Karbonhidrat ve proteini ayırmayı temel alan diyetler sağlıklı zayıflamayı sağlar mı?
Uzman Diyetisyen Simge Çıtak, moda diyet efsaneleriyle ilgili gerçekleri açıklıyor...
“Mucize” diye lanse edilen diyetlerin başında karbonhidrat ve protein içeren besinleri ayırmak geliyor. Peki, bu mümkün mü? Karbonhidratlarla proteinler yiyeceğin içinde zaten ayrılamazken yemek olarak ayrılması düşünülebilir mi?
Karbonhidratlar, proteinler, yağlar, vitaminler, mineraller ve su, doğada bulunan besin öğeleridir. “Makro besin öğeleri” dediğimiz ve enerji veren 3 temel besin öğesi ise karbonhidrat, protein ve yağdır.
Bu besin öğelerini farklı türde ve miktarda içeren yiyecekler bulunur. Bunları birbirinden ayırmak mümkün değil, çünkü süt veya yoğurt tükettiğinizde aynı anda protein ve karbonhidrat alırsınız. Tahıl grubu yediğinizde, karbonhidratla birlikte bitkisel protein alırsınız. Yani doğada zaten bunlar birleşik olarak yer alır. Bizim ayırmamız mümkün değildir.
Proteinlere gelecek olursak vücudun büyüme ve gelişmesinde, dokuların tamirinde ve birçok hücrenin görevini yerine getirmesinde proteinlerin önemli rolü vardır diyebiliriz. Vücudun karbonhidrat ve yağlardan protein sentezlemesi mümkün olmadığından proteinlerin besinlerle dışarıdan alınması zorunludur. Bütün hayvansal ve bitkisel besinler protein içerir, ancak miktar ve kalite bakımından birbirinden farklı proteinler olduğunun da altını çizmek gerekir.
Protein, et, tavuk, balık, süt, yumurta gibi hayvansal kaynaklı gıdalarda olabildiği gibi kuru baklagiller, ekmek, bulgur gibi bitkisel kaynaklı gıdalarda da vardır. Bitkilerden sağlanan proteinde bazı elzem amino asitlerin az bulunması ve sindirilme oranlarının düşüklüğü bu proteinlerin vücutta kullanılma oranlarını düşürür.
Vücutta enerji kaynağı olarak da kullanılan proteinin 1 gramı, 4 kalori verir. Günlük alınan enerjinin yüzde 12-15'i proteinlerden karşılanmalıdır. Kilogram başına günlük 0,8-1 gram protein alımı ise gereksinimi karşılamaya yeterlidir.
Fazla protein tüketilirse ne olur?
Proteini yüksek besinleri fazla tüketmek veya fazla protein almak, kemik erimesine, kanda ürik asit seviyesinin artmasına, sonunda da gut adı verilen eklemlerde şişlik ve ağrıyla kendine gösteren hastalığa neden olabilir. Ayrıca yüksek proteinli bir diyette fazla posa alınmadığı için kabızlığa neden olabilir.
Moda diyet efsaneleriyle ilgili gerçekler
Lahana çorbası diyeti
Bol miktarda lahananın çorba haline getirilip gün boyu tüketilmesi esasına dayanır veya lahana suyu kullanılır. Çok posalı bir sebze olan lahana, bol miktarda tüketildiğinde kısa süreliğine tokluk hissini yaratır ve bağırsak çalışmasını da artırdığı için kişi kendisini kilo vermiş hisseder. Halbuki vücutta sadece su kaybına neden olur. Ayrıca kişi dengesiz ve yetersiz beslendiği için bazı hastalıklara zemin hazırlar.
Beverly Hills diyeti
Bu diyette sadece meyveler yer alır. Karbonhidrat içeriği yüksek, protein ve yağ içeriği düşüktür. Bazı kan değerlerinin bozulmasına, özellikle kan yağlarının yükselmesine sebep olabilir. Diyabetik kişilerde kan şekerinin yükselmesine yol açabilir.
Yüksek protein diyeti
Et ürünlerinin sınırsızca tüketilip ekmek, meyve, tahıllar gibi karbonhidrat kaynaklarının yenmemesi esasına dayanır. Karbonhidratların kesilmesi kısa sürede hızlı kilo kaybı sağlayabilir ancak kısa sürede verilen kiloların yağ kaybı sayılmayacağı unutulmamalıdır. Ayrıca et ürünlerinin aşırı tüketilmesi sonucu kolesterol yükselir, böbreklere aşırı yük biner. Tahılların kesilmesine bağlı olarak da bazı vitaminlerde eksiklik olabilir.
Düşük enerjili diyetler
Bu tip diyetlere ketojenik diyetler adı verilir. Karbonhidrat miktarı çok kısıtlanmıştır. Protein ve yağ miktarı ise yüksektir. Karbonhidrat miktarı aşırı kısıtlandığında kanda keton cisimciklerinin artmasına yani ketozise neden olurlar. Keton cisimciklerinin artması durumunda da hastalık tablosu ortaya çıkar. Genellikle 200-800 kalori arasında enerji içerirler. Vücudun sıvı ve elektrolit dengesi bozulur, kemik erime riski artabilir, kanda ürik asit, yağ ve kolesterol yükselebilir. Ayrıca baş ağrısı, sinirlilik, konsantrasyon eksikliğine, yorgunluk, kusma, ishal ile vücudun tüm dengesini bozabilirler.
Pritikin diyeti
Az yağlı ve yüksek posalı bir diyettir. Karbonhidrat ve bitkisel protein içeriği yüksektir. Kalsiyum ve B12 vitamin yetersizliğine neden olur. Hayvansal besinler yer almamıştır.
Kaynak: pudra
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder