Adem ve Havva'nın çıplak bedenlerini süslemek istedikleri Cennet bahçesinden, Paris ve Milano'nun podyumlarına, kadınlar ve erkekler çok eskilerden beri nasıl göründüklerinin hep bilincinde olmuşlardır. 

Günümüzde giyim, benlik ve kişiliğin dışavurumu, bireysellik ve kimliğin uzantısı haline gelmiştir. Ve tarihin bir yerlerinde insan, üzerine kuşandığı giysileri yumuşatmak gibi bir gereksinime yanıt verme çabasıyla ütünün ilk temellerini atmıştır.

Ütünün ya da presin ilk izleri, ilkel insanın yeryüzüne adım attığı çağa uzanıyor. Ancak teknoloji, aşama aşama, zamanın çehresini değiştirdi. Eski iskandinav kadınların mezarlarında, kumaşları düzeltme aracı olarak cam toplar ve biçimlendirilmiş taşlar bulunmuştur. Çinlilere ait eski kayıtlar ise, onların bu iş için seçtigi aracın evde yanan kömürle ısıtılan ve tahta ya da fildişi bir sapla bastırılan pirinç ya da bronz bir tava olduğunu gösteriyor.

Geleneksel pres yaklaşımından ütülemeye ilk geçiş i.Ö. 4. yüzyıl kadar erken bir tarihteYunanlıların kıvrımlı ütüyü icat etmesiyle gerçekleşti. Ocak karıştırma demirine benzeyen ve ısıtılarak kullanılan bu araç daha sonra, karmaşık yüzey ve kıvrımlardaki kırışıklıkları gidermek için kullanılınca, 16. yüzyıl boyunca,  Avrupa'da moda oldu. Ancak Avrupalılar, ısıtılan tavaya benzer bir yaklaşımı, 13. yüzyılda, kendilerine ait kömürlü sıcak kutu biçiminde ortaya koydular. Bu kez kutu, ateşi yanık tutmak için kullanılan bir baca ya da yanma desteği dışında bütünüyle kapatılmıştı. Ne yazık ki bu kutuların oksijen deliğinden kurum dökülmesi gibi bir kusurları vardı ki bu da temiz çamaşırları ütüleme amacını bozguna uğratıyordu.

Orijinali "iron" olan "ütü" sözcüğünün, kökeninde yer alan anlamın belirginlik kazanması fazla zaman almadı. Demir parçasından yapılan ve harici olarak ısıtılabilen bir presleme aracı icat edildi. isteğe bağlı bir araç olan bu ilk ütü neyse ki zamanla değişim ve gelişim gösterdi. icat edilen ilk ütü, tahmin edebileceğiniz gibi, son derece ağırdı ve kumaşı düzelten güç ağırlık ve sıcaklığın birleşiminden oluşuyordu. Zamanla ütünün sapı tahtadan yapılmaya, parmakları korumak için ısı deflektörleri kullanılmaya ve ısı transferini en aza indirmek için çıkarılabilir saplar üretilmeye başladı.  Ancak büyük devrim 17 yaşındaki Mary Webber ütüyü sarmak için plasterler kullanarak hem ısı sağlamayı hem de parmakları ve tahta sapı korumayı başarınca gerçekleşti.

Çok geçmeden kömür gazı (doğal gaz), beyaz gaz (bir tür benzin) ve alkolle işlev gören, kendi kendine ısınan ütüler icat edildi. Ve son olarak da elektrikli buharsız ütüyü buharlı ütü izledi.

Günümüzde ütü, yıkama ve temizleme işlemlerinde, kendine ait önemli yeri korumaktadır. Zaman içinde, teknolojinin getirdiği kolaylıklarla, ütüleme işleminin zorlukları giderilmiştir. Bunun sonucu ise daha zarif kumaşları kullanabilme olanağı ve çok daha canlı bir görünüm olmuştur. Diğer bir deyişle, düzgün kişiliğin gerçek bir yansıması...

0 yorum:

Yorum Gönder

 
Top