego gösterisi, yetkili bir pozisyon alır. Kadın ise kafasını erkeğin omzuna koyar. "Dünyaya erkekle aynı perspektifte baktığından, yakınlık ve korunma hislerini kendinde daha güçlenmiş bulacaktır" diyor Dr. Dunkell. Çiftler ilişkilerinin/evliliklerinin ilk evrelerinde, teslimiyet ve taahhüt içeren bu pozisyona rağbet ederler. "Burada yüksek seviyede güven vardır" diyor Dr. Glass. "Sırt üstü yatan bir kaplumbağa gibi, kendinizi ifşa ettiğiniz ve her tür dokunuşa açık…"</div><div class="separator" style="clear: both; margin: 0px; text-align: center;"><a href="http://im.haberturk.com/galeri/2010/10/15/404364/c2bbaa8f08012be0dd66fcf6c2ac0f3c_k.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://im.haberturk.com/galeri/2010/10/15/404364/c2bbaa8f08012be0dd66fcf6c2ac0f3c_k.jpg" style="cursor: move;" width="320" /></a></div><div style="margin: 0px;"><b>Kanatlarının altında: </b></div><div style="margin: 0px;">Bu bir öncekinden daha samimi bir pozisyondur. Çünkü erkek sadece omzuyla destek olmanın ötesinde kadını tek koluyla kavrar ve tutar. Bu pozisyon kadını cömert ve aşk dolu bir hediyenin alıcısı durumuna sokar, özellikle de kriz zamanları ve özel ihtiyaçların doğduğu anlarda. "Sizi tamamen kanatlarının altına alır" diyor Dr Glass, "Bu çok besleyici bir pozisyondur --- göğüs kanseri tedavisi gördüğüm dönemlerde, eşim beni uyuyana kadar kollarında sarılı tutardı" diye hatırladığını anlatıyor bir hastasının. "Gece boyunca değişik pozisyonlara girsek de sabaha doğru yine aynı hali alırdık. O zamanlar ne kadar güvende ve koruma altında olduğumu hep hatırlayacağım". Fakat bu pozisyonun denenmesi için bir kriz ortamının oluşmasını beklemeye gerek yok. Ayrıca sarma işlemini erkek kısmının yapması da bir zorunluluk değildir. Onu, stresli geçen bir günün ardından yatıp konuşurken kollarınızın arasına almak, iletişiminizi güçlendirmek açından çok samimi ve candan bir yol olacaktır.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; margin: 0px; text-align: center;"><a href="http://im.haberturk.com/galeri/2010/10/15/404364/90e47722665b6cfcd73b1621b2162a55_k.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://im.haberturk.com/galeri/2010/10/15/404364/90e47722665b6cfcd73b1621b2162a55_k.jpg" style="cursor: move;" width="320" /></a></div><div style="margin: 0px;"><b>Garip: </b></div><div style="margin: 0px;">Siz veya eşiniz gerçekten garip pozisyonlarda mı uyuyorsunuz? Yarı dışarıda (sanki ondan kurtulmak ister gibi) veya ters yatmak gibi. Dikkat edin! Evlilik ve beraberlikten farkında olmadan kaçma eğiliminde olabilirsiniz. Durumun böyle olduğunu düşünüyorsanız, bir evlilik danışmanı nelerin ters gittiği konusunda aydınlanmanıza yardımcı olacaktır. Yine de bir hoşnutsuzlukla ilgili başka işaretler yoksa, bu yeni yatış biçimini çok da yadırgamanıza gerek yok. "Gün içinde taraflar arasında bir güç savaşı ve benzeri ego çatışmaları yoksa fazla yorum yapmaya gerek yok" diyor Glass. "Bir sandalyede otururken her zaman aynı şekilde durmazsınız. Bazen canımız yakınlık ister bazen de alan. Ya da belki yatakta çok yaratıcıyızdır."</div><div class="separator" style="clear: both; margin: 0px; text-align: center;"><a href="http://im.haberturk.com/galeri/2010/10/15/404364/4a471fb21cff83267336915602956a03_k.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://im.haberturk.com/galeri/2010/10/15/404364/4a471fb21cff83267336915602956a03_k.jpg" style="cursor: move;" width="320" /></a></div><div style="margin: 0px;"><b>Rahat ama birlikte: </b></div><div style="margin: 0px;">Aşk taze olduğunda çiftler, çoğunlukla sevdikleri ve rahat ettikleri uyuma pozisyonundan feragat edip, yatakta daha yakın ve bütün olmayı sağlayan şekillere girerler. Evliliğin üstünden 5 seneye yakın bir zaman geçtikten sonra çiftlerde artan güven duygusu, yataktaki mesafenin ve konforun biraz daha artmasına müsaade edebilir. Eşler kaşık pozisyonuna benzer fakat arada belirli bir mesafe olacak şekilde yatarlar. Duygusal akım, karşı tarafa değen el, diz veya ayakla sağlanır. "Bu hem rahatlığın, hem de yakınlığın dengelenmiş biçimi olabilir diyor" Dr. Glass. Bu duruş ayrıca seks baskısını da ortadan kaldırır. Bu şefkat dolu bir pozisyondur, cinsellik dolu değil, tabii ki istediğiniz zaman yakınlaşabilirsiniz.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b><br /></b></div><div class="separator" style="clear: both; margin: 0px; text-align: center;"><a href="http://im.haberturk.com/galeri/2010/10/15/404364/d23dd8bdf69ef047ce7fdfdf55ac3322_k.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://im.haberturk.com/galeri/2010/10/15/404364/d23dd8bdf69ef047ce7fdfdf55ac3322_k.jpg" style="cursor: move;" width="320" /></a></div><div style="margin: 0px;"><b>Sahiplenme: </b></div><div style="margin: 0px;">Bazı çiftler fiziksel temas kurmaktan pek hoşlanmayabilir. Temas eden el veya üstünüze düşen bacak muhtemelen kazara oradadır. Her ne kadar bu ilgisiz duruş, karşı tarafla zıt duygu ve düşünceler içinde olduğunuz veya kasıtlı olarak (bir dargınlıktan ötürü) direttiğiniz anlamını taşıyabilecek olsa da çok yakın bir arkadaşlık, dostluktan da bahsedebilir. Dr. Glass'e göre bu pozisyonda çengel gibi takılan ayaklar samimiyet, konfor ve yürekliliğin bir göstergesidir. Ne de olsa kavga ederken böyle bir sahiplenmeyi benimseyebilmek için sağlam temellere ihtiyaç vardır.</div><div class="separator" style="clear: both; margin: 0px; text-align: center;"><a href="http://im.haberturk.com/galeri/2010/10/15/404364/21b5f3d13688687c67c1f196d7a60dff_k.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://im.haberturk.com/galeri/2010/10/15/404364/21b5f3d13688687c67c1f196d7a60dff_k.jpg" style="cursor: move;" width="320" /></a></div><div style="margin: 0px;"><b>Kalça teması: </b></div><div style="margin: 0px;">Evlilikte zaman geçtikçe, uykunuzu kişiselleştirme eğilimi de artar. "Çiftin yakınlıkları çoğalıp, keşfedebilecekleri azaldıkça bireysellik ön plana çıkmaya başlar" diyor D. Dunkell. Bazı çiftler için bu daha büyük bir yatak almak, daha geniş alan sağlamak anlamına gelebilir. Sadece kalçaların temas etmesi daha geniş bir alan sağlamakla kalmaz, duygu aktarımını da temas yoluyla sağlar. "Birbirleriyle kesişen iki farklı daire gibi, bu pozisyon da karşılıklı dayanışmayı temsil eder" diye açıklıyor Dr. Glass. Bu pozisyon stresli bir günün ardından rahat bir alan sağlayacağı için tercih sebebidir.</div><div class="separator" style="clear: both; margin: 0px; text-align: center;"><a href="http://im.haberturk.com/galeri/2010/10/15/404364/5b01b22c725e088c32e57c3e37da1726_k.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://im.haberturk.com/galeri/2010/10/15/404364/5b01b22c725e088c32e57c3e37da1726_k.jpg" style="cursor: move;" width="320" /></a></div><div style="margin: 0px;"><b>Biraz alan: </b></div><div style="margin: 0px;">Eşiniz yatağın diğer ucuna sizden bir tepki gelmesini beklemeden hareket ederse, bu sizde reddedilme hissi mi uyandırmalıdır? Uzmanlara göre, evlilikte doğru veya yanlış diye tanımlanabilecek bir uyku pozisyonu yoktur. "Her ne kadar bu şekilde bir sapma ortada problemlerin olduğu yönünde bir ipucu olsa da çoğu evlilik partnerlerin birbirlerinin hassasiyetleriyle uğraştıklarına işaret ediyor" diyor Campbell. Daha farklı ifade edersek, endişe veya karşılık vermek yerine, bu çekilişin ardında hangi sebeplerin yattığını bulmak en doğru hareket olacaktır. Öfke? Keder? Kaygı? Eğer zor bir dönem geçirdiğini biliyorsanız, ona biraz alan verin. Eğer siz de aynı durunda olsaydınız, isteyeceğiniz çok farklı olmayacaktı. Zamanla yanınıza geri dönecektir. Ve şunu da hesaba katın; belki hormonlarınızdan veya ağzınızı şapırdatmanızdan rahatsız olup, en rahat olacağı şekilde yatağın diğer ucuna kaçmış olabilir. Eğer bu mesafe sizi yalnız hissettiriyorsa, en azından geceye birlikte başlamak için bir teklif götürebilirsiniz. Eğer hala aradaki mesafe sizi rahatlatacak ölçüde azalmazsa, samimi bir şekilde neyin ters gittiğini ortaya çıkarma vaktidir.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; margin: 0px; text-align: center;"><a href="http://im.haberturk.com/galeri/2010/10/15/404364/1f546242237e86355033b8020aa221c7_k.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://im.haberturk.com/galeri/2010/10/15/404364/1f546242237e86355033b8020aa221c7_k.jpg" style="cursor: move;" width="320" /></a></div><div style="margin: 0px;"><b>Kaçan kovalanır: </b></div><div style="margin: 0px;">Uyuma pozisyonları, bir evlilikteki gerginlik ve anlaşmazlıkları anlatabilir. Mesela bir anlaşmazlık neticesinde kocanız aniden arkasını dönüp yatağın diğer ucuna kayabilir. Eğer siz de uykudayken onun peşinden gider ve ona sarılırsanız buna usulsüz kaşıklama denir. Yine de bazen mesajı veren taraf, tam olarak neyi istediğini anlatmakta başarılı olmayabilir. Dr. Glass'ın açıklaması şöyle: Uzaklaşan partner gerçekte peşine düşülmesini istiyor olabilir. Onun uzaklaşması aslında bir davet anlamı taşır. Daveti kabul edip daha yakınına gidecek misiniz? Veya partner her zaman sarılan taraf olmaktan sıkılıp düşünebilir; "Yanına sokulup sana kendimi kabul ettirebilirim ama bu peşimden geldiğindeki kadar anlam yüklü olmaz" Bu durum bir test havası taşır. Dolayısıyla usulsüz kaşıklamadan ziyade kaşıkların dansı olarak adlandırılır. Sizi cezbeden uyku stillerinize, bir bütünleme sınavıymış gibi karşı durum. Kendi vücut dilinizi okurken partnerinizi da okuyun ama hemen bir netice beklemeyin, uyku pozisyonları konuşmayı başlatmak gibidir, yıldız falı gibi değil.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div>

• 
• 
• 
• 
• 

1. 1
2. 2
3. 3
4. 4
5. 5

• Previous
• Next

Uyku pozisyonları ve ilişkiler

Uyur, rüya görür, sevişir ve kucaklaşırsınız. Bir yatağı paylaşmak hakkında başka ne söylenebilir ki?Bilakis söylenecek çok şey var. Goodbye Insomia ve Hello Sleep kitaplarının yazarı Psikiyatr Samu…

Devamı »

Ayak sağlığı için nasıl ayakkabı?

<div style="margin: 0px;"><b><span class="Apple-style-span" style="color: #cc0000;">Topuklu ayakkabı her ne kadar çekici olsa da, ayak sağlığı açısından çok dikkatli olunması gereken bir aksesuardır.</span></b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Yüksek topuk; her kadına özgüven, cazibe, dişilik, güzellik, stil katan bir objedir. Fakat ince ve yüksek topuklu ayakkabıyı giyerken bazı noktalara dikkat etmezsek, birçok sağlık problemi doğacaktır. Uzmanlar değişkenlik gösteren topuk boyunun idealinin 5 santimetre altı olduğunu belirtiyor. İşte topuklu ayakkabı seçerken dikkat etmemiz gereken herşey!</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><a href="http://i.radikal.com.tr/644x385/2009/08/06/fft5_mf223432.Jpeg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="224" src="http://i.radikal.com.tr/644x385/2009/08/06/fft5_mf223432.Jpeg" width="320" /></a><b>Ayak sağlığı için nasıl ayakkabılar tercih edilmeli? </b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Yüksek topuklu ayakkabıların tercih edilmemesi her zaman daha iyi ve sağlıklı olanıdır. Ancak ince de olsa, dolgu topukta olsa değişmeyen şey yüksekliktir. Bu yüzden bu tür ayakkabıların ayak sağlığı açısından birbirine üstünlüğü yoktur. İkisi de çok uzun süre giyildiğinde ayak sağlığını olumsuz olarak etkiler.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Yüksek topuklu ayakkabılar vücut sağlığını nasıl etkiliyor? </b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">İnsanlar yürürken 3 nokta teması esasına göre yürürler. Yani topuğumuz, 1. parmağımız ve 5. parmağımızı baz alan bir üçgen taban üzerine basarız. Yüksek topuklu ayakkabıların kullanımı ile topuk olması gerekenden daha yükseğe çıkarılınca yük dağılımı bozulur. En fazla yük taşıması gereken topuğa binen yük azalır ve sonuçta 1. parmağımız 5. parmağımıza göre daha fazla yük altında kalır. Bu durumun uzunca bir dönem devam etmesi de ayakta ve özellikle 1. parmak ekleminde deformasyonlara, aşırı basınçtan dolayı nasırlara ve yine yük dağılımının bozulmasına bağlı olarak tendon ve bağlarda zorlanmalara yol açabilir.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Giyilmesi gerekiyorsa, topuk yüksekliği kaç santimetre olmalıdır? </b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Yüksek topuğun yanı sıra, bir de ucu sivri olan ayakkabılar tercih edilirse de formasyon gelişimi kaçınılmaz olur. Ayak sağlığı açısından uygun olan topuk yüksekliği 5 santimetreyi geçmemelidir. Ayrıca ayakkabılar 'mokasen' tipli olmalı, geniş kalıplı, içinde ayağımızın sıkışmadığı ayakkabılar kullanılmalıdır.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>En fazla kaç saat yüksek topuklu ayakkabılar giyilebilir? </b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">İki kadın düşünün: birine 4 santimetre topuklu, diğerine de 7 santimetre topuklu ayakkabı giydirip aynı saatte aynı işleri yaptıklarını hayal edin. Gün sonunda 7 santimetrelik topuklu ayakkabıyı giyen kişi diğerine oranla 7 kilometre daha fazla yol yürümüş gibi olacaktır. Yüksek topuklu ayakkabıların kullanımı için belirli bir saat vermektense ayak sağlığı açısından eğer bu tür ayakkabıları giymek bir zorunluluksa, ara ara çıkarıp dinlendirmek uygun olacaktır.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Ayak sağlığı için birkaç öneri </b></div><div style="margin: 0px;">*Akşamları 10-15 dakika ılık suda dinlendirin.</div><div style="margin: 0px;">*Ayaklarınızı akşam 5 dakika havaya dikin.</div><div style="margin: 0px;">*Ayak parmaklarınıza küçük hareketlerle ayak masajı yapın.</div><div style="margin: 0px;">*Ayaklarınız suda dinlendirdikten sonra mutlaka küçük dairesel hareketlerle masaj yaparak krem sürün.</div><div style="margin: 0px;">*Her gün aynı ayakkabıyı giymeyin, mutlaka bir gün ara verin.</div><div style="margin: 0px;">*Ayakkabılarınızın hava almasına imkan tanıyın.</div><div style="margin: 0px;">*Koruyucu ayak malzemeleri kullanın.</div><div style="margin: 0px;">*Tırnaklarınız küt kesin ve fazla uzatmayın, kenarlarını yuvarlamayın.</div><div style="margin: 0px;">*Ayaklarınıza mutlaka tam uyan ayakkabı giyin.</div><div></div>

Ayak sağlığı için nasıl ayakkabı?

Topuklu ayakkabı her ne kadar çekici olsa da, ayak sağlığı açısından çok dikkatli olunması gereken bir aksesuardır.Yüksek topuk; her kadına özgüven, cazibe, dişilik, güzellik, stil katan bir objedi…

Devamı »

Beslenme tarzınızı bulun

<div style="margin: 0px;"><b><span class="Apple-style-span" style="color: #cc0000;">Yeşil misin, değil misin? Yaşam tarzınızın ne kadar sağlıklı olduğunu bu testle keşfedin.</span></b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Beslenme, spor, hareket hayatınızda ne kadar önemli? Sağlıklı beslenmenin neresindesiniz? Bu 10 soruluk testi yanıtlayıp sonuçları değerlendirin.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><a href="http://static.pudra.com/generated/9036/610x345/saglik-test-saglikli-mkle.gif" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="225" src="http://static.pudra.com/generated/9036/610x345/saglik-test-saglikli-mkle.gif" width="400" /></a><b>1. Sabah kahvaltım:</b></div><div style="margin: 0px;">A. Taze sebzeler ve yeşilliklerle hazırlanmış bir salata ve taze sıkılmış meyve suyu</div><div style="margin: 0px;">B. Salamlı sandviç</div><div style="margin: 0px;">C. Pastaneden aldığım yağlı poğaça veya açma</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>2. Güneşli bir haftasonunda:</b></div><div style="margin: 0px;">A. Erkek arkadaşımla sahilde yürüyüşe çıkarım.</div><div style="margin: 0px;">B. Evime yakın olan sokaklarda veya bir alışveriş merkezinde alışverişe giderim.</div><div style="margin: 0px;">C. Evde camları açıp, televizyon karşısında bir şeyler atıştırıp keyif yaparım.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>3. Günlük su tüketimim:</b></div><div style="margin: 0px;">A. Tam olarak bilmiyorum, ama ofisteki cam şişemi günde yaklaşık 10 defa doldurmuş oluyorum.</div><div style="margin: 0px;">B. Günlük önerilen miktardan bira daha az tüketiyorum.</div><div style="margin: 0px;">C. Su içmeye pek vakit bulamıyorum. İçtiğim zaman da kahveyi tercih ediyorum.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>4. Doğal yemek menüsü anlayışım:</b></div><div style="margin: 0px;">A. Izgara tavuk göğsü, pazardan aldığım taze ıspanak ve esmer pirinç</div><div style="margin: 0px;">B. Izgara tavuk göğsü, patates püresi ve peynir soslu brokoli</div><div style="margin: 0px;">C. Izgara dondurulmuş tavuk</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>5. Sağlıklı beslenme bilgilerini kimlerle paylaşıyorsun?</b></div><div style="margin: 0px;">A. Herkesle. Kedimden tutun, apartman görevlisine kadar…</div><div style="margin: 0px;">B. Ailem ve arkadaşlarımla</div><div style="margin: 0px;">C. Bu konuda konuşmak ilgimi çekmiyor.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>6. Kendi yemeğim ile kedimin yemeği arasındaki fark:</b></div><div style="margin: 0px;">A. Ambalaj ve form. Ama ikimiz de taze et ve sebzelerle besleniyoruz.</div><div style="margin: 0px;">B. Ben balık veya tavuk yemiyorum ama kedim yiyor.</div><div style="margin: 0px;">C. Sanırım kedim benden daha sağlıklı besleniyor.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>7. Deniz kenarına veya havuza gittiğimde yanımda götürdüklerim:</b></div><div style="margin: 0px;">A. Gölge yapması için büyük bir şemsiye, 30 korumalı krem, güneş gözlüğü ve bolca su</div><div style="margin: 0px;">B. 30 korumalı krem ve bolca su. Şemsiyeye gerek duymuyorum.</div><div style="margin: 0px;">C. Buz gibi bira ve en sevdiğim dergiler</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>8. Buzdolabım:</b></div><div style="margin: 0px;">A. Düzenli bir şekilde dizilmiş taze sebze, meyve ve meyve suları</div><div style="margin: 0px;">B. Sebze ve meyveler. Aralarda da bazı kaçamak yiyeceklerim oluyor.</div><div style="margin: 0px;">C. Buzdolabımda her zaman olan tek şey ojelerim</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>9. Arkadaşlarınızla yediğiniz bir öğle yemeğinden sonra ofise döndüğünüzde:</b></div><div style="margin: 0px;">A. Yediklerinizi yakmak ve akşamüstü enerjisini depolamak için merdivenle çıkarım.</div><div style="margin: 0px;">B. Dördüncü kata kadar merdivenle çıkarım, 6'ya geçişte asansöre binerim.</div><div style="margin: 0px;">C. Kendime bir kahve koyup bilgisayarımın başına geçerim.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>10. En son ne zaman spor salonuna gittin?</b></div><div style="margin: 0px;">A. Açık havada spor yapmayı tercih ediyorum. En son bu sabah bisikletle sahile gidip ardından yürüyüş yaptım.</div><div style="margin: 0px;">B. İki gün önce salonda 30 dakika bisiklet çalıştım.</div><div style="margin: 0px;">C. En son 17 yaşındayken.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>A'lar çoğunluktaysa 'Yeşil'sin:</b></div><div style="margin: 0px;">Sağlıklı beslenme ve yaşam ile ilgili her şeyi okumaktan, araştırmaktan ve uygulamaktan zevk alıyorsun. Bunların karşılığını da alıyorsun, çünkü gerçekten de çok sağlıklısın! Ayrıca sahip olduğun tüm bu bilgileri herkesle paylaşıyorsun ve herkesin sağlıklı yaşamı benimsemesine yardımcı olmaya çalışıyorsun. İşlenmiş yiyecekler ve yağlar hayatında hiçbir şekilde yer almıyor. Sporunu doğru mekan ve doğru zamanlarda yapıyorsun. Tüm bunlar sana manevi olarak da sağlık kazandırıyor; ruhen mutlu ve enerjik oluyorsun. Ne diyelim, tebrikler ve aynen devam!</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>B'ler çoğunluktaysa 'Açık Yeşil'sin:</b></div><div style="margin: 0px;">Sağlıklı yaşamak için elinden geleni yapıyorsun. Fakat yine de biraz daha dikkatli olmak gerekebilir. Genelse sağlıklı besleniyorsun ama arada bir kaçamaklar yapıyorsun. Önemli olan iradeni koruyabilmen, bu sağlıksız kaçamakları rutine dönüştürmemen… Ayrıca spor seviyeni biraz daha artırabilirsin. Alışveriş merkezinde dolanarak da efor sarf ediliyor, haklısın. Ama yine de bu açık havada veya spor kulübünde yapacağın egzersizlerle aynı şeye denk gelmiyor. Bunun dengesini de kurabilirsen, sen de çok 'yeşil' kategorisine geçiş yapabilirsin!</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>C'ler çoğunluktaysa maalesef 'Yeşil Değilsin':</b></div><div style="margin: 0px;">Senin için beslenme hazır yemekler ve abur cuburlardan oluşuyor. Su yerine kahveyi, merdiven yerine asansörü, sağlıklı bir kahvaltı yerine yağlı bir poğaçayı, spor yerine koltukta yatmayı tercih ediyorsun. Hemen yapman gereken ise tüm bu tercihlerini tersine çevirmen. Beslenmene acil bir düzenleme yapman, spor için harekete geçmen ve gün boyunca bol bol su içme alışkanlığını edinmen… Unutma, bu şekilde devam edersen, daha sık hastalanacak, daha çabuk yaşlanacak ve hem bedenen hem ruhen sağlıksız bir yaşam sürmek zorunda kalacaksın!</div><div></div>

Beslenme tarzınızı bulun

Yeşil misin, değil misin? Yaşam tarzınızın ne kadar sağlıklı olduğunu bu testle keşfedin.Beslenme, spor, hareket hayatınızda ne kadar önemli? Sağlıklı beslenmenin neresindesiniz? Bu 10 soruluk testi…

Devamı »

Akne her cilt tipinde görülür mü?

<div style="margin: 0px;"><b><span class="Apple-style-span" style="color: #cc0000;">Hormonal değişimler, stres, yanlış kozmetik kullanımı gibi faktörler yüzünden yetişkinlerde de bazen akne görülebilir.</span></b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Bazı dönemler cildiniz kadife gibi pürüzsüzken, bazen de yüzünüzü akneler mi basıyor? Bu yaşta hala olur mu demeyin, maalesef aknenin yaşı yok. Ergenlik sonrası görülen akne problemi hakkında La Roche Posay uzmanı Dr. Elif Ebru Filiz ile akneyi, sebeplerini ve çözüm yollarını konuştuk.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://static.pudra.com/archive/3389/sivilce-uzun.gif" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="http://static.pudra.com/archive/3389/sivilce-uzun.gif" width="253" /></a></div><b>Akne her cilt tipinde görülür mü?</b></div><div style="margin: 0px;">Yoğunlukla yağlı ciltlerde olmakla beraber her cilt tipinde akne görülebilir. Özellikle hormonal değişimler, stres, yanlış ürün kullanımları gibi faktörlerden dolayı kuru ciltte bile zaman zaman akne çıkabilir.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Cildin hangi bölgeleri akneye daha çok yatkın?</b></div><div style="margin: 0px;">Yağ bezlerinin yoğunluğu vücudumuzda yukardan aşağıya doğru azalır. Dolayısıyla en çok yüzde (özellikle alın, yanak ve çene bölgesinde), sırtta ve dekolte bölgesinde akne görülür. Kollarda da nadir de olsa aknelenme olabilir.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Akneli bölgeler nasıl temiz tutulmalı?</b></div><div style="margin: 0px;">Cilt tipine uygun sabun ve alkol içermeyen, siyah noktaya sebep olmayan, hipoalerjik ürünlerle hijyen sağlanmalıdır. Makyaj yapılıyorsa mutlaka aynı özellikleri taşıyan bir makyaj temizleyici ile cilt temizlenmeli, kurulama esnasında kullanılan havlunun hijyenine dikkat edilmelidir. Aslında en doğrusu, yumuşak bir kağıt havlu kullanmaktır.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Akne bir ergenlik sorunu mu? Kaç yaşına kadar akne sorunu normaldir?</b></div><div style="margin: 0px;">Akne özellikle ergenlikte hormonal değişimlerden dolayı sıklıkla görülür. Fakat yaşam tarzı, stres, hijyen, ve ileri yaşlardaki hormonal değişimlerden dolayı her yaşta görülebilir. Menopoz bitiminden sonra yağ bezlerindeki sebumun azalması ile doğru orantılı olarak aknelenmeler de azalır.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Kadınlarda ve erkeklerde görülme sıklığı nedir?</b></div><div style="margin: 0px;">Erkeklerde özellikle ergenlik döneminde androjen hormonunun fazlalığından dolayı aknelenme daha sık olur. Daha sonraki dönemlerde ise, hormonal değişimlerin etkisi ile kadınlarda akne sorunu fazlalaşır.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Mevsim değişiklikleri akneleri nasıl etkiler?</b></div><div style="margin: 0px;">Aknenin bilinen bir mevsimi olmamakla birlikte, kışın özellikle vücudun kapalı bölgelerinde akne çoğalabilir. Yazın da terlemenin artışı ve bazen de güneşin etkisi ile akneye yatkınlık artar.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Güneş akneleri nasıl etkiler?</b></div><div style="margin: 0px;">Her ne kadar geçtiğimiz uzun yıllar boyunca dermatologlar güneş ışığını akne tedavisinde kullanmış olsalar da, UV ışınlarının akne lezyonları üzerindeki etkisi tartışmalıdır. Bazı hastalarda yaz mevsiminde akne şikayetleri azalırken, bazılarında ise artmaktadır. Yapılan çalışmalarda UV' nin komedon oluşumunu arttırdığı ve bunun da akneyi şiddetlendirdiği kanıtlanmıştır.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Çikolata ve yağlı yiyecekler akneyi artırır mı?</b></div><div style="margin: 0px;">Yiyecekler ve aknelenme arasındaki ilişki hakkında şu ana kadar kanıtlanmış kesin bir bilgi yoktur. Fakat kişi kendisini gözlemleyerek cildinde aknelenmeye sebep olan bir yiyecek bulabilirse, onu yemeyi azaltmalı veya kesmelidir.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Stres ve çalışma ortamı akneyi nasıl etkiler?</b></div><div style="margin: 0px;">Günümüzde akne şikayetlerinin en büyük sebebine stres diyebiliriz. Akne aynı zamanda sosyal bir sorun olduğu için kişiye psikolojik rahatsızlık verir ve bu da akneyi sürekli tetikler.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Akneli yüzler makyaj yapmalı mı? Makyaj malzemeleri seçerken nelere dikkat edilmeli?</b></div><div style="margin: 0px;">Makyaj malzemeleri siyah noktaya sebep olmayan, su bazlı, hipoalerjik kısacası dermatolojik içeriklerle hazırlanmış olmalıdır.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Bunların temizliği içinse sadece yıkama jeli gibi temizlik ürünleri değil, makyaj temizleme ürünleri kullanılmalıdır.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Tıraş olmak akneleri tetikler mi? </b></div><div style="margin: 0px;">Aknelenmenin tıraş ile birlikte artmasının sebebi tıraş malzemelerinin hijyeni ile ilgilidir.</div><div style="margin: 0px;">Uygun ürünler kullanıldığında gözenekler düzenli olarak ölü hücrelerden arındırıldığı için aknelenme azalabilir. Ama aynı zamanda oluşmuş aknelere zarar vermeden tıraş olmak da önemlidir.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Kese yapmak aknelere zarar verir mi?</b></div><div style="margin: 0px;">Kese esnasındaki sürtünme akneli cildi tahriş eder ve gözeneklerin fazlaca açılmasından dolayı, cilt akneye sebep olan bakterilere elverişli hale gelir.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Ne zaman doktora başvurmalı?</b></div><div style="margin: 0px;">Aknelerde sıklıkla iltihaplanma ve ağrı görüldüğünde, akne şikayeti kronikleştiğinde doktora mutlaka gidilmelidir.</div><div></div>

Akne her cilt tipinde görülür mü?

Hormonal değişimler, stres, yanlış kozmetik kullanımı gibi faktörler yüzünden yetişkinlerde de bazen akne görülebilir.Bazı dönemler cildiniz kadife gibi pürüzsüzken, bazen de yüzünüzü akneler mi ba…

Devamı »

Stil sahiplerinin şıklığı

<div style="margin: 0px;"><b><span class="Apple-style-span" style="color: #cc0000;">Gerçek stil sahibi kadınlar, giyime çok fazla para harcamazlar, az parayla şık görünürler!</span></b></div><div style="margin: 0px;"><b><span class="Apple-style-span" style="color: #cc0000;"><br /></span></b></div><div style="margin: 0px;">Limitli bir bütçeyle şık görünmek sandığınızdan daha kolay, işte püf noktaları...</div><div class="separator" style="clear: both; margin: 0px; text-align: center;"><a href="http://static.pudra.com/archive/259/bw_mkle.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="225" src="http://static.pudra.com/archive/259/bw_mkle.jpg" width="400" /></a></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Siyah beyaz kombinasyonu:</b> Her ortamda şık görünmek bu iki sade renkle oldukça kolay. Hem aynı kıyafeti farklı bir parçayla kombinleyerek yeniden giydiğiniz, pek dikkat çekmeyecektir. Fazla abartılı olmayan sade bir makyajla da kıyafetinizi tamamlarsanız, şıklığı garantilemiş olursunuz.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; margin: 0px; text-align: center;"><a href="http://static.pudra.com/archive/261/fular_mkle.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="225" src="http://static.pudra.com/archive/261/fular_mkle.jpg" style="cursor: move;" width="400" /></a></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Aksesuvar</b>: Pahalı olmayan basit bir fularla ya da şalla bir anda havalı bir görünüme kavuşabilirsiniz.</div><div class="separator" style="clear: both; margin: 0px; text-align: center;"><a href="http://static.pudra.com/archive/260/inci_mkle.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="225" src="http://static.pudra.com/archive/260/inci_mkle.jpg" style="cursor: move;" width="400" /></a></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Parlak taşlar ve inciler: </b>Çok pahalı gibi görünen, başarılı imitasyon takılar şıklığı yakalamak konusunda çok işinize yarayacak. Büyük bir yüzük, şık ve gösterişli bir kolye ile kıyafetinizi tamamlamanız yeterli.</div><div class="separator" style="clear: both; margin: 0px; text-align: center;"><a href="http://static.pudra.com/archive/262/etek_mkle.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="225" src="http://static.pudra.com/archive/262/etek_mkle.jpg" style="cursor: move;" width="400" /></a></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Klasikten vazgeçmeyin: </b>Bir kadının gardırobunda bulunması gereken siyah bir pantolon, kalem etek ve bele oturan beyaz bir gömlektir.</div><div style="margin: 0px;"></div>

• 
• 
• 
• 

1. 1
2. 2
3. 3
4. 4

• Previous
• Next

Stil sahiplerinin şıklığı

Gerçek stil sahibi kadınlar, giyime çok fazla para harcamazlar, az parayla şık görünürler!Limitli bir bütçeyle şık görünmek sandığınızdan daha kolay, işte püf noktaları...Siyah beyaz kombinasyonu: H…

Devamı »

Sağlıklı saçlar için sağlıklı beslenme

<div style="margin: 0px;"><b><span class="Apple-style-span" style="color: #cc0000;">Saçlarımızın sağlıklı ve pırıl pırıl saçlar için beslenme ve saçlara yapılan uygulamalara dikkat!</span></b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Sağlıklı saçlarsa sahip olmak kadın – erkek hepimizin hayalidir. Saçtaki kırılmalar, matlaşma ve pullanmalar, çevresel faktörlere, beslenme alışkanlıklarına ve yanlış uygulamalara bağlı olarak gelişebiliyor. Saçlara gerekli özeni gösterdiğimizde de sağlıklı, ışıl ışıl saçlara kavuşmamız mümkün.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://static.pudra.com/archive/2493/guzellik-saglikli-saclar-uz.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="http://static.pudra.com/archive/2493/guzellik-saglikli-saclar-uz.jpg" width="252" /></a></div><b>Sağlıklı beslenme çok önemli </b></div><div style="margin: 0px;">Öncelikle saçların kökünden beslendiği unutulmamalıdır. Dışarıdan uygulanan ürünler saçlara sağlık getirmez. Saçlar için gerekli olan vitamin ve mineraller ancak kan yolu ile saç köklerini besleyebilir. Memorial Hastanesi'nden Uzm. Dr. Tuğba Türe demir, çinko, vitamin B12, folik asit ve biotinden (kırmızı et, yumurta beyazı, kurubaklagiller, vs…) zengin beslenmenin saç sağlığı için gerekli olduğunu belirtiyor.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Dengeli ve düzenli beslenmek, antioksidan yiyecekleri (sebze, meyve, vs...) gerektiği kadar tüketmek, düzenli uyku ve stresten uzak durmak saç sağlığı için önemlidir.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Saç kozmetiklerini bilinçsiz kullanmayın </b></div><div style="margin: 0px;">Saç boyası, renk açıcılar, jöle, köpük, sprey gibi kozmetik ürünlerin bilinçsiz kullanımı saçlara zarar verebilir. Saç şekillendirici ürünler sık kullanımda ve saçtan temizlenmediğinde saçta kalıntı oluşturarak saç tellerinde zayıflama ve kırılmalara neden olabilirler. Bu nedenle dikkatli bir şekilde kullanılması gerekir.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Saçlarınızı ılık su ile yıkayın </b></div><div style="margin: 0px;">Saçlar gün aşırı ve ılık su ile yıkanmalıdır. Ayrıca ikisi bir arada ürünler yerine şampuan ve saç kreminin ayrı ayrı uygulanması daha doğru olacaktır. Saç kreminin saç uçlarına sürülmesi yeterlidir.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Saçlarınızı çok sıcak kurutmayın </b></div><div style="margin: 0px;">Saçların kaba ve sert bir biçimde taranması saçları yıpratabilir. Eğer kuru ve zor taranan saçlara sahipseniz durulanmayan bakım ürünlerini kullanarak saçlarınızı koruyabilirsiniz. Ayrıca saçlar kurutulurken ve şekillendirirken çok sıcak uygulamalardan kaçınılmalıdır.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Güneşten saçlarınızı koruyun </b></div><div style="margin: 0px;">Güneş, klor ve deniz saçların kurumasına ve yıpranmasına neden olur. Şapka kullanımı dışında özellikle güneşin zararlı ışınlarına karşı özel saç koruma ürünlerinin kullanılması da faydalıdır.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Saçlarınızı sıkı toplamayın </b></div><div style="margin: 0px;">Özellikle alın bölgesinde bant şeklinde görülen saç dökülmelerinin en sık sebebi sıkı toplanmış saçlardır. Bu tarz uygulamalar, zaman içerisinde kıl köklerinin zarar görmesine ve saç kayıplarına neden olabilir.</div><div style="margin: 0px;"></div>

Sağlıklı saçlar için sağlıklı beslenme

Saçlarımızın sağlıklı ve pırıl pırıl saçlar için beslenme ve saçlara yapılan uygulamalara dikkat!Sağlıklı saçlarsa sahip olmak kadın – erkek hepimizin hayalidir. Saçtaki kırılmalar, matlaşma ve pull…

Devamı »

Güzelliğin sırrını merak ediyorsan

<div style="margin: 0px;"><b><span class="Apple-style-span" style="color: #cc0000;">Gençleşmek ve zayıflamak isteyen kadınlar tüketmeli!</span></b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><i>Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Çelik, gençleşmek ve zayıflamak isteyenlerin kadınların güzellik iksiri olan kara üzüm tüketmesini istedi.</i></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><a href="http://im.haberturk.com/2010/10/13/560901_detay.jpg?1286963397" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="http://im.haberturk.com/2010/10/13/560901_detay.jpg?1286963397" width="389" /></a>Prof. Dr. Çelik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kara üzümün yapısında bulunan mineral, potasyum, magnezyum ve demirin vücudun bağışıklık sistemini kuvvetlendirdiğini ifade ederek, zayıflamak isteyen kadınların üzüm tüketmesini, gençleşmek isteyenlerin ise kara üzümden yapılan cilt maskesi kullanmasını tavsiye etti.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">İçerdiği maddeler sayesinde güzellik iksiri olarak nitelendirilen kara üzümün zayıflama diyetlerinde de rahatlıkla kullanılabileceğini belirten Çelik, ''Kara üzümün kabuklarında yer alan resveratrol maddesinin birçok önemli yararı vardır. Kadınlar kara üzümü ezip yüzlerine maske yapabilirler. Ezilmiş kara üzümü bir saat yüzlerinde beklettiklerinde cildi taze tutarak, yüz güzelliği de sağlamak ve kırışıklıkları önlemekte faydası vardır. Öte yandan yoğun renginden dolayı ciddi bir antioksidan deposu olan kokulu kara üzümler doktor tavsiyesinde zayıflamada da etkili olmaktadır. Gençleşmek ve zayıflamak isteyen bayanlar güzellik iksiri kara üzüm kullansın'' dedi.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Karadeniz Bölgesi'nde yetişen kokulu üzümlerin kabukları ve çekirdekleri ile beraber tüketilmesi veya suyu sıkılarak içilmesi gerektiğini de açıklayan Çelik, şunları söyledi:</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">''Üzümdeki inositol, kolesterol düzeyini azaltmaya yardımcıdır. Bu besindeki B1 vitamini kan şekerinin yakılması, kalp sağlığının korunması ve öğrenme gibi beyin fonksiyonları için gerekli olan bir vitamindir. Yaşlanmaya karşı koruduğu gibi, alkol ve sigaranın zararlı etkilerini de azaltır. Vücuttaki yağların erimesi için yardımcı olur. Kabuk ve çekirdekleri bağırsak metabolizmasını hızlandırır.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Kara üzüm, vücutta yağların erimesine yardımcı olarak cildin taze ve temiz bir görünüm almasını sağlar. İçerdiği maddeler sayesinde güzellik iksiri olarak nitelendiriliyor. Bir salkım kara üzüm veya buna eş değer kurutulmuş kara üzüm, vücudu ve beyin hücrelerini zindeleştiriyor. Bir kilo üzüm, bin 150 gram süt, 390 gram et, 300 gram ekmek ve bin 200 gram patatese eşdeğerdir. Bu nedenle de aynı zamanda bayanlar için en ideal rejim menüsüdür.''</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><i><span class="Apple-style-span" style="color: #999999;">AA</span></i></div><div></div>

Güzelliğin sırrını merak ediyorsan

Gençleşmek ve zayıflamak isteyen kadınlar tüketmeli!Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Çelik, gençleşmek ve zayıflamak isteyenl…

Devamı »

Gebeliğin zorluklarını egzersizle atlatın

<div style="margin: 0px;"><b><span class="Apple-style-span" style="color: #cc0000;">Egzersizler doğumu da kolaylaştırıyor...</span></b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><i>Fizyoterapist Menekşe Cengiz, gebeliğin zorluklarının egzersizle aşılabileceğine dikkati çekerek, pilates veya gebelik yogasının güvenilir egzersizler olduğunu belirtti.</i></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><a href="http://www.sportifhareketler.com/wp-content/uploads/2009/12/hamilelik-pilates-yoga3.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="283" src="http://www.sportifhareketler.com/wp-content/uploads/2009/12/hamilelik-pilates-yoga3.jpg" width="400" /></a>Cengiz, yaptığı yazılı açıklamada, son yıllarda kadınların çeşitli egzersiz programlarına ilgilerinin artması ile gebelik egzersizlerinin de özellikle estetik kaygılar taşıyan anne adayları arasında popüler hale geldiğini vurguladı.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Birçok bilimsel çalışmanın da, gebelikte yapılan egzersizlerin doğum öncesi ve sonrasında kadınlar için sadece fiziksel yönden yarar sağlamakla kalmadığını, anne adaylarının daha rahat bir hamilelik dönemi geçirmesini sağlayarak doğumu da kolaylaştırdığını gösterdiğini kaydeden Cengiz, gebelikteki egzersizin yararlarını şöyle sıraladı:</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">''Dolaşım ve sindirim işlevlerini düzenler, anne adayının kilo kontrolünü sağlar, dayanıklılık ve kuvvetin artırılmasına yardımcı olur, doğum için gereken kas aktivitesini destekler.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Egzersiz, sosyal etkileşimin sağlanması, sosyal ve psikolojik açıdan iyilik hissinin artırılmasına katkıda bulunur, doğum sırasındaki olası sorunların azaltılmasını sağlar, doğumu kısaltmaya yönelik potansiyelin geliştirilmesine yardımcı olur, gebelik diyabeti (şeker) olasılığının önlenmesinde önemlidir, doğum sonrası iyileşmeyi hızlandırır.''</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Cengiz, kalp-damar, solunum, böbrek ve tiroid hastalıkları, kontrol edilemeyen Tip1 diyabet, düşük, prematüre doğum (erken doğum), fetal büyüme geriliği (anne karnındaki bebekte büyüme geriliği) ve servikal yetmezlik (rahim ağzı yet mezliği) öyküsü, hipertansiyon (yüksek tansiyon), vajinal kanama, fetal (bebek) hareketlerin azalması, anemi (kansızlık), makatla geliş, plasenta previanın (bebeğin eşinin aşağıda olması) ise egzersizin sakıncalı olduğu durumlar olduğuna dikkati çekti.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Denge egzersizleri</b></div><div style="margin: 0px;">Düzenli egzersiz yapanlara da önerilerde bulunan Cengiz, şöyle devam etti:</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">''Egzersize başlamadan önce fizyoterapistinize ve doktorunuza danışın. Haftanın belirli günlerinde, 30 dakika veya daha uzun süreyle egzersiz yapın. Temas sporlarına, düşme ve abdominal travma (karın travması) riski yüksek olan aktivitelere son verin. Su altı sporları yapmayın. Vücut iç ısısının 38 derece altında seyretmesini hedefleyerek egzersiz süresini ve şiddetini fizyoterapistinizin önerileri doğrultusunda bu düzeyden ileriye götürmeyin.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Düşük şiddetteki egzersizleri tercih edin. Kas iskelet sistemine binen stresi azaltmak için ayağınızı destekleyen uygun ayakkabılar giyin. Su kaybını önlemek için uygun miktarda sıvı alın, sıcak ve nemli ortamlarda ya da ateşiniz varken egzersiz yapmayın. Isınma ve soğuma için en az 5 dakika vakit ayırın. İlerleyici germe egzersizlerini kullanmayın. Özel egzersizlerde profesyonel yardım alın.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Denge gerektiren egzersizlerden, fazla çömelmekten, çaprazlayarak adım atmaktan ve hızlı yön değiştirmekten kaçının. Aortokaval kompresyondan (bebeği besleyen damar üzerine baskıdan) sakınmak için 16 haftalık gestasyondan (gebelik haftası) sonra sırtüstü pozisyonda uzun süreli egzersiz yapmayın. Enerji (kalori) sınırlamasını ihtiyacınıza göre bir diyetisyen rehberliğinde belirleyin.''</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>-DÜZENLİ EGZERSİZ YAPMAYANLARA ÖNERİLER-</b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Fizyoterapist Menekşe Cengiz, düzenli egzersiz yapmayanlara da önerilerde bulundu. Cengiz, 13 haftalık gebelik sonuna ulaşıncaya kadar egzersiz programına başlamamaları, su içi gebelik egzersizleri gibi, vücut ağırlığı binmeksizin yapılabilen egzersizlerle çalışmalara başlamaları ve fizyoterapis gözetiminde, basit ve temel egzersizlerle başlayıp egzersiz toleransını yavaş yavaş artırmaları görüşünü aktardı.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Cengiz, karın ve kasık ile sırt ağrılarında, vajinal kanamada, nefes darlığı, baş dönmesi, baygınlık, çarpıntı veya taşikardide, yürüme güçlüğünde de egzersizin bırakılmasını uyarısında bulundu.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>-PİLATES VE GEBELİK YOGASI ÖNERİSİ-</b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Kadınların çoğunun gebelikte kilo aldıkça, yoruldukça ve daha çabuk nefes nefese kaldıkça doğal olarak egzersiz miktarını azalttıklarına işaret eden Cengiz, pilates veya gebelik yogasının, esneklik, solunum kontrolü ve gevşeme gibi parametreleri içeren ve gebeyi yormadan yapılacak güvenilir egzersizler olduğunu vurguladı.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><i><span class="Apple-style-span" style="color: #999999;">AA</span></i></div><div><i><span class="Apple-style-span" style="color: #999999;"></span></i></div>

Gebeliğin zorluklarını egzersizle atlatın

Egzersizler doğumu da kolaylaştırıyor...Fizyoterapist Menekşe Cengiz, gebeliğin zorluklarının egzersizle aşılabileceğine dikkati çekerek, pilates veya gebelik yogasının güvenilir egzersizler olduğun…

Devamı »

Anne adayları dikkatli olun

<div style="margin: 0px;"><a href="http://im.haberturk.com/2010/10/13/560813_detay.jpg?1286955345" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="http://im.haberturk.com/2010/10/13/560813_detay.jpg?1286955345" width="389" /></a><b><span class="Apple-style-span" style="color: #cc0000;">İlk 2,5 ay ile son 1 ay seksten uzak durun, topuklu ayakkabı giymeyin, dişlerinize özen gösterin...</span></b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><i>Aşırı stres altında bulunan hamile kadınların düşük riskinin 2-3 kat daha fazla olduğu belirtildi.</i></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Dilek Aydın Erdoğan, hamilelere önemli uyarılarda bulunurken, hamilelik süresinde beslenmenin çok önemli olduğunu söyledi. Hamilelik süresince alınan kilonun 12 kg üzerine çıkılmamasına özen gösterilmesi gerektiğini belirten Dr. Erdoğan, anne adaylarının kesinlikle sigara ve alkolden uzak durması gerektiğini ifade etti.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Anne karnındaki bebeğin hareketlerinde azalma ve artışın önemli olduğunu kaydeden Dr. Erdoğan, "Vajinal kanama, erken gebelik dönemlerinde düşük tehdidini, ileri gebelik dönemlerinde ise genellikle plasenta anomalilerini ya da erken doğum tehdidi gibi önemli problemlerin habercisi olabilir. Karında ve kasıklarda sürekli veya periyodik ağrı ve sancı oluşumu, bebeğin hareketlerindeki azalma veya artma önemli olabilir. Yüksek ateş, titreme, şiddetli kusma, şiddetli baş ağrıları, idrar şikayetleri, el ve ayaklarda şişme veya görme sorunları başka pek çok önemli hastalığın habercisi olabilir. Hamilelik döneminde kadınlar daha hassas olduklarından duyguları, beklentileri, yaşamları ve fiziksel olarak vücutlarında değişimler olur" dedi.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Stresden kaçınılmalı</b></div><div style="margin: 0px;">Stresin anne adayları için riskli olduğunu kaydeden Dr Erdoğan "Yüksek stres altında olan hamile kadınlar, sağlıklı beslenmeye özen göstermeyip sigara ve alkol gibi hamilelik üzerinde olumsuz etkiler oluşan alışkanlıklara yönelebilir. Bu kötü alışkanlıklar, düşük, erken doğum ve bebeğin sakat doğmasına neden olabilir. Aşırı stres altında kalan hamile kadınlarda düşük riski 2-3 kat artar. Bu artış 35 yaş üzeri kadınlarda daha fazladır. Sağlıklı vücuda sahip hamile kadınlar stresle daha kolay başa çıkabilir. Hamile kadınlar stresten uzak durmalı, beslenmesine dikkat etmeli, iyi uyumalı ve spor yapmalıdır" diye konuştu.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Beslenmenin anne adayları için çok önemli olduğuna dikkat çeken Dr. Erdoğan "Nasıl bebeğinizi doğduktan sonra aç bırakmayı düşünemiyorsanız, anne karnındayken de bunu yapmamalısınız. Bebeğinizin düzenli aralarla düzenli beslenmeye ihtiyacı vardır. Hiç bir zaman öğün atlamayın. Siz aç olmasanız da bebeğiniz açtır. Eğer mide yakınmalarınız iştahınızı kapatıyorsa, gereksiniminizi 3 öğün yerine 6 küçük öğün ile karşılayın.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Doğal ve dengeli beslenin</b></div><div style="margin: 0px;">Sağlıklı ve dengeli beslenme ise, hamileliğinizi daha kolay geçirmenizi ve bebeğinizin sağlıklı bir şekilde gelişmesini sağlar. Hamilelikte genel olarak, sebze, meyve, ekmek, et, ve süt ürünlerinden oluşan dengeli bir beslenme şeklini benimsemeniz yerinde olur.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Gün içinde su ve sulu gıda almak, sizi bağırsak sorunlarından korur ve halsizlik şikayetlerinizi azaltır. İdrar renginizin koyuluğuna bakarak, su ihtiyacınızı anlayabilirsiniz. Hamilelikte alınması gereken protein, vitamin, mineraller ve elementlerin ihtiyacı artar.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Demir, folik asit, sodyum (tuz) ve şeker alma ihtiyacı duyulur. Bu ihtiyaçları karşılamak için düzenli olarak; süt ve süt ürünleri, yumurta, et, tavuk veya balık, kuru baklagiller, peynir, lifli yeşil sebzeler, hububat, C vitamini, meyveler, sebzeler tüketilmelidir. Kuru meyve, kuru incir, kayısı, erik her gün bir miktar tüketilirse, çok zengin mineral kaynaklarıdır ve çok faydalıdırlar. Yine günde bir avuç kuruyemiş, özellikle badem ve ceviz yemeniz de sizin ve bebeğiniz için çok faydalı olacaktır" şeklinde konuştu.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Dr. Dilek Aydın Erdoğan, anne adaylarına şu uyarılarda bulundu:</b></div><div style="margin: 0px;">*"Gerekli durumlar dışında X ışınlarından sakının.</div><div style="margin: 0px;">*Kesinlikle sigara ve alkol kullanmayın.</div><div style="margin: 0px;">*Dengeli beslenmeye dikkat edin.</div><div style="margin: 0px;">*Demir ilacı kullanımına dikkat ve özen gösterin.</div><div style="margin: 0px;">*Gün içinde kısa sürelerle de olsa dinlenin.</div><div style="margin: 0px;">*Yoğun ve ağır fizik aktivit gerektiren spor ve egzersizlerden kaçının.</div><div style="margin: 0px;">*Yolculuğa çıkmadan önce doktorunuzla mutlaka görüşün.</div><div style="margin: 0px;">*Doktora danışmadan kesinlikle ilaç kullanmayın.</div><div style="margin: 0px;">*Ağır eşya kaldırmaya ve çekmeye kalkışmayın.</div><div style="margin: 0px;">*Topuklu ayakkabılar sakıncalı olacağından giymemelisiniz.</div><div style="margin: 0px;">*Rahat giysiler seçin.</div><div style="margin: 0px;">*Takı ve aksesuar kullanımından kaçının.</div><div style="margin: 0px;">*Dişlerinize özen gösterin, sorunlar için geç kalmadan tedbir alın.</div><div style="margin: 0px;">*Aşı programlarınızı doktorunuzla birlikte hazırlayın.</div><div style="margin: 0px;">*Hamilelikte ilk 2,5 ay ve son 1 ay içinde cinsel ilişkiden uzak durun.</div><div style="margin: 0px;">*Uzun süreli ve çok sıcak duş almaktan kaçının.</div><div style="margin: 0px;">*Bol sıvı (özellikle su) tüketin.</div><div style="margin: 0px;">*Lifli besinleri tüketmeye özen gösterin.</div><div style="margin: 0px;">*Akşamları genelde hafif besinler almaya çalışın.</div><div style="margin: 0px;">*Hamilelik süresince 12 kg'dan fazla kilo almamaya özen gösterin.</div><div style="margin: 0px;">*Göğüs bakımına önem verin. Çok sıkı olmayan, pamuklu iç çamaşırları tercih edin.</div><div style="margin: 0px;">*Çatlak oluşumunu önlemek için doktorunuza danışarak gerekli tedbirleri alın."</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">İHA</div><div style="margin: 0px;"></div>

Anne adayları dikkatli olun

İlk 2,5 ay ile son 1 ay seksten uzak durun, topuklu ayakkabı giymeyin, dişlerinize özen gösterin...Aşırı stres altında bulunan hamile kadınların düşük riskinin 2-3 kat daha fazla olduğu belirtildi.K…

Devamı »

Estetikte yeni trend

<div style="margin: 0px;"><a href="http://www.anneyiz.biz/admin/haber/pics/179676a8a87e8a412423aa8af8953196.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="265" src="http://www.anneyiz.biz/admin/haber/pics/179676a8a87e8a412423aa8af8953196.jpg" width="400" /></a><b><span class="Apple-style-span" style="color: #cc0000;">Güzellik bir kadının olmazsa olmazıdır. Tarih boyunca kadınlar güzelliklerine güzellik katacak her türlü aksesuar ve kozmetik ürününü kullanmışlardır. Günümüzde ise kusursuz bir güzellik estetik cerrahi ile tamamen sağlanabiliyor.</span></b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Yaş ilerledikçe yanaklarımızda boyuna doğru sarkmalar ve dudak kenarlarının aşağı doğru çekilmesi ile daha yaşlı ve daha üzgün bir görüntü ortaya çıkmaktadır. Yüz ovali bozulmakta ve yüz kare şeklini almaktadır. Boyunda çenenin kenarından başlayıp göğse doğru inen bantlar oluşur. Bazen daha genç insanlarda da dudak kenarlarının aşağıya doğru sarkması yüze üzgün ifade bir ifade vermektedir. Tüm bunları Botoks ile düzeltebiliniyor. Böylece daha genç yüzler ve daha güzel boyunlar elde edebiliyoruz.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Botoks İle Monalisa Gülüşü Nasıl Gerçekleşiyor?</b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Yüzdeki ifade değişiklikleri, dudak kenarlarımızı aşağıya doğru çeken dudak kenarından çene kenarına doğru uzanan depresör denen kasların aşırı aktivitesinden kaynaklanmaktadır. Bu kasların içine yapılacak olan bir miktar Botoks kasın aktivitesini azaltacak ve dudak kenarlarını yukarı doğru kaldırarak dudağa gülümsüyor ifadesini verecektir. Bu gülümseyişe de Monalisa gülüşü adı verilmektedir.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Nefertiti Boynu Niçin Tercih Ediliyor?</b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Nefertiti boynu kuğu gibi uzun olması ve çenesinin belirgin olmasıyla ünlüdür. Özellikle boyun ve yanaklardan göğse doğru inen bantlar, orta yaşlı hanımlarda aynı zamanda yanağı da aşağıya doğru çekerek kişiyi olduğundan daha yaşlı göstermekte ve boynun güzelliğini bozmaktadır. Banda ve çenenin bu kısmına yapılacak olan Botoks enjeksiyonu ile bandın gerginliği azaltılabilir. Aşağı doğru çekilen yanak bölümünü de yukarı doğru çıkarak çene ve boynun daha muntazam görünmesini i sağlayabilir. Avrupa ve Amerika'da çok sık tercih edilen bu işleme Nefertiti boynu denilmektedir.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Bu İşlemi Herkes Yaptırabilir mi?</b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Boynu çok kalın, etli olan ve fazla sarkması olan kişilerde başarılı olmaz. Boynu ince, fazla yağlı olmayan ve boynunda bant olan kişilerde rahatlıkla uygulanabilir.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><i>Prof. Dr. Erol Kışlaoğlu</i></div><div style="margin: 0px;"></div>

Estetikte yeni trend

Güzellik bir kadının olmazsa olmazıdır. Tarih boyunca kadınlar güzelliklerine güzellik katacak her türlü aksesuar ve kozmetik ürününü kullanmışlardır. Günümüzde ise kusursuz bir güzellik estetik cer…

Devamı »

Cinsellik evliliğe hazırlar mı?

<div style="margin: 0px;"><a href="http://im.haberturk.com/2010/10/12/560475_detay.jpg?1286866701" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="http://im.haberturk.com/2010/10/12/560475_detay.jpg?1286866701" width="389" /></a><b><span class="Apple-style-span" style="color: #cc0000;">Cinsel ilişkinin evliliğe hazırladığı, sağlıklı olmanızı sağladığı doğru mu?</span></b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Şöyle bir  düşünüce, kendinize ya da partnerinize söylediğiniz veya size söylenen seksle ilgili çok sayıda 'bayat' yalan bulabilirsiniz. Bulamıyorsanız, aşağıdakileri okumak eğlenceli olabilir...</div><div style="margin: 0px;"><span style="font-family: Calibri;"></span></div><div style="margin: 0px;"><b>Seks sizi sağlıklı kılar</b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Seksin vücuda olumlu etkileri (mutluluk hormonu, hareket...) olduğu muhakkak. Seks sağlık açısından iyi, ama hastayken sizi iyi etmeyecektir (istisnalar olabilir). Hafife alınan grip gibi bulaşıcı hastalıkların cinsel ilişki sırasında daha hızlı yayıldığı herkesçe bilinen bir gerçek.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Seks evliliğe hazırlar</b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Evlilik öncesi cinsellik kişinin şahsi tercihidir. Evliliğe hazır olmak için öncesinde mutlaka cinsel birliktelik gerekmez. Kişinin kendisini hazır hissettiği zamanda sağlıklı bir cinsel hayat yaşamaya başlaması en doğrusu olacaktır. Gazeteport'un haberine göre, evlilik öncesi cinsel ilişkinin evliliğe hazırladığı ya da evlilik üzerinde olumlu etkileri olduğu/olmadığı yönünde kesin bir tespit yapılmış değil.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Seks aşkın tek kanıtıdır</b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Aşık olduğunuz kişi ona olan sevginizi cinsel ilişki yoluyla kanıtlamanızı istiyorsa, bunda ısrarcı davranıyorsa ve siz bunu istemiyorsanız fazla düşünmenize gerek yok: Koşarak uzaklaşın!</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Seks, partnerinizin siz sevmeye devam etmenizi sağlar</b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Seksin son nefesini vermek üzere olan ilişkilerin devam etmesini sağladığı sık sık duyulabilir. Ama bir kişiyle sadece cinsel ilişkinizin devam ediyor olması, onun sizi her zaman seveceği anlamına gelmeyebilir. Başka bir deyişle seks, genel olarak aşkı satın alamaz. (İstisnalar olsa bile...) Ayrıca mükemmel cinsel hayatı olan çiftlerin ayrılması da sık duyulan bir şeydir.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Bir daha yapmayacağım</b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Kişinin sağlıklı bir cinsel yaşam sürdürmesi doğaldır ve bunun bir sürü güzel tarafı olduğu gibi, seks eğlencelidir de. Evet, seks olmadan yaşayamamak gibi bir durum olmasa da "Bir daha yapmayacağım" demek de çoğu zaman büyük bir yalandır.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Seks olmadan olmaz</b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Bu belki de seks hakkında söylenen en büyük yalanlardan biri. Vücutlarımız cinselliğe doğal olarak çok yatkın olsa da, bu bir kadının ya da bir erkeğin seks olmadan yaşayamayacağı anlamına gelmez. Elbette sağlıklı bir cinsel hayatın hem fiziksel hem de duygusal açıdan çok fazla yararı olduğu aşikar, ama seks sözgelimi su içmek gibi yaşamsal açıdan olmazsa olmaz bir olay değil.</div><div></div>

Cinsellik evliliğe hazırlar mı?

Cinsel ilişkinin evliliğe hazırladığı, sağlıklı olmanızı sağladığı doğru mu?Şöyle bir  düşünüce, kendinize ya da partnerinize söylediğiniz veya size söylenen seksle ilgili çok sayıda 'bayat' yalan …

Devamı »

Saçlara güç kazandıran yöntemler

<div style="margin: 0px;"><a href="http://im.haberturk.com/2010/10/12/560513_detay.jpg?1286873020" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="http://im.haberturk.com/2010/10/12/560513_detay.jpg?1286873020" width="389" /></a><b><span class="Apple-style-span" style="color: #cc0000;">Sağlıklı saçlara kavuşmanın sırları bu haberde...</span></b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><i>Güzel ve bakımlı saçlar için sık sık fön çektirmek, boyamak ve farklı şekillendiriciler kullanmak gerekiyor, fakat tüm bu işlemler saçı mahvediyor.</i></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Sağlıklı ve gür görünen saçlar güzelliğimizin ayrılmaz bir parçasını oluşturuyor. Bu nedenle dökülmeye başladıklarında hemen herkeste 'Hepsi dökülecek mi' kaygısı yaşanıyor. Uzmanlara göre, günde 50-100 saç telinin dökülmesi olağan bir durum. Ancak saç kaybı gittikçe artıyorsa bu tehlikeli olabilir. Dermatoloji Uzmanı Dr. Belma Bayraktar, saç dökülmesi ile ilgili merak edilen tüm soruları yanıtladı.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>4 YILDA BİR DOĞUYOR</b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Bayraktar, hemen her yetişkinde ortalama 100-150 bin adet saç bulunduğunu ve bunların ayda ortalama 1 santim uzadığını belirterek şunları söyledi: Saçlarımız büyüme, gerileme ve dinlenme olarak 3 evreden oluşan bir döngüde yaşamını sürdürüyor. Her bir saç teli için büyüme evresi ortalama 4 yıl. Ancak bir kısım saç telleri büyürken, bir kısmı da yaklaşık 3 ay süren dinlenme evresinde oluyor. Saçın doğal döngüsü gereği son evreye giren saçlar dökülüyor. Sağlıklı bir kişinin günde 50 ila 100 tel saçı dökülür. Eğer sayı bundan fazlaysa bir sorun var demektir.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>NEDENE GÖRE TEDAVİ</b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Birçok hastalık ve hormonal, metabolik, besinsel etkiler ile saç dökülmesi oluşabiliyor. Saç dökülmesi şikayetiyle kendilerine başvuran hastanın öncelikle detaylı öyküsünün alındığını belirten Dermatoloji Uzmanı Belma Bayraktar, şöyle konuştu: Sorunun kaynağını bulabilmek için hasta detaylı olarak sorgulanıyor. Çünkü bazen sadece kullanılan ilacın kesilmesi bile saç dökülmesinde çözüm olabiliyor. Ya da hastanın aşırı diyet yaptığı tespit edilirse, protein ve vitaminden zengin beslenmesi öneriliyor.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>HAFTADA BİR FÖN YETERLİ</b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">- HAFTADA 3 GÜN YIKAMANIZ YETERLİ: Saçları sık yıkamak, derideki koruyucu bakterileri yok ederek dökülmelere neden oluyor.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">- KIL FIRÇA KULLANIN: Sık ve sert fırça kullanmaktan kaçının. Saçlarınıza zarar vermeyecek yapıda olan, tercihen kıl fırça ile tarayın.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">- DOĞAL HALİNDE KURUTMAYA ÇALIŞIN: Saçlarınızın havlu veya saç kurutma makinesiyle değil, doğal halinde kurumasını sağlayın.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">- SAÇ MASKESİ YAPIN: Haftada 2 kez yapılan saç maskeleri, saçlarınızın güçlenmesinde yarar sağlıyor.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">- JÖLEYİ SAÇINIZDA UZUN SÜRE TUTMAYIN: Saçınıza jöle, saç köpüğü veya briyantin gibi ürünler uyguladıysanız, gece yatmadan önce saçınızı yıkayın.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">- PROTEİNDEN ZENGİN BESLENİN: Güçlü saçlar için dengeli ve saçın ana maddesi keratinin yapı taşı olan proteinden zengin beslenin.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">- ZARAR VEREN İŞLEMLER YAPTIRMAYIN: Perma, boya ve düzleştirme gibi saçlarınıza zarar veren işlemlerin sık sık yapılması da saçların zayıflayıp kırılmalarına yol açıyor.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">- ÇOK SIK FÖN ÇEKTİRMEYİN: En fazla haftada bir fön çektirin ve sık toplamaktan kaçının.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>MODERN ÇAĞ SAÇ DÖKÜYOR</b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Günümüzde pek çok kadın saçının aşırı derecede döküldüğünden şikayet ediyor. Dermatolog Belma Bayraktar, 'Çalışma ve yaşam koşulları nedeniyle kariyer sahibi bazı kadınlar, bu sorunu daha çok yaşayabiliyorlar. Bunun da nedeni, iş yaşamından kaynaklanan stres, bakımlı görünmek amacıyla saçlara sıkça yapılan boya ve fön gibi zarar veren uygulamalar, kullanılan doğum kontrol hapları' diye konuştu.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>BİLİYOR MUSUNUZ?</b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">- Tek bir saç telinin kalınlığı 0.02mm - 0.04mm arasıdır.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">- Sarışınlarda, kızıl veya koyu renkli olanlara göre daha çok saç teli bulunur.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">- Kafa derisinde ortalama 100.000 saç teli bulunur.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">- Saçlar günde 0.35 mm, ayda yaklaşık 1cm uzar.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">- Ömür boyunca sahip olacağınız saç folikülleri anne karnındaki bebeğin altıncı ayı civarında oluşur.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>GÜÇ KAZANDIRAN YÖNTEMLER</b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">MEZOTERAPİ: Derinin orta tabakasına enjeksiyon ile yapılan bir tedavi şekli. Vitamin, mineral ve dolaşım güçlendirici maddelerle uygulanan tedaviyle saç diplerindeki kıl köklerini besleyerek saçların canlanmasını sağlıyor. Ağızdan alınan ilaçlara göre avantajı, doğrudan saç diplerine ulaşabilmesi. Enjeksiyon elle veya mezoterapi tabancası ile yapılıyor. Özellikle mevsimsel, strese bağlı, gebelik sonrası (emzirme dönemi hariç) saç dökülmelerinde, bölgesel saç dökülmelerinde tedavi ve destek amaçlı, hormonal kaynaklı dökülmelerde ise destek amacıyla kullanılıyor.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">İLAÇLAR: Son dönemde saç dökülmesini engelleyen ve yeniden saç çıkartan birtakım ürünler eczanelerde satılıyor. Bunlardan bazıları tablet şeklinde ağızdan, bazıları ise losyon şeklinde. Bu ilaçlar saçı kökünden besleyip nemlendiren, yaşlanma karşıtı buğday tohumu yağı içerikli ve bunlara ek olarak aminoasit, E vitamini, B Vitamini, çinko, magnezyum, yağ asitleri ile antioksidanlar içeriyor. Son derece faydalı olan ilaçların en az 3 ay süreyle kullanımları gerekiyor.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">TONİK VE LOSYONLAR: Saç dökülmesinde yararlı bu ürünlerin cilt hekimi tarafından önerilmesi gerekiyor.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><i>Akşam</i></div><div style="margin: 0px;"></div>

Saçlara güç kazandıran yöntemler

Sağlıklı saçlara kavuşmanın sırları bu haberde...Güzel ve bakımlı saçlar için sık sık fön çektirmek, boyamak ve farklı şekillendiriciler kullanmak gerekiyor, fakat tüm bu işlemler saçı mahvediyor.S…

Devamı »

Gözlük kullananlar için göz makyajı

<div style="margin: 0px;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh4yyJBpkwL2wQjzbofhpXdlDXEpPQ5rBYj-hpO_6y1HFR3UjFpFGq-hTxJiwDBrV0l9Gkghyphenhyphen7Wp_Y7bhXT9a_5FZgA8AA5gjGYnnpb7WQZczwxjVaG6x2dPaZ8tY2vj-yXyjU4NePNKriG/s1600/gozlu+kbayan.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh4yyJBpkwL2wQjzbofhpXdlDXEpPQ5rBYj-hpO_6y1HFR3UjFpFGq-hTxJiwDBrV0l9Gkghyphenhyphen7Wp_Y7bhXT9a_5FZgA8AA5gjGYnnpb7WQZczwxjVaG6x2dPaZ8tY2vj-yXyjU4NePNKriG/s400/gozlu+kbayan.jpg" width="400" /></a><b><span class="Apple-style-span" style="color: #cc0000;">Doğru makyaj tekniğiyle, camların arkasından da gayet çekici görünen gözlere sahip olabilirsiniz.</span></b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Gözlük takıyorum diye dertlenmeyin, sizin çok daha fazla renklerle oynama şansınız var! Nasıl mı? Gözlük camları renklerin yüzde 50'sini yok eder. Bu nedenle gözlük kullanıyorsanız, göz makyajında biraz daha parlak ve iddialı renkleri seçebilirsiniz. Güzel, değil mi?</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>İşte, gözlük tipine göre makyaj önerileri:</b></div><div style="margin: 0px;"><span style="font-family: Calibri;"></span></div><div style="margin: 0px;"><b>Miyop gözlük takanlar</b></div><div style="margin: 0px;">Miyop camlar, gözleri olduğundan daha küçük gösterir. Bu göz yanılsamasını gidermek için, açık ve kuvvetli renkte farlar seçin. Farı sürerken kaşlara kadar yayın ve şakaklara doğru uzatın.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Göz kalemi veya eyelinerı, kirpiklerin dış kenarına çekin. Ardından bolca rimel sürün. Böylece gözleriniz, miyop gözlüklerin arkasından dahi iri ve çekici görünür.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Hipermetrop gözlük takanlar </b></div><div style="margin: 0px;">Hipermetrop camlar, gözleri olduğundan büyük gösterir. Bu nedenle gözleri irileştiren makyajdan kaçının, hele bir de zaten büyük gözleriniz varsa. Eğer çok küçük gözleriniz varsa, bunu avantaja çevirebilirsiniz elbette...</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Kirpiklerinizi bolca rimelleyin ama göz kalemi veya eyeliner kullanmayın. Far sürecekseniz, pastel renkleri tercih edin. Böylece camların arkasından kocaman görünebilen gözlerin makul ölçüde olmasını sağlarsınız.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Lens kullananlar</b></div><div style="margin: 0px;">Lens kullananların dikkatli olmaları gerekir. Lensle birlikte toz şeklindeki farları kullanmak tehlikelidir. Çünkü toz tanecikleri lenslerin altına kaçıp, rahatsızlık verebilir. Kompakt pudra şeklindeki farları kullanın.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Ayrıca suya dayanıklı rimelleri tercih edin. Rimeli, lensleri takmadan önce sürün ve lensleri çıkarmadan göz makyajınızı asla temizlemeyin.</div><div style="margin: 0px;"></div>

Gözlük kullananlar için göz makyajı

Doğru makyaj tekniğiyle, camların arkasından da gayet çekici görünen gözlere sahip olabilirsiniz.Gözlük takıyorum diye dertlenmeyin, sizin çok daha fazla renklerle oynama şansınız var! Nasıl mı? Göz…

Devamı »

Hamilelikte cinsel yaşam tehlikeli mi?

<div style="margin: 0px;"><a href="http://im.haberturk.com/2010/10/09/559847_detay.jpg?1286636554" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="http://im.haberturk.com/2010/10/09/559847_detay.jpg?1286636554" width="389" /></a><b><span class="Apple-style-span" style="color: #cc0000;">Çoğu çift hamilelikte yapılan seksin tehlikeli olduğunu düşünüyor.</span></b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><i>Genel anlamda, hamilelikte seks dendiğinde çiftler, fetüsün sarsılması ve erken doğum riski korkusu yaşıyor. Yine de yapılan araştırmalar bu görüşün tersini savunuyor. Hatta seksin fetüsü koruyucu bir özelliği olabileceği ve anneyle çocuk için hiçbir tehlikesi olmadığı söyleniyor.</i></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Hamileliğin ilk üç ayında kadınlar genellikle seksten uzaklaşır. İkinci üç ayda seks güdüleri geri gelmeye başlar. Üçüncü üç ayda ise seks isteğinde tekrar düşüş görülür. İkinci üç aylık dönemde kadınlar daha kolay orgazm olabilirler ve seks onlar için bir rüyaya dönüşebilir. Hamileliğin sonlarında seks isteğinin azalmasının birden fazla sebebi olabilir. Örneğin, karnın büyümesinden dolayı hareket kapasitesi azalır. Ağrılar ve rahatsızlık çiftlerin yakınlaşmalarını önleyebilir. Ya da kadın, bebek ve doğum dışında başka bir şeye konsantre olamayabilir.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Hamilelik, cinsel ilişkiler açısından biraz dolambaçlıdır. Bazı kadınlar bütün libidolarını kaybeder, diğerleri ise tam bir nemfomana dönüşür. Erkek, eşine, onu hamilelik öncesindeki kadar arzuladığını hissettirmelidir. Erkek ona ihtiyacı olduğunu gösterirse, kadının arzusu artar.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Sakıncalı durumlar</b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">- İkiz veya daha fazla çocuk bekleniyorsa hamileliğin son 3 ayında seks yasaklanabilir.</div><div style="margin: 0px;">- Bir önceki doğumda erken doğum veya düşük olmuşsa, böyle bir tehlike yaşanmışsa ya da şu anda bu tehlikeler mevcutsa sorun olabilir.</div><div style="margin: 0px;">- Beklenmeyen bir kanama olduğunda doktora danışılmalıdır.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Hamilelik esnasında uygulanabilecek pozisyonlar</b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Misyoner:</b></div><div style="margin: 0px;">Kadın sırt üstü uzanır, erkek üste çıkar. Tabii ki, kadına ağırlık yapmamak için erkeğin elleriyle destek alması gerekir. Bu pozisyon hamileliğin beşinci ayına kadar uygundur. Daha sonra bebek ağırlaşacağı için uzun süre sırt üstü uzanmak zorlaşabilir.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Köpekleme: </b></div><div style="margin: 0px;">Eşler, yatak üzerinde arka arkaya diz çökerler. Kadın kollarını kırmadan yerden destek alır, erkek göğüs kısmından kadına sarılarak yardımcı olur. Bu pozisyonda erkek çok derinlere girmekten kaçınmalıdır.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Yüz yüze: </b></div><div style="margin: 0px;">Çift bir sandalye üzerinde birbirine sarılır. Kadın, erkeğin üzerine oturur. Böylece birleşmenin derinliği denetlenebilir. Bu pozisyon ilk altı ayda uygulanabilir.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Kaşık: </b></div><div style="margin: 0px;">Hamilelik ilerledikçe pozisyon sayısı da azalır. Bu pozisyonda erkek kadının arkasına uzanır, dizler hafifçe kırılır. Sol tarafın üstüne yatılmalıdır. Bu pozisyonda erkek kadına daha rahat sarılabilir, okşayabilir ve boynunu öpebilir.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>Kucakta: </b></div><div style="margin: 0px;">Erkek sırt üstü uzanır ve kadın üstüne çıkar. Kadın tamamen dik durmalıdır. Çok rahat bir pozisyondur çünkü kadın kendi hareketlerini kontrol edebilir.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><i>Mother&Baby- Zeynep Erel</i></div><div style="margin: 0px;"></div>

Hamilelikte cinsel yaşam tehlikeli mi?

Çoğu çift hamilelikte yapılan seksin tehlikeli olduğunu düşünüyor.Genel anlamda, hamilelikte seks dendiğinde çiftler, fetüsün sarsılması ve erken doğum riski korkusu yaşıyor. Yine de yapılan araştı…

Devamı »

İşte çocukları doktora götürmeniz için 7 neden...

<div style="margin: 0px;"><a href="http://im.haberturk.com/2010/09/29/556399_detay.jpg?1285743199" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="http://im.haberturk.com/2010/09/29/556399_detay.jpg?1285743199" width="389" /></a><b><span class="Apple-style-span" style="color: #cc0000;">Çocuğu her hapşırıkta doktora götürmeyin</span></b></div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;">Çocukları doktora götürmek, doktora danışmak çok önemli. Ancak evham yapıp her hapşırıkta da doktora gitmenize gerek yok.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>1- Bebeğinizde kırmızı-mor isilik varsa: </b></div><div style="margin: 0px;">Bu menenjit belirtisi olabilir ve çocuğunuzu acil olarak doktora götürmeniz gerekir.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>2- Kendini kaybetmiş gibi görünüyorsa: </b></div><div style="margin: 0px;">Havale ya da yüksek ateşli bir hastalık süresince çocuklar şuurlarını kaybeder, gerginleşir, ardından birkaç dakika titrer. Eğer çocuğunuz bu belirtileri gösteriyorsa doğruca hastaneye gidin.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>3- Başını çarptıysa: </b></div><div style="margin: 0px;">Çocuğunuz düştükten sonra sersemlediyse, kustuysa, başından şikâyet ediyorsa ve 10 dakika geçmesine rağmen kendini iyi hissetmiyorsa mutlaka doktora gidin.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>4- Çok hırıltı varsa: </b></div><div style="margin: 0px;">Bebeklerdeki hırıltı soğuk algınlığıyla birlikte gelişen bronşitin belirtisidir. Bu durumda bebeğinizi evde tedavi edebilirsiniz. Ancak nefes almakta zorluk yaşıyorsa, rengi soluksa ve pelte gibi halsizse doktora başvurun.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>5- Yenidoğanın ateşi varsa: </b></div><div style="margin: 0px;">Bebeğiniz 3 aylıktan küçükse, ateşi 38 derece ya da daha yüksekse bir uzmanın kontrolünden geçmesi gerekir.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>6- Kusuyorsa: </b></div><div style="margin: 0px;">Eğer çocuğunuz 2 aylıktan küçükse ve çok fışkırırcasına kusuyorsa bu mide ile ince bağırsak arasında bir daralmanın işareti olabilir. Bu da yiyeceklerin bağırsaklara geçişini engelliyordur.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><b>7- Topallıyormuş gibi yürüyorsa: </b></div><div style="margin: 0px;">Eğer bebeğiniz dolaşırken ya da yürürken aniden bacağına inen bir ağırlık nedeniyle duruyorsa mutlaka doktora götürmelisiniz.</div><div style="margin: 0px;"><br /></div><div style="margin: 0px;"><i>Mother&Baby</i></div><div></div>

İşte çocukları doktora götürmeniz için 7 neden...

Çocuğu her hapşırıkta doktora götürmeyinÇocukları doktora götürmek, doktora danışmak çok önemli. Ancak evham yapıp her hapşırıkta da doktora gitmenize gerek yok.1- Bebeğinizde kırmızı-mor isilik var…

Devamı »