Her kadın hayatında değer verdiği ve değer gördüğü, ruhunun ruhuna dokunduğu bir erkek ister!
Önce hayatı sonra yatağını paylaşacağı, şefkati, sevgiyi, güveni, sadakati, huzuru ve bunun meyvesi mutluluğu yaşayacağı bir erkeği öyle değil mi? Peki bunları isterken ya da beklerken hayatımıza giren karşı cinse beklentilerimiz ve içimizdeki gerçek bizle ilgili ne kadar sinyal gönderebiliyoruz. Daha açık konuşmak gerekirse kendimizi gerçekten iyi ifade edebiliyor muyuz? Duruşumuzla, konuşmalarımızla ve hareketlerimizle!
Aslında ilişkilerin öyle 'top on' kurallarıyla sınırlandırılmasına karşıyım. Fakat sonuçta bilimsel olarak kanıtlanmış ve yaradılıştan gelen (fıtratla) ve desteklenmiş bazı genellemeleri de herkes kabul eder. Erkekler ve kadınlarla ilgili gerek aynı pencereden ve gerekse karşı pencerelerden kesinleşmiş yargı ya da kurallarımız vardır değil mi? Dilerseniz bunlardan birkaçını paylaşalım.
Şimdi efendim, günümüz erkekleri evlenilecek kızlarda artık şu özellikleri arıyorlarmış:
Günümüz erkekleri bağımlı kadınlar istemiyorlar hayatlarında arkadaşlar. Nasıl mı? Kendinize ait özel bir hayatınız olmalı, arkadaşlarınız, akşam yürüyüşleriniz kendinize ait, yemekleriniz, seyahatleriniz ve ille de işiniz olmalı! Ayakları yere basan ve her daim erkeğin gölgesine ihtiyaç duymayan özgüvenli hatunlar artık makbul dostlar! Kural 1.
Erkekler genel anlamda romantizm özürlüdürler. Ya da bunu yalnızca kadını elde edinceye kadar kullandıkları etkili, vurucu bir av malzemesi olarak görürler. İlişkinin devamı ve taze kalması için vazgeçilmez ise de bunu ilişkinin sürekliğin de kadından beklenmeye başlanır. Yani plan yapmak zorunda kalmaktan sıkılırlar. Bunu “ilk adımı erkeğin atması lazım, o benden bekler” falan diye düşünmüyorlar artık! İstedikleri kadınının plan yapması, organizasyonda iş bitiriciliği artık etkileyici bir unsur! Pahalı hediyeler alıyorsa değer veriyor, sık arıyorsa önemsiyor diye takıntılarımızı artık rafa kaldırmalıyız! Erkekler hayatı teferruatta aramıyorlar arkadaşlar, onlar daha basit algılıyorlar hayatı ve yorulmak istemiyorlar!
Cinsellik, kullanılması bilinirse en büyük silah! Fakat yanlış kullanımlarda ise kendimize en büyük tehlike! Dikkat! Erkekler ulu orta kendisini öpen, sarılan ve hatta tahrik eden kadınlardan hoşlanmıyorlar ve bu tip kadınları evlenilecek ciddi ilişkilere girecek sınıfta görmüyorlar. İlişkinin başında anlamlı bakışlar, küçük dokunuşlar hoş karşılansa da ilerleyen zamanlarda cinsel beklentileri olan bir kadın pozisyonu makbul değil!
Sağlıklı bir cinsel yaşam ilişkinin veya evliliğin temelidir. Cinsel ilişki ile kadınlarda OKSİTOSİN HORMONU salgılanır. Bu hormon ile kadın eşine karşı daha içten, şefkatli, sıcak olmasını sağlar. Bu hormonun kontrolsüzlüğü yatak odasından çıkmayan çift olmaya doğru götürürse, işte o zaman tehlike kapımızdadır. Her şeyin fazlası zararrrrr! Hele de bir ilişkiden çıkmışsanız, en bir ay sonra yeni bir ilişkiye girin derim! Sonuçta bu hormona ihtiyacınız var, yeni ilişkide tanıyacağınız erkek bunu hissetmek isteyecektir!. Yarın bu altın kuralların devamı ile sizlerle olacağım. Hayallerinizin ve umutlarınızın aydınlattığı yolunuz hep açık olsun dostlarım.
* Dilek YAKA
© Copyright, Sağlık TV özel haberidir, izinsiz kullanılamaz.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder